TUM BU ALEYHIMIZE GORUNENLERIN ARDINDA OLANLARA BAKTIGIMIZ ZAMAN SUNU ACIKCA GOREBILMEK LAZIM: TURKIYEMIZ TAM BAGIMSIZLIK YOLUNDA ILERLIYOR.
Pesinen belirtmeliyiz ki, tabii ki bu hersey "tikirinda" demek de degildir. Daha, cok ama daha cok yaratici, sentezleyici ve uygulayici efor harcamak durumundayiz. Yani, Atamizin ifadesiyle yorulmamak icin yolu koyulmak, HIC DURMAMAK meselesidir bu. Yorulanlar olabilir onlari mi bekleyecegiz? Elbette Hayir.
Tam bagimsizlik savasina birlikte baslayan yolculardan kimileri, giderek kendi dusun ve ruh yeteneklerinin kavrama siniri bittikce, tam bagimsizligimiz hususundaki savasimiza direnmeye basladilar, bunlara sag'a sol'a bakanlar ve oralarda oyalanmayi maharet sayip DOSDOGRU ILERLEMEYE direnenler de dahildir.
Dosdogru ilerlemek icin, ne turden olursa olsun probleme takilip kalmak olmaz. Tum gorusler (yani tum renkler) birlikte ancak "beyazi" meydana getirir. Bir gorusle savasmak yerine, o gorusun kendi sinirlari icersinde kalmasina yardim etmek daha hayirlidir; Atamizi bu konuda da anlamak ve ornek almak zorundayiz.
Ozetle, kisilerin yada topluluklarin kendi dusun ve ruh yeteneklerinin kavrama sinirinin bitmesi, "bundan baska da gercek yoktur" a teslim olmasi, cokusu ve tabii ardindan yok olmayi getirecektir.
BIZLERIN DUSUN VE RUH YETENEKLERIMIZIN KAVRAMA SINIRI BITTI MI? TABII KI HAYIR ! BIZLER YORULMAMAK UZERE YOLA CIKMIS VARLIKLARIZ. BIZLER, SEMPATI YADA ANTIPATIYE GORE DEGIL, YANI BASKA BIR IFADEYLE TAASSUPLA DEGIL TAASSUPSUZLUKLA MESELELERI ELE ALDIGIMIZ ZAMAN COZUMLER DE HIZLA ORTAYA CIKMAYA BASLAR. Aksi durum, TEKRAR/DENENMISI DENEMEK YADA TAKLIT olur. Denenmisler ve taklitcilik degil midir ulkemizi icinde bulundugu bu duruma sokan?
Birileri parlak bir laf ettiginde sorgulamadan, yani "kimlere ne kadar ne zaman nasil faydasi olacak ve uzun vadede nasil bir sonuc ortaya cikar"a inanmak, pesinden gitmek suursuzluk degil de nedir?
Yada ornegin parlak laflarin arkasina saklanarak SIZIN ifadelerinizi size karsi KOTULEYEREK kullanmaya baslanildiginda onun CELMELEYEN mekanizmaya hizmet ettigini GOREMEMEK yada SESSIZ KALMAK bir gaflet, yetkinsizlik degil midir? Darwin de ve bilincli bilincsiz destekcileri de epey parlak lafla bilimsellik maskesiyle emperyalizm hizmetkari degil mi? Ozetle, SAPLA SAMANI BIRBIRINDEN AYIRT EDEBILMEK ICIN DUSUN VE RUH YETENEKLERIMIZIN SINIRLARINI-CEPERLERINI DEVAMLI OLARAK ILERIYE DOGRU ITIP GENISLETEBILIYOR MUYUZ?
BILGI CAGI, SALT VICDAN YADA DUYGULARLA ULUSUNU SAHIP CIKAMAYACAGINI MUTLAKA VE MUTLAKA YUKSEK SEVIYELI HERTURLU BILGIYE SAHIP OLMANIN SART OLDUGUNU BIZLERE GOSTERMIYOR MU? ISTE , GOSTERIYOR. "BU DA EKSIK OLUVERSIN" DEVRI BITMISTIR ! ADI USTUNDE: BILGI CAGI.
TURKIYEMIZ TAM BAGIMSIZLIK YOLUNDA ILERLIYOR. Cunku: Bir bilgi her ne neviden olursa olsun insanin ic yapisini, zihniyetini, ahlak seviyesini Allah'a hizmet yani insanliga hizmet arzusu ile doldurmuyorsa, o bilgi yanlis, o bilgi hic olmazsa kisir bilgidir. Allah"a hizmet arzusu, suurun berrakligi ve vicdanin temizligi parlakligi ile gorunur. (*).
(*) Allaha hizmet, insanliga hizmetle olur. S.P.
Imdi, yukaridaki bu bilgi kapsaminda olarak yani insanliga hizmet eden tertemiz bir vicdanla parlayan BILGI kimde, kimlerde gorebiliyor musunuz?
Sunu hatirlatmak istiyorum ki, kazdiklari kuyu cok derin. Insanliga kazdiklari bu derin kuyu icin de mutlaka o kadar derine inip orada calismalarini surdurmeleri gerekiyor. Kazdiklari kuyunun dibini hala goremediler de mi kazmaya devam ediyorlar? bu kazi icin epey derine indiklerine gore onlari oradan kim cikaracak? Ya Kazdiranlar icin ne dusunuyorsunuz? Onlarin oyununu gormek ve bozmak gerek. Gerek birey duzeyinde gerekse de toplumsal ve insanlik duzeyinde.
HAKIMIYET HUSUSUNDA DAHA COK BILINCLENMEYE VE BILINCLENILMESINE HIZMETE IVEDILIKLE IHTIYAC SURMEKTEDIR.
Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
YUKSEK KOZMIK REHBER VARLIKLAR VE TURKIYE'YE GELISLERI
12 NISAN 2008
ILGI:
(a) 12 ARALIK 2007 gun ve "DEMIR VE ALTIN CAGI hk. temel kavramlar" ile "YERYUZUNU SATAN BAHCESINE CEVIRMIS OLANLAR" konulu yazimiz;
(b) 2 MART 2008 gun ve "KOZMIK KARANLIK GUCLER" ile "YERKUREMIZ BU KARANLIK BULUTTAN NASIL ARINDIRILABILIR" konulu yazimiz;
(c) 16 MART 2008 gun ve "KOZMIK KARANLIK GUCLER" konulu yazimiz;
(d) 01 NISAN 2008 gun ve "TURKIYENIN, DUNYA MUKADDERATININ AGIRLIK MERKEZINI TESKIL ETTIGI kavrami" icerikli yazimiz;
(e) 08 NISAN 2008 gun ve "TURKIYENIN YENI BASTAN CENNETLESTIRILMESI" ve "TURKIYENIN TUM DUNYA ULUS ve HALKLARINA GOKSEL BILGI ve BILGELIK OGRETMENLIGI EDECEGI kavrami" icerikli yazimiz.
1. TURK ULUSU VE SOSYO SPIRITUEL YAPISI.
" Yeryuzunde her sosyal birim, kendine ozgu bir genel karakteristik ile objektif ve subjektif ozelliklere sahiptir. Bu ozellikler, o kucuk veya buyuk toplumun genel sagduyusunda ve milli duygularinda, bilincli veya bilincsiz olarak yasatilir. Bu husus bir yerde, o toplumun bunyesine, bu duygulari yasatmakta devam ettirecek ferdi evrim ozelliklerine sahip olan beserlerin kitleler halinde ve genellikle dogum yoluyla dahil ettirilmeleriyle saglanir. Bu acidan olmak uzere, Turk Ulusu icersine binyillardir, yeryuzunun her halk ve ulus ve etnik sosyal birimlerden, bu Ulusun tarihsel islevine katilabilecek soyut ve somut performanslara sahip beserler, enkarne edilmislerdir ve halen de edilmektedirler. (1)
" Nazi artiklari ve fasist isnalik dusmanlari olan kafatascilar bilmelidir ki, su Turk Ulusu denilen toplum, dunyanin her ulus, halk ve etnik sosyal birimlerinden gelen cok sayida beser fertlerinden olusturulmus harikulade bir toplumdur.
" . . . . . . . "
" Insanligin artik su veya bu millet veya halklarin sovenist (2) ve panist (3) bagnazlik sinirlarini asarak, olayin asil yuzunu ogrenip dunya insanligi olacagi, gorkemli Altin Cag, enternasyonel asamasina ulasma esiginde; ancak emperyalist (4) ve oligarsik (5) talan ve soygun cetelerinin birer yutturmacasi olan IRKCILIK VE MEZHEPCILIK BOLUCULUKLERINI ortaya atarak kitleleri parcalamak cirpinislari iflas ettirilecektir ve ettirilmektedir.
" Boyle bir bilgi isiginda, Turkiey denilen bu ulkede yasayan ve tumune birden Turk ULusu dedigimiz bir toplumun bir ULUSLARARASI YUKSEK BIR ISLEVI vardir.
" GUNES SISTEMININ YUKSEK REHBERLERINDEN BIRI OLAN ATATURK, bu YUKSEK VAZIFE ile ilgili olarak uzun yillar once 10'uncu Yil Nutku'nda su cok onemli sozleri soylemisti:
" YUKSEK BIR INSAN CEMIYETI OLAN TURK MILLETI....
" TURK MILLETINE COK YAKISAN BU ULKU, ONU, BUTUN BESERIYETE HAKIKI HUZURUN TEMINI YOLUNDA KENDINE DUSEN MEDENI VAZIFEYI YAPMAKTA MUVAFFAK KILACAKTIR.
" BUGUN AYNI INANC VE KAT'IYETLE SOYLUYORUM KI, BU ULKUYE, TAM BIR BUTUNLUKLE YURUMEKTE OLAN TURK MILLETININ, BUYUK BIR MILLET OLDUGUNU, BUTUN MEDENI ALEM, AZ ZAMANDA BIR KERE DAHA TANIYACAKTIR.
" Turkiye'nin bu Yuksek Kozmik Islev'i gerceklestirmesi icin, halen son derece kompleks ve yuksek bir ozel alan icersinde tutulan Turk Ulusu, bir butun olarak amansiz eprovlerden gecirilmekte ve bunun ise sonlarina gelinmektedir.
2. YUKSEK REHBERLER VE TURKIYE'YE GELISLERI.
" Turkiye pek cok yuzyillardir giderek esigine geldigi gorkemli bir Goksel Islev icin secilmis bir ulkedir.
" Bu secimle birlikte, bircok gayet yuksek kozmik rehber varlik bu ulkeye cesitli tarihlerde enkarne olarak kitleleri yetistirmeleri ve ozel enerjileri bu ulkenin genel fizik ve spiritik auralarina (6) yerlestirmislerdir. Bunlarin bircogu bilinmis, bircogu ise bilinmemistir, oyle gerektigi icin.
" Daha bircok, fakat gereksiz ve zamansiz oldugu icin isimleri belirtilmeyecek Yuksek Rehberler Turkiye'dedirler ve onlar vazife gormektedirler. Onlarin vazifelerinin genel isleyisi, soz konusu edilen Goksel Islevler icin hep ayni yone yoneliktir.
" Fakat Turk Milleti, bu betimlenemez Yuce Rahmet'i, ancak ona uygun cevap vererek, goksel yola girmekle gazaba cevirmeden ve tum insanlik icin rehberlik uzere edinmek durumundadir.
" Asagidaki ayet, boyle bir durumda soz konusu olabilen kaypaklik, nankorluk ve uzucu sonucu belirtmektedir.
Kur'an : 7/94-95 :
" 94. Hangi bir kasabaya bir peygamber gondermis isek ahalisi onu tanimamakla onlari, yalvarip yakarmalari icin fakirlige, hastaliga giriftar ettik. 95. Sonra bu sikintiyi iyilige cevirdik. O kadar ki mal ve adetleri cogalinca nankorlukle " - Babalarimiza da boyle hastalik, saglik erismistir." demislerdi. Biz de onlar farkinda degillerken ansizin onlari yakalayiverdik. "
" Iste anlatilamayacak kadar guzel gunleri cagirmak icin, tum ulus, ulkemizi bir namussuzlar, caniler, soyguncular ulkesi haline girmekten alikoyarak, bir isil isil dostluk, kardeslik yurdu ve bir Kozmik Kanal haline sokulmasina el birligiyle yardim edecektir. "
(1) ... bedenlendirilmek
(2) asiri uluscu
(3) bir inanca bagli olanlari ayni yonetim altinda toplama amacini guden politik akim
(4) emperyalizm yanlisi
(5) siyasi gucun birkac kisilik bir grubun elinde toplandigi yonetim bicimine ozgu
(6) maddi bedeni bir zarf gibi saran isikli yayintilar toplulugu
(7) Tip fakultesi mezunu ve ayni zamanda keman virtuozu ve unlu spiritualist. Savas oncesi Mustafa Kemal ile Sirkeci'de ordu personelinin devam ettigi bir kahvehanede karsilasirlar. Miralay Mustafa Kemal yan masadadir. Tanisirlar. Bedri Ruhselman savas icin orduya yazildigini soyler. Mustafa Kemal : " Sen savasa gitme " der. " Savasta bir kere olursun, halbuki yasarsan, halkin icin her gun bir seyler yapabilirsin " diye devam eder, kartini verir : " Bunu askerlik subesine gotur, kaydini silsinler " der, imzalar.
