CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

100 Belgede Ermeni Meselesi

5. Bölümün Tüm sayfaları ve Bu bölümün dipnotları

Mehmet Perinçek

BELGE 71

Ermenistan Komünist Partisi (Bolşevik) Merkez Komitesi’nin Talimatı

“ERMENİ ASKERLERİ İLERLEMEKTE OLAN TÜRK ASKERLERİNE ATEŞ ETMEMELERİ VE MEVZİLERİNİ TERK ETMELERİ KONUSUNDA İKNA EDİN”

20 Eylül 1920 tarihinde Bakû’de basılmıştır Ermenistan komünistleri (Bolşevik) Merkez Komitesi hem cephe gerisindeki hem de cephedeki bütün parti örgütlerine ve hepsinden önce Kars Garnizonu’na gönderilen bütün Bolşeviklere ayrı ayrı askerler ve gruplar arasında eğer mümkünse bildiriler aracılığıyla savaşa karşı esas dikkati şu noktalara çeken geniş bir propaganda yürütülmesini emreder:

1. Bugünkü Türkiye, artık geçmişteki sultan Türkiyesi değildir ve Ermenistan’a karşı saldırgan amaçlar gütmemektedir.

2. Kemalist Türkiye, Sovyet Rusya’nın müttefikidir ve İngiltere, Fransa, Yunanistan gibi emperyalist devletlere karşı özgürlüğü için savaşmaktadır.

3. Cumhuriyet Ermenistanı’nın [i] Türkiye’ye karşı zaferi, emperyalizmin Yakın Doğu’da güçlenmesi anlamına gelecektir ve Transkafkasya’da devrimin zaferini tehlikeye sokacaktır; Cumhuriyet Ermenistanı’nın yenilmesi ise tam tersine bütün Transkafkasya’nın ve ayrıca bütün Doğu’nun sovyetleştirilmesini hızlandıracaktır.

4. Ermeni Bolşevik-komünistlerinin görevi, Ermenistan’ın sovyetleştirilmesi için Cumhuriyet Ermenistanı’nın yenilgisini hızlandırmak olmalıdır. Bu amaç için şunların yapılması gereklidir:

1. Bütün araçlarla bugünkü Ermeni ordusunu bölmek;

a. askeri firarları sağlamak ve her şekilde seferberliği engellemek;

b. cephedeki askerleri ilerlemekte olan Türk askerlerine ateş etmemeleri, mevzilerini terk etmeleri ve eve dönmeleri konusunda ikna etmek;

c. subayların emirlerine itaat etmemek ve gerekli durumlarda onları imha etmek. 2. Bunlarla birlikte Cumhuriyet Ermenistanı askerlerine muzaffer Türk askerlerinin, bu devrimci askerlerin, asla yenilmiş bir ülkeye karşı tecavüzkâr bir girişimde bulunmayacaklarını ve sivil halka zarar vermeyeceklerini, aynı zamanda emekçi Ermeni halkına emperyalist yardakçısı Taşnakların hükümdarlığından kurtulması için yardım edeceğini kavratmak.

3. Ermenistan’ın Taşnakların efendiliğinden kurtularak Sovyet Rusya’yla hızlı bir şekilde ilişkilerini düzelteceğini ve sonsuza dek savaşa, yıkıcı açlığa ve süregelen çatışmalara son vereceğini, ülkenin Rus ekmeğiyle dolup taşacağını ve büyük devrimci davada yer alacağını tekrar ve tekrar anlatmak. Not. Kapalı toplantılarda okunacak ve okunduktan sonra hemen yakılacaktır. Ermenistan Komünist Partisi (Bolşevik) Merkez Komitesi üyeleri Sarkis Kasyan, Askanaz Mravyan, Avis Nuricanyan, Şavarş Amirhanyan, İsaak Dovlatyan, Aşot Ovanesyan. (Y. K. Sarkisyan, “Za Kulisami (Kak Rojdalsya Moskovski Dogovor 1921 g.)”, Literaturnaya Armeniya, 1991, No.1, s.73 vd.)

BELGE 72

Türk Ordularının Sarıkamış’ı Almasının Arifesinde Taşnak Hükümeti Dışişleri Bakanı’nın Tiflis’teki Temsilcisine Gönderdiği Telgraf [ii]
“YUNANLILARIN BİR SALDIRIYA GEÇEREK TÜRK HAREKETİNİ GÜÇSÜZ DÜŞÜRMELERİNİN OLANAKLI OLUP OLMADIĞINI ÖĞRENİN”

Türk orduları, büyük bir güçle Kars bölgesini almak amacıyla ordularımıza saldırı başlattı ve iki gün içerisinde Sarıkamış’ı bırakmak zorunda kalabiliriz. Durum çok ağır. Bir an önce Luck ve Corbeille’e [iii] başvurarak, Türk birliklerinin ilerlediği konusunda hükümetlerine telgraf çekmelerini ve gerekli tüm önlemlerin alınmasını istemelerini sağlamak mutlaka zorunlu (...) Yunan temsilcisinden de, hükümetine hemen bir telgraf çekerek her şeyi bildirmesini ve Yunan birliklerinin bir saldırıya geçerek Türk hareketini güçsüz düşürmelerinin olanaklı olup olmadığını öğrenmesini isteyin. (D. S. Zavriyev, K Noveyşey İstorii Severo-Vostoçnıh Vilayetov Turtsii, Tibilisi, 1947, s.85)

BELGE 73

Orconikidze’nin Lenin ve Çiçerin’e Telgrafı ve Telgrafın Üzerine Lenin, Stalin ve Çiçerin’in El Yazılarıyla Düştükleri Not

“TÜRKLERİN İLERLEMESİ BİZİM LEHİMİZEDİR”

5/X-20 Yoldaş Stalin! İnceleyin ve telefonla konuşun. Lenin Yoldaş Lenin ve yoldaş Çiçerin’e. Yoldaş Mdivani dün İran’dan döndü. Oranın durumu: Köylüler sessizdir, tacirler, ruhaniler ve diğerleri İngilizlerle tek yumruk olup, Bolşeviklere karşı birleşmiş durumdadır. Bize karşı yürütülen tüm çalışmaları İngilizler yönlendiriyor, Farslara teknoloji ve para aktararak kendileri arka planda kalmakta ve gayet popüler olan bir sloganı desteklemektedirler: “Ne Ruslar, ne de İngilizler”. Azerbaycan birlikleri ile takviye edilmiş birlikler, Reşt’in alınması için sevk edilecektir. Tebriz’de şah yandaşları darbe yaptılar. Darbe öncesinde milli demokratların hükümeti vardı. Türklerin Ermenistan’a saldırıları devam ediyor. Çatışmalar, Kars’ın 10 verst batısında ve 25 verst güneyinde sürdürülmektedir. Erivan istikametinde, Iğdır’ın 6 verst güneyinde Arhaci’ye yönelik saldırılar devam etmektedir. Ermenistan’da 30 yaşa kadar erkeklere seferberlik ilan edilmiştir. Gürcistan hükümetinin müsaadesi alınarak Gürcistan’da yaşayan Ermeniler arasında 18-35 yaşında olanlar için seferberlik ilan edilmiştir. İstanbul’dan gelen haberlere göre, Trabzon’a çıkarma hazırlıkları yapılmaktadır. Legaş talimat bekliyor. Azerbaycan karşı devrimcileri ve dağlılar Enver Paşa’ya büyük umutlar beslemektedir. Her ne olursa olsun onun buralara gelişine müsaade edilmemelidir. Genellikle Türk paşalar ile mümkün olduğu kadar uzak mesafeli bir dostluk kurmalıyız. Onlar buralarda karşı devrimciliğin örgütleyici merkezi olarak çalışıyorlar. Türkiye Dışişleri Bakanı Bekir Sami Dağlı Cumhuriyeti’nin kurulması yönünde propaganda yapıyordu, başarısız da değildi; bu nedenle onu apar topar Moskova’ya göndermek gerekti; bu amaçla Dağıstanlılara teslim ettim. Türk saldırılarının devam etmesi durumunda Kafkasya’da siyasi durum son derece karışacaktır. Bence Türkler Kars’ı alırlarsa... biz Türkler ile Ermeniler arasında katliamı önlemek sloganı ile... kuşkusuz geniş çapta olacaktır. Biz Ermenistan’ın tümünü ele geçirmek ve Türklerin ilerlemesini engellemek için birliklerimize müsaade edilmesini Ermenistan hükümetine önermeliyiz. Bu konularla ilgili yeni talimatlarınızı rica ederim. Orconikidze Ermenistan’ın içerilerine doğru ilerlememeleri, keza Batum’a saldırmamaları konusunda Türkleri kararlı bir şekilde uyarmaya çalışınız, zira bu durum İtilaf Devletleri’nin müdahalesine sebep olabilir. Onların sizce bilinmekte olan çizgi ötesine geçmemeleri kararlaştırılmıştı. Eğer girerlerse, bu tüm anlaşmaların ihlali anlamına gelmektedir. Çiçerin Çiçerin’in cevabını uygun bulmuyorum. Bence Türklerin ilerlemesi bizim lehimizedir. Yoldaş Orconikidze’nin telaşını dayanaksız buluyorum. Stalin (RGASPİ fond 2, liste 1, dosya 24461, yaprak 1)

BELGE 74

Stalin’in Çiçerin’e Bakû’den Telgrafı

“TÜRKLERİN ERMENİLERE SALDIRILARININ BOYUTLARIYLA İLGİLİ SÖYLENTİLER, İTİLAF AJANLARI TARAFINDAN ABARTILMAKTADIR”

No. 3680 3/XI.1920 Bakû Moskova Çiçerin’e. (…) Uyarıyorum, ilk olarak, Türklerin Ermenilere saldırılarının boyutlarıyla ilgili söylentiler, İtilaf Devletleri ajanları tarafından kasıtlı olarak abartılmaktadır. Niye söylentilere kulak asıyorsunuz; sakin davranın. (…) 3 Kasım 1920. Stalin. (RGASPİ fond 558, liste 1, dosya 1985, yaprak 4


BELGE 75

Bir Taşnak Komutanının Genel Karargâha Gönderdiği 14 Kasım 1920 Tarihli Rapordan [vi]
ERMENİ KÖYLÜLERİ TÜRK ORDUSUNU NASIL KARŞILADI?

