Yılmaz Özdil, katıldığı canlı yayında Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için ‘darbeci’ diyen AKP’li belediye başkanına cevap verdi.
Halk Tv’de Uğur Dündar’la Halk Arenası’na katılan SÖZCÜ gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, AKP Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun “1923’te darbe yapıp Cumhuriyeti kurdular” sözlerine canlı yayında cevap verdi.
“Burada, birkaç dakikanızı izin verirseniz alıp bu arkadaş darbe demiş ya şimdi sütü bozukların bir ülkeye nasıl darbe yaptığıyla ilgili birkaç not aktaracağım” diyerek söze başlayan Yılmaz Özdil, 29 Ekim 1923 sabahı Türkiye’nin durumunu;
“29 Ekim 1923 sabahı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nüfusu 13 milyon. 40 bin köy var 37 bininde okul yok, postane yok, dükkân yok. 30 bin köyde cami yok. Traktör sayısı sıfır. Biçerdöver sayısı sıfır. Pirinç ithal. 5 bin köyde sığır vebası var. 1 milyon kişi frengi. 2 milyon kişi sıtma. Verem, tifo, tifüs salgını var. Bitle başa çıkılamıyor. Dünyaya gelen her iki bebekten biri ölüyor. Her 5 anneden 1’i doğumda ölüyor. Ortalama ömür 40 yıl.
Memlekette sadece 337 doktor var. 'Osmanlı Torunları' bunu iyi dinlesin. 60 eczacı var, sadece 8’i Türk. Memlekette sadece 4 hemşire var. 40 bin köy var, sadece 136 ebe var. Komple kül edilmiş köyün sayısı binin üzerinde. Limanlar, madenler yabancıya ait. Demiryollarının bir metresi bile bize ait değil.
Osmanlı’dan ayakta kala kala 4 fabrika kalmış. Sanayi denen işletmelerin yüzde 96’sında motor yok. 10’dan fazla işçi çalıştıran sadece 280 kişi. Bunların 250’si yabancıların. Kişi başı milli gelir 45 dolar. Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta var. Kara yolu yok. Otomobil sayısı sadece 1490. Bunun üzerine zaten dökülüyoruz. Mübadeleyle 400 bin insan geliyor. Ceplerinde para yok, iş yok, başlarını sokacak ev yok. Sığınacakları akraba yok. Gelen her iki çocuktan biri yollarda at arabalarının sırtında ilk 2 ay içinde hayatını kaybediyor. Bir tanesi benim teyzem. Kendi ailemden biliyorum. Mağarada kalanlar var.
"KADIN İNAN DEĞİL"
Cumhuriyet’ten önce, eşit eğitim hakkı yok, meslek hakkı yok, velayet hakkı yok, miras hakkı yok. Kadın kendisine miras kalan mallar üzerinde tasarruf hakkına sahip değil. Cumhuriyetten önce darbe yapmış bak kansızlar. Memlekette tiyatro, müzik, spor, heykel yok.
Arkeolojik eserler padişahların hediyesi olarak Avrupa’ya kaçırılmış. Kimi alaturka saat kullanıyor. Güneşin battığı anı 12 kabul ediyor. Kimisi zevali saati kullanıyor. Kimisi güneşin tamamen battığı ezani saati esas alıyor. ‘Saat kaç birader?’ diyorsun herkes başka bir şey diyor. Kimisi hicri, kimisi Rumi takvim kullanıyor. Herkes aynı zaman diliminde ama farklı aylarda yaşıyor. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyor ne de uzunluğumuz.”
“600 SENE TÜRKÇE’NİN IRZINA GEÇİLMİŞ”
“600 yıl Türkçenin ırzına geçilmiş. Arapça ve Farsça harmanlanmış; Osmanlıca ortaya çıkmış. Fransızca ve İtalyanca kelimeler dilimizi işgal etmiş. Harf Devrimi yapıldı, ‘1 gece de cahilleştik’ diyor bunlar halbuki İbrahim Müteferrika’dan itibaren basılan kitap sayısı 417.
Bu topraklara kitap gelene kadar Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış. Erkeklerin sadece yüzde 7’si kadınların sadece binde 4’ü okuma yazma biliyor. Okul yaşına gelen her 4 çocuktan 3’ü okula gitmiyor.
Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlı. Öğretmenlerin 3’te 1’inin öğretmenlik kaydı yok. Sadece 1 tane üniversite var. Medreselerde Türkçe yasak” diyerek anlattı.
“MUSTAFA KEMAL’E DİL UZATAN VATAN HAİNİDİR!”
Ülkeyi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının bu durumda teslim aldığını söyleyerek 30 Ekim 1923 sabahı Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü’ye yazdığı mektubu anlattı. Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü’ye “Cumhuriyetin ilk gününde bize geri borçlu hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul ülkelere örnek olacağız. Özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak zorundayız. Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun” dediğini anlattıktan sonra Özdil;
“Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına ‘darbeci, iki ayyaş’ diyenlere ‘Mustafa Kemal’e dil uzatan vatan hainidir’ diyerek cevap verdi.
Halk Tv’de Uğur Dündar’la Halk Arenası’na katılan SÖZCÜ gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, AKP Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun “1923’te darbe yapıp Cumhuriyeti kurdular” sözlerine canlı yayında cevap verdi.
