TBMM’de yoğun tartışmalar yaşanıyor… Yıl 1924. Konu, Cumhurbaşkanı’nın nasıl seçileceğinin belirlenmesi! Çoğunluğun görüşü, Cumhurbaşkanı’nın da tıpkı vekiller gibi halk tarafından seçilmesi… Meclis’in ağırlık merkezi ezici bir şekilde bu yöne doğru kayıyor. Konunun kapanması an meselesi!
CUMHURBAŞKANI’NI KİM SEÇMELİ!
Tam da bu anda Mustafa Kemal Paşa ağır fakat emin adımlarla kürsüye doğru yöneliyor… Konuşmadan önce Meclis’i kartal bakışları ile süzüyor. Ve hemen sözlerini art arda sıralıyor:
“Efendiler, Cumhurreisi’nin halk tarafından seçilmesi mahsurludur! Vekillerin seçmesi en iyisidir. Nedenine gelince, yarın birisi çıkar ‘beni halk seçti’ diyerek krallığını ya da diktatörlüğünü ilan ederse, demokrasi tehlikeye girer! Tarihte örnekleri çoktur…”
Atatürk’ün ülke gerçeklerinin nasıl farkında olduğunu aşağıdaki diyalog açık seçik ortaya seriyor:
KARŞI DEVRİMİN AYAK SESLERİ!
Bir gün Kılıç Ali’nin evinde, Refik Koraltan Atatürk'e:
Paşam, dedi, itimat buyurun, Anadolu’nun en ücra köşesinde bir çobanın kalbini açtığınız zaman orada Mustafa Kemal yazar. Bu böyledir, Paşam…
Atatürk şu cevabı verir:
Beyefendi, Anadolu’nun ücra köşesinde bir köylünün, bir çobanın kalbini açtığınız zaman orada Mustafa Kemal yazdığını ben de zatıâliniz kadar biliyorum!
Amma benim kadar sizin de bilmenizi istediğim bir şey vardır ve o da şudur:
Orada bir çobanın bulunduğu yerin on dakika ilerisindeki bir köy imamı gelip o ismi oradan on dakikada siler!
İsterse istediği bir başka ismi yazar…
Bunu da sizin benim kadar bilmenizi isterim!
Bir faniye durup dururken dahi demiyorlar… İsveçli, “Mustafa Kemal gibi düşünmek!” sözünü boşuna sarfetmiyor… Ne mutlu Türk Milletine ki böylesine güçlü bir ışığı var… Sorunlar nedir ki! Dönüp Atatürk’e baksa yeter! Her türlü hastalığın reçetesi O’ndadır…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr
spolat102@outlook.com
.
CUMHURBAŞKANI’NI KİM SEÇMELİ!
Tam da bu anda Mustafa Kemal Paşa ağır fakat emin adımlarla kürsüye doğru yöneliyor… Konuşmadan önce Meclis’i kartal bakışları ile süzüyor. Ve hemen sözlerini art arda sıralıyor:
“Efendiler, Cumhurreisi’nin halk tarafından seçilmesi mahsurludur! Vekillerin seçmesi en iyisidir. Nedenine gelince, yarın birisi çıkar ‘beni halk seçti’ diyerek krallığını ya da diktatörlüğünü ilan ederse, demokrasi tehlikeye girer! Tarihte örnekleri çoktur…”
Atatürk’ün ülke gerçeklerinin nasıl farkında olduğunu aşağıdaki diyalog açık seçik ortaya seriyor:
KARŞI DEVRİMİN AYAK SESLERİ!
Bir gün Kılıç Ali’nin evinde, Refik Koraltan Atatürk'e:
Paşam, dedi, itimat buyurun, Anadolu’nun en ücra köşesinde bir çobanın kalbini açtığınız zaman orada Mustafa Kemal yazar. Bu böyledir, Paşam…
Atatürk şu cevabı verir:
Beyefendi, Anadolu’nun ücra köşesinde bir köylünün, bir çobanın kalbini açtığınız zaman orada Mustafa Kemal yazdığını ben de zatıâliniz kadar biliyorum!
Amma benim kadar sizin de bilmenizi istediğim bir şey vardır ve o da şudur:
Orada bir çobanın bulunduğu yerin on dakika ilerisindeki bir köy imamı gelip o ismi oradan on dakikada siler!
İsterse istediği bir başka ismi yazar…
Bunu da sizin benim kadar bilmenizi isterim!
Bir faniye durup dururken dahi demiyorlar… İsveçli, “Mustafa Kemal gibi düşünmek!” sözünü boşuna sarfetmiyor… Ne mutlu Türk Milletine ki böylesine güçlü bir ışığı var… Sorunlar nedir ki! Dönüp Atatürk’e baksa yeter! Her türlü hastalığın reçetesi O’ndadır…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr
spolat102@outlook.com
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder