Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan,
Hüsrâna rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!
Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da demiyor bir tarafından!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma.
Mehmet Akif; 14 Mart 1913
Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
Ayaklarımız da ellerimiz gibi bir duyu organıdır.
Ayaklarımız da ellerimiz gibi bir duyu organıdır.
Ayaklarımızın tabanlarında tüm organlarımıza tekabül eden ve onları aktive eden sinir uçları bulunmaktadır (Bkz: reflexology) En sağlıklı yaşam biçimi yalınayak yürümektir.
İnsan gelişirken ayak tabanları da birer duyarga gibi çalışır. Taban ve parmaklar yere değdiklerinde aldıkları duyumları beyne iletmeleri sayesinde çevredeki farklılıkları algılayabilir ve ortamın özelliklerini kavrayabiliz. Ve tabii ki daha normal çalışan bir beynimiz olur.
Zemin ne kadar engebeli ise bedenimiz ve kaslarımız o kadar aktif olur, adeta dans edercesine yürürüz ki bu çok sağlıklıdır.
F.Hundertwasser "engebeli zeminlerin ayaklar için melodi" olduğunu söyler. Şehirde beton zemin üzerinde ve ayakkabılarının tabanlarına basarak yürüyen insanların beyin gelişimlerinin tamamlanamadığını düşünüyorum.
Diğer yandan toprağa veya çimenlere yalınayak basmak bedenimizdeki negatif elektrik yükünü yani stresi alır.
Ayaklarımızın tabanlarında tüm organlarımıza tekabül eden ve onları aktive eden sinir uçları bulunmaktadır (Bkz: reflexology) En sağlıklı yaşam biçimi yalınayak yürümektir.
İnsan gelişirken ayak tabanları da birer duyarga gibi çalışır. Taban ve parmaklar yere değdiklerinde aldıkları duyumları beyne iletmeleri sayesinde çevredeki farklılıkları algılayabilir ve ortamın özelliklerini kavrayabiliz. Ve tabii ki daha normal çalışan bir beynimiz olur.
Zemin ne kadar engebeli ise bedenimiz ve kaslarımız o kadar aktif olur, adeta dans edercesine yürürüz ki bu çok sağlıklıdır.
F.Hundertwasser "engebeli zeminlerin ayaklar için melodi" olduğunu söyler. Şehirde beton zemin üzerinde ve ayakkabılarının tabanlarına basarak yürüyen insanların beyin gelişimlerinin tamamlanamadığını düşünüyorum.
Diğer yandan toprağa veya çimenlere yalınayak basmak bedenimizdeki negatif elektrik yükünü yani stresi alır.
Eğer Hasta Olmak İstemiyorsan
• Duygularını anlat.
• Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
• Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
• Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
• Karar Vermelisin..
• Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
• İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
• Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
• Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
• Olduğundan Farklı Yaşama.
• Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
• Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
• Kabullen.
• Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
• Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
• Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
• Çözümler Bul.
• Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
• Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
• Biz ne düşünüyorsak oyuz.
• Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
• Güven.
• Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
- Dr. Dráuzio Varella
• Saklanan veya baskılanan heyecan ve duygular; gastrit, ülser, bel fıtığı, bel ağrıları gibi hastalıklara yol açar.
• Zamanla, duyguların bastırılması kansere dönüşür. Öyleyse, sırlarımızı, hatalarımızı birileriyle paylaşmalıyız!
• Diyalog, konuşma, kelime çok güçlü birer ilaç ve mükemmel birer terapidir!
• Karar Vermelisin..
• Kararsız kişi güvensiz, endişe ve ıstırap içinde olur. Kararsızlık, sorunları, endişeleri ve çatışmaları çoğaltır.
• İnsanlık tarihi kararlardan oluşur.
• Karar vermek, diğerlerinin kazanması için vazgeçmeyi ve avantajları kaybetmeyi kesinlikle bilmektir.
• Kararsız kişiler mide rahatsızlığı, sinir hastalıkları ve cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
• Olduğundan Farklı Yaşama.
• Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek isteyen kişi tonlarca ağırlığı biriktirmektedir. Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
• Aldatıcı görünerek yaşamak kadar sağlık için kötü bir şey yoktur.Kaderleri ilaç, hastane ve acıdır.
• Kabullen.
• Reddedicilik ve kendine saygı eksikliği, kendimizi kendimize yabancılaştırır.
• Kendimizle barışık olmak sağlıklı yaşamın anahtarıdır. Bunu kabul etmeyenler kıskanç, taklitçi, aşırı rekabetçi ve yıkıcı olurlar.
• Eleştirileri kabullen. Bu bilgelik, akıllılık ve terapidir.
• Çözümler Bul.
• Olumsuz kişiler çözüm bulamazlar ve sorunları büyütürler. Üzülmeyi, dedikoduyu ve kötümserliği tercih ederler.
• Karanlığı kovmak için kibrit yakmalı. Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini üretir.
• Biz ne düşünüyorsak oyuz.
• Olumsuz düşünce, hastalığa dönüşen negatif enerji üretir.
• Güven.
• Güvenmeyen kişi iletişim kuramaz, açık değildir, derin ve sağlam ilişkiler geliştiremez, gerçek arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini bilemez. Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik sendeki inancın azlığıdır.
- Dr. Dráuzio Varella
ABD GUDUMUNDE DIS POLITIKA
ABD’nin güdümünde dış politika
Geçenlerde ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, deneyimli diplomat Phil Gordon’un, başkent Washington’da Stratejik Araştırmalar Merkezi’ndeki bir toplantıda sarf ettiği sözleri boyalı basın görmedi. Belki de yalakalıktan görmek istemedi, Türkiye için yürek yakıcı bu sözleri. Gordon, Türk-ABD ilişkilerine yatırım yaptıklarını ve Libya Afganistan ve Arap Baharı gibi konularda yatırımlarının meyvelerini topladıklarını söyledi.
Gordon’un sözleri belki tam tercüme olarak bu değildi ama özeti bu. Aslında Gordon, Avrupa ve Amerika ilişkileri konusunda konuştu. Beni bundan sonraki açıklamaları, daha çok rencide etti. Belki bir Afrika kabilesi için bu tür bir açıklama gurur kaynağı olabilir ama Türkiye gibi asker ve yedi düveli karşısına alarak tümünü yenilgiye uğratmış bir ulus için utanç kaynağı.
Avrasya işlerinden sorumlu bakan yardımcısı konuşmasında Türkiye’nin Suriye konusunda nasıl görev üstlendiğini falan söylüyor. Yani patronlara yaranmak için ekstra çaba gösteriyor arkadaşlar. Ne diyor “İran’a uygulanan ambargoya ve Afganistan’daki ortak çabalarımıza da katkıda bulunuyor Türkler” dedi. Phil Gordon, AKP yetkililerinin kendileri ile ne kadar yakın bir mesaide olduklarını sergilemek için de, Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Clinton’un muhatapları ile sürekli temas halinde olduğunu söyledi.
İşte AKP’nin dış politikalarının açıklaması. Erdoğan ve hükümetinin kayıtsız şartsız Washington’a biat ettiğinin kanıtı. Biz biliyorduk da onu, yalnızca Irak savaşı sırasında bir milyon din kardeşleri Müslüman’ı katleden kişilerle tango yapan ve kendilerini dini bütün Müslüman gören, bizim yüzde 50’ye söylemek gerek.
Bizler Türkiye’nin bağımsızlığını kaybettiğini uzun süredir biliyorduk. Biz biliyorduk da ne hikmetse ülke geleceğini bir torba pirinç ile kömüre satan seçmen neden anlayamadı akıl almıyor. Türkiye’nin ne denli bağımlı olduğunu anlamak için bir bakın yayın organlarına. Mesela ihalelerden pay almak için sahibi tarafından AKP’ye artık yüzde yüz biat etmiş olan NTV haber kurumundan her gün BBC Türkçe Servisi, Türk halkına sesleniyor. Öte yandan Amerika’nın sesi VOA de TGRT denen ve AKP’nin baş destekçisi yayın kurumundan yayında.
Bakın bakalım hangi gelişmiş ülke kendi yayın kurumlarından başka bir ülkenin devlet kontrolündeki yayın kurumlarına yayın saati veriyor. Biri ABD Dışişlerinin öteki İngiliz M16’ın propaganda aracı. Ama yayınlarında sürekli bağımsız radyo olduklarını vurgularlar. Ancak ne yayınlayacakları, nasıl yayınlayacakları ise tepeden talimatla gelir.
Zaten mesela BBC’de çalışmış olanlardan bazılarının Türk siyasetinde ve yaymak istedikleri ideallerin de neler olduğunu görmek açık. Bu çalışanlardan tabut içinde kaçırılanları mı istersiniz, şimdilerde yandaş gazetelerde yönetici olanları mı? Buyurun siz takdir edin.