“Burada, birkaç dakikanızı izin verirseniz alıp bu arkadaş darbe demiş ya şimdi sütü bozukların bir ülkeye nasıl darbe yaptığıyla ilgili birkaç not aktaracağım” diyerek söze başlayan Yılmaz Özdil, 29 Ekim 1923 sabahı Türkiye’nin durumunu;
“29 Ekim 1923 sabahı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nüfusu 13 milyon. 40 bin köy var 37 bininde okul yok, postane yok, dükkân yok. 30 bin köyde cami yok. Traktör sayısı sıfır. Biçerdöver sayısı sıfır. Pirinç ithal. 5 bin köyde sığır vebası var. 1 milyon kişi frengi. 2 milyon kişi sıtma. Verem, tifo, tifüs salgını var. Bitle başa çıkılamıyor. Dünyaya gelen her iki bebekten biri ölüyor. Her 5 anneden 1’i doğumda ölüyor. Ortalama ömür 40 yıl.
Memlekette sadece 337 doktor var. 'Osmanlı Torunları' bunu iyi dinlesin. 60 eczacı var, sadece 8’i Türk. Memlekette sadece 4 hemşire var. 40 bin köy var, sadece 136 ebe var. Komple kül edilmiş köyün sayısı binin üzerinde. Limanlar, madenler yabancıya ait. Demiryollarının bir metresi bile bize ait değil.
Osmanlı’dan ayakta kala kala 4 fabrika kalmış. Sanayi denen işletmelerin yüzde 96’sında motor yok. 10’dan fazla işçi çalıştıran sadece 280 kişi. Bunların 250’si yabancıların. Kişi başı milli gelir 45 dolar. Elektrik sadece İstanbul, İzmir ve Tarsus’ta var. Kara yolu yok. Otomobil sayısı sadece 1490. Bunun üzerine zaten dökülüyoruz. Mübadeleyle 400 bin insan geliyor. Ceplerinde para yok, iş yok, başlarını sokacak ev yok. Sığınacakları akraba yok. Gelen her iki çocuktan biri yollarda at arabalarının sırtında ilk 2 ay içinde hayatını kaybediyor. Bir tanesi benim teyzem. Kendi ailemden biliyorum. Mağarada kalanlar var.
"KADIN İNAN DEĞİL"
Cumhuriyet’ten önce, eşit eğitim hakkı yok, meslek hakkı yok, velayet hakkı yok, miras hakkı yok. Kadın kendisine miras kalan mallar üzerinde tasarruf hakkına sahip değil. Cumhuriyetten önce darbe yapmış bak kansızlar. Memlekette tiyatro, müzik, spor, heykel yok.
Arkeolojik eserler padişahların hediyesi olarak Avrupa’ya kaçırılmış. Kimi alaturka saat kullanıyor. Güneşin battığı anı 12 kabul ediyor. Kimisi zevali saati kullanıyor. Kimisi güneşin tamamen battığı ezani saati esas alıyor. ‘Saat kaç birader?’ diyorsun herkes başka bir şey diyor. Kimisi hicri, kimisi Rumi takvim kullanıyor. Herkes aynı zaman diliminde ama farklı aylarda yaşıyor. Ne ağırlığımız dünyaya ayak uydurabiliyor ne de uzunluğumuz.”
“600 SENE TÜRKÇE’NİN IRZINA GEÇİLMİŞ”
“600 yıl Türkçenin ırzına geçilmiş. Arapça ve Farsça harmanlanmış; Osmanlıca ortaya çıkmış. Fransızca ve İtalyanca kelimeler dilimizi işgal etmiş. Harf Devrimi yapıldı, ‘1 gece de cahilleştik’ diyor bunlar halbuki İbrahim Müteferrika’dan itibaren basılan kitap sayısı 417.
Bu topraklara kitap gelene kadar Avrupa’da 2.5 milyon farklı kitap basılmış. Erkeklerin sadece yüzde 7’si kadınların sadece binde 4’ü okuma yazma biliyor. Okul yaşına gelen her 4 çocuktan 3’ü okula gitmiyor.
Türkiye’nin tüm liselerinde sadece 230 kız öğrenci kayıtlı. Öğretmenlerin 3’te 1’inin öğretmenlik kaydı yok. Sadece 1 tane üniversite var. Medreselerde Türkçe yasak” diyerek anlattı.
“MUSTAFA KEMAL’E DİL UZATAN VATAN HAİNİDİR!”
Ülkeyi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının bu durumda teslim aldığını söyleyerek 30 Ekim 1923 sabahı Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü’ye yazdığı mektubu anlattı. Mustafa Kemal Atatürk İsmet İnönü’ye “Cumhuriyetin ilk gününde bize geri borçlu hastalıklı bir vatan miras kaldı. Yoksul ülkelere örnek olacağız. Özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak zorundayız. Bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim. Allah yardımcımız olsun” dediğini anlattıktan sonra Özdil;
“Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarına ‘darbeci, iki ayyaş’ diyenlere ‘Mustafa Kemal’e dil uzatan vatan hainidir’ diyerek cevap verdi.
(alıntı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder