Başbuğ Atatürk, yurtiçi gezilerinin birinde Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
-Sen güreş bilir misin?
Mehmetçiğin “bilirim Paşa’m” cevabı üzerine, yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker, her güreşte üstün geliyordu. Atatürk çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
-Haydi, bir de benimle güreş. Beni de yenebilir misin..
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu, Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
-Ata’m, senin sırtını yedi düvel yere getiremedi, bir Mehmet mi bu işi başarır.. dedi.
Ata’nın gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı, Mehmetçiği alnından öptü.
Tahsin UZER
(Kaynak: Millet Dergisi, 1946)
-Sen güreş bilir misin?
Mehmetçiğin “bilirim Paşa’m” cevabı üzerine, yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker, her güreşte üstün geliyordu. Atatürk çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
-Haydi, bir de benimle güreş. Beni de yenebilir misin..
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu, Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
-Ata’m, senin sırtını yedi düvel yere getiremedi, bir Mehmet mi bu işi başarır.. dedi.
Ata’nın gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı, Mehmetçiği alnından öptü.
Tahsin UZER
(Kaynak: Millet Dergisi, 1946)