TÜRK HALKI YÜZYILLARDIR ALLAH İLE ALDATILIYOR
Türk halkı dini konusunda asırlardır sürekli bicimde aldatılıyor, Allah ile aldatılıyor.
Allah ile aldatılanların en büyük sorunu aldatıldıklarının farkında olma imkânından büyük ölçüde yoksun bulunmalarıdır. Çünkü derinden inandıkları ve içtenlikle teslim oldukları bir değer yani din, kendilerinin aleyhinde kullanılıyor.
Bunu fark etmeleri kolay değildir.
Çünkü Türk halkı İslam’a duyduğu teslimiyet yüzünden çoğu kez savunma, eleştirme güçlerini kullanmıyor. Daha önemlisi Allah ile aldatanlara karşı aklını kullanmıyor.
Oysa –Kur’an’da vurgulanıyor- bu tuzağa düşülmemesi ve bu belanın aşılması için gerekli olan iki hayati donanım vardır:
-Aklın işletilmesi,
-Takvanın (dindarlığın) insanlar arasında üstünlük ölçüsü olmaktan çıkarılması.
Akıl işleyecek, dindarlık insanlar arası bir değer ölçüsü olmaktan çıkarılacaktır ki, kitleler Allah ile aldatma tezgâhlarının maskesini düşürebilsin, arka planını görebilsin. Maske düşürülüp arka plan görülmediği sürece Allah ile aldatılmak kaçınılmazdır.
Allah ile aldatma zulmünün aşılması için sadece temel çare değil, tek çare aklı işletmektir. Kur’an “Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik indirir.” der.
Aklın devrede olması ve işletilmesi için ise laiklik temel şarttır. Aksi halde duygu egemen kılınmak suretiyle din aklın önünü kesme aracı olarak kullanılır, yani kitle Allah ile aldatılır.
Türk halkı asırlardır Kur’an’dan uzak tutulmuş onu okuyup anlamaktan yoksun bırakılmıştır. Türk halkının Kur’an’dan tek istediği ve beklediği, o kitabın Arap harfleriyle telaffuzunu başarıp ‘sevap’ kazanmak olmaktadır. Türk halkı Allah ile aldatma tezgahlarının ustalıkla işlettikleri bu 'sevap' oyunuyla avunurken, yaşadığı dinin Kuran’la ilgisi büyük ölçüde yok edilmiş, dinde Kur’an’ın yerini Arap-Emevi saltanat ideolojisinin kutsallaştırılmış sloganlarıyla İslam dışı örflerin uydurmaları almıştır.
Türk halkı bugün tıpkı birçok Müslüman halk gibi Ortadoğu despotizmlerinin hesabına uygun olarak kutsallastırılmıs buyrukları din biliyor, onları yaşıyor.
Bu durumu çok iyi bilen aldatma sektörleri sürekli dini-imanı kullanarak yaklaşıyor. Türk halkına ve onu daha ilk anda elsiz-dilsiz hale getirerek istediği şekilde ve istediği oranda aldatıp sömürüyor.
Türk halkının en büyük zaafı dinini uyanma ve sorgulama aracı olarak değil de uyuma ve susma aracı olarak kullanmasıdır. Sadece Türk halkının değil, bütün Müslümanların en büyük zaaflarından biri belki de birincisi işte budur.
Bugün insanlık ve o arada bizim insanımız Allah ile aldatılmanın en zorlu devresini, küresel ve organize aldatma sektörlerinin faaliyette olduğu bir süreci yaşıyor.
Kaynak: Yasar Nuri Öztürk, Türkiye’yi Kemiren İhanet: Allah ile Aldatmak, 15. Baskı, Yeni Boyut, İstanbul, 2008, ss. 7-9 (özet).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder