CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

ERMENİ BİRLİKLERİNİN YETKİLİLERİNDEN MEKTUPLAR

‘Komuta kademelerinde kötü içgüdüler gelişiyor’
“Gönüllü birliklerimizin etrafında dağıtmamız gereken bir hava oluştu. Ortadan kaldırma imkânımızın olmadığı bir yığın organik yetersizlik söz konusu. O da fikirsel ruhun ve disiplinin olmaması. Savaş ve cephe hayatı, gönüllü birliklerimize militarizm damgasını vurdu.”

MEHMET PERİNÇEK İÜ AİİTE Ar. Gör.

Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rus ordularının yanında Türkiye’ye karşı savaşmak üzere çoğunluğu Türkiye Ermenilerinden oluşan Ermeni gönüllü birlikleri kurulur. Türk ordularının savunma hattını yırtmak görevini üstlenen gönüllü birlikler, Müslüman nüfusa karşı yoğun bir katliam ve yağma politikası izler. Bunların yanında disiplinsiz hareketleriyle de dikkat çeken gönüllü birlikleri, bazı Ermeni yetkililerde de büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. Bu yazımızda Ermeni gönüllü hareketinin Amerika’dan geldikleri anlaşılan 3 yetkilisinin yazdıkları mektuplara yer vereceğiz. Asılları Ermenice olan mektupların o dönemde Çarlık yetkilileri tarafından rahatsızlık duydukları gönüllü hareketini takip amacıyla ele geçirildiği ve Rusçaya çevrilerek üst makamlara sunulduğu anlaşılmaktadır.

“FİKİRSEL RUH VE DİSİPLİN YOK”
S. Vratsiyan isimli Ermeni yetkilinin 20 Aralık 1915 tarihinde Erivan’dan ABD Boston’a gönderdiği mektup, Rusya Askeri Tarih Devlet Arşivi’nde (RGVİA) fond 2100, liste 1, dosya 646, yaprak 11-13, 11 arkası, 12 arkası numaralarıyla saklanmaktadır. Vratsiyan, Ermeni Birlikleri İdari Komitesi üyesidir ve savaşın başından beri komitede yetkili görevlerde bulunmaktadır. Ermeni Birlikleri İdari Komitesi antetli mektubun özellikle gönüllü birliklerin değerlendirildiği satırları çarpıcıdır:

“Gönüllü birliklerimizin etrafında dağıtmamız gereken bir hava oluştu. Bir sene sürecinde birliklerimizin olumsuz ve olumlu yanları, oldukça açık bir şekilde birbirinden ayrıldı. Ortadan kaldırma imkânımızın olmadığı bir yığın organik yetersizlik söz konusu. O da fikirsel ruhun ve disiplinin olmaması. Savaş ve cephe hayatı, gönüllü birliklerimize militarizm damgasını vurdu. Gönüllü birlikler, buraya hiçbir şekilde fikirsel amaçlarla gelmemiş olan bir sürü öğeyle dolu. Komuta kademelerinde savaş şartlarının ürünü olan kötü içgüdüler gelişmeye başlıyor. Bütün bunlar, fikirsel temellerde ortaya çıkan harekete gölge düşürüyor. (…)

“ORGANİZASYON PARASINI İÇ ETMEK İÇİN SEBEP ARIYORLAR”
“Ayrıca gönüllü birliklerimizle ilgili fikrimi değiştirdim. Derin bir acıyla bir sürü düzeltilemez yetersizlikleri olduğunu görüyorum. Sevgili kahramanlarımız beni inanılmaz hayal kırıklığına uğrattılar. Gençlerimize dair umutlarım sarsıldı, hatta bu birliklerimizin gelecekteki ordularımızın çekirdeği olacağından kuşku duymaya başladım. Büyük beklentilerimizle karşılaştırıldığında çok cılız kalıyor. Mesela size haklarında çok yazdığım Amerika’dan gelen gönüllülerimizi ele alalım. Sizin tarafınızdan Merkez Komite aracılığıyla gönderilenlerin büyük çoğunluğu yarı yoldan geri döndü, bazıları ise daha Tiflis’e gelmeden kaçtılar. Organizasyon parasını iç etmek için sebep arıyorlar. Üçüncü grup ise buraya ulaştı. Ancak sizin gönderdiğiniz paraların üç bin rublesinden fazlasını aralarında paylaştılar ve bize hesap verme gereğini bile hissetmediler. Bununla ilgili size ayrıntılı bir mektup göndereceğim. (…) Nasıl olur da Amerika’da ortak davaya yüzleri feda ederken, aynı insanlar burada her adımda bir kuruşu dahi kapmaya çalışır, anlayamıyorum.”

VAN’DA HALKI HARACA BAĞLAYAN ERMENİ YETKİLİ
Ermeni yetkili, mektubunda Urmiye’ye gönderilen Ermeni birliklerinin İranlılar arasında rahatsızlık yarattığını belirtirken Van Valisi Termen’in hiçbir faydalı iş yapmadığını da yazar. Vratsiyan’ın verdiği bilgilere göre Yedjeryan isimli Ermeni yetkili, Van’da kendi adamlarıyla birlikte ticaretle uğraşmaktadır ve halkı haraca bağlamıştır. Bütün bunlar halk içinde genel bir hoşnutsuzluk yaratmıştır. Yedjeryan ve adamları, Rus memurlarına dönüşmüşler, halkın dertlerini sözde dinlemekte ve yerlerinden kıpırdamamaktadırlar. Vratsiyan, ayrıca talep etmedikleri sürece Amerika’daki arkadaşlarından para göndermemelerini ister, çünkü hükümet mali meselelerde onları aldatmaktadır.

“KATOLİKOS, KİŞİLİKSİZ, ZAYIF VE TATSIZ İHTİYARIN BİRİ”
Yazımızda ele alacağımız ikinci mektup ise S. Vramyan tarafından Boston’a Bay H. Darpinian’a gönderilmiştir. Ermeni Birlikleri İdari Komitesi ve diğer başka Ermeni komitelerinin yetkilisi olan Vramyan’ın Tiflis’ten gönderdiği mektup arşivde fond 2100, liste 1, dosya 646, yaprak 27, 27ob., 28 numaralarıyla kayıtlıdır. Mektubun Rusça çevirisinde tarih belirtilmemekle birlikte 1915 yılı sonlarında ya da 1916 başlarında yazıldığı anlaşılmaktadır.
Vramyan da geniş Ermeni kesimleride büyük hayal kırıklığının yaşandığını, insanların yorulduğunu ve bir şey yapacak durumda olmadıklarını belirtir. Vramyan, imkân olsa kendisinin bile oradan kaçmak istediğini ifade eder. Vramyan’ın Ermeni ruhani lideri katolikosu değerlendirdiği satırları da dikkat çekmektedir:
“Bildiğiniz üzere katolikos, çok zayıf bir adam. Çevresindeki adamların onu idare ettiğini yazmaya gerek yok. Size daha önce onunla ilgili yazmıştım: İzmirliyan, Hrmyan ya da Ormanyan’dan tamamen farklı. Kişiliksiz, zayıf ve tatsız ihtiyarın biri.”

“ÜZERİMİZE PİSLİK BULAŞIYOR”
Vramyan, ardından mektubuna şu satırlarla son vermektedir:
“Aklımızı kaybettik, bir sürü hata yapıyoruz, sağdan ve soldan üzerimize pislik bulaşıyor, çalışmalarımızın ufkunu genişletme imkânını yitirdik. Sizler, bu konuda bize yardım etmelisiniz, basın yoluyla bu havayı temizlemelisiniz. Bütün araçlarınınız propagandaya ve bizi aydınlatmaya yönelmeli. Bu, özellikle gerekli. Çünkü birçok kişi bize karşı tavır almaya başladı ve bizi gönüllülerden dolayı suçluyorlar.”

“KATOLİKOS, PARALARI İLETMİYOR”
Diğer mektup ise 10 Ocak 1916 tarihinde Mnatsakanyan tarafından Amerika Yürütme Komitesi’ne yazılmıştır. Mektup, RGVİA fond 2100, liste 1, dosya 646, yaprak 26 numaralarıyla kayıt altındadır. Mnatsankanyan, Ermeni katolikosuyla ilgili şunları yazmaktadır:
“Paraya çok ihtiyacımız var, Ermeni komitesi ‘Ulusal Savunma’dan tek kuruş alamadık. Katolikostan Nubar Paşa’nın gönderdiği 2500 doları hala alamadık. Sadece sizin gönderdiğiniz 500 dolar elimize geçti. Paranın olmaması işlerimizi çok zorlaştırıyor. Artık katolikosa para göndermeyin, bize iletmiyor, doğrudan bizim adımıza gönderin.”
Ermeni gönüllü hareketinin üst düzey yetkililerinin yukarıdaki satırları itiraf niteliğindedir. Gönüllü birliklerin disiplinsizliği, komuta kademelerinde gelişen kötü içgüdüler, gönüllü hareketine yöneltilen suçlamalar, mali yolsuzluklar, kurumlar arası parasal çekişmeler ve bütün bunların Rus yetkililer tarafından gözlem altına alınması hareketin özünü anlamak açısından önemli ipuçları vermektedir.

Aydinlik 2 Mart 2008
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...