ATATÜRK GİBİ DEHALAR, ANCAK GÖRÜNÜŞTE ÖLÜRLER.
ÖYLE İNSANLAR; BİR NESİL İÇİN DOĞMADIKLARI GİBİ, MUAYYEN BİR DEVİR İÇİN DE DOĞMAZLAR...
Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
AY' dan GELİP ÖNGÖRÜ DEHASI ATATÜRK'ÜN HUZURUNA GETİREN NEDEN
AY' dan GELİP ATATÜRKÜN HUZURUNA GETİREN NEDEN
20 Temmuz 1969'u gösterdiğinde APOLLO 11'İ ve 1,5 milyar insan televizyonlarına odaklanmış Neil Armstrong'un Ay'da yürüyecek olmasını heyecanla bekliyordu.
Kendisi de o an TV başındaydı. Tullahoma'da bir evde. Yanında da bir düzine bilim insanı...
Sunucu o an beklenmedik bir haber verdi:
"Astronot Armstrong'un bilgisayarı bozuldu, Ay'a iniş yapamayacak!" Bu ana şahitlik edenler üzüntü verici bu haberi alınca büyük bir hüsrana uğradı. Elbette Tullahoma'da bu evdeki bilim insanları da sukut-u hayal içindeydi. Sonra içlerinden biri, "Telaşa gerek yok, Neil modülü Ay'a indirebilir.
Bilgisayarın bozulma ihtimaline karşı, manuel olarak indirebilmek için üzerinde 1,5 yıl çalıştı" dedi.
Bu cümle üzerine şaşkınlığa uğrayan bilim insanları ,"Sen nereden biliyorsun be Türk?" deyince yanımda bulunan ve o vakit 32 yaşında olan bu bey; "Ben Arsev Eraslan, NASA'da Apollo 11 Projesinde yazılım ayağında çalışıyorum" dedi. Evet yanımdaki bu adamın tahmini doğru çıkmıştı,
Armstrong bilgisayarın bozulması üzerine manuel olarak modülü Ay'a indirmişti. 1,5 milyar insan izlemiş, insanoğlunun Ay'a ayak basmasından ötürü gururlanmıştı. Eraslan'ın NASA'daki görevi ise modülün Dünya'ya dönüşü yani “re-entry” yazılımlarını gerçekleştirmekti. Yanında da üç öğrencisi vardı. "Yazılımları biz yaptık" diye anlatırken konuşmanın bir yerinde "hem yazılım yapıyorum hem de o üç öğrenciye iş öğretmeye çalışıyorum" dedi.
Ağzından bir şey kaçırmıştı sanki…
"Nasıl yani öğrencileriniz yazılım bilmiyor muydu?" diye sorduk, mütevazı bir şekilde "yazılımların hepsini ben yaptım" diye utanarak yanıtladı soruyu. Evet, bu bey Armstorng, Collins ve Aldrin'in Dünya'ya sağ salim dönmesi için gerekli yazılımları gerçekleştirdi.
Yani Eraslan’ın yaptığı yazılımlar olmasaydı o modül Dünya'ya inemeyecekti.
Başka ne mi yaptı? :
*ABD’deki tüm nükleer santrallerin çevreye olan etkisini minimuma indirmek için yazılım geliştirdi,
*Ay’da kristallerden mücevher yetiştirmek için yazılım geliştirdi,
*Suçluyu yüzünden tanıyan dünyadaki ilk 3D Yüz Tanımlama Teknolojisini geliştirdi.
Bu yazılımla 1999 senesinde ABD’de ödül kazandı. Yani günümüzde kullanılan yüz tanımlama ilk kez bir Türk’ün yani bu yanımdaki beyefendinin geliştirdiği teknoloji ile hayat buldu. Uzun süre NASA’da bilim insanı olarak görev aldı, ABD’deki birçok üniversitede profesör olarak öğrencileri ve NASA personelini eğitti.Peki nereden merak sardı buna? Babasının kitaplarından! Uçak teknolojisi ve havacılıkla ilgiliydi bu kitaplar.
İçinde ABD’nin Japonya’yı bombaladığı uçağın fotoğrafını gördü ve maketini yaptı. Henüz ilk okuldaydı ve model uçak yapıyor, kitaptaki gibi aynı şekilde boyuyor, pervanelerini takıyordu. O kadar çok model uçak yapmıştı ki evin bir odası dolup taşmıştı.Babası Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uçak mühendisi Necdet Eraslan’dı. Atatürk, Necdet Eraslan’ı Fransa’ya gönderdi ve Paris’te 1928’da Ecole Nationale Superieure de L’Aeronautique’te havacılık ve uçak mühendisliği öğrenimi gördü. Sonrasında ABD’ye 1937’de Türkiye için satın alınacak uçakların temini için bizzat Atatürk tarafından gönderildi. Sonra ne mi oldu? Necdet Eraslan,
*Türkiye’deki ilk dizel motoru imal etti.
*Su türbinleri yaparak elektrik üretti.
*‘Karman Line’ yani dünya ile uzayın birleştiği çizgiyi ortaya çıkaran dünyaca ünlü bilim insanı Theodore von Karmán’ın
“Gel ABD’de kal sana profesörlük verelim” teklifini
“Atatürk’ün ülkesinde yapmam gereken işler var” diyerek reddetti.
*İstanbul Teknik ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde profesör olarak çalıştı.
*1963’te ABD’ye profesör olarak gitti Necdet Eraslan.
Louisiana State University Makine – Uzay Havacılığı bölümünde profesörlük yaptı.Bir yandan da NASA’daki görevlilere ders verdi.
Bu öğrencilerin hepsi Apollo 11 projesinde çalıştı. Yani baba Necdet Eraslan da Ay’a gidilmesi için dolaylı olarak katkı sağladı.
*24 adet kitap yazdı,
*Motor ateşlemesi konusunda büyük çabalar kat etti,
*TÜBİTAK’ın kurulmasının fikir babası oldu ve
*Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uçak mühendisi olarak tarihe geçti.Bu baba oğul “Atatürk’ün izinde” bilimi geliştirerek Ay’da yürünmesini sağladı. Bu Türk’leri biliyor muyduk?Ne yazıkki hayır. Görevimiz ;“Atatürk’ün izinde giden” bu insanları ortaya çıkarmaktır. Bu bağlamda
“Atatürk’ün İzindekiler” isimli kitabımda kısa da olsa yer verdiğim bu baba-oğul Onlar bilimin ışığında, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde bu ülke ve insanlık adına önemli işlere imza attılar. Onların ortak noktası “Atatürk’tü” ve O’nun aydınlattığı yoldu. Gittikleri yol ise O’nun iziydi.O izi takip eden birileri daha vardı. Nasıl mı?
ABD Başkanı Nixon’un özel uçağı 20 Ekim 1969 saat 11.55’te Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yapar. Bu uçaktan inen kişiler Ankara caddelerinde üstü açık bir Cadillac ile geçerler ve kendilerini bekleyen Ankaralıları selamlarlar. Bu heyet, büyük saygı duydukları birini görmeye gelmiştir. Saygı duruşunda bulunup çelenk bırakırlar. Saygı duydukları bu kişi 1930’ların başında Eskişehir’de “Çok değil yüz yıla kalmaz insanoğlu Ay’a gidecektir”sözünün sahibidir. Heyetin gittiği yer Anıtkabir, saygı duruşunda bulundukları kişi ise “Mustafa Kemal Atatürk’ten” başkası değildir. Bu arada Atatürk’ü ziyaret eden bu kişiler kim diye soracak olursanız; Apollo11 projesiyle Ay’a giden üç kişilik mürettebat; Neil A. Armstrong, Michael Collins ve Edwin E. Aldrin’dir !!!???..
20 Temmuz 1969'u gösterdiğinde APOLLO 11'İ ve 1,5 milyar insan televizyonlarına odaklanmış Neil Armstrong'un Ay'da yürüyecek olmasını heyecanla bekliyordu.
Kendisi de o an TV başındaydı. Tullahoma'da bir evde. Yanında da bir düzine bilim insanı...
Sunucu o an beklenmedik bir haber verdi:
"Astronot Armstrong'un bilgisayarı bozuldu, Ay'a iniş yapamayacak!" Bu ana şahitlik edenler üzüntü verici bu haberi alınca büyük bir hüsrana uğradı. Elbette Tullahoma'da bu evdeki bilim insanları da sukut-u hayal içindeydi. Sonra içlerinden biri, "Telaşa gerek yok, Neil modülü Ay'a indirebilir.
Bilgisayarın bozulma ihtimaline karşı, manuel olarak indirebilmek için üzerinde 1,5 yıl çalıştı" dedi.
Bu cümle üzerine şaşkınlığa uğrayan bilim insanları ,"Sen nereden biliyorsun be Türk?" deyince yanımda bulunan ve o vakit 32 yaşında olan bu bey; "Ben Arsev Eraslan, NASA'da Apollo 11 Projesinde yazılım ayağında çalışıyorum" dedi. Evet yanımdaki bu adamın tahmini doğru çıkmıştı,
Armstrong bilgisayarın bozulması üzerine manuel olarak modülü Ay'a indirmişti. 1,5 milyar insan izlemiş, insanoğlunun Ay'a ayak basmasından ötürü gururlanmıştı. Eraslan'ın NASA'daki görevi ise modülün Dünya'ya dönüşü yani “re-entry” yazılımlarını gerçekleştirmekti. Yanında da üç öğrencisi vardı. "Yazılımları biz yaptık" diye anlatırken konuşmanın bir yerinde "hem yazılım yapıyorum hem de o üç öğrenciye iş öğretmeye çalışıyorum" dedi.
Ağzından bir şey kaçırmıştı sanki…
"Nasıl yani öğrencileriniz yazılım bilmiyor muydu?" diye sorduk, mütevazı bir şekilde "yazılımların hepsini ben yaptım" diye utanarak yanıtladı soruyu. Evet, bu bey Armstorng, Collins ve Aldrin'in Dünya'ya sağ salim dönmesi için gerekli yazılımları gerçekleştirdi.
Yani Eraslan’ın yaptığı yazılımlar olmasaydı o modül Dünya'ya inemeyecekti.
Başka ne mi yaptı? :
*ABD’deki tüm nükleer santrallerin çevreye olan etkisini minimuma indirmek için yazılım geliştirdi,
*Ay’da kristallerden mücevher yetiştirmek için yazılım geliştirdi,
*Suçluyu yüzünden tanıyan dünyadaki ilk 3D Yüz Tanımlama Teknolojisini geliştirdi.
Bu yazılımla 1999 senesinde ABD’de ödül kazandı. Yani günümüzde kullanılan yüz tanımlama ilk kez bir Türk’ün yani bu yanımdaki beyefendinin geliştirdiği teknoloji ile hayat buldu. Uzun süre NASA’da bilim insanı olarak görev aldı, ABD’deki birçok üniversitede profesör olarak öğrencileri ve NASA personelini eğitti.Peki nereden merak sardı buna? Babasının kitaplarından! Uçak teknolojisi ve havacılıkla ilgiliydi bu kitaplar.
