CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR
Zihin kontrolü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zihin kontrolü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

-Güncelleme- SUBLIMINAL YÖNTEMLE BEYIN KONTROLU



Editörün notu: 
Plan, plansızlıktan üstündür. 
Başkalarının hazırladığı planın bir parçası yada kurbanı olmak yerine, 
Yüksek Türkiye idealimiz için biz Türkler kendi yükselişimizi hazırlamalıyız. 
İstediğimiz gibi bir dünyayı tesis etmek için,
 Türkün geleceğini damarlarında asil kan bulunan Türk planlamalı, 
yaşanacak olanları hazırlayan kendi Subliminal çalışmalarımız da derhal başlamalıdır!




"Kim bir şeyin tümünü görebiliyorsa, ona bütün parçaların manaları da anlaşılabilir olacaktır." 




"Kim bir şeyin tümünü görebiliyorsa, ona bütün parçaların manaları da anlaşılabilir olacaktır." Sübliminal konusu, budur.

Onun içindir ki, konunun hakkıyla anlaşılabilmesi için tümden gelim ve tüme varım metodlarını birlikte çalıştırmak zorunludur. O yüzden konuya yabancı olanlar için tekrar tekrar okunması gerekebilir.
Doğaldır ki her bilimin kendine özgü bir dili vardır.

Bu konu da daha çok parapsikoloji, spiritüalizm, derin psikoloji, kuantum fiziği alanında incelenmektedir şimdilik.






Psi alanı ve etkileri’nin objektif gerçekliği, bizde Subliminal Reklamlar ve Reklamcılık Etiği ile gündeme geldi. Subliminal yöntemle hazırlanan reklam türlerinde; filmlerde; propagandalardatelevizyon, sinema vd'de izleyicisinin hakkında bilgi sahibi olmadığı dahası görmediği, duymadığı kısacası duyularıyla fark etmediği imajlarla, sembollerle bilinçaltına gizli mesaj ve resimler gönderiliyor.


Çünkü gözle görülmeyen, kulakla işitilmeyen bu mesaj ve resimler bilinçaltına ulaşıyor ve tüketici üzerinde normal bir reklamdan çok daha yüksek oranda etki bırakıyor.

Subliminal reklamcılık yada yayın denen bilinçaltını hedef alan çalışmalar ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı. Ancak, reklamlarda kullanılması, askeri amaçlarla kullanılmasından çok çok sonradır. O halde, Psi hakkında biraz konuşmak, hatırlatmalar yapmak gereklidir.

[ Dünya üzerinde varolan her ekolün, her bilimsel araştırmanın kendine ait bir tarihçesi vardır. Her ne kadar psi ve psi araştırmalarının başlangıcı insanlık tarihi kadar eski ise de kurumlaşması ve bir bilim dalına dönüşmesi 1850’li yıllara rastlar.
  Mitolojilerde, efsanelerde ve ruhsal öğretilerde insanın beş duyusunun dışına taşan yönleriyle ilgili sayısız örnek vardır ama New York 'un Hydesville kasabasında yaşayan Fox ailesi, özel metotlarla ruhsal iletişimin kurulabileceğini ispatlayan ilk ailedir.
  Fox kardeşlerin başından geçen olaylar ve psi yetenekleri konuyla ilgilenmek zorunda kalan birçok bilim adamı ve uzman tarafından incelenmeye alındı. Böylece Fox ailesi bugün dünya üzerinde milyarlarca kişiye hizmet veren Parapsikoloji adlı bilimin doğmasına neden oldular. ]

Sübliminal / Bilinçaltı ve Bilinçdışı .. Psi (Psych ; psyche)… konularını gerektiği şekilde bilmek, insanın oto kontrolü için gereklidir.

Psişe bilinçli ya da bilinçdışı, tüm duygu, düşünce ve davranışları içerir. Psişe birbirinden farklı biçimde çalışan, ancak birbiriyle etkileşim durumunda bulunan sistemlerden oluşur: Bilinç, bilinçüstü, bilinçaltı, bilinçdışı; kolektif bilinçdışı kolektif bilinçaltı [1].

Bilinçaltı alanı, hem kişisel ve hem de kollektif hallerdedir.

Günümüzde bütün emperyalist yapılar, kuantum teknoloji sahibi bütün dünya ülkeleri psişe hakkında gerçeklerin dahasını araştırıp buluyor ve istismarına - nasıl manüpile edeceklerine kadar biliyor. 
20 yüzyılın son çeyreğinde psi düşüncesi kamuoyunda iyice yaygınlaştı. Ve bütün dünyada esrarengiz ve bilinmez sanılan güçlerin, “imkansız” ihtimallerin, kısacası günümüzde ülkemiz gibi ülkelerde hüküm süren bilimsel düşüncenin kabul etmediği güçlerin, yeteneklerin hadiselerin ve görüntülerin sembolü oldu bu..

Sübliminal teknikler asırlardır uygulanmaktadır aslında. Örneğin, Tevrat, İsrailoğullarının [2] subliminal mesajlarıyla - bilinçaltı mesajlarıyla doludur (İsrailoğulları Mısırdan çıkarken Mısır'ın ilimlerini bilimlerini de alıp çıkmıştır. Malum, Hz. Musa Mısır rahipleri tarafından yetiştirilmişti ve maji bilgilerine ve uygulamalarına da sahipti). Tevrat, insanların "Kutsal Kitap"inançlarının istismarına yönelik "kehanetler" ile doludur. Oysa bunlar, ne kehanet ne de önceden bilme falan değildir. Geleceği planlayıp yaşanacakları hazırlayan Subliminal çalışmalardır.

Günümüzde de özellikle İsrailoğulları-Yahudiler ve tüm Batı,  günümüzün sübliminal teknolojileri ile geleceği planlayıp, yaşanacakları hazırlayan Subliminal çalışmalarını, aralıksız sürdürmektedirler.  İşte örnekler:





Öyledir ki, sözde dünyayı kurtarabilmek için, bugün de "Tanrıyla güreşmekte"ler. Tabii ki Batı'nın ve İsrailoğullarının / yahudilerin hedefleri, dünyayı yönlendirip yönetmek. Tabii barışçıl, insancıl amaçlarla değil.

 (Kemalizmin tersidir. O nedenle Kemalizmi değil Osmanlıcılığı desteklerler.. ve bkz: Türkiyede cinselliğin iğrenç noktaya çekilmesine ve Türkiyenin her alandaki ahlaki çöküşünü "din" adı altında meşrulaştırma çalışmalarına ).

Dünyayı istedikleri şekle getirebilmek için önce yakıp yıkıyor, bölüp parçalıyor ve insanı insan yapan değerleri yozlaştırıp geriletiyor ve de ruhen ve bedenen ve köle - hasta insanlık yaratıyorlar. Sonra üstüne, istedikleri gibi bir dünyayı yani YeniDünyaDüzeni'ni zulümle dayatıyorlar.

Bunun için üniversitelerde dernekler kuruyor; ülke siyasileriyle ve terör örgütleriyle kendi yöntemleriyle iş tutuyor; televizyon başta olmak üzere radyo, internet, gazete, film yapımı, bilgisayar oyunları yoluyla kısaca her yolu ve yöntemi kullanarak kendilerine daha çok yönetip yönlendirebilecekleri / hükmedebilecekleri yandaş arıyorlar yada yaratıyorlar.

• ABD ve eski SSCB de psi çalışmaları 

Gizli Psi araştırmalarıyla elde ettikleri bilgilerin bazı neticeleri gene kendi aralarında gizli parapsikoloji savaşı şeklinde idi. Soğuk savaş bunun çok az bir yankısıdır. ABD nin HAARP projesi de öyle.. KUANTUM TEKNOLOJİ de tabii.

Doğu ve Batının askeri laboratuarlarında ve üniversitelerinde yapılan psi araştırmaları da
Psi imkanlarını hedef almıştır doğal olarak. Örn, ABD Irak’a çıkartma yapmadan önceki ve hava saldırıları sırasında kullandığı sembol, imaj ve beyin güdüm frekanslarını ve yöntemlerini hatırlayınız. 

Bu ülkeler, en yeni bilimsel anlayışların gözetimi altında, modern teknik imkanlarla PSİŞİK araştırma yapmaktadırlar. Bu konuda, Rusya’ da bizim bildiğimiz en az 8 büyük enstitü bulunmaktadır.  Ve en az bu kadar özenli bilimsel araştırma da, ABD ‘nin birçok üniversite ve özel araştırma merkezlerinde meydana gelmektedir..

Bizler için, onların bilimsel toplantılarından kamuoyuna sızan ve uzmanlık dergilerinde okunabilen her şey son derece faydalıdır. Fakat, yapılan deneylerin bilimsel esasları hakkında sunulan bildirileri çok eksik ve imalar şeklindedir. Ve Deneylerde kullanılan teknik araçların ayrıntılı tariflerinden kaçınılmaktadır..

Gene, ulaşılan başarıların sonuçlarına ilişkin istatistik rakamlar aynı şekilde gizlenmektedir. Yani psi araştırmalarının büyük kısmı  “top secret” başlığı altında yürütülmektedir.

Yani, modern bir gizli bilimin ifşaatlarına bağlı olduğumuz ve psi tezahürlerinin varlığına ya inanmaya yada bırakmaya bağlı olduğumuz fakat kendimizce bir hüküm çıkaramayacağımız anlamına mı gelmektedir bu? Asla!.

Psi güçleri ve etkileri’nin objektif gerçekliği, yüzlerce yıl öncesinden beri bilinmektedir. 

Yukarıda da değindiğimiz gibi psi araştırmaları yeni bir şey değildir ve gerçek bilimsel temele oturtulmuş psi araştırmaları ezelden beri mevcuttur. Geçmiş yüzyıllarda Batının ve Uzak Doğunun ileri gelen bilginlerinin buna katkısı çok olmuştur. Fakat onlar da gözlemlerini gizli tutuyorlar ve bunları sırdaş çemberine veriyorlardı. Bunun nedenlerinden biri, çok tehditkar ve devrimci bilgiler olarak kabul edileceği gerekçesiydi. Ancak yine de yazıları duruyor ve bilgileri emrimize amadedir..

Ülkemiz ise bir yeniyi daha başlatmıştı bu konuda. Yeterince sahiplenilmedi bir türlü. Yani, bütün bu bilgileri ıslah eden ve eksiklerini tamamlayan Dr. Bedri Ruhselman’ın bu konuda derin, kapsamlı çalışmaları ve yayınları vardır. Ve “nedense" bunları ülkemiz insanları değil ama, ABD, tüm BATI ve DOĞU çok iyi bilmekte ve kullanmaktadır:

"Kim bir şeyin tümünü görebiliyorsa, ona bütün parçaların manaları da anlaşılabilir olacaktır." Sübliminal’in konusunu bu ilke ile ele alacağız. O nedenle de, bilimin en yeni konumuna göre, Subliminal ile PSİ  güçlerinin özünü ve gerçekleşmesini bilmeli; modern psi araştırmasının uygulamada nasıl ve nerelerde kullanıldığını görmeliyiz.

Altını kalınca çizmek gerekir ki, toplumuzda  subliminalin niteliği, varlık ve güç alanlarının gerçek güçleri hakkında genişçe bir bilgisizlik hakimdir. Bu kaybın giderilmesi gereklidir. O halde:

Psi güçleri nedir?.

Akşam evinizde tv açıp haberleri izliyorsunuz. Üzerinde fazla düşünmeye gerek duymadığınız bir olay. Çünkü naklin nasıl yapıldığını biliyorsunuz. Resim ve ses, yani ışık ve ses dalgaları verici tarafından elektro manyetik dalgalara dönüştürülüp tv alıcısında tekrar ışık ve ses dalgalarına dönüştürülecektir. Nakli gerçekleştiren güç, elektrik enerjisidir, biliyorsunuz. Peki, enformasyon görüntülerinin diğer bir çeşidi olan ve bilinçte yüzeye çıkan resimlerin-imajların kaynağı neresidir? Ve örn, Bir mucidin ansızın aklına gelen fikrin kökeni nedir?.
Söz konusu tamamen yeni bir fikir ise, hafızanın gizli bir köşesinden gelmiş olamaz.

Şu veya bu şekilde bir yolculuğu – tatili ertelemenize sizi zorlayan iç ses ve ani seziş nasıl meydana gelmektedir? Biriyle konuşurken karşınızdaki aniden düşündüğünüz şeyi söylüyor… peki, kitlesel telkin olayları nasıl meydana gelmektedir?.

Demek ki butun insanlarda hatta tüm varlıklarda bulunan ortak bir şey- birbirini bağlayan bir şey kullanılıyor ki bunlar meydana geliyor.

Yani varlıklar arasında irtibatsızlık - kopukluk olsa idi bunlar meydana gelebilir miydi?! Bu, C.G.Jung tarafından keşfedilen, bizimse modern psi araştırmaları ışığı altında, evrensel yani ortak bir şuurdışı alan dediğimiz bağ sözkonusudur. Bu bağı yani ortak şuuarltı ve dışını, bilinçli yada bilinçsiz kullanmak suretıyle hipnozdan tutunuz kehanelere, ilhamlara, keşiflere vd neden olursunuz. Örneğin tıpkı Tesla gibi..

Tesla’nın icatları evrensel psi alanı (=enerjisi), uygulamaları da dunyanın manyetik alanından (=enerjisinden) yararlanılmak suretiyledir.

Özetle denilen o ki, -olasıdır- kozmik boyutlara sahip olan, duyu organların dışında, bu görünmez suurdışı-ortak alanın üzerinde duracak olursak,  hepimiz psişik bir irtibat ağı ile onunla ve birbirimizle, bağlıyız.. [4]

Nasıl her enformasyon veya bilgi, bir davranış reaksiyonu meydana getiriyorsa, burada da öyledir. İnsan ne kadar şuursuz olursa etki, onun için, o kadar tesirli ve zorlayıcıdır. Bu durumda, onun, davranışı şuursuzca düzenlediği ve yönettiği söylenebilir.

Ancak bu şu da demektir ki, ortak şuur dışı alanın (tıpkı dünyanın manyetik alanı gibi) belli bir frekansı, şuurlu olarak etki altına alınıp, içindeki (depolanmış yani kullanılmış ve kullanılmayı bekleyen bilgi) akıtılabilir. Yada, içine şuurlu olarak sokulan bilgi, uyumlu birilerine şırınga edilebilir. Bu, zaten uzun yıllardır Rusya’da kullanılmaktadır..


[İnsanlığın bütün bilgisinin, şimdiye kadar ki ve bundan sonraki muhtemel olacak bütün düşüncelerin ve davranış kurallarının bir evrensel ansiklopedide toplanmış olduğunu düşünelim.  Bu, şuurüstü, şuuraltı alanları olurdu. Ve işte insan bu evrensel ansiklopedinin bir nüshasına sahiptir.

Buradan çıkan sonuç şudur:- Bu nushadaki bilgileri açığa çıkarmak yada çıkaramamak bütün mesele burada. Yuzeye çıkarabilen öğrenmiştir yani bilinçlidir.- Yine buradan çıkan sonuç şudur: Öğrenme, dıştan nakledilen bir olay değil, aksine, içsel bir okuma görme hadisesidir.- Yani bilinçlenmenin idraklenmenin önemi buradadır.- Yani, bu durumda kontrol şuuraltının değil (ki buna otomatizma denir- farkındasızlıktır), şuurundur (ki buna şuurlu davranış-kendinin farkında olma-farkındalık hali denir) ].