BILIM ARASTIRMA MERKEZININ
SIRIUS MISYONU adli eseri, s. 32-35,
aynen sunulmustur. (1979)
ILGI:
(a) 12 ARALIK 2007 gun ve "DEMIR VE ALTIN CAGI hk. temel kavramlar" ile "YERYUZUNU SATAN BAHCESINE CEVIRMIS OLANLAR" konulu yazimiz;
(b) 2 MART 2008 gun ve "KOZMIK KARANLIK GUCLER" ile "YERKUREMIZ BU KARANLIK BULUTTAN NASIL ARINDIRILABILIR" konulu yazimiz;
(c) 16 MART 2008 gun ve "KOZMIK KARANLIK GUCLER" konulu yazimiz;
(d) 01 NISAN 2008 gun ve "TURKIYENIN, DUNYA MUKADDERATININ AGIRLIK MERKEZINI TESKIL ETTIGI kavrami" icerikli yazimiz;
(e) 08 NISAN 2008 gun ve "TURKIYENIN YENI BASTAN CENNETLESTIRILMESI" ve "TURKIYENIN TUM DUNYA ULUS ve HALKLARINA GOKSEL BILGI ve BILGELIK OGRETMENLIGI EDECEGI kavrami" icerikli yazimiz.
1. TURK ULUSU VE SOSYO SPIRITUEL YAPISI.
" Yeryuzunde her sosyal birim, kendine ozgu bir genel karakteristik ile objektif ve subjektif ozelliklere sahiptir. Bu ozellikler, o kucuk veya buyuk toplumun genel sagduyusunda ve milli duygularinda, bilincli veya bilincsiz olarak yasatilir. Bu husus bir yerde, o toplumun bunyesine, bu duygulari yasatmakta devam ettirecek ferdi evrim ozelliklerine sahip olan beserlerin kitleler halinde ve genellikle dogum yoluyla dahil ettirilmeleriyle saglanir. Bu acidan olmak uzere, Turk Ulusu icersine binyillardir, yeryuzunun her halk ve ulus ve etnik sosyal birimlerden, bu Ulusun tarihsel islevine katilabilecek soyut ve somut performanslara sahip beserler, enkarne edilmislerdir ve halen de edilmektedirler. (1)
" Nazi artiklari ve fasist isnalik dusmanlari olan kafatascilar bilmelidir ki, su Turk Ulusu denilen toplum, dunyanin her ulus, halk ve etnik sosyal birimlerinden gelen cok sayida beser fertlerinden olusturulmus harikulade bir toplumdur.
" . . . . . . . "
" Insanligin artik su veya bu millet veya halklarin sovenist (2) ve panist (3) bagnazlik sinirlarini asarak, olayin asil yuzunu ogrenip dunya insanligi olacagi, gorkemli Altin Cag, enternasyonel asamasina ulasma esiginde; ancak emperyalist (4) ve oligarsik (5) talan ve soygun cetelerinin birer yutturmacasi olan IRKCILIK VE MEZHEPCILIK BOLUCULUKLERINI ortaya atarak kitleleri parcalamak cirpinislari iflas ettirilecektir ve ettirilmektedir.
" Boyle bir bilgi isiginda, Turkiey denilen bu ulkede yasayan ve tumune birden Turk ULusu dedigimiz bir toplumun bir ULUSLARARASI YUKSEK BIR ISLEVI vardir.
" GUNES SISTEMININ YUKSEK REHBERLERINDEN BIRI OLAN ATATURK, bu YUKSEK VAZIFE ile ilgili olarak uzun yillar once 10'uncu Yil Nutku'nda su cok onemli sozleri soylemisti:
" YUKSEK BIR INSAN CEMIYETI OLAN TURK MILLETI....
" TURK MILLETINE COK YAKISAN BU ULKU, ONU, BUTUN BESERIYETE HAKIKI HUZURUN TEMINI YOLUNDA KENDINE DUSEN MEDENI VAZIFEYI YAPMAKTA MUVAFFAK KILACAKTIR.
" BUGUN AYNI INANC VE KAT'IYETLE SOYLUYORUM KI, BU ULKUYE, TAM BIR BUTUNLUKLE YURUMEKTE OLAN TURK MILLETININ, BUYUK BIR MILLET OLDUGUNU, BUTUN MEDENI ALEM, AZ ZAMANDA BIR KERE DAHA TANIYACAKTIR.
" Turkiye'nin bu Yuksek Kozmik Islev'i gerceklestirmesi icin, halen son derece kompleks ve yuksek bir ozel alan icersinde tutulan Turk Ulusu, bir butun olarak amansiz eprovlerden gecirilmekte ve bunun ise sonlarina gelinmektedir.
2. YUKSEK REHBERLER VE TURKIYE'YE GELISLERI.
" Turkiye pek cok yuzyillardir giderek esigine geldigi gorkemli bir Goksel Islev icin secilmis bir ulkedir.
" Bu secimle birlikte, bircok gayet yuksek kozmik rehber varlik bu ulkeye cesitli tarihlerde enkarne olarak kitleleri yetistirmeleri ve ozel enerjileri bu ulkenin genel fizik ve spiritik auralarina (6) yerlestirmislerdir. Bunlarin bircogu bilinmis, bircogu ise bilinmemistir, oyle gerektigi icin.
" Bazi Yuksek Rehberler sunlardir:
a- YUNUS EMRE
b- HACI BAYRAM VELI
c- HACI BEKTAS VELI
d- MEVLANA CELALEDDIN RUMI
e- MUSTAFA KEMAL ATATURK
f- DR. BEDRI RUHSELMAN (7)
vb.
a- YUNUS EMRE
b- HACI BAYRAM VELI
c- HACI BEKTAS VELI
d- MEVLANA CELALEDDIN RUMI
e- MUSTAFA KEMAL ATATURK
f- DR. BEDRI RUHSELMAN (7)
vb.
" Daha bircok, fakat gereksiz ve zamansiz oldugu icin isimleri belirtilmeyecek Yuksek Rehberler Turkiye'dedirler ve onlar vazife gormektedirler. Onlarin vazifelerinin genel isleyisi, soz konusu edilen Goksel Islevler icin hep ayni yone yoneliktir.
" Fakat Turk Milleti, bu betimlenemez Yuce Rahmet'i, ancak ona uygun cevap vererek, goksel yola girmekle gazaba cevirmeden ve tum insanlik icin rehberlik uzere edinmek durumundadir.
" Asagidaki ayet, boyle bir durumda soz konusu olabilen kaypaklik, nankorluk ve uzucu sonucu belirtmektedir.
