Prof. Dr. Ozer OZANKAYA
YaklasIk 40 yildanberi, bir cok Batili devlet, Osmanli Devletinin son doneminde Dogu ve Guney Anadolu’da ozellikle Rusya, Ingiltere, Fransa ve Amerike’nin kiskirttigi Ermeni – Turk kanli kavgalarindan Turk ulusunu ve Tukiye Cumhuriyeti Devleti’ni sorumlu tutmak, ustelik bunu “Ermenilere karsi soykirim„ gibi sunmak haksizligini isleyegelmektedirler. Bu ulkelerin
nesnellik olcutlerine uyma geregini gozardi eden politikacilari, “Turkler Ermenilere soykirim uygulamislardir„ diyen Parlamento kararlari almakta, bu savin dogru olmadigini soylemeyi suc sayan ve cezalandiran yasalar bile cikarmaktadilar!
Demokrasi ve baris ilkelerine taban tabana zit olan bu tutumu, Turkiye’nin yuklu tutarda ornegin Fransiz helikopteri, Alman Tanki ya da Amerikan ucagi ... satinalmasi ve benzeri odunler karsiliginda, kimi kez gecici olarak unutmus gorunmekte, kimi kez parlamentolarina dek getirmekle birlikte cogunluk oyuna ulasmamasina calisacaklari sozlerini vermekte,
Turk hukumetlerinden odun uzerine odun koparmaya calismaktadirlar.
Nesnellik bilimin de, demokrasinin de, uluslar arasinda barisin da en temel geregidir. Ben de bir toplumbilimci niteligimle, bu konuya iliskin gozlem ve degerlendirmelerimi, kati savlar olarak degil, elestiriye acik onermeler olarak sunmak istiyorum.
I. SOYKIRIMI, AMA TURK'E KARSI GIRISILMIS SOYKIRIMI!
Osmanli Devleti'nin tarih sayfalarina gocme sureci, bilindigi gibi, dogal kaynaklar ve pazar arayisindaki sanayilesmis
Batili devletlerin kendi aralarindaki cikar cekismeleri yuzunden, Osmanli uyrugu halklarin her yonden
yikimlara ugratilmasi esliginde gerceklesti. Bu yikimlarin en buyugunu Osmanli Devletinin asil yukunu cektigi halde her turlu gelismenin disinda tutulan Turk kesimi yasadi. Amerikali Goc Tarihcisi Prof. Justine McCarthy’nin gercek arastirmalara dayali yapitlarinda sergilendigi uzere, Osmanli'nin Turk uyruklari, devletin bati eyaletlerindeki 500 yillik Turk yurdu Rumeli'den (ABD'nin tum tarihinin 225 yildan ibaret oldugu dusunulsun!) her turlu insan haklari cignenerek sokulup sokulup atildiklari gibi, dogusunda da
yapay olarak bir Ermenistan yaratabilmek ugruna Turk nufustan arindirilmis bir bolge olusturulmak istenmis ve Ingiliz, Rus, Fransiz kiskirtma ve silahli destegi ile kurulan Ermeni ceteleri kadin, yasli, cocuk demeden
"yalnizca Turk oldugu icin" Turkleri kiyimdan gecirmege ve bolgeden kacirmaga kalkismislardir. Ermeni nufus cogunlugu da binlerce yillik Turk
vatandaslarina karsi islenen bu cinayetlere bas kaldirmamis ya da kaldiramamistir.
Ancak Turklere karsi uygulanan kiyim Osmanli'nin Bati eyaletlerinde basarili oldugu halde Dogu'da basarili olamamis, Osmanli Devleti buradaki cogunluk
Turk nufusu korumak ve Rusya ile savasirken arkadan hancerlenmeyi onlemek
icin Ermeni uyruklarini ulkenin guneyindeki bolgelere zorunlu goce tabi tutmustur. Bu, sIk sIk soylendigi gibi, yalniz Carlik Rusyasiyla savasmakta olan Osmanli Ordusunun iki ates arasinda kalmamasi icin basvurulmus bir onlem degildir.
Turke karsi girisilen soykirim cinayetlerine karsi koymayan ya da koyamayan ve saldirilara ortak olan Ermeni nufusun, bir daha Turk komsulariyla baris icinde birlikte yasama sansi da kalmamisti.
Bunun icin de o bolgeden baska yere gocurulmeleri zorunluluk olmustu. Turk Bagimsizlik Savasi sirasinda da Adana, Maras, Gaziantep .. yoresinde
Fransiz uniformasi altinda Turklere saldirtilmalari, Dunya Savasi sirasinda zorunlu olarak goc ettirilen Ermenilerin Cumhuriyetin kurulmasi uzerine yurtlarina donmelerini daha da olanaksiz duruma getirmistir. Goruldugu gibi Dogu Anadolu'daki
Ermeni halk, Batili devletlerin cikar hesaplarina arac olmaya hayir demedikleri, diyemedikleri icin, bu bolgedeki binlerce yillik varliklarina kendi elleriyle son vermislerdir!
Ama Ermeni siyasetcileri ve onlari kiskirtmis olmanin sorumlulugunu tasiyan Siyaset Batisi, 1970'lerden baslayarak olaylari tam anlamiyla ters-yuz etmege baslamis, oldurulen, yurdundan ve ocagindan surulen ve
mesru savunma durumunda birakilan Turkler insan degil de hamam bocegi imis gibi, onlara karsi baslatilan bu soykirim saldirisindan hic soz etmeden, sanki 'Osmanli Devleti ve Turk halki Almanlarin, Ruslarin, Ispanyollarin Yahudilere yaptigi gibi, durduk yerde Ermenilere karsi soykirimi uygulamistir.' diyen bir propaganda makinesini isletmege baslamislardir.
Turkiye Cumhuriyeti, durustlukle izledigi
barisci politika geregi gecmisin bugunumuzu zehirlememesine ozen gosterir ve Ermeni cetelerin ve onlara uyan Ermeni halkin kiyimlari ile onlari destekleyen somurgeci devletlerin sorumluluklarini gundemden dusururken, bu soylu politikasi onlar tarafindan
kendisine karsi silah olarak kullanilmaya baslanmistir.
Oysa bir ulusa iftira etmek, soykirim girisiminin ta kendisidir!
II. SOYKIRIM SAVI NEDEN BIR KARACALMADAN IBARETTIR?
Bu propagandalarin yalandan baska birsey olmadigi matematiksel bir kesinlikle bircok kez kanitlanmistir, dedim. Bunun yalnizca birkac ornegini sunmak isterim. Bu ornekler, kanimca, dogruya saygisi olan herkesi inandirmaya yetecek acikliktadir. Buna karsin sozkonusu propaganda makinesinin neden isletildigi ve Turkiye'nin bunu neden
onleyemedigi, konunun baska bir yonudur ve ona iliskin tahminlerimi daha sonra belirtecegim.
Ermeni savlarinin birer karacalmadan ibaret oldugunu gostermege yetecek nitelikteki kanitlarin bir bolumu sunlardir :
1) Osmanli Devleti, Birinci Dunya Savasina Almanya'nin gudumundeki Enver Pasa ve benzeri devlet yoneticilerinin cabalariyla suruklenmisti. Butunuyle Osmanli Ordusu savas boyunca "Alman Askeri Egitim Kurulu"nu olusturan Alman generallerinin dogrudan dogruya komutasi altina sokulmustu. Liman von Sanders'ler, Falkenhein'lar bunun canli kanitlaridir.
Eger Osmanli Devleti Ermeni uyruklarina karsi bir soykirim uygulamis olsaydi, Alman hukumeti bunu belgeleyecek olanaklara en cok sahip olacak konumda bulunuyordu. Oysa bugune degin Alman arsivlerinde boyle bir belge bulunup ortaya cikarilamamistir!
2) Savas sonrasinda Mondros silah birakismasini imzalayan Osmanli devleti butun yonetimiyle Ingiliz, Fransiz ve Itayan isgalcilerine teslim oldu. Savas suclulari mahkemelere verildi, Maltalara suruldu. Ama
Osmanli Devletinin butun arsivlerine el koymus olan savas galibi bu devletler, Ermenilere karsi soykirim uygulandigina iliskin hicbir kanit bulamamis, boyle herhangi bir yargida da bulunamamislardir.
Ingiliz, Fransiz, Rus ve Italyan arsivlerinde boyle herhangi bir kanit bulunsaydi bugune degin bin kez dunyaya duyurulmus olurdu.
3) Silah Birakismasi ve Kurtulus Savasi yillarinda Amerika'nin Istanbul Baskonsolosu Morgenthau, Amerikan hukumetinin Ermeni savlarini arastirmak uzere gorevli gonderdigi General Mosley ve General Hardord'un hepsi de bir soykirimindan degil, "Karsilikli birbirini oldurme" olayindan soz edilebilecegini, bu catismalarda
Turklerin daha buyuk kayiplara ugradigini belirtmislerdir. Oldurmegi kimlerin baslattigi konusunda ise, beklenebilecegi gibi, sessiz kalmislardir. Eger Turkler baslatmis olsaydi sessiz kalmayacaklari aciktir.
4) Daha 1877 Osmanli - Rus Savasi oncesinde Ingiltere, kendi somurgeci cikarlarinin tehlikeye girecegini gorerek, Rusya'nin Ermenileri baskidan koruma bahanesiyle Osmanli Devletine saldirmasina karsi cikmak uzere, durumu yerinde gozlemlemesi icin bir Kirallik Yuzbasisini gorevlendirmisti. Butun Anadolu'yu at sirtinda gezen
Captain Peebody, Five Hundred Miles On Horseback in Asia Minor adli
gezi notlarinda baskiya ugramak soyle dursun,
toplumun en varlikli ve gonencli kesimi oldugunu Ermenilerin, olsa olsa Ermenilerin Osmanli Devletine karsi sadakatlarinda bir kusur bulundugunun soylenebilecegini gozlemlemistir.
5) Adana-Maras bolgesinde
Fransiz uniformasi altinda Ermenileri Turk komsularina saldirttiktan bir sure sonra, Ankara Hukumetiyle anlasmaya varan
Fransa’nin Basbakani Clémenceau, “Ermeniler, baslarina gelenlerden,
kendilerinden baska hic kimseyi suclayamazlar.„
demekteydi.
E) Turkiye'de bir Ermeni soykirimi yasanmis olsaydi, bunun Ataturk doneminde neden hic agza alinmadigi, tam tersine neden Ataturk Turkiyesi’nin, boyle bir savdan tek sozcukle bile soz edilmeksizin, ozel olarak Milletler Cemiyeti uyeligine davet edildigi, sorulmaya deger bir durumdur.
6) Turkiye'de Ermenilere karsi soykirimi yapilmis olsaydi Almanlarin Yahudilere uyguladigi soykirimindan kacan yuzlerce Yahudi bilim, sanat ve dusun adami ile
Nazilere baskaldiran bircok Alman bilim, sanat ve dusun adami kusku yok ki ABD, Isvicre, Kanada vb. ulkelere gidebilecekken
Ataturk Turkiyesine gelmek istemezlerdi;
Turkiye'de tam bir ozgurluk ortaminda yasayabileceklerini dusunemezlerdi.
7) Ermenileri yuzyillarca
"en bagli uyruk" anlamina gelen "Teb'a-i sadika" diye niteleyen, devletin sadrazamlik dahil en yuksek makamlarinda gorevlendiren, saray mimarlarini kusaklar boyunca hep Ermenilerden (ornegin Balyan ailesinden) secen Osmanli Devletinin, muzik de dahil kulturun her alaninda Turklerle en cok kaynasmis olan, Ermeni alfabesiyle
Turk dilinde kitaplar basan, evlerinde bile yogun bicimde Turkce konusan
uyruklarina soykirim uygulamasina olanak yoktur.
8) Bugun bile dunyanin bircok ulkesinde yasamakta olan Ermeniler, evlerinde ve kendi aralarinda sIk sIk Turkce konusmaktadirlar. Binlerce yillik yurtlari olan
Anadolu'dan bir soykirim sonucunda gocmek zorunda kalmis olsalardi, herhalde Turkce konusmayi surdurmeyi akillarindan bile gecirmezlerdi.
II.
Bir ulusa soy kirimi iftirasi yapmak, kendi basina bir soykirimidir!
Bunu, soz konusu I. Dunya Savasi boyunca ordusunu bile Alman komutanlarinin dogrudan buyrugu altina sokacak olcude –bizce ahmakca- bir “Almanya bagliligi„ sergilemis olan muttefikine karsi yapmak, “dostluga sadakat„ ilkesiyle bagdasmaz.
Buna ek olarak,
3,5 milyon Turk butun gencligini, uretken yillarini
Alman toplumunun refahina harcamisken, Turkiye Cumhuriyeti de ABD'den sonra en buyuk orduyu besleyerek, bir yandan, alman sanayisine pazar saglayarak ve bunun icin kendi sanayilesmesini ve demiryollarini baltalayarak, ote yandan Sovyet yayilmasini onlemek uzere NATO icinde soguk savasin en buyuk riskini ustlenerek Almanya'nin gelismesini kolaylastirmis iken,
Alman hukumetlerinin hem kendi ulkelerindeki 3,5 milyon Turke, hem de butunuyle Turk ulusuna ve Turkiye Cumhuriyeti'ne en agir hakarette bulunmasi da baslibasina bir
jenosid sucu olmaktadir, kanisindayim.
Alman hukumetlerinin, bu ulkedeki
Turklerin demokratik haklarini bilincle kullanabilen orgutlu bir birlik olmasini onlemek icin onlar arasinda kurt - turk, alevi - sunni, laik - seriatci, nurcu - suleymanci … gibi bolunmeler olusmasini ozellikle desteklemesi de,
insan haklarina yonelik, soykirimi sayilabilecek nitelikte saldirgan tutumlar ve eylemler sayilmak gerekir.
III. BATILI DEVLETLER BU GOZUPEKLIGI NASIL GOSTEREBILIYORLAR?
Soykirimi savinin bir karacalmadan baska birsey olmadigini ortaya koyan, ancak birkacini saydigimiz, boylesine acik ve kesin kanitlara karsin soz konusu iftiranin surdurulebilmekte olmasinin nedenleri neler olabilir?
Bir ulus icin izlenecek en dogru strateji, cagdas bir kultur sahibi olmaktir. Baska deyisle yonetiminin demokratik, felsefe, bilim ve sanatinin ozgur, ekonomisinin ileri sanayiye ve ileri teknolojiye dayali, dilinin geliskin bir yazi dili olmasi, bir ulusu en yuksek guvenlik duzeyinde yasatir.
Batili devletlerin Turk ulusuna „Ermeni Soykirimi“ karacalmasini bunca pervasizca yapabilmesinin bana gore basta gelen nedeni,
1946'dan sonra Turkiye'yi yoneten politikacilarin, Turk ulusuna boyle bir cagdas kultur duzeyine yukselme yollarini acan ve Turkiye Cumhuriyeti devletini guclu ve saygin kilan Cumhuriyet aydinlanmasini surdurecek yerde, ucuz yoldan iktidarda kalip bencil cikarlarin hizmetinde olmayi yeglemeleri, bunun icin de henuz Cumhuriyet aydinlanmasinin ulasamadigi, cogu yolsuz ve okulsuz 40.000 koy ile bir o kadar kucuk yerlesim yerlerinde yasayan ve
halkin % 80'ini olusturan koylu yiginlarini yeniden ortacag artigi seyhlik, agalik, tarikacilik, ufurukculuk vb. kurumlarin pencesine dusurmeleri olmustur.
Uluslararasi iliskilerin felsefesi, hala , Ataturk'un dedigi gibi
"acgozluluk, cekememezlik ve kin uzerine dayali olmakta" suregidiyor. Bu ortamda bir ulus icin tek guvence bilim, sanat, teknik, ekonomi ve dusunus bicimi acilarindan en cok guclu olmakla saglanabilir.
Bunlardan yoksun birakilmaya baslanan bir ulus ve onun devleti, gercekte zayif dusuruluyor demektir.
Iste 1946 sonrasinin basit politikacilari, Ataturk Cumhuriyetinin T
urk ulusunu ve devletini guclu kilan kurum ve politikalarini
baltalamakla onu
gucsuzlestirmege baslamis,
somurgeciligi hala ayip saymayan kimi Batili devletler bundan yureklenerek, hem Ataturk modelinin tum Islam dunyasina ve tum somurulen uluslara ornek olmasini engellemek, hem de
Turkiye gibi genis bir ulkeyi yeniden somurge durumuna indirgemek
uzere, Turkiye Cumhuriyeti ile Turk ulusuna saldirilarini yavas yavas yenilemege, hem de bu saldirilarin bir bolumunu,
sagcisi ve solcusu ile bagnaz kafali ve/ya da cikarci politikacilar, yazar-cizerler, sozde-profesorler ... araciligiyla sanki Turkiye'ye "yardim" imis gibi yutturmaya koyulmuslardir.
Ermeni soykirimi savlari da bu saldirilardan baslica bir tanesidir.
IV. SONUC
Ermeni iftiralarina kesin bir son vermek ve bunlarin helikopter alimlarimiz sirasinda acikca yapildigi gibi
Turkiye'yi haraca baglamada bir tur santaj araci olarak kullanilmasini onlemek icin, Turk hukumetleri ve dis temsilciliklerimizin yetkilileri, yukardaki gercekleri gur sesle bir kez ve son kez olmak uzere dile getirmeli, onlari gormezlikten gelerek parlamentolarina ve uluslararasi ortamlara Ermeni iftiralarini tasiyan hukumetlere bu davranisin Turkiye tarafindan
"dusmanca eylem" sayilacagini ve
ona gore karsilik gorecegini acik ve kesin bir bicimde bildirmelidirler.
Ama bunu yapabilmeleri icin once Turk hukumetlerinin gercekten demokratik, yani her eyleminin
hesabini Turk ulusuna vermek yukumlulugunun bilincinde,
bilimin ve erdemin yolunda guclu hukumetler olmasi, icerde ve disardaki gorevlilerin de partizan olculerle degil, gercekten
Turk ulusunun mesru cikarlarini koruyup kollayacak yeterlikte olma olcusune gore secilip calistirilan gorevliler olmasi zorunludur. Bilim ve yayin dunyamizin da demokratik yurttaslik sorumluluguyla bu yolda etkin destek vermeyi basarmalidir.
Yarim yuzyildan beri bu olculerden uzaklasildikca Turk ulusuna ve Turkiye Cumhuriyeti'ne karsi ic ve dis saldirilarin da arttigina tanik olmaktayiz.
.