Buradan özetle, hafıza, algıların kimyasal yolla salt beyin hucrelerine nakşedildiği bir depo olmadığı gibi, şuur ve şuurdışı ve de şuuraltı, birbirinden tam ayrı değildir.. bir bütünün içindedir, birbirleriyle bağlantılıdır. Bunların tümü ortak bir psi alanıdır.
Yuzeyde olan kısmına şuur diyoruz, yuzeyin dışında olan kısmına şuurdışı, yuzeyin altında olan kısmına da şuuraltı diyoruz.

Bu evrensel yani ortak suuraltı ile, bireyin psi alanı pozitif amaçla ve yüksek şuurlu olarak kullanıldığında, örneğin, barışı , yaratıcı yeteneklerin genişletilmesi için üstün bir kaynak hizmete açılmış olur. Tersi ise, insanlığın birbirinin boğazına saldırmasına neden olur.

Bireyleri uyuşturucu gibi şeylerden, ruhsal bozukluklardan kurtarmak amaçlı olarak kullanıldığını bir düşününüz… Bu tür uygulamalar, kişinin psi enerjisinin uyandırılarak, uygun raylara oturtulması demektir. Yani şuurdışını yalnızca psişik rahatsızlık ve diğer menfi olayların açıklaması olarak kabul etmek yerine, yaratıcı nitelikleri doğrultusunda incelemek ve bunları her normal ve sağlıklı insan için erişilebilir yapmak da söz konusudur..

Şimdi, subliminal reklamlarda, yayınlarda neden sembol kullanılmaktadır etkileme gücü olarak? Çünkü, Semboller zaman dışı bilgi taşıyıcılarıdır. Bu tür bilgi nakli, ne zahmetli öğrenim ve yorucu düşünmeyi, ne de şuurlu olarak iradeyi ortaya koymayı gerektirmektedir. Bu, bir şeyin veya durumun kavranmasından dolayı ortaya çıkan anı, doğrudan doğruya bilmedir. Bu şekildeki bilgi edinmeye, apaçıklık denmektedir.

Her şeyin olduğu gibi her sembolün de bir titreşim hali vardır. Örneğin bir kurukafa ile kalp sembolü arasındaki titreşim farkını ve hissettirdiklerini bir düşününüz..

Alışılmış duyularla algılanamayan ve psi-alanı’na ait titreşim etkilerine dayanan vasıtalardan biri de subtronik müziktir. Kişilerin ön planda algıladıkları basit, hafif fakat arka plana yerleştirilmiş etkilerle süzülen kulağın duyamayacağı seslerle, semboller yerleştirilebilir şuuraltına ve kişi böylece yönetilebilir.

Bütün bunlardan denilmek istenen şu:.

BENLİK ŞUURUNUZU KAPSAMLI UYANIK TUTTUĞUNUZ TAKDİRDE, YANAŞMALARINA MÜSAADE ETMEDİĞİNİZ BÜTÜN ENFORMASYONLAR, SİZİ ETKİSİ ALTINA ALAMAZ. ETKİ ALTINDA OLMAK, BİLİNÇSİZLİKLE PARALEL ORANDADIR.

Benlik şuurun uyanıklığı da seviye seviyedir. İnce ayrıntılar için ince ayar gereklidir, tıpkı radyo alıcısı gibi.

Bilincin, çok açılı ve çok çeşitli idraklerle kapsam kazandırılması ve derinleştirilip yukseltilmesi şarttır, güdülmemek ve yükselip ilerlemek için.



İtina ve sabır ile zihninizi bilinçli olarak kontrol etmeyi bilmek gerekir.
Bunun için de,  her şeyden önce otomatik davranışları –otomatizmi- devre dışı bırakmak gereklidir.

Bilinçlenme faaliyetinde, her türlü isteklerin arzuların nedenini niçinini araştırmak ve bunlara hakim olabilme gücünü elde etmek ön koşuldur. Bu, öylesine yaşamamak demektir. Ne güdülerinin ne de güdülmenin etkisi altında olmamak demektir ki insana yakışan budur. Diğer türlüsü zaten hayvanlarda da mevcuttur.

Hakiki öğrenme ve bilinçlenme esasen, kendi araştırma, inceleme ve gözlemlerinizi artırıp, başkalarından duyduklarınızla karşılaştırmak, kritik etmek sonucu elde edilen, kendimizce yaratılan bilgidir. Sizi, siz yapan budur. Aksi halde bir taklitten, güdülenden daha fazla bir şey değilsinizdir.

 Kendi gözlemleriyle ve kritik edip karşılaştırmalarıyla öğrenmek, diğer bir deyişle tam kanaat ortaya çıkarmak, işte bu bilimsel davranıştır. Şuurlu olmak kudrettir ve bu kudret dış güce üstündür. Konumuz sübliminal etkileme tekniği olduğuna göre, burada sübliminal etkilere üstünlüktür.

Subliminal, muazzam bir güçtür.. Bunu bilmek ve kendimizde bu güce göre ve de kendimize özgü ayarlar yapmak durumundayız.

Bilinçdışı etki alma etki verme yada bilincalti etkisinin / gudumunun dilini çözmek; etkisini nasıl yanıtlayacağımızı bilmek, ayarlamak bilinclilik seviyemizi yukseltmekle, bizi biz yapan değerlerimizi, ozumuze dair ic bilgimizi açığa çıkarmakla ve ona kapsam kazandırmakla mümkündür.. Ozetle derin aklımızın ve beynimizin hakimi olmak zorunludur.

----
Notlar:

[1]Jung’un tespitlerine göre, içinde doğduğu dünyanın genel bir imgesi, doğduğu anda insanın içinde zaten vardır. İnsan dış dünyasında içsel imgelerinin karşılığı olan nesneleri tanıdıkça, bu imgeler bilinçli gerçeğe dönüşürler. Örneğin, çocuk dünyaya geldiğinde kolektif bilinçdışındaki anne imgesi sayesinde annesini derhal algılar ve onunla ilişkiye geçer. Dolayısıyla insanın algı ve eğilimlerdeki seçiciliği kolektif bilinçdışının içeriğiyle açıklanabilir. 

Bazı şeyleri kolaylıkla algılamamızın ve onlara karşı belirli tepkilerde bulunmamızın nedeni, kolektif bilinçdışında var olan eğilimlerimizidir. Jung, "kişiliğimizdeki en etkili güç tüm insanlık tarihinin deneyimlerini kapsayan kolektif bilinçaltımızdır" der.  Jung, bilinçdışı kavramını bir ada benzetmesi ile açıklardı. Adanın görünen kısmı bilincimizdir. Okyanus kolektif bilinçdışıdır. Ara sıra görülüp ara sıra yok olan kumsal ise bireysel bilinçdışıdır. 

Kolektif bilinçdışı, Jung’un psikolojiye en orijinal katkısı olmuştur. Jung’a göre kişisel bilinçdışı baskılanmış çocuksu isteklerden oluşmaktadır. Ancak Jung’a göre insanın düşüncesi ve beyni yalnızca kişisel bilinçdışının etkisi altında değildir. İnsanın düşüncesine ve beynine evrim etki etmiştir. Kolektif bilinçdışı tüm insanlar için ortaktır. 

Kolektif bilinçdışı kavramını Jung’un sözleri ile daha iyi açıklayabiliriz: “Hayvan basamağının tüm evrelerini aştık; bedenimizde bunların izlerini hala taşırız; örneğin insan cenininde hala solungaçlar bulunur. Atalarımızdan anı olan bir dizi organımız vardır; örgenleme düzlemimiz solucanları andırır, biz de de sempatik sinir sistemi bulunur. Böylece, beden ve sinir örgümüzün yapısında tarihsel soy kütüğümüzle karşılaşırız. Geçmişin izlerini taşıyan ruhumuz için de bu böyledir. Kuramsal olarak ruhumuzun yapısından hareketle tüm insanlık tarihini baştan sona yeniden kurabiliriz. Çünkü bir kez varolan her şey, içimizde hala varlığını sürdürüyordur.” (Jung, 1962) 

[2] İsrail kelimesi, "Tanrıyla güreşen" anlamına gelir. Zira Tanah'ta Yakup'un Tanrı ile güreşi anlatılır.İsra (İbranice'de güreşmek) ve el (Semitik dillerde tanrı) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. 


[3] Subliminal perception is a deliberate process created by communication technicians, whereby you receive and respond to information and instructions without being aware of it. Messages in the form of printed words, pictures or voices presented either very rapidly or very obscurely bypass your conscious awareness. Anything consciously perceived can be evaluated, criticized, discussed, argued, and possibly rejected. Anything programmed subliminally to your subconsciousness meets no resistance. This subliminal information is stored in your brain and capable of influencing your judgment, behavior and attitudes.

The use of subliminal techniques in print communication media has been going on in the United States at least since the World War I period. For example, Norman Rockwell's first cover on The Saturday Evening Post during 1917 incorporated embedded SEXes. Whenever an embedded word or picture accidentally became consciously visible, the readers would pass it off as a joke, an accident, or a product of their imaginations.

Serious commercial experiments with subliminal messaging were conducted in the mid 50-s. On June 22, 1956, the British Broadcasting Corporation experimented with projecting subliminal images on television. Pictures were flashed on the screen too quickly to be seen consciously, but they did make an impression on the subconscious. The BBC experiment was followed by experiments by the Canadian Broadcasting Corporation, Mexico's Televisa commercial TV and radio network, US TV station WTWO in Bangor and many more.

(NOTE: Five Parts of this series have been uploaded so far on my channel)
Part 1 - http://www.youtube.com/watch?v=qWMbaE...
Part 2 - http://www.youtube.com/watch?v=ejr0Bf...
Part 3 - http://www.youtube.com/watch?v=4tpC35...
Part 4 - http://www.youtube.com/watch?v=_oBHXj...
Part 5 - http://www.youtube.com/watch?v=di_uYJ…

[4] Nikola Tesla, ilk defa elektriğin bir kaynaktan çevreye yayılarak kablosuz ve çok yüksek miktarlarda iletilebileceğini söylemiştir. Daha sonra yaptığı deneylerle de bunu göstermiştir.
Tesla'nın rüyası, dünyaya bedava enerji sağlamak idi. 1900 yılında, yatırımcı J.P. Morgan'ın sağladığı 150 bin dolarla Tesla Telsiz Yayın Sistemi/Wardenclyffe adındaki kulenin yapımına Long Island, New York'ta başladı.

Bu yayın kulesi, dünyanın telefon ve telgraf servislerini bağlayacaktı. Aynı zamanda resimleri, borsa verilerini, ve hava durumu bilgisini dünya çapında aktaracaktı. Maalesef, Morgan bunun dünyaya bedava enerji anlamına geldiğini farkettiğinde bu işe para yatırmayı kesti. Dünya, henüz duyulmamış olan sesin ve resmin iletiminden sonra onun bir kaçık olduğunu düşündü. Eğer destek o gün kesilmeseydi, günümüzde insanlar elektriği ücretsiz bir şekilde kablosuz olarak kullanabilecekti.

 Tesla’nın en önemli projesi Kablosuz Enerji İletimi idi. 20 adet ampulü kablo olmadan 25 mil uzaktan yakabildiği kayıtlara geçmiştir. 


Tesla alternatif akım ile ilgili olarak şu sözleri söylemiştir: 
"…Kendi alternatif akım ve yüksek frekans ile ilgili “frekans yüksek olduğu müddetçe yüksek voltajlardaki alternatif akımlar derinin yüzeyinde, herhangi bir yaralanmaya neden olmadan salınırlar. Ama bu amatörlerin becerebileceği bir şey değildir. Sinir dokularına nüfuz edebilecek miliamperler öldürücü bir etki yaratabilir ama derinin üzerindeki amperler kısa süreler için zarar vermez. Derinin altına sızabilecek düşük akımlarsa, ister alternatif ister doğru akım olsunlar, ölüme yol açabilir."



Bu sözleri, Tunguska'daki olayın Tesla'nın denemelerinden biri olduğu yönünde görüşler oluşturmuştur.

Tunguska olayı:



.

MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...