Kur'an : 7/94-95 :
" 94. Hangi bir kasabaya bir peygamber gondermis isek ahalisi onu tanimamakla onlari, yalvarip yakarmalari icin fakirlige, hastaliga giriftar ettik. 95. Sonra bu sikintiyi iyilige cevirdik. O kadar ki mal ve adetleri cogalinca nankorlukle " - Babalarimiza da boyle hastalik, saglik erismistir." demislerdi. Biz de onlar farkinda degillerken ansizin onlari yakalayiverdik. "
" Iste anlatilamayacak kadar guzel gunleri cagirmak icin, tum ulus, ulkemizi bir namussuzlar, caniler, soyguncular ulkesi haline girmekten alikoyarak, bir isil isil dostluk, kardeslik yurdu ve bir Kozmik Kanal haline sokulmasina el birligiyle yardim edecektir. "
BOLUMUN NOTLARI
(1) ... bedenlendirilmek
(2) asiri uluscu
(3) bir inanca bagli olanlari ayni yonetim altinda toplama amacini guden politik akim
(4) emperyalizm yanlisi
(5) siyasi gucun birkac kisilik bir grubun elinde toplandigi yonetim bicimine ozgu
(6) maddi bedeni bir zarf gibi saran isikli yayintilar toplulugu
(7) Tip fakultesi mezunu ve ayni zamanda keman virtuozu ve unlu spiritualist. Savas oncesi Mustafa Kemal ile Sirkeci'de ordu personelinin devam ettigi bir kahvehanede karsilasirlar. Miralay Mustafa Kemal yan masadadir. Tanisirlar. Bedri Ruhselman savas icin orduya yazildigini soyler. Mustafa Kemal : " Sen savasa gitme " der. " Savasta bir kere olursun, halbuki yasarsan, halkin icin her gun bir seyler yapabilirsin " diye devam eder, kartini verir : " Bunu askerlik subesine gotur, kaydini silsinler " der, imzalar.
BILIM ARASTIRMA MERKEZININ
SIRIUS MISYONU adli eseri, s. 32-35,
aynen sunulmustur. (1979)
Yavuz KESKIN
Em. Ogr. Alb.
Fransizca ogretmeni
(1960-Fr-4)
Em. Ogr. Alb.
Fransizca ogretmeni
(1960-Fr-4)
TÜRKİYE, DÜNYA MUKADDERATININ AĞIRLIK MERKEZIDİR ve GÖREVİ, ULUSLAR ARASI BİLGELİK REHBERLİĞİ
08 NISAN 2008
ILGI :
(a) 12 ARALIK 2007 GUN ve "DEMIR VE ALTIN CAGI hakkinda temel kavramlar" ile "YERYUZUNU SATAN BAHCESINE CEVIRMIS OLANLAR" konulu yazilarimiz;
(b) 12 MART 2008 gun ve "KOZMIK KARANLIK GUCLER" ile "YERKUREMIZ BU KARANLIK BULUTTAN NASIL ARINDIRILABILIR" konulu yazilarimiz;
(c) 16 MART 2008 gun ve "KOZMIK KARANLIK GUCLER" konulu yazimiz.
"Vatanimiz, bircok milletlerin yasamis ve cesitli medeniyetler kurmus oldugu ve de her birinin zeka ve irfanini harc olarak kullanmis bulundugu bir TEKAMUL ALASIMI olmak ozelligine sahiptir. Tarihin karanlik devirlerinden bugune kadar oldugu gibi bugunden kiyamete kadar da bu mintika, DUNYA MUKADDERATININ AGIRLIK MERKEZINI TESKIL EDECEK ve bu yuzden ufuklarinizdan simsekler, yildirimlar eksik olmayacaktir. Nasil insan vucudunda dimag ve kalp gibi bazi unsurlar hayatiyetinizin merkezini teskil ettikleri icin, butun tezahurlerin dinamik tempolari buralarda bariz tecelliler gosterirse, dunyada bazi cografi mintikalar da cemiyet hayatinin mihrakini teskil edecek vasiflari haiz olur (...)" (VAZIFE VE TURKIYE, 1 Bolum, s.9 - BILIM ARASTIRMA MERKEZI, 1980).
"Turkiye'nin Ulusu, cok cile ve kahir cekmistir. Bunlarin sonucu olarak, elbette, Alemlerin Rabbi Allah'in Ilahi Faaliyetinin ONCU NEFERLIGINI YAPMAYA HAK KAZANMISTIR.
"Bu hak ettigin faaliyetine baslamadan once, hic kuskusuz halen ulkenize su veya bu turlu tasallut ve tasarruf eden karanlik anti sosyal her turlu cetelerden ulkeniz arindirilacaktir.
"Ve Turkiye'nin bu gorkemli fonksiyonunda, kendisine ve tum dunya halk ve uluslarina YUKSEK REHBERLER liderlik edeceklerdir.
"Onlar, gunu ve sirasi geldiginde, tum kudret ve bilgelikleriyle basa gecirilecekler ve boylece yeryuzundeki ulkelerde su baslari, karanlik ve cuce devlerin isgallerinden de kurtarilmis olacaktir." (SIRIUS MISYONU, 3.Bolum, s.37 - BILIM ARASTIRMA MERKEZI - 1979).
"Bu gorkemli ve yuce gorevin gerceklestirilmesinde ATATURK halen vazife gormektedir. Cunku O, bu Yuce Gorev'in Tamamlayicilari olan Vazife Kadrosu'na dahildir." (SIRIUS MISYONU, 3. Bolum, s.34 - BILIM ARASTIRMA MERKEZI - 1979)
Aziz dostlar, ULUSLAR ARASI BILGELIK REHBERLIGI gorevini hakkiyla yurutecek liyakate sahip olan Turk Ulusunun bir ferdi olarak beser kardeslerimizin hepsine birden israrla SEVGI VIBRASYONLARI yollamaya devam ediniz; yerkure capinda olusacak olumlu gelismeleri parmaginizi isirarak seyredeceginizden emin olabilirsiniz.
Yavuz KESKIN
Em. Og. Alb.
Fransizca Ogretmeni
Em. Og. Alb.
Fransizca Ogretmeni
Demokrasi temel nitelikleri
I) Demokrasinin birinci özelliği ile ortak, esas itibariyle ikinci bir özelliği daha vardır. O da şudur; Demokrasi fikirseldir. Bir kafa meselesidir. Her halde bir mide meselesi değildir. Hükümet prensibi de bir adalet sevgisini ve ahlak fikrini gerektirir.
Demokrasi memleket aşkıdır. Aynı zamanda babalık ve analıktır.
II) Demokrasi, esasında ferdidir. Bu nitelik, vatandaşın, egemenliğe insan sıfatıyla katılmasıdır.
Demokrasinin temel niteliklerinden birisi de eşitliğe çok değer vermesidir. Bir nitelik de demokrasinin ferdi olması niteliğinin zorunlu bir sonucudur. Şüphesiz bütün fertler aynı siyasi haklara sahip olmalıdırlar. Demokrasinin bu ferdi ve eşitliğe değer veren niteliklerinden, genel ve eşit oy prensibi çıkar.
II) Demokrasiye Karşıt Çağdaş Akımlar:
Demokrasinin bu kavramı, bazı teorilerin hücumuna hedef olmaktadır.
a) Bolşevik teorileri
b) İhtilalci siyasi sendikalizm
c) Menfaatlerin temsili teorisi
Bu teorilerin, demokrasi teorimize hücumda ne kadar haksız olduklarını kısaca açıklayalım:
III a ) Bolşevik teorisin … (de) millet içinden, işçi deniz ve kara kuvvetlerinden ibaret bir azınlık, ekonomik esaslara dayanan komünist partisi adı altında birleşerek bir diktatörlük kurmuşladır. Amaçlarında milli değidirler. Kişisel hürriyet ve eşitlik tanımazlar.
Halk egemenliğine saygıları yoktur. İçte halkın çoğunluğunu kaba kuvvet kullanarak, görüşlerini kabullenmeye zorlarlar, yurt dışında, propaganda ve ihtilal teşkilatı ile bütün dünya milletlerine, kendi prensiplerini yaymaya çalışırlar. Halbuki, hükümet kurmaktan amaç, ilk önce kişisel hürriyetin sağlanmasıdır. Bolşevik tarzı hükümetinde keyfi idare özelliği görülmektedir. Bir toplumun, zorla bir kısım insanların görüşlerinin esiri yapılarak aciz bir şekilde yaşatılmasına, doğal ve akla uygun bir hükümet sistemi görüşü ile bakılamaz.
II b) İhtilalci, siyasi sendikalizm teorisyenleri de, her türlü siyasi kuruluşları, her türlü siyasi kuruluşları, yalnız kendi çıkarları lehine çalıştırmak ve sonunda siyasi kuvvet ve egemenliğin ellerine geçirmek isteyen işçi gruplarıdır.
Bunlar, maksatlarını zorla elde etmek fırsatlarını beklerken, zaman zaman genel grevler yaparak, hükümet adamları üzerinde etkili oluyorlar ve bazı işleri kendi lehlerinde çözümlettiriyorlar, yavaş yavaş varlıklarını hissettiriyorlar…
(Bazı memleketlerde) bu teorisyenleri az çok tatmin için millet meclisi yanında, ekonomik nitelikli üyesi olanlardan olmak üzere bir meclis yapmışlardır. Bizde de Ali İktisat Meclisi (Yüksek Ekonomi Meclisi) vardır. Fakat bu, herhangi bir zorlama üzerine değil, doğrudan doğruya hükümetin faydalı görmesinden, danışma amacıyla meydana getirdiği bir kuruldur.
III c) Menfaatlerin temsili teorisi; çeşitli meslek, sanat ve iş adamları, toplum içinde ayrı ayrı birer grup, birer küçük toplum halinde düşünülürse, her bir grubun bir birinden farklı menfaatleri vardır.
Bundan dolayı, diyorlar ki her özel menfaat sahibi gruplar, ayrı ayrı,mecliste kendilerini temsil etmelidirler. Bu durumda seçim, millet fertlerinin çoğunluğu tarafından değil, gruplar tarafından ve grupların sahip olduğu menfaat derecesine uyumlu olarak sonuçlanacaktır. Mecliste, bir kaçı birleşip, iktidara geçince, yalnız kendi menfaatları lehine çalışacaklardır. Buna kim engel olacaktır?
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki biz, bu ve bundan önceki teorileri memleket ve milletimiz için uygun görmüyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk
Demokrasi memleket aşkıdır. Aynı zamanda babalık ve analıktır.
II) Demokrasi, esasında ferdidir. Bu nitelik, vatandaşın, egemenliğe insan sıfatıyla katılmasıdır.
Demokrasinin temel niteliklerinden birisi de eşitliğe çok değer vermesidir. Bir nitelik de demokrasinin ferdi olması niteliğinin zorunlu bir sonucudur. Şüphesiz bütün fertler aynı siyasi haklara sahip olmalıdırlar. Demokrasinin bu ferdi ve eşitliğe değer veren niteliklerinden, genel ve eşit oy prensibi çıkar.
II) Demokrasiye Karşıt Çağdaş Akımlar:
Demokrasinin bu kavramı, bazı teorilerin hücumuna hedef olmaktadır.
a) Bolşevik teorileri
b) İhtilalci siyasi sendikalizm
c) Menfaatlerin temsili teorisi
Bu teorilerin, demokrasi teorimize hücumda ne kadar haksız olduklarını kısaca açıklayalım:
III a ) Bolşevik teorisin … (de) millet içinden, işçi deniz ve kara kuvvetlerinden ibaret bir azınlık, ekonomik esaslara dayanan komünist partisi adı altında birleşerek bir diktatörlük kurmuşladır. Amaçlarında milli değidirler. Kişisel hürriyet ve eşitlik tanımazlar.
Halk egemenliğine saygıları yoktur. İçte halkın çoğunluğunu kaba kuvvet kullanarak, görüşlerini kabullenmeye zorlarlar, yurt dışında, propaganda ve ihtilal teşkilatı ile bütün dünya milletlerine, kendi prensiplerini yaymaya çalışırlar. Halbuki, hükümet kurmaktan amaç, ilk önce kişisel hürriyetin sağlanmasıdır. Bolşevik tarzı hükümetinde keyfi idare özelliği görülmektedir. Bir toplumun, zorla bir kısım insanların görüşlerinin esiri yapılarak aciz bir şekilde yaşatılmasına, doğal ve akla uygun bir hükümet sistemi görüşü ile bakılamaz.
II b) İhtilalci, siyasi sendikalizm teorisyenleri de, her türlü siyasi kuruluşları, her türlü siyasi kuruluşları, yalnız kendi çıkarları lehine çalıştırmak ve sonunda siyasi kuvvet ve egemenliğin ellerine geçirmek isteyen işçi gruplarıdır.
Bunlar, maksatlarını zorla elde etmek fırsatlarını beklerken, zaman zaman genel grevler yaparak, hükümet adamları üzerinde etkili oluyorlar ve bazı işleri kendi lehlerinde çözümlettiriyorlar, yavaş yavaş varlıklarını hissettiriyorlar…
(Bazı memleketlerde) bu teorisyenleri az çok tatmin için millet meclisi yanında, ekonomik nitelikli üyesi olanlardan olmak üzere bir meclis yapmışlardır. Bizde de Ali İktisat Meclisi (Yüksek Ekonomi Meclisi) vardır. Fakat bu, herhangi bir zorlama üzerine değil, doğrudan doğruya hükümetin faydalı görmesinden, danışma amacıyla meydana getirdiği bir kuruldur.
III c) Menfaatlerin temsili teorisi; çeşitli meslek, sanat ve iş adamları, toplum içinde ayrı ayrı birer grup, birer küçük toplum halinde düşünülürse, her bir grubun bir birinden farklı menfaatleri vardır.
Bundan dolayı, diyorlar ki her özel menfaat sahibi gruplar, ayrı ayrı,mecliste kendilerini temsil etmelidirler. Bu durumda seçim, millet fertlerinin çoğunluğu tarafından değil, gruplar tarafından ve grupların sahip olduğu menfaat derecesine uyumlu olarak sonuçlanacaktır. Mecliste, bir kaçı birleşip, iktidara geçince, yalnız kendi menfaatları lehine çalışacaklardır. Buna kim engel olacaktır?
İşte bu sebeplerden dolayıdır ki biz, bu ve bundan önceki teorileri memleket ve milletimiz için uygun görmüyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk
Turk, insanligi kozmik uyuma hazirlayacak olan ulustur..
