Yeryuzunde hersey, dunya insanliginin evrimi icindir. Ve yeryuzunde olmus ve olan hersey, gene insanligin bireysel ve kolektif eylem ve faaliyetlerin sonucu olmus ve olmaktadir. Insanligin genel faaliyetlerinden olusan sebeplerin sonuclari gene insanligin uzerine, onun evrimi icin yonelir ve yoneltilir (*). Baska bir ifade sekliyle, hersey kaynagina rucu eder. Yine diger bir ifadeyle frekans enerjisi nesneye ulasir ve tekrar nesneden yansiyarak geri döner.. Bu donuste geri donus ya azalir ya da kartopu misali buyuyerek geri doner. Kartopu misali geri donus, tabiidir ki iyi icinde kotu icinde, maddenin agrenize edici ozelliginden dolayidir ve re-aksiyon ile ve de re-aksiyonun kalitesi ile orantilidir.
(*) Bunlar :
- Doga olaylaridir; (Her muhitte o muhite uygun varliklar yasar. Bu kuralin disina cikilinca, tabiatin ihtari insana o muhitle kaynasmamis oldugunu bildirir.)
- Sosyal olaylardir;
- Psikolojik olaylardir;
- Kozmik olaylardir;
- Spirituel olaylardir.
Gorulur ki, tum bu genel ve esas faktorlerin nitelik, nicelik, bicim, icerik ve etkileri, gene insanligin soyut ve somut tavirlariyla ve faaliyetleriyle su veya bu turlu olusmakta, olusturulmaktadir. Kisaca bilincli yada bilincsiz talebin durumuna uygun olarak arz ortaya cikmaktadir.
Bu evrensel isleyisin boylesine gerceklesmesi ve gerceklestirilmesi icin (yani dogal'a; ilahi yasalara uygun olmasi icin) yeryuzu gorunen ve gorunmez vibrasyonel boyut ve mekanlardan, Dunya Rabbine bagli olarak calisan idareci hiyerarsik ruhsal mekanizma, yeryuzunu en icten en disa ve en distan en ice ve tam tasarruf, hak ve iktidar ile sarmis, kusatmis ve hakim ve sahip olarak duzenlemekte, denetlemekte ve gozetmektedir. (= Tanri zar atmaz !)
Insanligin disinda insanliga ancak, yardim, himaye bilgi ve uyari yapilmaktadir iyilestirici unsur aşilari olarak. Dolayisiyla asil iyilestirici tedavi ve emek, insanligin icinden cikmak ve insanligin genel geriligini olusturan tum hususlari sergileyerek onlarin ortadan kaldirilmasina calismak ve insanligin genel kisiligindeki hastaliklari iyilestirmek ve karanliklari ortadan kaldirmak zorundadir (1).
Su anda yeryuzundeki tum barbarizm ve karanliklarin buyuk bir cogunlugu ( 'cogunluk' diyoruz zira yaradilisi - dogasi bu olanlar da vardir yani secimleri ve cekimleri en azindan bu yasamlarinda asla degismeyecek olanlar. Orn. icin bkz 3 nol'u dipnota) , insanligin ve insanlarin kupkuru, geri, cogu karanlik, bilgisiz ve cahil kisiliklerinden ortaya cikmaktadir.
Boylece gorulur ki insanligin ortak ve en amansiz dusmani, gene insanligin ta en icindedir. Bu dusmanla savasilmaktadir yeryuzunun her yaninda.
Beser ruhlarinin gorgu ve deneyim noksanligi, onlarin o anda aralarindaki evrim farkliliklarini olusturur:
Bir x varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Bir y varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Bir z varligin, maddi deneyimler sonucu olan beseri kisiliginin, belirli konulardaki bilgi ve deneyimler noksanligindan kisiliginde su veya bu eksiklikler ve mukemmellikler vardir.
Apaciktir ki, tum celiskiler, uzlasmazliklar, surtusmeler, gerilik ve nefsaniyetler, iste ancak bu cesitli nicelik ve niteliklerdeki kisiliklerdedir. O halde tum mesele bu kisiliklerdeki bilgisizlikleri, gorgusuzlukleri, eksiklikleri; yani gercek egitimsizlikten dogan yabanlik hamlik ve karanliklari gidermektir.
Ancak o zaman yeryuzune genel bir huzur, baris, ahenk, kardeslik ve dostluk getirilebilir, tesis edilebilir. Fakat bu gerilikleri iclerinde barindiran tam dejenere insanlari ve insanligi, nice yuksek kutlu ve guzel bir duzen ve dirlik icine sokarsaniz sokunuz, o eksiklikler icindeki hasta kisilikler son tahlilde gene bozguncu tavirlarini ortaya koyacaklardir. Bu kacinilmazdir. Cunku bu bozuk ve eksik kisliklerin dogal tavirlari olmustur bu, baska turlu olamazlar. Onlar bozacaklar, kiracaklar ve oldureceklerdir. Tum nefsani tatmin hirsiyla yeryuzunu iste simdiki duruma getireceklerdir (1 ve 3: Sao-Çeng gibilik).
Yeryuzunde halen tum dunya halklarini cesitli olculerde kavramis olan toplumcu duzenlerin kurulmalarina yonelik mucadeleler, insanlarin kisiliklerinden bu gerilikleri, karanliklari ve anti sosyal egilimleri yok etmek icindir. Ne varki altin donem ideal insanini olusturmak icin bu mucadeleler yetersizdir. Cunki geri insanlar ne yazik kii, yuksek toplumcu ogretileri kendi geriliklerine uygunlastirarak orjinal teori ve pratiklerini dejenere etmis ve etmektedirtler.
Artik, tum dunya insanligini adeta birden kusatacak olan tek bir genel goksel realite yeryuzunde tesis edilecek, ve hic bir kimsenin bu apacik isigi (2) bir baska turlu gostermeye, ogretmeye dejenere etmeye gucu kesinlikle yetmeyecektir. yani bu olanaksizdir.
Simdiye kadar Hakikat bir, amma cesitli rivayet edilmekteydi. Hakikat bir ve rivayet edilemeyecek artik, Hakikat bir ve herkesce hakikat bilinecektir. Zira artik tum insanliga vetilecek olan bilgelik donemi'nin Hakikatleri, apacik ve goksel kimliklerinden oturu, cesitli geri beseri tasarruflarla dejenere edilmeyecektir. Gene zira, tum karanliklar, yobazlik, gerilik ve cahillik saltanati, demir cagi olan bu donemde sonsuz yok olusa mahkum edilecek ve dolayisiyla bu karanlik saltanat, altin doneme gecemeyeceklerdir (Enbiya suresi; ayet 15: "Andolsun ki, Tevrast'an sonra Zebur da da yeryuzune ancak iyi kullarimin mirasci oldugunu yazmistik").
Bu donemde goksel egemenlik hukum surecek ve O, tum dunya insanligini goksel isik uzre goksel teori ve pratiklerle Kozmik realitelere baglayici bir evrim tedrisatini uygulayacaktir.
(1) Beseriyetin halen daha icinde bulundugu evrim formasyonunu Ataturkun su ifadeleri cok guzel anlatmaktadir: "...insanlarin, simdiye kadar kavgalar, cirkeflikler, kaba istek ve istahlar arasinda bir sefalethanede yasamakta olduklarini kabul ederek, bütün vucutlari ve zekalari zehirleyen zararli tohumlari yok etmeye karar vermesi gibi sartlarin gerceklesmesini gerektiren.... "
(1a) Tabii once kendimizden baslamak uzere yani Turkiye olmak uzere tum dunya beseriyeti Atamizin ifade ettigi su evrim formasyonuna erismekle yukumludur: “.. beseriyetin hepsini bir vucut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icap eder. Bir vucudun parmaginin ucundaki bir acidan diger butun aza muteessir olur. O halde konustuklarimizdan su neticeyi cikaracagim: Tabii olarak kendimiz için bütün lazim gelen seyleri dusunecegiz ve icabini yapacagiz. Fakat bundan sonra butun dunya ile alakadar olacagiz.”
(2) Sakli Kitap= Apacik Isik = Gercek Bilgi Kitabi
"Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar."; Atatürk.
O yuce isiktan yani yeryuzunu tek bir genel realite de birlestirecek olan O apacik Isik bilgi'den haberdar olan camia icersinde, Gercek Bilgi Kitabi diye de bahsedilir. Ki Atamiz bu konuda bizlere hazirlik calismalari ni gostermis ve de ifade etmistir bkz. dipnot 1a.
O kitap, Dr. Bedri Ruhselman'a kaydettirilmis ve Sirkeci'deki bir noterde ve uc bekcisinin gozetiminde olarak, gunu geldiginde acilmak uzere saklanmaktadir.
Atamizin tum soylemlerini, ifadelerini ilkelerini o nedenle derinden, yuksekten ve tum yonlerden bakmak ve anlayip idrak ederek suurlanmak -suura kapsam kazandirmak gerekir.
Cunku, Atamizin aslen dunyaya gelis nedeni ve Ulkemizi bu yuce vazifenin alani icine sokma nedeni bu apacik bilgiye alan hazirlamaktir.
"Büyük şeyleri yalnız büyük uluslar yapar." Atatürk .... Evet, Atamizin bahsettigi o esi benzeri gorulmemis medeniyet gunesi Anadoludan dogacak. Kimse sasirmasin.
(3) Konfiçyüs, Hükümdar'in istegi üzerine bir süre için sehrin
yönetiminde olmayi kabul etti. Yedi gün izledi. Yedinci gün
yüksek memur Sao-Çeng'i idam ettirdi, cesedin üç gün açik
ta kalmasini emretti.
Ögrencileri çok sasirdiar, yanina gittiler, sordular:
"Sao-Çeng bu sehirde hatirli ve kuvvetli bir adamdi. Simdi seh
rin yönetimini aldiktan sonra ilk isiniz onu astirmak oldu. Bu yap
tiginiz dogru mudur? Bildigimiz kadariyla bu adam haydutluk, hir
sizlik yapmamisti..."
Konfiçyus "Yaptigimin nedenlerini size açiklayayim" dedi ve anlatti:
"Dünyada bes agir suç vardir. Haydutluk ve hirsizlik bunlarin arasin
da degildir, daha sonra gelirler. Bu bes suç sunlardir: Birincisi uyum
suz ve asi bir tabiatla birlikte gözüpeklik;
Ikincisi asagi bir hayat tarziyla birlikte inatçilik;
Üçüncüsü çenesinin kuvvetli olmasiyla birlikte yalancilik;
Dördüncüsü herkesin ayibini, kusurunu aklinda tutmakla birlikte her
kesle dost geçinmek;
Besincisi hak ve adalet duygusu olmamakla birlikte yaptigi haksizlik
lari süslü ve parlak gerekçeler arkasina gizlemek...
Sao-Çeng'de bunlarin besi de vardi. Nereye gitse taraftar topluyor,
hizipler yaratabiliyordu; aldatici fikirlerini parlak konusmalarin arka
sina gizleyebiliyordu; zulmüyle adaleti tersine çevirebiliyordu.
Asagiliklar birlestigi zaman ortaya çok güçlü bir kötülük çikar.
Ben de sehir halki için tasalanmak yerine bu adami idam ettirmeyi
tercih ettim..."
Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...