İçinde ABD’nin Japonya’yı bombaladığı uçağın fotoğrafını gördü ve maketini yaptı. Henüz ilk okuldaydı ve model uçak yapıyor, kitaptaki gibi aynı şekilde boyuyor, pervanelerini takıyordu. O kadar çok model uçak yapmıştı ki evin bir odası dolup taşmıştı.Babası Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uçak mühendisi Necdet Eraslan’dı. Atatürk, Necdet Eraslan’ı Fransa’ya gönderdi ve Paris’te 1928’da Ecole Nationale Superieure de L’Aeronautique’te havacılık ve uçak mühendisliği öğrenimi gördü. Sonrasında ABD’ye 1937’de Türkiye için satın alınacak uçakların temini için bizzat Atatürk tarafından gönderildi. Sonra ne mi oldu? Necdet Eraslan,
*Türkiye’deki ilk dizel motoru imal etti.
*Su türbinleri yaparak elektrik üretti.
*‘Karman Line’ yani dünya ile uzayın birleştiği çizgiyi ortaya çıkaran dünyaca ünlü bilim insanı Theodore von Karmán’ın
“Gel ABD’de kal sana profesörlük verelim” teklifini
“Atatürk’ün ülkesinde yapmam gereken işler var” diyerek reddetti.
*İstanbul Teknik ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde profesör olarak çalıştı.
*1963’te ABD’ye profesör olarak gitti Necdet Eraslan.
Louisiana State University Makine – Uzay Havacılığı bölümünde profesörlük yaptı.Bir yandan da NASA’daki görevlilere ders verdi.
Bu öğrencilerin hepsi Apollo 11 projesinde çalıştı. Yani baba Necdet Eraslan da Ay’a gidilmesi için dolaylı olarak katkı sağladı.
*24 adet kitap yazdı,
*Motor ateşlemesi konusunda büyük çabalar kat etti,
*TÜBİTAK’ın kurulmasının fikir babası oldu ve
*Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uçak mühendisi olarak tarihe geçti.Bu baba oğul “Atatürk’ün izinde” bilimi geliştirerek Ay’da yürünmesini sağladı. Bu Türk’leri biliyor muyduk?Ne yazıkki hayır. Görevimiz ;“Atatürk’ün izinde giden” bu insanları ortaya çıkarmaktır. Bu bağlamda
“Atatürk’ün İzindekiler” isimli kitabımda kısa da olsa yer verdiğim bu baba-oğul Onlar bilimin ışığında, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde bu ülke ve insanlık adına önemli işlere imza attılar. Onların ortak noktası “Atatürk’tü” ve O’nun aydınlattığı yoldu. Gittikleri yol ise O’nun iziydi.O izi takip eden birileri daha vardı. Nasıl mı?
ABD Başkanı Nixon’un özel uçağı 20 Ekim 1969 saat 11.55’te Ankara Esenboğa Havalimanı’na iniş yapar. Bu uçaktan inen kişiler Ankara caddelerinde üstü açık bir Cadillac ile geçerler ve kendilerini bekleyen Ankaralıları selamlarlar. Bu heyet, büyük saygı duydukları birini görmeye gelmiştir. Saygı duruşunda bulunup çelenk bırakırlar. Saygı duydukları bu kişi 1930’ların başında Eskişehir’de “Çok değil yüz yıla kalmaz insanoğlu Ay’a gidecektir”sözünün sahibidir. Heyetin gittiği yer Anıtkabir, saygı duruşunda bulundukları kişi ise “Mustafa Kemal Atatürk’ten” başkası değildir. Bu arada Atatürk’ü ziyaret eden bu kişiler kim diye soracak olursanız; Apollo11 projesiyle Ay’a giden üç kişilik mürettebat; Neil A. Armstrong, Michael Collins ve Edwin E. Aldrin’dir !!!???..
Kuran'daki Yoklar..
DİNDE (KURANDA) VAR OLDUĞU ZANNEDİLEN YOKLAR:
1- Tüm Şefaat sadece Allaha aittir. Şefaat ya Resullulah, ya Ali, ya Geylani, ya Gavs vs. yok
2- Mehdinin geleceği yok
3- Kabir hayatı, kabir azabı yok
4- Miraç yok.
5- Kadercilik yok
6- Recm cezası yok
7- Hac ayları 4 aydır, dileyen 2 günde dileyen daha fazla günde işini bitirir ve döner. 10 günlük hac süresi yok
8- Hac’da şeytan taşlama, hacerül esved taşına el yüz sürme yok
9- Mezhepler yok
10- Altın/İpek erkeğe haramdır, yok
11- Bir şeyhe veya tarikata bağlanma yok
12- Kıyamet alametleri yok
13- Erkek/Kadın sünnet olmak yok
14- Hayızlı/lohusa kadınlara ibadet yasağı yok
15- Kuran’ı anlamadan sevap için okumak yok
16- Ölüye Kuran okumak, sevap transferi yapmak yok
17- Bir insandan Tevbe almak vermek, rabıta yapmak, dönmek, kafa sallamak yok
18- İnfakta/zekatta kırkta bir yok. Malın biriktikçe ihtiyacından fazlasını imanın/samimiyetin/takvan oranında verirsin
19- Erkeğin kişisel üstünlüğü, kadının erkeğe itaati yok. Sorgusuz itaat Allahadır.
20- Evliya (Allah dostu), keramet sahibi yok
21- Mevlid yok
22- Salavat yok
23- Sünnet namaz zorunluluğu yok
24- Arapça dua etmek ve Arapça namaz kılma zorunluluğu yok
25- Muska/Büyü/Nazar yok
26- Cuma namazı sadece erkeklere farzdır diye birşey yok. İman eden her erkek ve bayanlara farzdır.
27- Kölelik/Cariyeliği teşvik yok
28- Kadının uğursuzluğu, cenazeden uzak tutulması, sadece erkeğin cenaze namazı (duası) kılması yok. Cenaze namazı cenaze duasıdır.
29- Kaza namazı yok
30- Haremlik/Selamlık şartı yok
31- Kadının sesi haramdır yok
32- Kutsal günler/Kandiller yok. Sadece Kadir gecesi özeldir
33- Bazı ayetleri veya duaları belli sayıda okuyup üflemek ve bundan murad beklemek yok
34- Sırat Köprüsü yok
35- Kuranın saydığı haram yiyecekler dışında kalan yiyecekler kültürel, tercihler ve alışkanlıklar ile ilgili meselelerdir. Kafaya göre haram koymak yok.
36- Erkeğin kadını dövme yetkisi yok.
37- Dua ederken el açmak, âmin demek zorunluluğu yok
38- Teravih namazı yok
49- Sağ el / Sağ ayak saçmalığı yok.
40- Her askerde veya savaşta ölenin şehit olması gibi birşey yok
41- Boşanma yetkisinin yalnızca erkeğe ait olması yok
42- Ölüye telkin ve ıskat yok
43- Takva kıyafeti (sakal, cübbe, sarık vs.) yok
44- Sorgulamadan bir fikre, bir şahsa tabii olmak yok.
45- Kuranın tüm emir ve yasakları farzdır. Sadece 32 veya 52 farz yok
46- Kuranda 6236 ayet var, 6666 ayet yok.
47- Çocuk yaşta evlilik yok
48- Namus/zinada kadın erkek farkı yok.
49- 61 gün oruç tutma cezası yok
50- Türbede dilek dilemek yok
51- Tasavvuf, gavs, kutup, şeyh, seyyidlik İslamda yeri yok
52- Kuran anlaşılması zor bir kitaptır yok
53- Deve idrarı içen ve iç diyen bir resul yok
54- Resul ve Nebi var, Peygamber kelimesi ise kuranda yok
55-Kuran okumak için abdest şartı yok
56- Sakala cilet vurmak haramdır diye bişey yok
57- Cehennemde yanıp çıkma yok
58- Din değiştirenin(Mürtedin), namaz kılmayanın, içki içenin, zina yapanın öldürülmesi diye bişey yok
59- Sakalı şerif, nalı şerif, hırkayı şerif, Kabak, hurma, zemzem, tesbih, seccade vs. kutsaldır diye bişey yok
60- Sevap kazanmak için kertenkele, kara köpek vs hayvanları öldürmek yok. Uğursuz hayvan yok .
61- İslami bir isim koymadan ve sünnet olmadan müslüman olamazsın diye bişey yok
62- Hadisler kesin peygamber sözüdür diye birşey yok
63- Hadis, Fıkıh kitaplarında kuran dışında hükümler vardır diye bişey yok
64- İsrailiyat yok (Adem Havva hikayesi vs. tevrat, mişna, incil ve kilisenin öğretilerini içeren kaynaklarından alınmış, bazen uyduruk bazen gerçek kişiler hakkındaki hurafat)
65- Zerdüştiyyat yok (asıl ismi Çinvat köprüsü olan sırat köprüsü veya miraç gibi hurafeleri içeren zerdüştlükten alınmış hikayeler.)
66- Kadın tek başına seyahat yapamaz diye birşey yok
67- Akıl, bilim karşıtlığı yok.
68- müzik, resim, fotoğraf, şiir, haykel, satranç haramdır diye birşey yok
69- Cennetle müjdelenen, kusursuz sahabi yok.
70- Peygamberin sürekli aynı sözlerle kendisine dua ettirdiği bir ezan duası yok.
71- Peygamberimiz namazda otururken kendi kendisine selam verdiği, müminlerinde namazda, Allahın huzurunda otururken peygambere selam çaktığı bir Tahiyyat duası yok. Burada hitap direk peygamberedir, oysa ölümsüz olan ve seni heran duyacak olan Allahtır.
72- Kara çarşaf, peçe yok
73- Dini kullanarak para kazanmak yok
74- Kuran dışında haram helal koyan bir resul yok
75- Kuran evrim/tekamül teorisine karşıdır diye birşey yok
76- Adem ilk beşerdir diye birşey yok. Adem İlk sorumluluk sahibi insandır
77-Mesih Isanın ineceği, deccalin çıkacağı gibi masallar yok
78-Sünnilerin bahsettigi Kelime-i şehadet ve Amentü Kuranın hiç bir ayetinde yok
79- Ölünün ardından ziyafet vermek, 7, 40, 52 yok.
80- İslamda halifelik diye özel bir kurum, makam yok.
81- İslamda babadan oğula geçen saltanat yok.
82- Dini yaymak için ülkeler fethetmek yok.
83- Aynı dinden, aynı meşrepten olmayanı düşman görmek yok.
84- Arap gelenek, görenek ve adetlerini sünnet diyerek pazarlamak yok.
85- Kan akması veya kadına dokunmak abdesti bozar diye bişey yok.
86- Camii ve mescidlere Allahın ismi dışında başka isim/isimler asmak yok.
87- Minarelerden, haddi aşan sözlerle Peygamberin aşırı yüceltildiği bir selâ çağrısı yok.
88- Allahla, Peygamberle rüyada görüştüm sahtekarlığı yok.
89- Arapça kutsal bir dildir diye bişey yok.
90- Kuran’dan başka dinin kaynağı yok.
Bunlara itiraz edenler çıkacak onlara da bu ayetler cevap veriyor zaten
1- Tüm Şefaat sadece Allaha aittir. Şefaat ya Resullulah, ya Ali, ya Geylani, ya Gavs vs. yok
2- Mehdinin geleceği yok
3- Kabir hayatı, kabir azabı yok
4- Miraç yok.
5- Kadercilik yok
6- Recm cezası yok
7- Hac ayları 4 aydır, dileyen 2 günde dileyen daha fazla günde işini bitirir ve döner. 10 günlük hac süresi yok
8- Hac’da şeytan taşlama, hacerül esved taşına el yüz sürme yok
9- Mezhepler yok
10- Altın/İpek erkeğe haramdır, yok
11- Bir şeyhe veya tarikata bağlanma yok
12- Kıyamet alametleri yok
13- Erkek/Kadın sünnet olmak yok
14- Hayızlı/lohusa kadınlara ibadet yasağı yok
15- Kuran’ı anlamadan sevap için okumak yok
16- Ölüye Kuran okumak, sevap transferi yapmak yok
17- Bir insandan Tevbe almak vermek, rabıta yapmak, dönmek, kafa sallamak yok
18- İnfakta/zekatta kırkta bir yok. Malın biriktikçe ihtiyacından fazlasını imanın/samimiyetin/takvan oranında verirsin
19- Erkeğin kişisel üstünlüğü, kadının erkeğe itaati yok. Sorgusuz itaat Allahadır.
20- Evliya (Allah dostu), keramet sahibi yok
21- Mevlid yok
22- Salavat yok
23- Sünnet namaz zorunluluğu yok
24- Arapça dua etmek ve Arapça namaz kılma zorunluluğu yok
25- Muska/Büyü/Nazar yok
26- Cuma namazı sadece erkeklere farzdır diye birşey yok. İman eden her erkek ve bayanlara farzdır.
27- Kölelik/Cariyeliği teşvik yok
28- Kadının uğursuzluğu, cenazeden uzak tutulması, sadece erkeğin cenaze namazı (duası) kılması yok. Cenaze namazı cenaze duasıdır.
29- Kaza namazı yok
30- Haremlik/Selamlık şartı yok
31- Kadının sesi haramdır yok
32- Kutsal günler/Kandiller yok. Sadece Kadir gecesi özeldir
33- Bazı ayetleri veya duaları belli sayıda okuyup üflemek ve bundan murad beklemek yok
34- Sırat Köprüsü yok
35- Kuranın saydığı haram yiyecekler dışında kalan yiyecekler kültürel, tercihler ve alışkanlıklar ile ilgili meselelerdir. Kafaya göre haram koymak yok.
36- Erkeğin kadını dövme yetkisi yok.
37- Dua ederken el açmak, âmin demek zorunluluğu yok
38- Teravih namazı yok
49- Sağ el / Sağ ayak saçmalığı yok.
40- Her askerde veya savaşta ölenin şehit olması gibi birşey yok
41- Boşanma yetkisinin yalnızca erkeğe ait olması yok
42- Ölüye telkin ve ıskat yok
43- Takva kıyafeti (sakal, cübbe, sarık vs.) yok
44- Sorgulamadan bir fikre, bir şahsa tabii olmak yok.
45- Kuranın tüm emir ve yasakları farzdır. Sadece 32 veya 52 farz yok
46- Kuranda 6236 ayet var, 6666 ayet yok.
47- Çocuk yaşta evlilik yok
48- Namus/zinada kadın erkek farkı yok.
49- 61 gün oruç tutma cezası yok
50- Türbede dilek dilemek yok
51- Tasavvuf, gavs, kutup, şeyh, seyyidlik İslamda yeri yok
52- Kuran anlaşılması zor bir kitaptır yok
53- Deve idrarı içen ve iç diyen bir resul yok
54- Resul ve Nebi var, Peygamber kelimesi ise kuranda yok
55-Kuran okumak için abdest şartı yok
56- Sakala cilet vurmak haramdır diye bişey yok
57- Cehennemde yanıp çıkma yok
58- Din değiştirenin(Mürtedin), namaz kılmayanın, içki içenin, zina yapanın öldürülmesi diye bişey yok
59- Sakalı şerif, nalı şerif, hırkayı şerif, Kabak, hurma, zemzem, tesbih, seccade vs. kutsaldır diye bişey yok
60- Sevap kazanmak için kertenkele, kara köpek vs hayvanları öldürmek yok. Uğursuz hayvan yok .
61- İslami bir isim koymadan ve sünnet olmadan müslüman olamazsın diye bişey yok
62- Hadisler kesin peygamber sözüdür diye birşey yok
63- Hadis, Fıkıh kitaplarında kuran dışında hükümler vardır diye bişey yok
64- İsrailiyat yok (Adem Havva hikayesi vs. tevrat, mişna, incil ve kilisenin öğretilerini içeren kaynaklarından alınmış, bazen uyduruk bazen gerçek kişiler hakkındaki hurafat)
65- Zerdüştiyyat yok (asıl ismi Çinvat köprüsü olan sırat köprüsü veya miraç gibi hurafeleri içeren zerdüştlükten alınmış hikayeler.)
66- Kadın tek başına seyahat yapamaz diye birşey yok
67- Akıl, bilim karşıtlığı yok.
68- müzik, resim, fotoğraf, şiir, haykel, satranç haramdır diye birşey yok
69- Cennetle müjdelenen, kusursuz sahabi yok.
70- Peygamberin sürekli aynı sözlerle kendisine dua ettirdiği bir ezan duası yok.
71- Peygamberimiz namazda otururken kendi kendisine selam verdiği, müminlerinde namazda, Allahın huzurunda otururken peygambere selam çaktığı bir Tahiyyat duası yok. Burada hitap direk peygamberedir, oysa ölümsüz olan ve seni heran duyacak olan Allahtır.
72- Kara çarşaf, peçe yok
73- Dini kullanarak para kazanmak yok
74- Kuran dışında haram helal koyan bir resul yok
75- Kuran evrim/tekamül teorisine karşıdır diye birşey yok
76- Adem ilk beşerdir diye birşey yok. Adem İlk sorumluluk sahibi insandır
77-Mesih Isanın ineceği, deccalin çıkacağı gibi masallar yok
78-Sünnilerin bahsettigi Kelime-i şehadet ve Amentü Kuranın hiç bir ayetinde yok
79- Ölünün ardından ziyafet vermek, 7, 40, 52 yok.
80- İslamda halifelik diye özel bir kurum, makam yok.
81- İslamda babadan oğula geçen saltanat yok.
82- Dini yaymak için ülkeler fethetmek yok.
83- Aynı dinden, aynı meşrepten olmayanı düşman görmek yok.
84- Arap gelenek, görenek ve adetlerini sünnet diyerek pazarlamak yok.
85- Kan akması veya kadına dokunmak abdesti bozar diye bişey yok.
86- Camii ve mescidlere Allahın ismi dışında başka isim/isimler asmak yok.
87- Minarelerden, haddi aşan sözlerle Peygamberin aşırı yüceltildiği bir selâ çağrısı yok.
88- Allahla, Peygamberle rüyada görüştüm sahtekarlığı yok.
89- Arapça kutsal bir dildir diye bişey yok.
90- Kuran’dan başka dinin kaynağı yok.
Bunlara itiraz edenler çıkacak onlara da bu ayetler cevap veriyor zaten
Geçmişi Unutma! İşte İngilizin - Yunanın İmamları ve Torunları.. Atatürk'ün Masum Din Adamlarını Astırdığı Söylentilerine Yanıt Olan Bu Yazıyı Okumalısınız!
Atatürk'ün Masum Din Adamlarını Astırdığı Söylentilerine Yanıt Olan Bu Yazıyı Okumalısınız!
Atatürk'ün masum din adamlarını astırdığı söylentilerine ısrarla inananlara yanıt niteliğinde bir önsöz ile konuya CON SINOV @lordsinov 12 May 2017 tarihli floodundan
alınan yazıyla girişi yapalım :
"Atatürk ve annesine atılan iftiraların dışında, bir de Atatürk'ün binlerce hocayı astırdığı, dine karşı mücadele ettiği söylenir.
Sözde hoca geçinen takımın savaş sırasında halkı nasıl kandırdığını, düşmanla iş birliği yaptığını çok iyi görmüştür.
Şimdi bir an durun ve düşünün: 15 Temmuz'da bir takım hocalar çıkıp "Fethullah hocaya karşı sokağa inmek din düşmanlığıdır" dese?
15 Temmuz gecesi bazı hocalar Tanklara karşı durmak, dine karşı durmak gibidir, darbeye direnenlerin katli vaciptir diye fetva verseler?
Bir takım hocalar 15 Temmuz gecesi çıkıp, darbeye destek vermek İslami görevdir diye açıklamalar yapsa ne hissedilir? İnanacak mıydık?
Böyle bir durum yaşansa, darbe bastırılınca, bu hocaların okulları, şirketleri kapatılmaz mıydı? Bu hocalar hapsedilmez miydi?
Bugün Gülen'in idamını isteyenler, geçmişte Mustafa Kemal'in İngilizlerle iş birliği yapan bu sözde hocaları idam etmesine neden karşı?
Mustafa Kemal savaş bitince halkı kandıran, halkı sömüren bu üfürükçü, falcı, büyücü ve şeyh geçinenleri bitirmek için harekete geçti.
Bu sözde hoca geçinenler, askerden muaf tutuluyordu. Önce bu muafiyet kaldırıldı. Bu kimselerin kendi okulları vardı. Hepsi kapatıldı. "
Yazımızı A.Nedim Çakmak’ın "İŞGAL GÜNLERİNDE İŞBİRLİKÇİLER - HÜSNÜYADİS HORTLADI" isimli kitabından alıntıyla sonlandırmak istiyoruz:
Mayıs 1919 !
"Gece karanlığında 37 atlı, atlarının ayaklarına, ses olmasın diye sardıkları keçelerle, gizlice ve sessizce karanlığa karışarak gözden kayboldular.
Ali Osman efe ve Parti pehlivan namlı iki yiğit, Manisa cezaevinden kaçırdığı mahkumlarla beraber oluşturdukları bir akıncı mufrezesiyle, Yunan ordusunun yaklaşmakta olduğu Menemen Boğazı’na gitmektedirler. Emir, Balkan savaşlarının eski komutani Ali Çetinkaya’dandır.
Akıncılar Yund dağını aşarak, Kocadere’yi geçip Osmancalı köyünde mola verirler. Menemen Boğazı önlerinde yükselen Dumanlı dağlarının hemen ardındadır. Akıncıların hiç bir azığı yoktur. Osmancalı köylüleri sadece ekmek verebilirler. Destek alabilmek için çevrede bulunan Ortaköy, Avdal ve Bozalan köylerini dolaşırlar.
Köylülere Yunan ordusunun yaptığı mezalimler anlatılır fakat köylü çok soğuk ve ilgisizdir. Destek vermezler.
Köylülere "neden yardım etmedikleri" sorulduğunda bir köylü şöyle der;
“İyi emme, biz bir şey yapamayız. Sümbüller köyünde Şeyhimiz var. Onunla görüşmeniz
gerekir.” Akıncılar yola koyulur ve Sümbüller köyüne vararak şeyhle görüşmek istediklerini söylerler.
Halk da köy meydanına toplanır. Şeyh de yeşil sarıklı, cübbeli, saç, sakal birbirine karışmış gelir.
Parti Pehlivan söze başlar:
“İzmir’i, Menemen’i Yunan vurdu, ezan sustu. Mala, cana, ırza
tecavüz ediyorlar. Buralara da geldiklerinde aynı şeyi yapacaklar. Direnişe destek verin!"
Köylü suskun kalır, Şeyh ise alaycı bakışla, "hoşgeldiniz, aç mısınız, tok musunuz"
demeden;
“Ben Yund dağına kadar bu köylerin tarikat şeyhiyim, bizim tarikatımız Yunan’a tek bir
kurşun atmayacak. Mehdi gelmeden de caiz değildir” dediğinde, Milisler sert tepki veriler,
silaha davrananlar olur. Arap Osman efe bağırır:
“Bunlarla başlayalım, gavurla anlaşmış gibiler.”
Parti Pehlivan milisleri durdurur. Şeyh' e sorar:
“Sizin tarikatınız Gavur tarikatı mıdır ki, gavura kurşun atmaz! Ne biçim laf edersiniz?"
Akıncı milisler, Şeyhe ve onun izinden giderek Yunan ordusuna karşı destek vermeyen,
kurşun atmayanlara lanet okuyarak köyden ayrılırlar. 21 Mayıs 1919 da Dumanlı dağlarını aşarak Menemen düzüne ulaşırlar…Yunan’lılarla çatışırlar.
İşgalci Yunan’a kurşun attırmayan Yund dağı çevresindeki köylerin şeyhi kimdir bilir misiniz?
Yunan’a kurşun atmayıp da, Yunan’a direnmeyen ve direnmeyi de önleyen, kendi Devletine baş kaldıran; Giritli, Nakşibendi tarikatından, Menemen’de Kubilay’ı vurup sonra da başını kesen derviş Mehmet namlı haindir...
İngiltere ve Yunanistan’ın da adının karıştığı, Yunanistan’da Lavrion kampında 15 haziran 1930 da tezgahlanmış olan bu kalkışmanın planlayıcıları içinde Girit’li Manisa mutasarrıfı hain Hüsnüyadis, Nakşibendi Said Molla (İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı, Kıbrıs’tan Yunanistan’a geçti), Şeyh Sükuti ve Giritli nakşibendi Derviş Mehmet, Erbilli Şeyh Esat, Giritli Sütçü Mehmet, Giritli Şamdan Mehmet, Giritli İsmail, Giritli Alioğlu Hasan, Yahudi Jozef ve diğerleri vardır.
Kalkışmayı planlayan ve uygulayanların bir çoğunun Giritli olmasi ve Nakşibendi tarikatından olmaları size bir sey ifade ediyor mu? Yunan’a direnmek icin yola koyulmus olan 37 akıncıdan ekmeği, katığı, atı, silâhı ve desteği esirgemiş olan köylü, Menemen’i “DİN ELDEN GİDİYOR” diye basacak olan bu vatan hainine destekte kusur etmemişlerdir.
Yunan askerine kurşun atmayan bu hainler, kendi ordularının subayının başını kesmekten
kaçınmamışlardır.
Sanmayınız ki 9 Eylül’de düşman denize döküldüğünde gitti, yok oldu! Giderlerken, yerlerine papaz Hristosmos yerine Derviş namlı Mehmet’i ve adamlarını vekil bıraktılar…
Onlar da bugünlere torunlarını bıraktılar …
Bunlar gavur ruhunu emanet almış ve taşımaktadır."
Atatürk'ün masum din adamlarını astırdığı söylentilerine ısrarla inananlara yanıt niteliğinde bir önsöz ile konuya CON SINOV @lordsinov 12 May 2017 tarihli floodundan
alınan yazıyla girişi yapalım :
"Atatürk ve annesine atılan iftiraların dışında, bir de Atatürk'ün binlerce hocayı astırdığı, dine karşı mücadele ettiği söylenir.
Sözde hoca geçinen takımın savaş sırasında halkı nasıl kandırdığını, düşmanla iş birliği yaptığını çok iyi görmüştür.
Şimdi bir an durun ve düşünün: 15 Temmuz'da bir takım hocalar çıkıp "Fethullah hocaya karşı sokağa inmek din düşmanlığıdır" dese?
15 Temmuz gecesi bazı hocalar Tanklara karşı durmak, dine karşı durmak gibidir, darbeye direnenlerin katli vaciptir diye fetva verseler?
Bir takım hocalar 15 Temmuz gecesi çıkıp, darbeye destek vermek İslami görevdir diye açıklamalar yapsa ne hissedilir? İnanacak mıydık?
Böyle bir durum yaşansa, darbe bastırılınca, bu hocaların okulları, şirketleri kapatılmaz mıydı? Bu hocalar hapsedilmez miydi?
Bugün Gülen'in idamını isteyenler, geçmişte Mustafa Kemal'in İngilizlerle iş birliği yapan bu sözde hocaları idam etmesine neden karşı?
Mustafa Kemal savaş bitince halkı kandıran, halkı sömüren bu üfürükçü, falcı, büyücü ve şeyh geçinenleri bitirmek için harekete geçti.
Bu sözde hoca geçinenler, askerden muaf tutuluyordu. Önce bu muafiyet kaldırıldı. Bu kimselerin kendi okulları vardı. Hepsi kapatıldı. "
"Atatürk hocaları astı" diye servis edilen fotoğrafların aslı nedir?!
Yazımızı A.Nedim Çakmak’ın "İŞGAL GÜNLERİNDE İŞBİRLİKÇİLER - HÜSNÜYADİS HORTLADI" isimli kitabından alıntıyla sonlandırmak istiyoruz:
Mayıs 1919 !
"Gece karanlığında 37 atlı, atlarının ayaklarına, ses olmasın diye sardıkları keçelerle, gizlice ve sessizce karanlığa karışarak gözden kayboldular.
Ali Osman efe ve Parti pehlivan namlı iki yiğit, Manisa cezaevinden kaçırdığı mahkumlarla beraber oluşturdukları bir akıncı mufrezesiyle, Yunan ordusunun yaklaşmakta olduğu Menemen Boğazı’na gitmektedirler. Emir, Balkan savaşlarının eski komutani Ali Çetinkaya’dandır.
Akıncılar Yund dağını aşarak, Kocadere’yi geçip Osmancalı köyünde mola verirler. Menemen Boğazı önlerinde yükselen Dumanlı dağlarının hemen ardındadır. Akıncıların hiç bir azığı yoktur. Osmancalı köylüleri sadece ekmek verebilirler. Destek alabilmek için çevrede bulunan Ortaköy, Avdal ve Bozalan köylerini dolaşırlar.
Köylülere Yunan ordusunun yaptığı mezalimler anlatılır fakat köylü çok soğuk ve ilgisizdir. Destek vermezler.
Köylülere "neden yardım etmedikleri" sorulduğunda bir köylü şöyle der;
“İyi emme, biz bir şey yapamayız. Sümbüller köyünde Şeyhimiz var. Onunla görüşmeniz
gerekir.” Akıncılar yola koyulur ve Sümbüller köyüne vararak şeyhle görüşmek istediklerini söylerler.
Halk da köy meydanına toplanır. Şeyh de yeşil sarıklı, cübbeli, saç, sakal birbirine karışmış gelir.
Parti Pehlivan söze başlar:
“İzmir’i, Menemen’i Yunan vurdu, ezan sustu. Mala, cana, ırza
tecavüz ediyorlar. Buralara da geldiklerinde aynı şeyi yapacaklar. Direnişe destek verin!"
Köylü suskun kalır, Şeyh ise alaycı bakışla, "hoşgeldiniz, aç mısınız, tok musunuz"
demeden;
“Ben Yund dağına kadar bu köylerin tarikat şeyhiyim, bizim tarikatımız Yunan’a tek bir
kurşun atmayacak. Mehdi gelmeden de caiz değildir” dediğinde, Milisler sert tepki veriler,
silaha davrananlar olur. Arap Osman efe bağırır:
“Bunlarla başlayalım, gavurla anlaşmış gibiler.”
Parti Pehlivan milisleri durdurur. Şeyh' e sorar:
“Sizin tarikatınız Gavur tarikatı mıdır ki, gavura kurşun atmaz! Ne biçim laf edersiniz?"
Akıncı milisler, Şeyhe ve onun izinden giderek Yunan ordusuna karşı destek vermeyen,
kurşun atmayanlara lanet okuyarak köyden ayrılırlar. 21 Mayıs 1919 da Dumanlı dağlarını aşarak Menemen düzüne ulaşırlar…Yunan’lılarla çatışırlar.
İşgalci Yunan’a kurşun attırmayan Yund dağı çevresindeki köylerin şeyhi kimdir bilir misiniz?
Yunan’a kurşun atmayıp da, Yunan’a direnmeyen ve direnmeyi de önleyen, kendi Devletine baş kaldıran; Giritli, Nakşibendi tarikatından, Menemen’de Kubilay’ı vurup sonra da başını kesen derviş Mehmet namlı haindir...
İngiltere ve Yunanistan’ın da adının karıştığı, Yunanistan’da Lavrion kampında 15 haziran 1930 da tezgahlanmış olan bu kalkışmanın planlayıcıları içinde Girit’li Manisa mutasarrıfı hain Hüsnüyadis, Nakşibendi Said Molla (İngiliz Muhipleri Cemiyeti Başkanı, Kıbrıs’tan Yunanistan’a geçti), Şeyh Sükuti ve Giritli nakşibendi Derviş Mehmet, Erbilli Şeyh Esat, Giritli Sütçü Mehmet, Giritli Şamdan Mehmet, Giritli İsmail, Giritli Alioğlu Hasan, Yahudi Jozef ve diğerleri vardır.
Kalkışmayı planlayan ve uygulayanların bir çoğunun Giritli olmasi ve Nakşibendi tarikatından olmaları size bir sey ifade ediyor mu? Yunan’a direnmek icin yola koyulmus olan 37 akıncıdan ekmeği, katığı, atı, silâhı ve desteği esirgemiş olan köylü, Menemen’i “DİN ELDEN GİDİYOR” diye basacak olan bu vatan hainine destekte kusur etmemişlerdir.
Yunan askerine kurşun atmayan bu hainler, kendi ordularının subayının başını kesmekten
kaçınmamışlardır.
Sanmayınız ki 9 Eylül’de düşman denize döküldüğünde gitti, yok oldu! Giderlerken, yerlerine papaz Hristosmos yerine Derviş namlı Mehmet’i ve adamlarını vekil bıraktılar…
Onlar da bugünlere torunlarını bıraktılar …
Bunlar gavur ruhunu emanet almış ve taşımaktadır."
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...