Gümrü bölgesi Ermenileri Taşnak subayını düşmanca karşılamış ve hatta birkaç defa Türklere teslim etmeye kalkmışlar. Birçok köyde halk tepkili ve askeriyeyi düşman olarak görüyor. İlhiab ve Kapanak köylerinde kızıl bayraklar çekilmiş. (…) Subayım, M. Kapanak köyünde Selçan Ermenilerinden oluşan atlıların eşliğinde Türk süvari devriyesiyle karşılaşmış. Türkler, ekmek ve tuzla karşılanmış. Köylerde kadınlar kazanlarda yemekler hazırlamışlar. Subayım, yemeği kimin için hazırladıklarını sorduğunda şöyle cevap vermişler: “Tabii ki Türkler için, sizin için değil.” (Ermenistan SSC Merkez Devlet Arşivi fond 68/200, dosya 867, yaprak 278’den aktaran: A. M. Elçibekyan, Velikaya Oktyabrskaya Sotsialistiçeskaya Revolyutsiya İ Pobeda Sovyetskoy Vlasti V Armenii, İzdatestvo AN Armyanskoy SSR, Yerevan, 1957, s.209)


BELGE 76

Türk Ordusunun Harekâtıyla İlgili Ermeni Gümrü Bolşeviklerinin Yayın Organı Komünist Gazetesinde Çıkan Makaleden

“KEMALİSTLERİN TAŞNAKLARA KARŞI SAVAŞI, ERMENİLERİN ÖNÜNDE YENİ BİR ÇIĞIR AÇMAKTADIR”

(…) Kemalist hareketin bugün Taşnaksutyun’a karşı savaşının uluslararası karakteri şüphesiz bir iç savaş karakteri de taşımaktadır ve ezilen Ermeni kitlelerinin önünde yeni bir çığır açmaktadır. (…) (Kommunist (Aleksadropol), No. 1, 21 Kasım 1920’den aktaran: A. M. Elçibekyan, Velikaya Oktyabrskaya Sotsialistiçeskaya Revolyutsiya İ Pobeda Sovyetskoy Vlasti V Armenii, İzdatestvo AN Armyanskoy SSR, Yerevan, 1957, s.208)


BELGE 77

G. K. Orconikidze’nin İ. V. Stalin’e 22 Kasım 1920 Tarihli Telgrafı

“TÜRKLERİN İŞGAL ETTİKLERİ BÖLGELERDE KIRIM YOK”

Stalin’e. Radyonun sabahtan önce alınma imkânı yok. Bu durum, Moskova-Taşkent çalışmasını zorlaştırıyor. Kasyan [v], Bekzadyan [vi] , Nuricanyan’ın sözleriyle şunları bildiriyorum: Türklerin Gümrü’ye taarruzuyla Taşnaklar şehri terk etti, şehirde kalan yoldaşlarımız tutuklu yoldaşlarımızı hapisten çıkardı ve Devrim Komitesi’ni kurdular, çağrıda bulundular. Sepuh’un (Taşnak) birliği, bunu öğrendikten sonra geri döndü ve Gümrü’yü tekrar aldı. Askeri bir gücü olmayan Devrim Komitesi, kızıl bayraklarla 20 verst uzaklıktaki Kemalistleri karşılamaya gitti. Ordu neredeyse yok. Taşnaklar, Bolşevik-Kemalist ittifakı üzerine kendi yaptıkları propagandanın Bolşeviklerin müttefiki olarak Kemal’e karşı savaşmama eğilimini güçlendirdiğini itiraf ediyorlar. (…) Türklerin işgal ettikleri bölgelerde kırım yok. (…) 22/XI [vii] (RGASPİ fond 85, liste 14, dosya 30, yaprak 2-3)


BELGE 78

Ermenistan Devrim Komitesi’nin 1920 Yılının Aralık Ayında Yayınladığı Bildiriden

“SEVR ANTLAŞMASI’NDAN DOLAYI TÜRKİYE İLE KARŞIT KONUMDAYDIK AMA ŞİMDİ DOSTLUK ELİMİZİ UZATIYORUZ”

Ermenistan Devrim Komitesi Türkiye emekçi sınıfına sonuna kadar güveniyor ve sempati duyuyor. Halk, İtilaf Devletleri’nden kurtulmak gerektiğini anladı ve devrimci Doğu’da önemli bir role sahip olmak eğilimindedir. Türkiye’nin emperyalizmin boyunduruğundan kurtulacağına inanıyoruz. Sevr Antlaşması’ndan dolayı Türkiye ile karşıt konumdaydık ama şimdi dostluk elimizi uzatıyoruz. Ortak düşmanımızı [viii] nasıl yendiysek, aynı şekilde onlara [ix] karşı da savaşalım. Yapacağımız barış antlaşması sayesinde Sovyet Ermenistanı ile emekçi Türkiye arasında kardeşçe dayanışma olacağına inanıyoruz; emekçi Türkiye ile Sovyet Ermenistanı birbirlerinin bağımsızlıklarına saygılı olacaklar. (Dekretneri Yev Ramenneri Jogovtsu, 1, Petratarakutyun, 1921, s.4’ten aktaran: Aşot Ayrapetyan, , “Kak Turki İ Bolşeviki V 1920 Godu Raspravilis S Armeniyey”, Pro Armenia, 1992, No. 6, s.40)


BELGE 79

Mdivani’nin Stalin ve Orconikidze’ye 3 Aralık 1920 Tarihli Telgrafı

“TÜRK ORDUSUNDAN HER HANGİ BİR DÜŞMANCA HAREKET BEKLEMEK KESİNLİKLE YERSİZDİR”

Erivan, tarihsiz ve numarasız; acil Bakû, Orconikidze’ye Mdivani’den aldığımız telgrafı sunuyorum. Erivan, Rus Misyonu, Legran’a; kopyası Bakû- Orconikidze’ye, Moskova- Stalin’e. 3.12.1920, Aleksandropol. 16/145 sayılı telgrafınıza cevaptır. Türklerin Ermenistan’daki Sovyet ihtilaline yaklaşımı olumludur, ama Ermeni komünistlere kesinlikle güvenmiyorlar; bu güvensizlik onların kendi açıklamasına göre daha iki yıl, Ermeniler Taşnak geleneklerini unuttuklarını kanıtlayıncaya kadar devam edecektir. Ermenilere karşı güvensizliğinin bir sonucu olarak, Nahcıvan meselesinde ısrarlıdırlar; onların fikrince burasını Ermenilere vermek olmaz. Hatisov dün barış anlaşması imzaladı ama Karabekir, ihtilalden dolayı, şimdi yeni anlaşmalar yapılabileceğini de kabul etmektedir; yani bu konularda son söz artık (kendilerinin tam bir güvenle yaklaştıkları) Moskova’nın olacaktır. Karabekir, Sovyet Rusya ile, askeri işbirliğine kadar uzanan, çok sıkı ilişkiler kurma isteğini dile getirmektedir; bu (askeri) işbirliğini en önemli ve başlıca amaç olarak göstermektedir. Kendileri anlaşma komisyonuna ünlü ve popüler yoldaşların alınması gerektiğini ifade ettiler; onun fikrince bu husus Türk halkının gözünde büyük önem taşıyacaktır. Hatisov’un delegasyonu bugün Erivan’a gelecek; kendisinin imzalamış olduğu anlaşma metnini bugün alacak ve size göndereceğim. Ateşkes süresi hiç kuşkusuz uzatılacaktır. Türk ordusunun Ermenistan’dan çekilme süresi, askeri malzemelerin taşınmasına bağlantılı olarak bir süre kadar uzayacaktır. Onlar tarafından her hangi bir düşmanca hareket beklemek kesinlikle yersizdir; ayrıca onların burada bulunan üç tümeninden, Karabekir’in açıklamasına göre, geriye yalnız bir karma tümen kalmış, diğerleri Gürcistan sınırına sevk edilmiştir. Birliklerin Batı cephesine sevk edilmesi konusunda Karabekir diyor ki, şimdi kış mevsimi olmasından dolayı bu mümkün değildir. Gürcistan sınırında birliklerin varlığını, Gürcistan’la çıkabilecek anlaşmazlıklara bağlamaktadır. Geçtiğimiz günlerde Gürcistan hükümeti Ankara hükümetine başvurarak barış anlaşması önermiştir, Ankara’dan henüz bir cevap yoktur. No.59/151. MDİVANİ (RGASPİ fond 85, liste 14, dosya 50, yaprak 1a ve arkası)

BELGE 80

Taşnakların Son Başbakanı Vratsyan’ın Yayın Organları Araç’ın 3 Aralık 1920 Tarihli Sayısında Yayımlanan Makalesinden

“İTİLAF DEVLETLERİ’NİN ÇIKARLARI İÇİN ERMENİSTAN’I KOMŞULARIMIZLA BİTMEYEN SAVAŞLARIN ARENASINA ÇEVİRDİK”

(…) Bugüne kadar Ermenistan, İtilaf Devletleri’nin, özellikle de İngiliz politikasının etkisi altındaydı. Onların etki alanından çıktığımız bugün şunu söylemek zorundayız ki, İtilaf Devletleri’yle işbirliği bize oldukça zarar vermiştir. Öyle ki İtilaf Devletleri’nin çıkarları için Ermenistan’ı komşularımızla bitmeyen savaşların arenasına çevirdik. (…) (RGASPİ fond 80, liste 4, dosya 83, yaprak 136)


BELGE 81

G. K. Orconikidze’nin İ. V. Stalin’e, V. İ. Lenin’e, G. V. Çiçerin’e Tel Hattı Üzerinden Doğrudan Gönderdiği Raporu

“BÜTÜN ERMENİ KOMÜNİSTLERİNİ MOSKOVA’DAN KOVMAK LAZIM”

4 Aralık 1920 Moskova Kremlin. Merhaba Nadya [x] . Lütfen, hemen aşağıdakileri Stalin, İliç [xi] ve Çiçerin’e ilet. Ermenistan’daki gelişmeler herhangi bir zorluk olmadan ilerliyor. Ermenistan Devrim Komitesi, bugün Erivan’da olmalı. Erivan halkı, Sovyet iktidarının ilanını [xii] büyük bir coşkuyla karşıladı. Ordunun tamamı ihtilali tanıdı. Legran [xiii] , Dro ve Terteryan’ın Devrim Komitesi’ne girmesi konusunda ısrar ediyor. Türkler, Ermeni komünistlerine büyük bir güvensizlikle yaklaşıyor. Dro ve Terteryan’ın Devrim Komitesi’ne girmesi meselesi, Kasyan’ın Erivan’a gelişiyle karara bağlanacak. Malum karardan vazgeçmek mümkün. [xiv] Karakilise’yi aldık. Ayın 2’sinde Hatisov, Türklerle barış antlaşması imzaladı, kopyasını şimdi gönderiyorum. [xv] (…) Bütün Ermeni komünistlerini Moskova’dan kovmak lazım. Hemen Ter-Gabrielyan’ı gönderin. Tiflis basını İstanbul’la Ankara arasındaki görüşmelerin kesildiğine yoğunlaşmış durumda. Ankara’daki Komünist Partisi’nin yasallaştırılması söz konusu. Orconikidze Arşive [xvi] (RGASPİ fond 2, liste 1, dosya 16404, yaprak 1. (Orijinal) RGASPİ fond 85, liste 14, dosya 33, yaprak 22-23 (Kopya. Telgraf kâğıdı üzerine el yazısı) Rusya Dış Politika Arşivi (AVPR) fond 04, liste 51, cilt 321a, dosya 54873, yaprak 8 (Kopya))

BELGE 82

Stalin’in Pravda Gazetesinde 4 Aralık 1920 Tarihinde Yayımlanan “Yaşasın Sovyet Ermenistanı!” Başlıklı Yazısından “

İTİLAF DEVLETLERİ’NİN AJANI TAŞNAKLARIN ZARARLI POLİTİKASI, ÜLKEYİ ANARŞİ VE SEFALETE SÜRÜKLEMİŞTİR”

Eziyet ve çok çile çekmiş, İtilaf Devletleri ve Taşnaklar tarafından açlığa ve yıkıma terk edilmiş ve kitle halinde kaçmaya mahkûm edilmiş, tüm “dostları” tarafından aldatılmış olan Ermenistan, bugün kurtuluşu kendisini Sovyet ülkesi ilan etmekte bulmuştur. (…) İşte Ermenistan’ın sovyetleştirilmesine yol açmış olan bazı olgular. İtilaf Devletleri’nin ajanı Taşnakların zararlı politikası, ülkeyi anarşi ve sefalete sürüklemiştir. Taşnakların Türkiye’ye karşı başlattığı savaş, Ermenistan’ın içinde bulunduğu zor durumu son haddine vardırmıştır. (…) 1 Aralık’ta Devrim Komitesi [xvii] , Türk kumandanlığı tarafından selamlandı. 2 Aralık’ta Orconikidze Yoldaş’ın Erivan’dan, Taşnak hükümetinin kovulduğunu ve Ermenistan birliklerinin Devrim Komitesi’nin emri altına girdiklerini bildiren bir haber geldi. Bugün Ermenistan’ın başkenti Erivan, Ermenistan Sovyet iktidarının elindedir. Ermenistan ile çevredeki Müslümanlar arasındaki yüzyıllara dayanan düşmanlık, Ermenistan, Türkiye, Azerbaycan emekçileri arasında kardeşçe dayanışma inşa edilerek bir çırpıda yok edilmiştir. Eski emperyalist diplomasi kurtlarının boş yere kafa patlattığı sözde “Ermeni meselesi”ni yalnızca Sovyet iktidarının çözebilecek durumda olduğunu, konuyla ilgili olan herkes bilmelidir. Yaşasın Sovyet Ermenistanı! (Pravda, 4 Aralık 1920)

BELGE 83

Mdivani’nin Stalin ve Orconikidze’ye 5 Aralık 1920 Tarihli Telgrafı “

TÜRK HALKI ÖYLESİNE ÇOK KURBAN VERMİŞ Kİ!”

Bakû, Orconikidze - Moskova, Stalin’e Kopya Erivan - Legran’a Aleksandropol, 05.12.1920 Karabekir, anlaşma şartlarını düzenleyecek komisyon üyeleri konusunda yarın Ankara’dan bilgi alabileceğini ümit etmektedir; ayrıca Ankara’nın bu komisyonu da Moskova’ya gönderebileceğini düşünüyor. Komisyona başkan olarak, şimdilerde çok popüler olan ve inançlı bir İngiltere düşmanı olarak bilinen Karabekir’in atanacağını sanıyorum; bence bizim açımızdan en iyi adaydır. Karabekir, Ermeni-Türk anlaşması konusunda Ankara’dan bilgi isteyecek; ama bunun Moskova’da Rusya ile Türkiye arasında (Ermenilerin asgari katılımı ile) görüşmelerin muhtemel konusu olarak algılıyorum. Anlaşmanın yeniden gözden geçirilmesi için Ermenilerle görüşmelerin başlatılmasına ise kesinlikle yanaşmıyor; çünkü Türk halkı öylesine çok kurban vermiş ki, bunu hiçbir zaman kabul etmez ve kendilerine bu kadar zulmetmiş olan Ermenilere niçin ödün verilmesi gerektiğini anlayamaz. Özellikle şimdi, Ermeni hükümetinin neyin nesi olduğunun bilinmediği bir ortamda, bu kesinlikle mümkün değildir; Taşnaklar henüz imha edilmemiştir ve Türklerin nefret ettikleri Dro gibi şahıslar hâlâ iktidardalar. Halkın tüm tabakalarına hâkim olan görüşe göre, Taşnaklar Sovyet yönetimine yamanmaya çalışacaklar, Ermeni aydınlarının ve zenginlerinin büyük kısmı yurtdışındadır ve çalışmalarını devam ettirecekler; bu nedenle sovyetleşmiş olsa bile Ermenistan’a en azından bir yıl ihtiyatla ve güvenmeden yaklaşmak gerekir. Çünkü Sovyet Rusya güçlerinin hafiften zayıflaması durumunda çok kötülükler yapabilir. Türkler, Moskova Konferansı’nda İngilizlere karşı doğuda ortak Rus-Türk faaliyet planı oluşturma çalışmaları çerçevesinde, Gürcistan, Ermenistan ve tüm Güney Kafkasya’yla ilgili konuları halletmek istiyorlar. Türkler Novorossisk’e gönderdikleri gemiye silah yükleme yasağının kaldırılmasını istiyorlar, bu konuda ben de kesinlikle ısrar ediyorum. Mezopotamya’da isyancı Araplar tarafından, Türklerin de desteklediği ve İngiltere’ye karşı başarıyla mücadele eden bir hükümet ilan edilmiştir. İngilizler ölü ve yaralı olarak ciddi kayıplar vermişlerdir. İngiltere, Mezopotamya ve İran’da askeri hazırlıklar yapmaktadır; Tebriz’e, İranlı partizanları organize edecek olan subaylar göndermiştir. Buradaki durumla yaptığımız tespitlerden sonra, Türklere karşı daha fazla güvensizlik oluşturulmasını uygun bulmuyorum, bu husus onları ciddi biçimde rahatsız etmektedir. Çiçerin’in nota göndermesini hızlandırınız. No. 357. MDİVANİ 08.12.1920 tarihinde saat 12.15’te V. Kryuçkov tarafından deşifre edilmiştir. (RGASPİ fond 85, liste 14, dosya 50, yaprak 6 ve arkası)

BELGE 84

Sovyet Ermenistanı’nın İçişleri Halk Komiseri A. A. Bekzadyan’ın Sovyet Rusya’nın Dışişleri Halk Komiseri Çiçerin’e Gönderdiği 10 Aralık 1920 Tarihli Mektuptan

“KARANLIK GEÇMİŞ, SAVAŞIN VE KIRIMIN KANLI İZLERİ ORTADAN KALKMALI, YERİNİ HALKLARIN KARDEŞÇE İŞBİRLİĞİNE BIRAKMALIDIR”

Moskova Dışişleri Halk Komiseri Çiçerin’e ERİVAN 10/12. (…) Ermenistan Sovyet hükümeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ermenistan’daki devrimci ihtilali ve bu zamana kadar emperyalist İtilaf Devletleri’ne bir silah olarak hizmet etmiş olan bu ülkede Sovyet iktidarının kurulmasını içten bir mutlulukla karşıladığına şüphe duymamaktadır. Sovyet hükümeti, bundan sonra Türkiye’nin ve Ermenistan’ın halkları arasındaki her türlü düşmanca çatışma zeminin ortadan kalktığına kesin kanaat getirmektedir. İki halk arasındaki yeni ilişkiler, karşılıklı olarak hakların adaletli bir şekilde tanınması ve her iki halkın özgürlük ve engeller olmadan kalkınması imkânının sağlanması temelinde gelişecektir. Karanlık geçmiş, savaşın ve kırımın kanlı izleriyle birlikte ortadan kalkmalı, yerini halkların kardeşçe işbirliğine bırakmalıdır. (…) Sovyet Ermenistanı Dışişleri Halk Komiseri Bekzadyan (RGASPİ fond 5, liste 1, dosya 2178, yaprak 40)

BELGE 85

RSFSC’nin Kafkasya’daki Yetkili Temsilcilerinden Şeynman’ın Çiçerin’e ve Orconikidze’ye Telgrafı

“TÜRKİYE ERMENİLERİ, FRANSA’NIN HİMAYESİNDE BAĞIMSIZ BİR DEVLET KURULMASI İÇİN İTİLAF DEVLETLERİ’YLE GÖRÜŞÜYORLAR”

4 Şubat 1921 Fransız kaynaklarından doğrulanan habere göre İstanbul’daki Ermenistan Milli Meclisi, Avrupa’daki Türk Ermenilerinin tek tam yetkili heyetiyle birlikte Pagos Nubar heyetiyle görüştü. Avetis Agazgenyan, gaspçı ilan edildi. Nubar, bir süre önce Kilikya sorunuyla ilgili görüşlerini dinlediği Fransız başbakanı tarafından kabul edildi. Türkiye Ermenileri, Nubar aracılığıyla İtilaf Devletleri’yle Kilikya’da ve Haravet vilayetlerinde Fransa’nın himayesi altında bağımsız bir devlet kurulması için görüşmeler yürütüyor. (RGASPİ fond 85, liste 14, dosya 110, yaprak 1)

BELGE 86

Dışişleri Halk Komiserliği’nin Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbürosu’na Sunduğu Rapor

“SÖZDE TÜRKİYE ERMENİSTANI DENİLEN YERDE ÇOĞUNLUK MÜSLÜMANLARA AİTTİR”

16 Temmuz 1921 RKP MK POLİTBİROSU’NA Merkez Komitesi, Ter-Gabrielyan ve Ter-Vahanyan Yoldaşları, Taşnaklarla görüşmeler yapmak üzere Riga’ya gönderdi ve yine Merkez Komitesi, İoffe Yoldaşı [xviii] da bunların yanına verdi. Biz, Taşnaklar tarafından önerilmekte olan koalisyon konusunun görüşüleceğini düşünmüştük. İoffe Yoldaş, MK’nın [xix] önceden hiçbir talimat vermemiş olduğunu anlatıyor. Hangi konunun görüşüleceği ile ilgili en ufacık bir direktifin dahi bulunmadığı bir ortamda, herhangi bir talimatın verilmiş olması mümkün değildir. Görüşmeler başlatıldığında ise temsilcilerimiz bize tek satır olsun göndermediler. Anlaşma taslağının hazırlanmış olduğu konusunda ilk ve tek telgrafı aldığımızda; biz, görüşmelerin artık başlatılmış olduğunu dahi bilmiyorduk. Şimdi temsilcilerimiz, bu taslağı onaylanmak üzere MK’ya önermekteler. Ben, bu taslağın ne yazık ki değil onaylanmasının, hatta ortaya çıkmış olmasının dahi politikalarımıza büyük zarar verebileceğini kesinlikle belirtmek zorundayım. Her iki taraf, karşılıklı deklarasyon alış verişi şeklinde düzenlenmiş olan anlaşmayı parafe etmişler. Böylece, temsilcilerimiz tarafından parafe edilmiş, diğer bir deyişle RKP MK temsilcilerinin isimlerinin baş harflerinin yazılı olduğu cevap, Taşnakların eline geçmiş bulunuyor. Hemen hemen Taşnak önerilerini yansıtmakta olan bu cevabın esprisi şudur: RKP MK temsilcilerinin açıklamasına göre, Ermeni halkının fiziki varlığını ve siyasi bağımsızlığını idame ettirebilmesi için “sözde Rusya Ermenistanı’nın sözde Türkiye Ermenistanı ile bütünleşmesi, yani Ermenistan’ın bağımsız ekonomik ve siyasi varlığı için eskiden Ermenilerin yaşamış olduğu Türkiye topraklarının Rusya Ermenistanı’yla birleştirilmesi” gerekliliği vurgulanmaktadır. Böylece bizim heyet, Türkiye Ermenistanı’nın Türkiye’den koparılması gerektiğini itiraf etmiş bulunuyor. Belge, öyle muğlâk ifadelerle düzenlenmiştir ki, söz konusu bölgenin Türkiye’den zorla koparılabileceği gibi yorumlara rahatça imkân vermektedir. Bu, Rusya-Türkiye Moskova Antlaşması’nın yok edilmesi demektir. Bu taslağın kabul edilmesi, Türkiye ile kesin bir kavga çıkması anlamına gelecektir. Eğer Taşnaklar, temsilcilerimizin onlara bırakmış olduğu belgeyi Türklere gösterirlerse, sadece bu dahi Türklerin İtilaf Devletleri’ne baş eğmeleri için yeterli olacaktır; zaten İtilaf Devletleri, şimdilerde eskilere göre daha uygun şartlar önermekteler. Taşnakların anlattıklarına göre, Bekir Sami [xx] demiş ki, Ermenistan’ın Sovyet olmaması durumunda Türkiye Ermenistanı’nı onlara verebilirler. Bu haber, yalnız ve yalnız Taşnakların ifadesine dayanmaktadır. Her halükarda, Bekir Sami hangi gizli niyetle ve ne demiş olursa olsun, bir şey kesinlikle bilinmektedir ki, Türkler Ermenistan’ı savaşsız vermeyecekler, zira burasını Türkiye’nin bölünmez bir parçası olarak mütalaa etmekteler. Sözde Türkiye Ermenistanı denilen yerde çoğunluk Müslümanlara aittir; ayrıca en dinamik ve savaşçı Müslüman halk tam da bu bölgelerde, özellikle de Kars vilayetinde yaşamaktadır ki Türklerin düşüncesine göre bunlar Türkiye’nin askeri gücünü artırmaktadır. Türkler, Kars’ın stratejik durumunun kendi güvenlikleri için gerekli olduğunu kayıtsız ve şartsız olarak kabul etmektedirler. İoffe Yoldaş, bu öneriyi çok garip bir şekilde desteklemektedir: “Evet, bu bizim Kemalistlerle ilişkilerimizi bozacaktır diye itiraz edebilirler, zira onların topraklarına tecavüz etmiş oluyoruz. Fakat biz kendimiz için değil, bağımsız Ermenistan için tecavüz ediyoruz.” Daha sonra ise başka bir gerekçe gösteriyor: “Azami derecede zulüm görmüş halk olması itibariyle Ermenilerin çıkarlarını savunmuş olmamız; hatta Türkiye’de ve en çok da diğer Doğu Müslüman devletlerinde, Türkistan’da, Afganistan’da, İran ve Hindistan’da, kendileri de ezilmiş olan Müslüman halk kitlelerin bize güvenini arttıracaktır.” Tüm bunlar o denli saf ve Doğu’yu bilmemekten kaynaklanan düşüncelerdir ki, bunları İoffe Yoldaş’ın imzasını taşıyan raporunda gördükten sonra ben sadece kocaman bir hayret ifade edebilirim. Aslında ise Türkiye’nin “halk kitlesi” Ermenilere karşı kıyımlara bal gibi iştirak etmiştir ve iştirak etmektedir; bu iki halk arasındaki karşılıklı nefret, “halk kitleleri” içinde paşalar ve aydınlar arasında görüldüğünden daha az değildir. Türkiye Ermenistanı’na sahip olmak, Türk hükümeti için öylesine hayati bir ihtiyaçtır ki bu konuyu dile getirmek dahi mümkün değildir. 1920 yılında, Kemalist odaklarla yaptığımız ilk toplantı döneminde, toprakların yeniden paylaştırılması konusunu gündeme getirmiştik ve Büyük Millet Meclisi’nde aleyhimizde gösteriler yapılması için bu kadarı bile yeterli olmuştu. Eğer biz, sözde Türkiye Ermenistanı denilen yerin, ki buradaki nüfusun çoğunluğu Müslümandır, Türkiye’ye verilmemesi konusunu herhangi bir şekilde dile getirirsek, bütün Türkiye bundan bir anlam çıkaracaktır. O da Moskova Antlaşması bizim gözümüzde kâğıt parçasından başka bir şey olmadığı düşüncesidir. Türkler arasında bize karşı duyulan güvensizlik henüz kesinlikle giderilememiştir ve bu İtilaf Devletleri’nin lehinedir. Tüm politikalarımız, Türkleri inandırmalıdır ki, Moskova Antlaşması bizim gözümüzde bir kâğıt parçası olmayıp, bizimle Türkiye arasındaki meselelerin kesin çözümüdür. Sözde Türkiye Ermenistanı’nın Türkiye’den koparılması konusunu dile getirmemiz durumunda, Moskova Anlaşması’nın muazzam önemi alt üst edilmiş olacaktır. Bu, bizim Doğu Politikamızın sonu olur. Olgusal olarak böyle bir taslağın Taşnakların elinde bırakılması bizim için büyük olumsuzluklar doğuracaktır ve bunu temizlemek için Ali [xxi] bu taslağı kesin olarak mahkûm eden açıklamalarda bulunmamız gerekir. Meselenin gidişatından bu görülmektedir. Ayrıca Taşnaklarla Riga’da parafe edilen anlaşmanın kesinlikle reddedilmesi gerektiği kanısındayız. RKP MK heyetinden gelen diğer bir belgede, RKP MK’nın Taşnaksutyun’un yasallaştırılmasını ve ortak çalışmalarla ilgili görüşmelere başlanmasını Ermenistan KP MK’na önerilmesi MK’nın onayına sunulmaktadır. Ayrıca Ter-Gabrielyan’ın bana sözlü ilettiği üzere eğer Zengezur’ur milliyetçi isyancılarına Ermeni Sovyet hükümeti tarafından af sözü verilirse, bu durumda Taşnaklar, isyancılara silah bırakmalarını önereceklerdir. Bize göre bu meseleler, Ermeni komünistleri dışarıda tutularak çözülemez. Öyle ki, Ermenistan Komünist Partisi MK Sekreteri’nden Zengezur isyanının tamamen bertaraf edildiğine ve Ermenistan Komünist Partisi MK’nın Taşnaklarla görüşmelere başlamasının lüzumsuz ve hatta zararlı olacağına, yurtdışındaki Taşnakların itibarlarının tamamen düştüğüne ve yurtiçinde de onlara son vuruşu yaptıklarına dair bir telgrafı şimdi aldım. Af konusu, Taşnaksutyun’un yasallaştırılması ve onlarla koalisyon yapılması meselesini Riga görüşmelerinden tamamen ayrı olarak ele almak ve tamamen yerel şartlardan hareketle değerlendirmek gerekmektedir. Ayrıca Ermeni komünistlerin görüşlerini de, ki bunlar henüz elimize ulaşmamıştır, dikkate almamız gerekmektedir. Benim kişisel kanaatimce, Taşnaklarla koalisyon meselesinin sözü bile edilemez. Bu, kokuşmuşluk ve provokasyondan başka bir şey getirmez. DIŞİŞLERİ HALK KOMİSERLİĞİ (RGASPİ fond 2, liste 2, dosya 758, yaprak 1-4)