Bir Amerikalı gazeteci arkadaşım bana Türkiye’deki iktidarı ve yaşanan uygulamaları ilginç şekilde yorumlamıştı. Uluslararası konularda deneyimli arkadaşım, AKP’nin iktidar uygulamalarını Çin’de Mao’nun uyguladığı kültür devrimine benzetti. Hani orta sınıfın kültür üstünlüğünü ortadan kaldırıp, herkesi sıfırlayıp baştan başlatmak için piyano çalanların bile parmaklarını kestirtmişti Mao.
Bizde de AKP iktidarı, Mustafa Kemal devrimleri ile ülkeyi getirdiği uygar anlayıştan uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyor ve tüm devrimlerin dibine dinamit atıyor.
Öte yandan hâlâ ülkeyi yöneten kişinin sağlık durumu konusunda net ve kesin bir açıklama yok. Bu da seçmenleri ne kadar adam yerine koyduklarının bir başka kanıtı. Çay içerek, komşu ziyareti yaparak, afyonlayıp duruyorlar.
Gordon’un sözleri belki tam tercüme olarak bu değildi ama özeti bu. Aslında Gordon, Avrupa ve Amerika ilişkileri konusunda konuştu. Beni bundan sonraki açıklamaları, daha çok rencide etti. Belki bir Afrika kabilesi için bu tür bir açıklama gurur kaynağı olabilir ama Türkiye gibi asker ve yedi düveli karşısına alarak tümünü yenilgiye uğratmış bir ulus için utanç kaynağı.
Avrasya işlerinden sorumlu bakan yardımcısı konuşmasında Türkiye’nin Suriye konusunda nasıl görev üstlendiğini falan söylüyor. Yani patronlara yaranmak için ekstra çaba gösteriyor arkadaşlar. Ne diyor “İran’a uygulanan ambargoya ve Afganistan’daki ortak çabalarımıza da katkıda bulunuyor Türkler” dedi. Phil Gordon, AKP yetkililerinin kendileri ile ne kadar yakın bir mesaide olduklarını sergilemek için de, Başkan Obama ve Dışişleri Bakanı Clinton’un muhatapları ile sürekli temas halinde olduğunu söyledi.
İşte AKP’nin dış politikalarının açıklaması. Erdoğan ve hükümetinin kayıtsız şartsız Washington’a biat ettiğinin kanıtı. Biz biliyorduk da onu, yalnızca Irak savaşı sırasında bir milyon din kardeşleri Müslüman’ı katleden kişilerle tango yapan ve kendilerini dini bütün Müslüman gören, bizim yüzde 50’ye söylemek gerek.
Bizler Türkiye’nin bağımsızlığını kaybettiğini uzun süredir biliyorduk. Biz biliyorduk da ne hikmetse ülke geleceğini bir torba pirinç ile kömüre satan seçmen neden anlayamadı akıl almıyor. Türkiye’nin ne denli bağımlı olduğunu anlamak için bir bakın yayın organlarına. Mesela ihalelerden pay almak için sahibi tarafından AKP’ye artık yüzde yüz biat etmiş olan NTV haber kurumundan her gün BBC Türkçe Servisi, Türk halkına sesleniyor. Öte yandan Amerika’nın sesi VOA de TGRT denen ve AKP’nin baş destekçisi yayın kurumundan yayında.
Bakın bakalım hangi gelişmiş ülke kendi yayın kurumlarından başka bir ülkenin devlet kontrolündeki yayın kurumlarına yayın saati veriyor. Biri ABD Dışişlerinin öteki İngiliz M16’ın propaganda aracı. Ama yayınlarında sürekli bağımsız radyo olduklarını vurgularlar. Ancak ne yayınlayacakları, nasıl yayınlayacakları ise tepeden talimatla gelir.
Zaten mesela BBC’de çalışmış olanlardan bazılarının Türk siyasetinde ve yaymak istedikleri ideallerin de neler olduğunu görmek açık. Bu çalışanlardan tabut içinde kaçırılanları mı istersiniz, şimdilerde yandaş gazetelerde yönetici olanları mı? Buyurun siz takdir edin.
Bir Amerikalı gazeteci arkadaşım bana Türkiye’deki iktidarı ve yaşanan uygulamaları ilginç şekilde yorumlamıştı. Uluslararası konularda deneyimli arkadaşım, AKP’nin iktidar uygulamalarını Çin’de Mao’nun uyguladığı kültür devrimine benzetti. Hani orta sınıfın kültür üstünlüğünü ortadan kaldırıp, herkesi sıfırlayıp baştan başlatmak için piyano çalanların bile parmaklarını kestirtmişti Mao.
Bizde de AKP iktidarı, Mustafa Kemal devrimleri ile ülkeyi getirdiği uygar anlayıştan uzaklaştırmak için elinden geleni yapıyor ve tüm devrimlerin dibine dinamit atıyor.
Öte yandan hâlâ ülkeyi yöneten kişinin sağlık durumu konusunda net ve kesin bir açıklama yok. Bu da seçmenleri ne kadar adam yerine koyduklarının bir başka kanıtı. Çay içerek, komşu ziyareti yaparak, afyonlayıp duruyorlar.
Sağlıklı Akıl Yolu
Saglam Kafa, Saglam Vücut Nasil Gercekleşir?
1. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, "volta atmayı" deneyebilirsiniz.
2. İnsan beyni açık havada, kapalı alanlara göre daha yüksek performansta çalışmaktadır. Beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır.
3. Yürürken kolları sallamak, beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
4. Yabancı bir dil öğrenme ve ezber beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni bir kelime öğrenin ve kullanın. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi ve telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
5. Zihinsel jimnastik/antrenman yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere çeşitli bulmacalar çözün. Satranç gibi "akıl oyunları" oynayın. Yatkınsanız Meditasyon, yoga gibi zihin dinginleştiren teknikler üzerine çalışın.
6. Zihinsel rutinlerinizi kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizde taşıyın, evinize başka bir yoldan idin. En azından, bir günlüğüne TV kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun!
7. Entelektüel damak zevkinizi zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden, birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
8. Her gün güzel bir resme, manzaraya veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir. Beyninizi estetik görüntülerle besleyin!
9. Her gün bir süre sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klasik müziğin zekâyı 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
10. Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatımız da ona göre şekillenir. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
11. İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin, Einstein'ın günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapmaktadır.
12. Bol ve temiz "birinci el" oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun %2'sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin %25'ini tüketmektedir. Oksijensiz kaldığınızda ölümü ilk gerçekleşen organ beynimizdir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın!
13. Beyin kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarınıza göre çalışır. "Türkün aklı tuvalette çalışır" diye inanıyorsanız, beyniniz sizi doğrulayacaktır! Beynin çalışma prensipleri hakkında doğru bilgi öğrenin.
14. Farklı düşünme tarzlari beyni gelistirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
15. Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi "düşük viteste" çalıştırmayın. Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez.
16. Beyin "garbage in, garbage out" ilkesine göre çalışır. Bu kuralın Türkce meali şudur: "Beyninize çöp girerse, beyninizden çöp çıkar." Beyninize ne verirseniz, onu size verir. Kafa konforunuzu bozacak
verileri beyninize almayın.
17. Beyin içindeki düşünceler harita, dış dünya ise araziye benzer. Beynimizdeki iç gerçek (harita) araziye uymadığında fikirlerimizin "son kullanma tarihi" geçmiş demektir. Bir insanın kafasının içindeki iç değişim, kafasının dışındaki dış degişimdenyavaş ise, o kişinin "dinozorlaşma" süreci başlamış demektir.
18. Beynin en tehlikeli yanı, "ters çaba" kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, beyin onu size çeker, korktuğunuzu başınıza getirir!
Buna ters çaba kuralı denir. Bataklıktan çıkmaya çalıştıkça, dibe gömülmeye benzer. Beyin odaklanılan hedef için çalışır, hedef olumsuz olsa bile onu gerçekleştirmek için çalışır! Topluluk önünde konuşma yaparken "acaba heyecanlanacak mıyım" diye düşünürseniz, korkunuz olmasın, heyecanlanacaksınız! Korkunuza değil, konunuza odaklanın.
Başınıza gelmesinden korktuğunuz en kötü şeye değil, başınıza gelmesini istediğiniz en iyi şeye odaklanın. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
19. Beyin kas sistemi ile değil, elektro-biyo- kimyasal reaksiyonlarla çalıştığı için, kolumuz ya da bacağımız gibi fiziksel anlamda yorulmaz. Beyni yoran en önemli şey monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
20. Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi isleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna sihirli sayı kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklemesi durumunda, beynimiz "servis dışı" olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken "kafadan" değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kağıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
21. Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler ile aralarda geçip sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak (geri ders başına dönmek kaydıyla!) akıllıca bir harekettir.
22. Einstein "bir problemi yaratan bir zihni, ayni düzeyde çalıştırarak o problemi çözemezsiniz" der. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Yeni bir aklın önündeki en büyük engel entelektüel atalettir. Entelektüel atalet nedir? Düşündüğünü yapmamak ve yaptığı üzerine düşünmemek.
23. Beyin analizde tıkandığında örneklerle akıl yürütür. Kendinize bir "kanaat önderi" seçin ve onun zihnini kafanızın içindeymiş gibi
düşünün. Mesela kararsız kaldığınız bir durumda benim yerimde olsaydı ne yapardı?" diye varsayımsal akıl yürütebilirsiniz.
24. Beyninizin arama motorlarına sizi başarıya programlayacak sorular sorun. Hayatta gelebilecegim en iyi yerde miyim? Tüm hayallerimi gerçekleştirmış olsaydım, hayatımda neler olurdu? Benim diğer insanlardan daha iyi yapabileceğim ne var?
25. Beyinin kendini gerçekleştiren kehanetler kurma gücü çok yüksektir. Kendinizi ve hayatı nasıl tanımlarsanız, öyle algılarsınız.
Dr .Davit J.Schwartz'a göre: "Bir ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığızda aklınız onu yapmak üzere çözüm bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar.."
26. Kitap okumak güçlü bir beyin jimnastiğidir. Zihinsel adaleleri çalistirir. Okurken Bacon'in su ilkesini izleyebilirsiniz: "Kurnaz insanlar okumayı küçümser. Basit insanlar ona hayran olur. Akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar. Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve her şeyi kabul etmek icin de okuma. Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku."
27."Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur." Fiziksel zindelik zihinsel zindelik getirir. Uzun süre fiziksel hareketsizlik, zihinsel hareketsizlik yapar. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya, yediğinize ve içtiklerinize dikkat edin. Yeterince su için ve unutmayın ki, insan beyninin %78'i suyla kaplidir!
28. Her şey beyinde başlar. Her şey beyinde biter. Insan "kafadan" kaybeder ya da kazanır. Eski bir bilgeliğe kücük bir "çekme kat" atarak, size sunmak istiyorum: "Öğrendiklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakterinizi biçimlendirir.
Karakteriniz ise kaderinizdir."
29. Son olarak kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla kafa yorun!
Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz!
1. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, "volta atmayı" deneyebilirsiniz.
2. İnsan beyni açık havada, kapalı alanlara göre daha yüksek performansta çalışmaktadır. Beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır.
3. Yürürken kolları sallamak, beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?
4. Yabancı bir dil öğrenme ve ezber beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni bir kelime öğrenin ve kullanın. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi ve telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.
5. Zihinsel jimnastik/antrenman yapın. Bunun için başta Sudoku olmak üzere çeşitli bulmacalar çözün. Satranç gibi "akıl oyunları" oynayın. Yatkınsanız Meditasyon, yoga gibi zihin dinginleştiren teknikler üzerine çalışın.
6. Zihinsel rutinlerinizi kırın. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizde taşıyın, evinize başka bir yoldan idin. En azından, bir günlüğüne TV kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun!
7. Entelektüel damak zevkinizi zenginleştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden, birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin!
8. Her gün güzel bir resme, manzaraya veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir. Beyninizi estetik görüntülerle besleyin!
9. Her gün bir süre sevdiğiniz bir müziği gözleri kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klasik müziğin zekâyı 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.
10. Günde aklımızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatımız da ona göre şekillenir. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
11. İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin, Einstein'ın günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapmaktadır.
12. Bol ve temiz "birinci el" oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun %2'sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin %25'ini tüketmektedir. Oksijensiz kaldığınızda ölümü ilk gerçekleşen organ beynimizdir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın!
13. Beyin kendisinin nasıl çalıştığı hakkındaki bilgi ve inançlarınıza göre çalışır. "Türkün aklı tuvalette çalışır" diye inanıyorsanız, beyniniz sizi doğrulayacaktır! Beynin çalışma prensipleri hakkında doğru bilgi öğrenin.
14. Farklı düşünme tarzlari beyni gelistirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.
15. Kullanılmayan organ körelir. Sürekli TV seyrederek beyninizi "düşük viteste" çalıştırmayın. Beyninizin sınırlarını zorlamayan etkinlikler, beyninizi geliştirmez.
