CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

ALLI ER nasıl ALLIER oldu...

ALLI ER nasıl ALLIER oldu...


Al kelimesi,Türklerin başına AKIL düşenden bu yana var. Türklerin kök kelimelerinden birisi. Cümlenin içinde, yüklemin veya öznenin yüklediği göreve göre ya renk ya da almak fiili görevini alır.
Çin kaynaklarında Türkleri söyle tarif ederler:

1- Türkler çok oynak,neşeli bir halk. Hayvan kemiklerinden üflemeli çalgılarıyla hep oynarlar.

2- Türkler Al renk bağımlıları.Giysilerinde çoğunlukla Al renk ve tonları vardır.

Evrende Al renk iki varlığa atfediliyor;
Çinliler Türklere atfediyor Al rengi.
Vatikan Al rengi Tanrıya atfediyor.

Tür Ük = Türk yaradan soylu, Tanrı soylu demektir. Sanırım her şeyi açıklıyor.
Türk boylarından Al Evliler var. Allı Er ırmağı, Evin Al ili var... Dahası Kızıl Irmak var, Kızıl Deniz var, Kızıl Dağ var. Kızıl Boyu var.....

Muhteşem bir kültürel devamlılık. Tengri'ye inanan Türklerden Hristiyan,Yahudi , Müslüman Türklere kadar.Yani Sarı denizden Atlantik Okyanusu'na kadar kültürel devamlılık...

Buyurun Türklerinin yerleşkesi... Allı Er yerleşim yeri 420 km uzunluğunda Allı Er Irmağı, Allı Er bölge adı, Allı Er aile adı.

Allı Er ismi Roma döneminde Fransa'ya yerleştirilen Alan, İskit lejyon birliklerinden geliyor olabilir. Roma İmparatorluğu'nun atlı süvarilerinin çoğunluğu İskit, Avar, Alan gibi Türk soylu askerlerden oluşuyordu.

Avrupa'da bir çok yer (Fransa,Belçika, İngiltere, Hollanda ve diğer Avrupa bölgelerinde) Türk beylerinin kontrolüne verilerek Türk lejyonları buraya yerleştirildi. Beyler bölgenin valisi olarak görev yaptılar. Ör. Gaziantep'teki İskit Lejyonu (Legio IV Scythica) en ünlülerinden biridir. Kahramanlıkları ile bilinir ve Avrupa'daki savaşlara dahi gitmişlerdir. Romalı askerlerin Mars kültü de bu lejyondan gelir.







Alıntı: Oktay Polat, Uygun Süleyman

Türkçülüğe dair bütün hareketler ve Türkçülüğün en büyük adamı

Türkçülüğe dair bütün hareketler sonuçsuz kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefküresi etrafında birleştiren ve büyük çöküş tehlikesinden kurtarmayı başaran büyük dâhi ortaya çıkmasaydı! 

Bu büyük dâhinin isimini söylemeğe hacet yok, bütün dünya bugün "Gazi Mustafa Kemal Paşa" ismini mukaddes bir kelime sayarak her an hürmetle anmaktadır. (*)


Evvelce Türkiye'de, Türk milletinin hiç bir mevkii yoktu. Bugün, her hak Türk’ündür.
Bu topraktaki hakimiyet Türk hakimiyetidir, siyasette, harsta, iktisatta hep Türk halkı hakimdir. Bu kesin ve büyük inkılabı yapan zat Türkçülüğün en büyük adamıdır.
Çünkü düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat yapmak ve bilhassa başarıyla sonuçlandırmak çok güçtür.


Ziya GÖKALP, ''Türkçülüğün Esasları''


--


(*) - Bu büyük dâhinin isimini söylemeğe hacet yok, bütün dünya bugün "Gazi Mustafa Kemal Paşa" ismini mukaddes bir kelime sayarak her an hürmetle anmaktadır." İşte bu ifadenin örneklerinden sadece birinin resmidir  :


Asalet ve zeka böyle bir şey.. Japon Prenses Akiko Mikasa Atatürk'ün önünde saygı ile eğiliyor.


.



Atatürk'ü duygulandıran katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Mehmet

Başbuğ Atatürk, yurtiçi gezilerinin birinde Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:

-Sen güreş bilir misin?
Mehmetçiğin “bilirim Paşa’m” cevabı üzerine, yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker, her güreşte üstün geliyordu. Atatürk çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:

-Haydi, bir de benimle güreş. Beni de yenebilir misin..
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu, Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:

-Ata’m, senin sırtını yedi düvel yere getiremedi, bir Mehmet mi bu işi başarır.. dedi.
Ata’nın gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı, Mehmetçiği alnından öptü.

Tahsin UZER
(Kaynak: Millet Dergisi, 1946)


MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...