BELGE 87

Orconikidze’nin Kremlin’e Telgrafı ve Stalin’in El Yazısıyla Üstüne Düştüğü Not

“VAN, MUŞ VE BİTLİS’İN ERMENİLERE VERİLMESİ, EMPERYALİST, APTALCA VE PROVOKATÖRCE BİR TALEPTİR”

9/11/1921, Bakû Alınmıştır: 11/11/1921 Yoldaş Lenin’e (iletilecektir) Moskova, Kremlin Yoldaş Çiçerin, Lenin, Troçki, Stalin’e. Yoldaş Stalin’in şifresi. Türk delegasyonu 6/11 tarihinde yola çıkmıştır; onları oyalamaya gerek yok. Bir an önce onlarla anlaşma yapılması gerekmektedir. Elde olan bilgilere göre, Türkiye’deki durum şöyledir: Çiçerin’in, Muş, Van ve Bitlis’i istemesinden sonra, İtilafçıların pozisyonları güçlenmiş ve Mustafa Kemal de İstanbul, yani İtilaf Devletleri ile yakınlaşma yolları aramaktadır. İzzet Paşa’nın gelişi de bununla bağlantılıdır. (Upmal vermiş olduğu bilgi) Bu günlerde Anadolu’da iki grup birbiriyle mücadele halinde: Bunlardan birisi (halkçılar) bir an önce bizimle anlaşma yapılmasını istiyorlar; diğer grup ise İtilaf Devletleri’nden yanadır. Bu sonuncu grup, açıkça İtilaf yandaşlığı yapmaya cesaret edemiyor, ama bize karşı her türlü provokasyon yapıyor; Ermenistan’da devamlı olarak olay çıkarıyor, aleyhimizde söylentiler yayıyor. Ermeni meselesi, Türk politikasının en zayıf noktasını oluşturuyor. Yüksek komuta kademesinin çabalarına rağmen, Ermenilere nefret bazen engellenmesi mümkün olmayan olaylar çıkmasına sebep oluyor ki Ermeni yoldaşlarımız bunları çok fazla abartarak kullanıyorlar. Bizim aleyhimizde olan grubun ordu birliklerinde, Ermenilerden yana olduğumuz ve Ankara hükümeti ile ilişkileri kesmiş bulunduğumuz konusunda propaganda yapılmaktadır; Karabekir’e bağlı komuta heyeti, bunların hepsinin yalan ve provokasyon olduğu hususunda orduyu uyarıcı bir emir yayınlamıştır. Bir hususu da açıklamak zorundayım ki birçok Ermeni yoldaş, Türkiye ile savaştan yanadır. Ellerinde bulunan tüm bilgiler genelde komünist olmayanlardan alınmıştır, ki bunlar da bir savaş durumunda en başta Ermenistan’ın zarar göreceğini anlamayarak Türklerle savaşmak için yanıp tutuşuyorlar. Yaşanan bir olay: Gümrülü birkaç silahlı Ermeni komünist, Türk mevzileri arasından geçerek Ermenistan’a girmeye çalışmıştı; başaramadılar, çatışma çıktı ve ölenler oldu. Veya başka bir olay: Türk Komutanlığı kuryeleri, ellerinde Mdivani’nin tavsiye mektubu olmasına rağmen tutuklanmışlardı. Türkler, ültimatom verdiler. Tek kelimeyle, ortam çok karışık. Türkler ile Ermeniler arasında en küçük bir yakınlaşma dahi görülmüyor. Karşılıklı nefret son safhaya varmış durumda. Bence, Ankara hükümeti, Rusya veya İtilaf Devletleri arasında tercih yapma konusunda isteklerinden bağımsız olarak, şimdilik bize yakınlaşmak zorundadır, çünkü ordu ve halkın istekleri de bu doğrultudadır. Hiç kuşkusuz, Muş, Van ve Bitlis’in istenmesini, Türklerle ilişkilerimizi teşhir etmek için kullanacaklar. Tüm bu tür talepler gündemden kaldırılmalı ve sırf propaganda amaçlı bir anlaşma yapılmalıdır; ki düşmanlarımıza provokasyon yapmak için fırsat verilmesin. Böyle olursa, Ankara hükümetinin İtilaf Devletleri’nden yana tavır koyması durumunda, Doğu Anadolu bizimle olacaktır; ki bu da bizim için çok önemlidir. Ermeni meselesi demek Doğu Anadolu meselesi demektir. İtilaf Devletleri Muş, Van ve Bitlis’in Ermenistan’a verilmesini istediler ve bundan dolayı halk İtilaf Devletleri’nden nefret etmektedir. Türkler, Gümrü’yü fazla minnet ettirmeden boşaltırlar, belki onların bir az daha öteye çekilmelerini de sağlayabiliriz, ama Kars’ı zor boşaltırlar. No. 59. Orconikidze Lenin Yoldaş, ben, yalnız dün öğrendim ki, Çiçerin, ne hikmetse Türklere aptalca ve provokatörce bir talep ileterek, Türk nüfusun çoğunlukta olduğu Türkiye vilayetleri Van, Muş ve Bitlis’i boşaltmalarını istemiştir. Bu emperyalist Ermeni talebi bizim talebimiz olamaz. Çiçerin’in milliyetçi ruhlu Ermeni telkinleri doğrultusunda Türklere nota göndermesini yasaklamak gerekir. 12/02 [1921] Stalin (RGASPİ fond 558, liste 1, dosya 5214, yaprak 1 ve arkası (Orijinal). RGASPİ fond 558, liste 11, dosya 338, yaprak 4 ve 4 arkası (Onaylı kopyası))

BELGE 88

Ermenistan SSC Heyeti Başkanı M. Mravyan’ın Kars Konferansı’ndaki Açılış Konuşmasından

“ÇALIŞKAN TÜRK HALKININ KENDİ VATANININ ÖZGÜRLÜĞÜ ADINA VERDİĞİ KAHRAMANCA MÜCADELEYE HAYRANIZ” (…)

Buraya düşmanca duygularla gelmedik, bize burjuva milliyetçi hükümetlerden miras kalan tartışmalı meseleleri, zorluk çıkaran lanetli meseleleri tekrardan kışkırtacak hiçbir eğilimimiz yok. Hayır, artık bu görevler, bu düşmanca duygular, bizi yönlendirmiyor. Biz, çalışkan Türk halkının kendi vatanının özgürlüğü adına verdiği kahramanca mücadeleye hayranız. Samimi duygularımızla diliyoruz ve kesin olarak eminiz ki, vatanını korumak için ayağa kalmış olan bu halk kazanacaktır ve düşmanları kaçacaktır. Konferansın, cephe gerisinde artık düşman olmadığını ve halkın iradesini kırmak isteyen emperyalizme karşı mücadelesine komşularının derin sempati duyduğunu öğrenecek olan Türk halkına Transkafkasya halklarının beslediği bu duygularını güçlendireceğinden eminiz. (…) (Dokumentı Vneşney Politiki SSSR, c.4, Gospolizdat, Moskva, 1960, s.373)

BELGE 89

M. V. Frunze’nin [xxii] Lenin ve Troçki’ye Batum’dan Telgrafından
“ERMENİLER, TEK KELİMEYLE PROVOKATÖRDÜRLER”

Şifreli Telgraf Batum 23.11.1921, saat 08.30 No. 846/ş RKP MK Şifre Masası MOSKOVA, HALK KOMİSERLERİ SOVYET’İ BAŞKANI LENİN VE ASKERİ DEVRİM KONSEYİ BAŞKANI TROÇKİ’YE Kafkaslar’daki durumla ilgili bazı görüşlerimi iletiyorum. (…) Tatarlara [xxiii] karşı ise, tamamen farklı bir yaklaşım görülmektedir: “Biz Tatar diye biliyorduk, oysa onlar iyi halkmış, Gürcüler ve Ermeniler ise tek kelimeyle provokatördürler”. Gürcistan MK’nin dikkatini ciddi bir şekilde bu konuya çekmek gerekir. (…) Batum, 23 Kasım. No.161. Şifreleyen: Oskalov Deşifre eden: Papernova. (RGASPİ fond 2, liste 1, dosya 22137, yaprak 2 ve arkası)

BELGE 90

Sovyet Ermenistanı’nın Önemli Devlet Adamlarından A. F. Myasnikyan’ın [xxiv] 29 Kasım 1921 Tarihinde Yayımlanan “Eski ve Yeni Ermenistan” Adlı Makalesinden

“ERMENİSTAN, AVRUPA SERMAYESİ İÇİN HER ZAMAN SADECE ÖNEMSİZ BİR OYUNCAK OLMUŞTU”

(…) Uluslararası politik arenada. Ermeni burjuvazisi ve onun partisi Taşnaksutyun, devamlı olarak Avrupa ve büyük devletlerin hükmeden burjuvazileri olmadan Ermenistan’ın kaderini belirlenemeyeceğini tekrarlayıp durdular. Bu arada Ermenistan, Avrupa sermayesi için her zaman sadece önemsiz bir oyuncak olmuştu. (…) Milli politika. Her şeyden önce eğer Ermeni burjuvazisi hüküm sürüyorsa Ermeni, onun cebi ve hayatı demektir. Taşnak milli politikasının çıkış noktası budur. Bunu takiben Ermenistan’ı Ermeni olmayanlardan ve ilk olarak da nefret duyulan Tatarlardan [xxv] ve insan olmayan Türklerden temizlemek gerekir. Taşnaksutyun böyle düşünmüş ve hareket etmiştir. Ermenistan’daki Müslüman ve Rus köyleri ateş ve kılıçla yerle bir edilmiş, Gürcistan’la, Türkiye’yle ve Azerbaycan’la savaşlara girilmiştir. (…) İç yaşamın örgütlenmesi. Taşnak Ermenistanı’nda hayatın bir garantisi yoktu, yollara eşkıyalar ve yağmacılar hakimdi, kanunsuzluğun sonu yoktu, “mavzeristler” [xxvi] hüküm sürüyordu. Bakanlar, özellikle hırsızlar ve kabiliyetsiz insanlar arasından seçiliyordu, heyetler, kariyeristlerden ve kamu yağmacılarından oluşuyordu. Şu an Agaronyan [xxvii] Paris’te birçok villanın sahibi oldu, Dastakyan ise Romanya’da sözde petrol almak için kendisine verilen yüz binlerce frankı etrafa saçmaktadır. Parlamento üyeleri, büyük topraklara sahip olmuşlardır, Vratsyan [xxviii] , Ermenistan’dan haddi hesabı olmayacak kadar altın kaçırmıştır, Deli-Kazar[xxix] ve bütün diğer hmbapetler [xxx] , yüksek miktarda inek, öküz vb. zengini olmuşlardır. Bütün bunlar, Taşnak iç politikasının kamu yağmacılığının ve örgütsüzlüğünün sonucudur. Askeri güç. Bir Ermeni vatansever, daha Taşnakların iktidarı döneminde onlara şöyle bir devlet arması önermiştir: Omzunda mavzerle kaçan bir tavşan. Taşnak orduları işte böyle gözüküyordu. Birliklerin başında Aram’dan Ruben’den başlayarak, Martiros’a Pilos’a kadar cahil, kibirli ve eşkıyalığı alışkanlık haline getirmiş hmbapetler vardı. Taşnaksutyun, bir orduya sahip değildi, birlikleri devamlı olarak Türk ve diğer orduların karşısında ölüm korkusundan titriyordu, ancak silahsız Müslümanların hakkından gelmede ve sivil halkı yağmalamada cesurdular. (…) Meseleler saymakla bitmez. Son olarak bir tanesine daha dikkat çekelim. Burjuva Ermenistanı ve Taşnakların hareket tarzı, yoksul, çıplak, aç, hasta, yarı ölü, insanlıktan çıkmış, kaderine terkedilmiş sayısız Ermeni ve Müslüman göçmen doğurdu. (…) (A. F. Myasnikyan, İzbrannıe Proizvedeniya, İzdatelstvo “Ayastan”, Yerevan, 1965, s.363 vd

BELGE 91

Hınçak Partisi’nin Paris Seksiyonu Sorumlularından Hukuk Doktoru Gurgen Tahmazian’ın Sovyet Ermenistanı’na Gönderdiği 1 Aralık 1921 Tarihli Mektuptan

“AVRUPA, BİZİM KANIMIZI PETROL VE MADEN POLİTİKALARI İÇİN KULLANIYOR”

(…) Çıkarlarımızı devamlı ihlal eden Avrupa’dan hiçbir şey beklememeliyiz. Bugün Avrupa hiç olmadığı kadar bizim kanımızı petrol ve maden politikaları için kullanıyor. Türklerle dostluk kurmamız zorunlu. Bütün Asya halklarının çıkarları bir. Bütün hepsi Avrupa kapitalizmine karşı kenetlenmeli. Bu ihtiyaç daha da net görülmektedir. (…) (A. Myasnikov, Armyanskie Politiçeskie Partii Za Rubejom, İzdatelstvo “Sovyetski Kavkaz”, Tiflis, 1925, s.82.)

BELGE 92

A. F. Myasnikyan’ın 25 Ocak 1922 Tarihinde Yayımlanan “Ermenistan Komünist Partisi’nin Anlamı” Adlı Makalesinden

“AVRUPA DİPLOMASİSİNİN REDDİ, MÜSLÜMAN DÜNYASI VE TÜRKİYE’YLE SAVAŞLARA SON VERDİ”

Ermeni halkı, kaderini Avrupa diplomasisine bağlamaya alışmıştı; kurtuluşunun Avrupa ülkelerinin politik oyunlarının sonucunda olacağını düşünüyordu. İşte bu yüzden sıkça Ermenistan’ın yönelimini değiştirdiler. Sahibi kimi zaman İngiltere, kimi zaman Fransa, kimi zaman da Amerika oldu. Ermenilerin “Hıristiyan kardeşliğini”, ağlamaklığını kim kabul ettiyse ona yöneldi. (…) [Sovyet Ermenistanı döneminde] Avrupa diplomasisinin reddi ise Müslüman dünyası ve Türkiye’yle savaşlara son verdi. Ülkenin çıkarları, Türkiye’nin halklarıyla dostluk içerisinde yaşamayı gerektiriyor. (…) (A. F. Myasnikyan, İzbrannıe Proizvedeniya, İzdatelstvo “Ayastan”, Yerevan, 1965, s.372)

BELGE 93

Kızıl Ordu Kumandanlarından M. V. Frunze’nin Bütün Ukrayna Merkez Yürütme Kurulu ve Ukrayna SSC Halk Komiserleri Sovyeti’nin 2 Şubat 1922 Tarihli Oturumunda Sunduğu Türkiye Raporundan

“İTİLAF DEVLETLERİ YÜZÜNDEN ÜÇ YILDIR ANADOLU’NUN DAĞ VE TARLALARINDA SEL GİBİ KAN AKITILIYOR”

Bu “Denizden Denize Büyük Ermenistan” gibi erişilmez hayali, Ermeni milliyetçiler grubuna aşılayan da İtilaf Devletleri’nden başkası değildi. İşte bu yüzden, bu boş ve aptalca hayal yüzünden yüz binlerce Ermeni köylüsü, komşuları Türk ve Kürtler tarafından topraklarından sökülüp atıldı. İşte İtilaf Devletleri’yle ilişkileri yüzünden üç yıldır Anadolu’nun dağ ve tarlalarında sel gibi kan akıtılıyor. Ve işin en kötü yanı da bunu hiçbir zaman olanların hesabı sorulmaması gereken kişiye ödetmeye çalışıyorlar. (Mihail Vasilyeviç Frunze, Sobranii Soçineniy, c.1, Gosudarstvennoe İzdatelsvo, Moskva, 1926, s.361)

BELGE 94

17 Ağustos 1922 Tarihli RKP MK Politbürosu Oturumu Protokolünden

“CEMAL PAŞA, İNGİLİZ AJANLARININ YÖNLENDİRMESİYLE TAŞNAKLAR TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ”

Katılanlar:Politbüro üyeleri (Kamenyev, Troçki, Stalin, Rıkov, Kalinin (yedek) (yarım saat gecikmeyle) Yoldaşlar.RKP MK üyeleri Rakovski, Yaroslavski, Rudzutak, Kuybışev, Radek Yoldaşlar. 8. Cemal Paşa ve Taşnaklar hakkında (Stalin, Karahan Yoldaşlar) Radek Yoldaş’a, suikastın (muhtemelen İngiliz emperyalizmi ajanlarının yönlendirmesiyle) Taşnaklar tarafından gerçekleştirilmiş olması ve suçluların mahkemeye verileceği konusunda hükümet bildiriminin hazırlanması hususunda görev verilmiştir. Metinle ilgili olarak Stalin Yoldaş’ın oluru alınacaktır. (RGASPİ fond 17, liste 3, dosya 308, yaprak 1, 3)

BELGE 95

17 Ağustos 1922 Tarihli RKP MK Politbürosu Oturumuna Sunulan Bilgi Notu

“TAŞNAKLAR ARASINDA TUTUKLAMALAR YAPILMAKTADIR”

Kopya NOT [xxxi] CEMAL PAŞA’nın öldürülmesi hakkında 17.VIII.22 Transkafkasya ÇEKAsı [xxxii] , Cemal Paşa’nın öldürülmesiyle ilgili en enerjik biçimde araştırmalarını yürütüyor. Cinayetin Taşnaklar tarafından gerçekleştirildiğine ve onlar tarafından iyi bir şekilde hazırlandığına dair şüphe yok. [xxxiii] Cemal Paşa’nın öldürüldüğü gün Tiflis’te bulunan Taşnak Partisi’nin MK [xxxiv] üyeleri, sabahın erken saatlerinden Cemal Paşa’nın öldürülmesine kadar gizlenmişler. [xxxv] Ayrıca onlarla birlikte Taşnakların diğer sorumluları da ortadan kaybolmuşlar. Transkafkasya ÇEKAsı, şimdilik 3’ü MK üyesi olmak üzere 38 faal Taşnakı ve 10 teröristi tutukladı. [xxxvi] Aslına uygundur: Sverdlov J. St. [xxxvii] (RGASPİ fond 17, liste 163, dosya 291, yaprak 10)

BELGE 96

23 Kasım 1922 Tarihli RKP MK Politbürosu Oturumu Protokolünden

“CEMAL PAŞA’NIN AİLESİNE 5 BİN ALTIN VERİLMESİNE”

Katılanlar: Politbüro üyeleri Kamenyev, Kalinin (yedek), Lenin, Molotov (yedek), Stalin, Troçki, Zinovyev Yoldaşlar. RKP MK üyesi Sokolnikov Yoldaş. Merkez Denetim Komisyonu üyesi Şkiryatov Yoldaş. 1. Dışişleri Halk Komiserliği’ne ait gündem: c) Cemal’in ailesine yardım hakkında. (Çiçerin Yoldaş) Öldürülen Cemal’in ailesine 5 bin altın verilmesine. (RGASPİ fond 17, liste 3, dosya 323, yaprak 1)

BELGE 97

RSFSC Dışişleri Halk Komiseri Çiçerin’in Litvinov’a Lozan’dan Mektubu

“ERMENİLER, İTİLAF DEVLETLERİ KENDİ ELLERİNDE ONLARI SİLAH OLARAK KULLANDIĞI İÇİN ACI ÇEKİYORLAR”

Lozan, 24 Aralık 1922 Sayın yoldaş, Ermeni meselesi kritik bir noktaya geldi. Salı ya da Çarşamba komisyonun karar oturumu olacak. Dün Bütün Dünya Ermeni Dostları Birliği heyeti beni ziyaret etti. Prezidyumları İsviçrelilerden oluşuyor; başlarında Cenevreli bir profesör olan Naville var. Dört kişilik prezidyum bendeydi. Sovyet Rusya’nın Ermeniler için kendi ülkesinde yaptıklarından dolayı çok teşekkür ettiler ve ısrarla Ermeniler için Milli Yurt’un kurulması lehine müdahalemizi rica ettiler. Ermenilerin kaderi, bütün dünyada duyguları kabartıyor: Lozan’da Ermenilere Milli Yurt’un sağlanması hakkında verilen dilekçeye bütün dünya ülkelerinden beş milyon imza toplandı. Sadece Rusya’nın müdahalesi, arda kalan Ermeni nüfusunu kurtarır, sadece Rusya, Ermeni Milli Yurdu’nun kurulmasını sağlayabilir dediler. Ben de Rusya’nın Boğazlar haricindeki bütün meselelerin dışında tutulduğunu belirttim. [xxxviii] Bırakın kim açtıysa bu işi, o kendi çözsün; Ermeniler, İtilaf Devletleri kendi ellerinde onları silah olarak kullandığı için acı çekiyorlar, o zaman onlar çözsün bunu; İngiltere, Taşnakları Kermanşah’ta, Tebriz’de ve Karadağ’da Sovyet cumhuriyetlerine karşı hala silahlandırıyor; İngiltere, kendi yol açtıklarını kendi tazmin etsin. Ermeni Dostları, söylediklerimle hemfikir oldular, ancak başka çıkış yolu olmadığını belirttiler. Ben de Milli Yurt kurulamayacaksa Ermeni göçmenleri dağıtmak ve ayrı ülkelere yerleştirmek gerekeceğini söyledim. Ne kadar Ermeninin Güney Rusya’da nereye yerleştirebileceğimizi araştıracağız dedim. Rakovski Yoldaş, bir kısmının Ukrayna’ya yerleştirilebileceğini söyledi. Bu sabah bana Nurandungiyan geldi. Taşnakların şimdi tamamen uslandıklarını, eski partisel hesapları bir kenara bırakarak kol kola çalıştıklarını, şimdi Sovyet Rusya’nın Ermeniler için yaptıklarından dolayı güya Sovyet iktidarına karşı savaşmayı bıraktıklarını söyledi. Nurandungiyan’a da Moskova’da ne kadar ve nereye Ermeni göçmenlerini yerleştirebileceğimiz konusunda meseleyi ele aldığımızı tekrarladım. Ermenilerin böyle soğuk bir iklimde yaşayabilecekleri konusunda şüphelerini dile getirdi. Ermeni meselesi, İngiltere ve Amerika’da kamuoyunu fena şekilde endişelendiriyor. Fransa’da ise meseleye kayıtsızlar. Birkaç kez Fransa ve İngiltere arasında bu meselede keskin görüş ayrılıkları oldu: Curzon, komisyonda kendine özgü kabalığıyla bu meseleyle ilgili Türkleri azarlamış ve şöyle demiş: “Savaşa kadar Türkiye’de 3 milyon Ermeni vardı; şimdi 150 bin kaldı; gerisi nerde? Acaba kendi kendilerini mi öldürdüler?” Tan’ın [xxxix] İngiltere karşıtı bir makale yayımlamasının ardından sert bir sürtüşme oldu. Hemen hemen bütün İngiliz dernekleri ve Amerikan kiliseleri federasyonu, Curzon’un üzerine çullandı. İsmet, hiçbir şekilde Ermeni Yurdu’na izin vermeyecek. Bakalım, neler olacak. Komünist selamlarımla (RGASPİ fond 5, liste 1, dosya 1985, yaprak 97-98)

BELGE 98

RSFSC Halk Komiseri Çiçerin’in Litvinov’a Lozan’dan Mektubundan

“TÜRKİYE, TABİİ OLARAK, BUNU HAZMEDEMEZ”

Lozan, 26 Aralık 1922 Sayın Yoldaş, (…) Bugün büyük bir skandal oldu: Azınlıklar komisyonu, Ermeni heyetini dinliyor, ardından Türk heyeti, buna tepki olarak katılmayacak. İsmet, bu sebeple protesto notası gönderiyor. Ermenistan hükümetinin bu heyetle hiçbir ilgisi yok, zira Ermeni hükümeti, Türkiye’ye Kars Antlaşması’yla bağlı ve Lozan Konferansı’nda hiçbir şekilde yer almayan bir Sovyet hükümeti. Türkiye vatandaşı olan Türkiye Ermenilerinin örgütlerinin uluslararası eşit güçte tanınmış olarak oturumlara alınması, olgusal olarak onların hükümet olarak kabul edilmesi anlamına geliyor. Türkiye, tabii olarak, bunu hazmedemez. (…) Komünist selamlarımla (RGASPİ fond 5, liste 1, dosya 1985, yaprak 108-110)

BELGE 99

Sovyet Ermenistanı Devlet Adamı B. A. Boryan’ın

“Ermenistan, Uluslararası Diplomasi ve SSCB” Adlı Eserinden

“ERMENSİTAN MANDASI, BÖLGENİN EMPERYALİSTLER TARAFINDAN ELE GEÇİRİLMESİNİN BİÇİMSEL BİR KILIFIDIR”

Ermenistan, geçmişte olduğu gibi emperyalistlerin bütün Doğu’yu işgalinin bahanesi ve aracı olmuştur; Ermenistan mandası ise, Karadeniz, Hazar ve Akdeniz’in ve doğal kaynakların zengin olduğu bölgelerin önemli noktalarının emperyalistler tarafından kontrol edilmesi ve ele geçirilmesinin biçimsel bir kılıfıdır. Petrol, bakır, demir, magnezyum, taş kömürü vb. Amerikan kapitalistlerinin aklını almıştır; “özgür Ermenistan” üzerindeki manda ve Ermeniler ise Amerikan işgalinin ahlaki ve siyasal boyutunun bir kanıtı ve temeli olarak tasavvur edilmiştir. (…) Eğer Ermeni meselesi ve Ermeniler, önceden Avrupa’nın “hasta adamı tedavi etmek” amacıyla Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin içişlerine karışmak için “kamuoyu” yaratmanın bir bahanesi ve aracı olduysa, elebaşlarını devşirmek ve Türkiye’de Kürt ayaklanmaları örgütlemek yoluyla Şeyh Sait ayaklanmasının yuvası Hakkâri’yi ele geçirmek için bu sefer de Ermenilerin yerini Kürtlerin aldığı açıktır. (B. A. Boryan, Armeniya, Mejdunarodnaya Diplomatiya i SSSR, c.2, Gosudarstvennoe İzdatelstvo, Moskva-Leningrad, 1929, s.71, 409 vd.)

BELGE 100

Sovyet Ermenistanı’nın Teorisyenlerinden Marents’in 1928 Yılında Yayımlanan Makalesinden

“SUÇLULAR, BATI AVRUPA EMPERYALİSTLERİ VE BİRİNCİ SIRADA ONLARIN SADIK İTİ ALÇAK TAŞNAKSUTYUN’DUR”

(…) Burada yüz binlerce Ermeninin gurbet ellerde yaşamasında kimin suçlu olduğu üzerinde durmayacağız. Ama her samimi emekçi için çürütülemez bir gerçek vardır ki, o da Türk halkının ve de Ermeni emekçilerinin suçlu olmadığıdır. (“Bu onların acılarıdır, suçu değil” derdi Şaumyan Yoldaş [xl] ) Suçlular ise Batı Avrupa emperyalistleri ve birinci sırada onların sadık iti alçak Taşnaksutyun’dur. (…) (Marents, “Litso Armyanskogo Smenohovstva”, Bolşevik Zakavkazya, No. 3-4, 1928, s.94)


5. Bölümün Dipnotları:

[i] Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti, yani Taşnak Ermenistanı kastedilmektedir.
[ii] Sarıkamış, Türk orduları tarafından 29 Eylül 1920 tarihinde kurtarılmıştır. Telgrafın bu tarihten önce yazıldığı anlaşılmaktadır.
[iii] İtilaf Devletleri’nin Tiflis’teki temsilcileri.
[iv] Taşnak hükümeti ordusu komutanı tarafından firar eden askerleri aramak üzere Eçmiadzin kazasından Gümrü köylerine bir subay görevlendirilir. Bu rapor, Taşnak komutanı tarafından bu subayın ifadelerine dayanılarak yazılmıştır.
[v] Sarkis İvanoviç Kasyan. Ermenistan Devrim Komitesi’nin Başkanı.
[vi] Aleksandr Artemyeviç Bekzadyan. Ermenistan Devrim Komitesi Başkan Yardımcısı ve Dışişleri Halk Komiseri.
[vii] Yılı yazılmamakla birlikte 1920 olduğu anlaşılmaktadır.
[viii] Taşnaklar kastedilmektedir.
[ix] İtilaf Devletleri kastedilmektedir.
[x] Nadejda Sergeyevna Alliluyeva. Telin başındaki görevli. Ayrıca 1919 yılından beri Stalin’in eşi.
[xi] Vladimir İliç Ulyanov (Lenin).
[xii] Ermenistan’da Sovyet iktidarı 29 Kasım 1920’de ilan edildi.
[xiii] B. V. Legran. Sovyet Rusya’nın Erivan’daki elçisi.
[xiv] Taşnak hükümeti, Devrim Komitesi’nde Taşnaklara da yer verilmesi şartıyla Ermenistan’ın Sovyetleştirilmesine razı olmuşlardır. Taşnak liderleri Dro ve Terteryan’ın bu vesileyle Komite’ye alınmasına karar verilmiştir. Bkz. RGASPİ fond 85, liste 14, dosya 31, yaprak 1. Ancak bir süre sonra Taşnak temsilcileri görevlerinden uzaklaştırılacaktır.
[xv] Gümrü Antlaşması kastedilmektedir.
[xvi] Bu ifadeyi Lenin, el yazısıyla düşmüştür.
[xvii] Ermenistan Devrim Komitesi.
[xviii] Adolf Abramoviç İoffe (1883-1927), Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP) (b) Merkez Komitesi Yurtdışı Bürosu üyesi (1906-08); RSDİP (b)-RKP (b) Merkez Komitesi yedek üyesi (1917-19); Brest-Litovsk görüşmelerinde heyet başkanı, Almanya Büyükelçisi (1918); Cenova Konferansı heyet prezidyumu üyesi (1922); Japonya ve Çin Büyükelçisi (1922-24); Avusturya Büyükelçisi (1926). Bkz. O.N. Ken, A.İ. Rupasov, age, s.664.
[xix] Merkez Komitesi.
[xx] Bekir Sami (Kunduk). BMM’nin açılmasının ardından ilk hariciye vekili olmuş (3 Mayıs 1920), daha sonra yürüttüğü zararlı faaliyetlerden dolayı görevinden alınmıştır. Ayrıca Moskova’ya giden ilk Türk heyetinin de başkanlığını yapmıştır.
[xxi] Ali Fuad (Cebesoy). Türkiye’nin ilk Moskova Büyükelçisi.
[xxii] Mihail Vasilyeviç Frunze (1885-1925), Ukrayna Kara ve Deniz Silahlı Kuvvetleri Komutanı, Ukrayna Sovyetleri Merkez Yürütme Kurulu üyesi, Halk Komiserleri Kurulu üyesidir. Kızıl Bayrak nişanı sahibidir. Frunze, daha sonra kendi adı verilecek olan Harp Akademileri’nde komutanlık, Troçki’nin yerine Savunma Halk Komiserliği ve Politbüro yedek üyeliği de yapmıştır. Savaş kuramı üzerine birçok eseri vardır. Frunze, 13 Aralık 1921’de Türkiye ve Ukrayna arasında Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması’nı imzalamak üzere Ankara’ya gelir. Mustafa Kemal’le görüşmeler yapan, Batı cephesine de giden Frunze heyeti, 14 Ocak 1922 günü Samsun’dan ayrılır. Bkz. Mehmet Perinçek, age, s.114.
[xxiii] Azerbaycan Türkleri kastedilmektedir.
[xxiv] Aleksandr Fedoroviç Myasnikov (gerçek soyadı Myasnikyan - takma adı Martuni), Sovyet devlet adamı, Parti yöneticisi, edebiyatçı. 1906’dan beri Komünist Parti üyesi. Nahcivan na Donu kentinde tüccar bir ailede doğdu. 1911 yılında Moskova Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1901 yılında Nahcivan’da, ardından Moskova’da yasadışı liseli faaliyetlerine katıldı. 1904 yılından itibaren devrimci hareket içinde yer aldı. 1906 yılında tutuklandı, sürgüne gönderildi. Bakû’de çalışmalar yürüttü. 1912-14 yıllarında edebiyat ve propagandayla ilgilendi. 1914 yılından itibaren askerler arasında devrimci propaganda faaliyeti yürüttü. Şubat Devrimi’nin ardından Batı Cephesi cephe komitesinde çalıştı. Minsk’te çıkan Bolşeviklerin gazetesi Zvezda’nın redaktörlüğünü yürüttü. Bolşevik Partisi’nin 6. Kongresi’ne delege olarak katıldı. Eylül 1917’de Parti’nin kuzeybatı bölge komitesi başkanlığını, Ekim’de batı komitesi üyeliğini yürüttü. Kasım 1917’de Batı Cephesi’nin komutanlığına seçildi. Kimi zaman Genelkurmay Başkanlığı görevini yerine getirdi. 1918 Baharında Povoljski Cephesi’nde Beyaz Çek Ordularına karşı komutanlık görevine getirildi. 1919 başında Belorus Merkez Yürütme Kurulu başkanlığını yaptı. 1919-21 yıllarında Bolşevik Partisi’nin Moskova Komitesi’nde değişik görevler aldı. 1921 yılında Ermenistan SSC Halk Komiserleri Kurulu Başkanlığı’nı ve Askeri İşlerden Sorumlu Halk Komiseri görevini yerine getirdi. Aynı zamanda Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti’nin (TSFSC) Halk Komiserleri Kurulu’nun başkan yardımcılığını yaptı. Parti’nin Kafkasya Bürosu’nun üyesi olarak çalıştı. 1922 yılında TSFSC’nin Birlik Konseyi başkanlığını, ardından Bolşevik Partisi’nin Transkafkasya Bölge Komitesi Birinci Sekreterliğini yürüttü. Aynı zamanda Zarya Vostoka gazetesinin redaktörlüğünü yaptı. SSCB Devrimci Askeri Konseyi ve SSCB Merkez Yürütme Kurulu Prezidiumu üyesi. 12. ve 13. Kongrelerde Bolşevik Partisi’nin Merkez Komitesi’ne seçildi. Bilimsel Sosyalist teori, tarih ve edebiyat alanında birçok eser yazdı. 22 Mart 1925 yılında bir uçak kazasında hayatını kaybetti. Bkz. Büyük Sovyet Ansiklopedisi’nin (1970-1977 baskısı) A. F. Myasnikov maddesi.
[xxv] Azeriler kastedilmektedir.
[xxvi] Taşnak askeri birliklerine verilen ad.
[xxvii] Taşnakların önemli parti ve devlet yöneticilerinden olan Avetis Agaronyan, Taşnak Ermenistanı adına Sevr Antlaşması’na imza atmış ve Lozan Konferansı’na da katılmıştır. Bkz. Entsiklopediya “Armyanski Vapros”, age, s.9 vd.
[xxviii] Taşnak Ermenistanı’nın son başbakanıdır.
[xxix] Önde gelen hmbapetlerden biridir.
[xxx] Taşnak gönüllü birliklerinin komutanlarına verilen addır.
[xxxi] Belgenin üzerinde VKP (b) MK (Bütün Rusya Komünist (Bolşevik) Partisi Merkez Komitesi) Gizli Arşivi damgası bulunuyor.
[xxxii] Olağanüstü Komite. İlk Sovyet istihbarat örgütü. Birkaç değişiklikten sonra KGB adını alacaktır.
[xxxiii] Stalin, bu cümlenin üzerini çizerek el yazısıyla şu düzeltmeyi yapmış: “Cinayetin Taşnaklara yakın kişiler tarafından gerçekleştirildiği veya her halükarda hazırlandığına dair bazı bulgular mevcut.”
[xxxiv] Merkez Komitesi.
[xxxv] Stalin, “sabahın erken saatlerinden Cemal Paşa’nın öldürülmesine kadar” bölümünün üstünü çizerek el yazısıyla “daha sabahtan” düzeltmesini yapmış.
[xxxvi] Stalin, bu cümlenin üzerini çizerek el yazısıyla şu düzeltmeyi yapmış: “Taşnaklar arasında tutuklamalar yapılmaktadır.”
[xxxvii] Josef Stalin. Stalin’in kendi el yazısıyla düştüğü parafı.
[xxxviii] Sovyet Rusya’nın Lozan Konferansı’nda sadece Boğazlarla ilgili oturumlara katılmasına izin verilmiştir. Diğer meselelerle ilgili oturumlara katılması engellenmiştir.
[xxxix] Fransız hakim çevrelerinin gazetesi.
[xxxx] Stepan Georgiyeviç Şaumyan, 1 Kasım 1878 tarihinde Tiflis’te doğdu. Komünist Parti’nin Kafkaslar’daki en önemli liderlerinden, gazeteci, edebiyat eleştirmeni. 1900 yılından beri Komünist Parti üyesi. 1899 yılında Ermenistan’da ilk Marksist grup olan Calaloglu’nu örgütledi. 1902 yılında kurulan Ermeni Sosyal-Demokratlar Birliği’nin kurucularından. 1902 yılı sonunda Almanya’ya iltica etti. 1905 yılında Berlin Üniversitesi Filoloji Fakültesi’ni bitirdi. Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (RSDİP) yurtdışı bürosunda çalıştı. Parti’nin yayınlarının Ermenice ve Gürcüce yayınlanmasıyla uğraştı. Marx, Engels ve Lenin’in eserlerini Ermeniceye çevirdi. 1905 yılında Tiflis’e döndü. RSDİP Kafkas Birlik Komitesi’nin yöneticiliğini yaptı. Parti’nin 4. ve 5. Kongrelerinde delege olarak bulundu. Bakû’deki bolşevik örgütünü kurdu. Birçok Bolşevik yayın organını kurdu ve redaktörlüğünü yaptı. 1911 yılında Parti’nin Rusya Örgütlenme Bürosu üyeliğine seçildi. 1914 yılında Bolşeviklerin Bakû örgütünü yönetti. 1915 yılında RSDİP’in Kafkasya Bürosu’nda görev yaptı. 1917 yılında Şubat Devrimi’nin ardından Bakû Sovyeti’nin başkanı oldu. RSDİP (b)’in 6. Kongresi’nde Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. Ekim Devrimi’nin ardından Kafkas İşlerinden Sorumlu Olağanüstü Komiserlik görevine atandı. 1918 Nisanında Bakû Komünü sırasında Bakû Halk Komiserleri Kurulu’nun başkanlığını ve dışişleri komiserliğini yürüttü. 20 Eylül 1918 tarihinde İngiliz işgalcileri ve Eserler (Sosyalist Devrimciler) tarafından diğer 25 halk komiseriyle birlikte kurşuna dizilerek öldürüldü. Bilimsel Sosyalist teori, felsefe, sanat ve edebiyat üzerine birçok eser verdi. Bkz. Büyük Sovyet Ansiklopedisi’nin (1970-1977 baskısı) S. G. Şaumyan maddesi.
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...