16. Beyin "garbage in, garbage out" ilkesine göre çalışır. Bu kuralın Türkce meali şudur: "Beyninize çöp girerse, beyninizden çöp çıkar." Beyninize ne verirseniz, onu size verir. Kafa konforunuzu bozacak
verileri beyninize almayın.
17. Beyin içindeki düşünceler harita, dış dünya ise araziye benzer. Beynimizdeki iç gerçek (harita) araziye uymadığında fikirlerimizin "son kullanma tarihi" geçmiş demektir. Bir insanın kafasının içindeki iç değişim, kafasının dışındaki dış degişimdenyavaş ise, o kişinin "dinozorlaşma" süreci başlamış demektir.
18. Beynin en tehlikeli yanı, "ters çaba" kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, beyin onu size çeker, korktuğunuzu başınıza getirir!
Buna ters çaba kuralı denir. Bataklıktan çıkmaya çalıştıkça, dibe gömülmeye benzer. Beyin odaklanılan hedef için çalışır, hedef olumsuz olsa bile onu gerçekleştirmek için çalışır! Topluluk önünde konuşma yaparken "acaba heyecanlanacak mıyım" diye düşünürseniz, korkunuz olmasın, heyecanlanacaksınız! Korkunuza değil, konunuza odaklanın.
Başınıza gelmesinden korktuğunuz en kötü şeye değil, başınıza gelmesini istediğiniz en iyi şeye odaklanın. Unutmayın kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda onu çoğaltırsınız.
19. Beyin kas sistemi ile değil, elektro-biyo- kimyasal reaksiyonlarla çalıştığı için, kolumuz ya da bacağımız gibi fiziksel anlamda yorulmaz. Beyni yoran en önemli şey monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.
20. Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi isleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna sihirli sayı kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklemesi durumunda, beynimiz "servis dışı" olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken "kafadan" değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kağıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.
21. Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler ile aralarda geçip sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak (geri ders başına dönmek kaydıyla!) akıllıca bir harekettir.
22. Einstein "bir problemi yaratan bir zihni, ayni düzeyde çalıştırarak o problemi çözemezsiniz" der. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Yeni bir aklın önündeki en büyük engel entelektüel atalettir. Entelektüel atalet nedir? Düşündüğünü yapmamak ve yaptığı üzerine düşünmemek.
23. Beyin analizde tıkandığında örneklerle akıl yürütür. Kendinize bir "kanaat önderi" seçin ve onun zihnini kafanızın içindeymiş gibi
düşünün. Mesela kararsız kaldığınız bir durumda benim yerimde olsaydı ne yapardı?" diye varsayımsal akıl yürütebilirsiniz.
24. Beyninizin arama motorlarına sizi başarıya programlayacak sorular sorun. Hayatta gelebilecegim en iyi yerde miyim? Tüm hayallerimi gerçekleştirmış olsaydım, hayatımda neler olurdu? Benim diğer insanlardan daha iyi yapabileceğim ne var?
25. Beyinin kendini gerçekleştiren kehanetler kurma gücü çok yüksektir. Kendinizi ve hayatı nasıl tanımlarsanız, öyle algılarsınız.
Dr .Davit J.Schwartz'a göre: "Bir ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığızda aklınız onu yapmak üzere çözüm bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar.."
26. Kitap okumak güçlü bir beyin jimnastiğidir. Zihinsel adaleleri çalistirir. Okurken Bacon'in su ilkesini izleyebilirsiniz: "Kurnaz insanlar okumayı küçümser. Basit insanlar ona hayran olur. Akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar. Yalanlamak ve reddetmek için okuma. İnanmak ve her şeyi kabul etmek icin de okuma. Tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku."
27."Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur." Fiziksel zindelik zihinsel zindelik getirir. Uzun süre fiziksel hareketsizlik, zihinsel hareketsizlik yapar. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya, yediğinize ve içtiklerinize dikkat edin. Yeterince su için ve unutmayın ki, insan beyninin %78'i suyla kaplidir!
28. Her şey beyinde başlar. Her şey beyinde biter. Insan "kafadan" kaybeder ya da kazanır. Eski bir bilgeliğe kücük bir "çekme kat" atarak, size sunmak istiyorum: "Öğrendiklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakterinizi biçimlendirir.
Karakteriniz ise kaderinizdir."
29. Son olarak kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla kafa yorun!
Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...