Yeryuzunde hersey, dunya insanliginin evrimi icindir. Ve yeryuzunde olmus ve olan hersey, gene insanligin bireysel ve kolektif eylem ve faaliyetlerin sonucu olmus ve olmaktadir. Insanligin genel faaliyetlerinden olusan sebeplerin sonuclari gene insanligin uzerine, onun evrimi icin yonelir ve yoneltilir (*). Baska bir ifade sekliyle, hersey kaynagina rucu eder. Yine diger bir ifadeyle frekans enerjisi nesneye ulasir ve tekrar nesneden yansiyarak geri döner.. Bu donuste geri donus ya azalir ya da kartopu misali buyuyerek geri doner. Kartopu misali geri donus, tabiidir ki iyi icinde kotu icinde, maddenin agrenize edici ozelliginden dolayidir ve re-aksiyon ile ve de re-aksiyonun kalitesi ile orantilidir.
(*) Bunlar :
- Doga olaylaridir; (Her muhitte o muhite uygun varliklar yasar. Bu kuralin disina cikilinca, tabiatin ihtari insana o muhitle kaynasmamis oldugunu bildirir.)
- Sosyal olaylardir;
- Psikolojik olaylardir;
- Kozmik olaylardir;
- Spirituel olaylardir.
Gorulur ki, tum bu genel ve esas faktorlerin nitelik, nicelik, bicim, icerik ve etkileri, gene insanligin soyut ve somut tavirlariyla ve faaliyetleriyle su veya bu turlu olusmakta, olusturulmaktadir. Kisaca bilincli yada bilincsiz talebin durumuna uygun olarak arz ortaya cikmaktadir.
Bu evrensel isleyisin boylesine gerceklesmesi ve gerceklestirilmesi icin (yani dogal'a; ilahi yasalara uygun olmasi icin) yeryuzu gorunen ve gorunmez vibrasyonel boyut ve mekanlardan, Dunya Rabbine bagli olarak calisan idareci hiyerarsik ruhsal mekanizma, yeryuzunu en icten en disa ve en distan en ice ve tam tasarruf, hak ve iktidar ile sarmis, kusatmis ve hakim ve sahip olarak duzenlemekte, denetlemekte ve gozetmektedir. (= Tanri zar atmaz !)
Insanligin disinda insanliga ancak, yardim, himaye bilgi ve uyari yapilmaktadir iyilestirici unsur aşilari olarak. Dolayisiyla asil iyilestirici tedavi ve emek, insanligin icinden cikmak ve insanligin genel geriligini olusturan tum hususlari sergileyerek onlarin ortadan kaldirilmasina calismak ve insanligin genel kisiligindeki hastaliklari iyilestirmek ve karanliklari ortadan kaldirmak zorundadir (1).
Su anda yeryuzundeki tum barbarizm ve karanliklarin buyuk bir cogunlugu ( 'cogunluk' diyoruz zira yaradilisi - dogasi bu olanlar da vardir yani secimleri ve cekimleri en azindan bu yasamlarinda asla degismeyecek olanlar. Orn. icin bkz 3 nol'u dipnota) , insanligin ve insanlarin kupkuru, geri, cogu karanlik, bilgisiz ve cahil kisiliklerinden ortaya cikmaktadir.
Boylece gorulur ki insanligin ortak ve en amansiz dusmani, gene insanligin ta en icindedir. Bu dusmanla savasilmaktadir yeryuzunun her yaninda.
Beser ruhlarinin gorgu ve deneyim noksanligi, onlarin o anda aralarindaki evrim farkliliklarini olusturur:
Bir x varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Bir y varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Bir z varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Apaciktir ki, tum celiskiler, uzlasmazliklar, surtusmeler, gerilik ve nefsaniyetler, iste ancak bu cesitli nicelik ve niteliklerdeki kisiliklerdedir. O halde tum mesele bu kisiliklerdeki bilgisizlikleri, gorgusuzlukleri, eksiklikleri; yani gercek egitimsizlikten dogan yabanlik hamlik ve karanliklari gidermektir.
Ancak o zaman yeryuzune genel bir huzur, baris, ahenk, kardeslik ve dostluk getirilebilir, tesis edilebilir. Fakat bu gerilikleri iclerinde barindiran tam dejenere insanlari ve insanligi, nice yuksek kutlu ve guzel bir duzen ve dirlik icine sokarsaniz sokunuz, o eksiklikler icindeki hasta kisilikler son tahlilde gene bozguncu tavirlarini ortaya koyacaklardir. Bu kacinilmazdir. Cunku bu bozuk ve eksik kisliklerin dogal tavirlari olmustur bu, baska turlu olamazlar. Onlar bozacaklar, kiracaklar ve oldureceklerdir. Tum nefsani tatmin hirsiyla yeryuzunu iste simdiki duruma getireceklerdir (1 ve 3: Sao-Çeng gibilik).
Yeryuzunde halen tum dunya halklarini cesitli olculerde kavramis olan toplumcu duzenlerin kurulmalarina yonelik mucadeleler, insanlarin kisiliklerinden bu gerilikleri, karanliklari ve anti sosyal egilimleri yok etmek icindir. Ne varki altin donem ideal insanini olusturmak icin bu mucadeleler yetersizdir. Cunki geri insanlar ne yazik kii, yuksek toplumcu ogretileri kendi geriliklerine uygunlastirarak orjinal teori ve pratiklerini dejenere etmis ve etmektedirtler.
Artik, tum dunya insanligini adeta birden kusatacak olan tek bir genel goksel realite yeryuzunde tesis edilecek, ve hic bir kimsenin bu apacik isigi (2) bir baska turlu gostermeye, ogretmeye dejenere etmeye gucu kesinlikle yetmeyecektir. yani bu olanaksizdir.
Simdiye kadar Hakikat bir, amma cesitli rivayet edilmekteydi. Hakikat bir ve rivayet edilemeyecek artik, Hakikat bir ve herkesce hakikat bilinecektir. Zira artik tum insanliga vetilecek olan bilgelik donemi'nin Hakikatleri, apacik ve goksel kimliklerinden oturu, cesitli geri beseri tasarruflarla dejenere edilmeyecektir. Gene zira, tum karanliklar, yobazlik, gerilik ve cahillik saltanati, demir cagi olan bu donemde sonsuz yok olusa mahkum edilecek ve dolayisiyla bu karanlik saltanat, altin doneme gecemeyeceklerdir (Enbiya suresi; ayet 15: "Andolsun ki, Tevrast'an sonra Zebur da da yeryuzune ancak iyi kullarimin mirasci oldugunu yazmistik").
Bu donemde goksel egemenlik hukum surecek ve O, tum dunya insanligini goksel isik uzre goksel teori ve pratiklerle Kozmik realitelere baglayici bir evrim tedrisatini uygulayacaktir.
(1) Beseriyetin halen daha icinde bulundugu evrim formasyonunu Ataturkun su ifadeleri cok guzel anlatmaktadir: "...insanlarin, simdiye kadar kavgalar, cirkeflikler, kaba istek ve istahlar arasinda bir sefalethanede yasamakta olduklarini kabul ederek, bütün vucutlari ve zekalari zehirleyen zararli tohumlari yok etmeye karar vermesi gibi sartlarin gerceklesmesini gerektiren.... "
(1a) Tabii once kendimizden baslamak uzere yani Turkiye olmak uzere tum dunya beseriyeti Atamizin ifade ettigi su evrim formasyonuna erismekle yukumludur: “.. beseriyetin hepsini bir vucut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icap eder. Bir vucudun parmaginin ucundaki bir acidan diger butun aza muteessir olur. O halde konustuklarimizdan su neticeyi cikaracagim: Tabii olarak kendimiz için bütün lazim gelen seyleri dusunecegiz ve icabini yapacagiz. Fakat bundan sonra butun dunya ile alakadar olacagiz.”
(2) Sakli Kitap= Apacik Isik = Gercek Bilgi Kitabi
"Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar."; Atatürk.
O yuce isiktan yani yeryuzunu tek bir genel realite de birlestirecek olan O apacik Isik bilgi'den haberdar olan camia icersinde, Gercek Bilgi Kitabi diye de bahsedilir. Ki Atamiz bu konuda bizlere hazirlik calismalari ni gostermis ve de ifade etmistir bkz. dipnot 1a.
O kitap, Dr. Bedri Ruhselman'a kaydettirilmis ve Sirkeci'deki bir noterde ve uc bekcisinin gozetiminde olarak, gunu geldiginde acilmak uzere saklanmaktadir.
Atamizin tum soylemlerini, ifadelerini ilkelerini o nedenle derinden, yuksekten ve tum yonlerden bakmak ve anlayip idrak ederek suurlanmak -suura kapsam kazandirmak gerekir.
Cunku, Atamizin aslen dunyaya gelis nedeni ve Ulkemizi bu yuce vazifenin alani icine sokma nedeni bu apacik bilgiye alan hazirlamaktir.
"Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar." Atatürk .... Evet, Atamizin bahsettigi o esi benzeri gorulmemis medeniyet gunesi Anadoludan dogacak. Kimse sasirmasin.
(3) Konfiçyüs, Hükümdar'in istegi üzerine bir süre için sehrin
yönetiminde olmayi kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün
yüksek memur Sao-Çeng'i idam ettirdi, cesedin üç gün açik
ta kalmasini emretti.
Ögrencileri çok sasirdiar, yanina gittiler, sordular:
"Sao-Çeng bu sehirde hatirli ve kuvvetli bir adamdi. Simdi seh
rin yönetimini aldiktan sonra ilk isiniz onu astirmak oldu. Bu yap
tiginiz dogru mudur? Bildigimiz kadariyla bu adam haydutluk, hir
sizlik yapmamisti..."
Konfiçyus "Yaptigimin nedenlerini size açiklayayim" dedi ve anlatti:
"Dünyada bes agir suç vardir. Haydutluk ve hirsizlik bunlarin arasin
da degildir, daha sonra gelirler. Bu bes suç sunlardir: Birincisi uyum
suz ve asi bir tabiatla birlikte gözüpeklik;
Ikincisi asagi bir hayat tarziyla birlikte inatçilik;
Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasiyla birlikte yalancilik;
Dördüncüsü herkesin ayibini, kusurunu aklinda tutmakla birlikte her
kesle dost geçinmek;
Besincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptigi haksizlik
lari süslü ve parlak gerekçeler arkasina gizlemek...
Sao-Çeng'de bunlarin besi de vardi. Nereye gitse taraftar topluyor,
hizipler yaratabiliyordu; aldatici fikirlerini parlak konusmalarin arka
sina gizleyebiliyordu; zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu.
Asagiliklar birlestigi zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çikar.
Ben de sehir halki için tasalanmak yerine bu adami idam ettirmeyi
tercih ettim..."
(*) Bunlar :
- Doga olaylaridir; (Her muhitte o muhite uygun varliklar yasar. Bu kuralin disina cikilinca, tabiatin ihtari insana o muhitle kaynasmamis oldugunu bildirir.)
- Sosyal olaylardir;
- Psikolojik olaylardir;
- Kozmik olaylardir;
- Spirituel olaylardir.
Gorulur ki, tum bu genel ve esas faktorlerin nitelik, nicelik, bicim, icerik ve etkileri, gene insanligin soyut ve somut tavirlariyla ve faaliyetleriyle su veya bu turlu olusmakta, olusturulmaktadir. Kisaca bilincli yada bilincsiz talebin durumuna uygun olarak arz ortaya cikmaktadir.
Bu evrensel isleyisin boylesine gerceklesmesi ve gerceklestirilmesi icin (yani dogal'a; ilahi yasalara uygun olmasi icin) yeryuzu gorunen ve gorunmez vibrasyonel boyut ve mekanlardan, Dunya Rabbine bagli olarak calisan idareci hiyerarsik ruhsal mekanizma, yeryuzunu en icten en disa ve en distan en ice ve tam tasarruf, hak ve iktidar ile sarmis, kusatmis ve hakim ve sahip olarak duzenlemekte, denetlemekte ve gozetmektedir. (= Tanri zar atmaz !)
Insanligin disinda insanliga ancak, yardim, himaye bilgi ve uyari yapilmaktadir iyilestirici unsur aşilari olarak. Dolayisiyla asil iyilestirici tedavi ve emek, insanligin icinden cikmak ve insanligin genel geriligini olusturan tum hususlari sergileyerek onlarin ortadan kaldirilmasina calismak ve insanligin genel kisiligindeki hastaliklari iyilestirmek ve karanliklari ortadan kaldirmak zorundadir (1).
Su anda yeryuzundeki tum barbarizm ve karanliklarin buyuk bir cogunlugu ( 'cogunluk' diyoruz zira yaradilisi - dogasi bu olanlar da vardir yani secimleri ve cekimleri en azindan bu yasamlarinda asla degismeyecek olanlar. Orn. icin bkz 3 nol'u dipnota) , insanligin ve insanlarin kupkuru, geri, cogu karanlik, bilgisiz ve cahil kisiliklerinden ortaya cikmaktadir.
Boylece gorulur ki insanligin ortak ve en amansiz dusmani, gene insanligin ta en icindedir. Bu dusmanla savasilmaktadir yeryuzunun her yaninda.
Beser ruhlarinin gorgu ve deneyim noksanligi, onlarin o anda aralarindaki evrim farkliliklarini olusturur:
Bir x varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Bir y varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Bir z varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Apaciktir ki, tum celiskiler, uzlasmazliklar, surtusmeler, gerilik ve nefsaniyetler, iste ancak bu cesitli nicelik ve niteliklerdeki kisiliklerdedir. O halde tum mesele bu kisiliklerdeki bilgisizlikleri, gorgusuzlukleri, eksiklikleri; yani gercek egitimsizlikten dogan yabanlik hamlik ve karanliklari gidermektir.
Ancak o zaman yeryuzune genel bir huzur, baris, ahenk, kardeslik ve dostluk getirilebilir, tesis edilebilir. Fakat bu gerilikleri iclerinde barindiran tam dejenere insanlari ve insanligi, nice yuksek kutlu ve guzel bir duzen ve dirlik icine sokarsaniz sokunuz, o eksiklikler icindeki hasta kisilikler son tahlilde gene bozguncu tavirlarini ortaya koyacaklardir. Bu kacinilmazdir. Cunku bu bozuk ve eksik kisliklerin dogal tavirlari olmustur bu, baska turlu olamazlar. Onlar bozacaklar, kiracaklar ve oldureceklerdir. Tum nefsani tatmin hirsiyla yeryuzunu iste simdiki duruma getireceklerdir (1 ve 3: Sao-Çeng gibilik).
Yeryuzunde halen tum dunya halklarini cesitli olculerde kavramis olan toplumcu duzenlerin kurulmalarina yonelik mucadeleler, insanlarin kisiliklerinden bu gerilikleri, karanliklari ve anti sosyal egilimleri yok etmek icindir. Ne varki altin donem ideal insanini olusturmak icin bu mucadeleler yetersizdir. Cunki geri insanlar ne yazik kii, yuksek toplumcu ogretileri kendi geriliklerine uygunlastirarak orjinal teori ve pratiklerini dejenere etmis ve etmektedirtler.
Artik, tum dunya insanligini adeta birden kusatacak olan tek bir genel goksel realite yeryuzunde tesis edilecek, ve hic bir kimsenin bu apacik isigi (2) bir baska turlu gostermeye, ogretmeye dejenere etmeye gucu kesinlikle yetmeyecektir. yani bu olanaksizdir.
Simdiye kadar Hakikat bir, amma cesitli rivayet edilmekteydi. Hakikat bir ve rivayet edilemeyecek artik, Hakikat bir ve herkesce hakikat bilinecektir. Zira artik tum insanliga vetilecek olan bilgelik donemi'nin Hakikatleri, apacik ve goksel kimliklerinden oturu, cesitli geri beseri tasarruflarla dejenere edilmeyecektir. Gene zira, tum karanliklar, yobazlik, gerilik ve cahillik saltanati, demir cagi olan bu donemde sonsuz yok olusa mahkum edilecek ve dolayisiyla bu karanlik saltanat, altin doneme gecemeyeceklerdir (Enbiya suresi; ayet 15: "Andolsun ki, Tevrast'an sonra Zebur da da yeryuzune ancak iyi kullarimin mirasci oldugunu yazmistik").
Bu donemde goksel egemenlik hukum surecek ve O, tum dunya insanligini goksel isik uzre goksel teori ve pratiklerle Kozmik realitelere baglayici bir evrim tedrisatini uygulayacaktir.
(1) Beseriyetin halen daha icinde bulundugu evrim formasyonunu Ataturkun su ifadeleri cok guzel anlatmaktadir: "...insanlarin, simdiye kadar kavgalar, cirkeflikler, kaba istek ve istahlar arasinda bir sefalethanede yasamakta olduklarini kabul ederek, bütün vucutlari ve zekalari zehirleyen zararli tohumlari yok etmeye karar vermesi gibi sartlarin gerceklesmesini gerektiren.... "
(1a) Tabii once kendimizden baslamak uzere yani Turkiye olmak uzere tum dunya beseriyeti Atamizin ifade ettigi su evrim formasyonuna erismekle yukumludur: “.. beseriyetin hepsini bir vucut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icap eder. Bir vucudun parmaginin ucundaki bir acidan diger butun aza muteessir olur. O halde konustuklarimizdan su neticeyi cikaracagim: Tabii olarak kendimiz için bütün lazim gelen seyleri dusunecegiz ve icabini yapacagiz. Fakat bundan sonra butun dunya ile alakadar olacagiz.”
(2) Sakli Kitap= Apacik Isik = Gercek Bilgi Kitabi
"Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar."; Atatürk.
O yuce isiktan yani yeryuzunu tek bir genel realite de birlestirecek olan O apacik Isik bilgi'den haberdar olan camia icersinde, Gercek Bilgi Kitabi diye de bahsedilir. Ki Atamiz bu konuda bizlere hazirlik calismalari ni gostermis ve de ifade etmistir bkz. dipnot 1a.
O kitap, Dr. Bedri Ruhselman'a kaydettirilmis ve Sirkeci'deki bir noterde ve uc bekcisinin gozetiminde olarak, gunu geldiginde acilmak uzere saklanmaktadir.
Atamizin tum soylemlerini, ifadelerini ilkelerini o nedenle derinden, yuksekten ve tum yonlerden bakmak ve anlayip idrak ederek suurlanmak -suura kapsam kazandirmak gerekir.
Cunku, Atamizin aslen dunyaya gelis nedeni ve Ulkemizi bu yuce vazifenin alani icine sokma nedeni bu apacik bilgiye alan hazirlamaktir.
"Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar." Atatürk .... Evet, Atamizin bahsettigi o esi benzeri gorulmemis medeniyet gunesi Anadoludan dogacak. Kimse sasirmasin.
(3) Konfiçyüs, Hükümdar'in istegi üzerine bir süre için sehrin
yönetiminde olmayi kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün
yüksek memur Sao-Çeng'i idam ettirdi, cesedin üç gün açik
ta kalmasini emretti.
Ögrencileri çok sasirdiar, yanina gittiler, sordular:
"Sao-Çeng bu sehirde hatirli ve kuvvetli bir adamdi. Simdi seh
rin yönetimini aldiktan sonra ilk isiniz onu astirmak oldu. Bu yap
tiginiz dogru mudur? Bildigimiz kadariyla bu adam haydutluk, hir
sizlik yapmamisti..."
Konfiçyus "Yaptigimin nedenlerini size açiklayayim" dedi ve anlatti:
"Dünyada bes agir suç vardir. Haydutluk ve hirsizlik bunlarin arasin
da degildir, daha sonra gelirler. Bu bes suç sunlardir: Birincisi uyum
suz ve asi bir tabiatla birlikte gözüpeklik;
Ikincisi asagi bir hayat tarziyla birlikte inatçilik;
Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasiyla birlikte yalancilik;
Dördüncüsü herkesin ayibini, kusurunu aklinda tutmakla birlikte her
kesle dost geçinmek;
Besincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptigi haksizlik
lari süslü ve parlak gerekçeler arkasina gizlemek...
Sao-Çeng'de bunlarin besi de vardi. Nereye gitse taraftar topluyor,
hizipler yaratabiliyordu; aldatici fikirlerini parlak konusmalarin arka
sina gizleyebiliyordu; zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu.
Asagiliklar birlestigi zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çikar.
Ben de sehir halki için tasalanmak yerine bu adami idam ettirmeyi
tercih ettim..."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...