Kararlarımızı verirken dışarıdan gelen uyarımlara değil de, içeriden gelen uyarımlara uygun davranmak çok ideal ve üstün bir durumdur. Fakat şunu da unutmamak gerekir ki, biz insanlar henüz hissi planın üstesinden gelmiş, hislerimizi kontrol altına alabilmiş, his mekanizmasının çalışmasının temelini öğrenmiş değiliz. Bugün bizim bildiklerimiz, bilginin %5'ini bile teşkil etmez. His mekanizmasının astral plandaki çalışmasıyla bu plandaki çalışması arasındaki büyük bağlantıların temelini öğrenmek istiyorsak, astral plandaki astral hislerin neler olduğunun farkında olmamız gerekir ki, onların tezahürleri hakkında bir yargıya varabilelim.
Demek ki, şu andaki beşerin yani dünyadaki tekamül sürecini tamamlayabilmek için seçmiş olduğu bir bedene enkarne olmuş, ona konsantre olmuş olan varlığın enformasyon alabilmesi ancak hisleri kanalıyla mümkün olmaktadır. Bilgi edinmek, kognitif durum (*), büyük ölçüde hislerimiz vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Biz, hisleri araç olarak kullanmak suretiyle enformatik bilgiye ulaşabilmekteyiz.
Onu alıp kullanabilme, değerlendirebilme yolunu seçmeye mecburuz. Bu durumda kararlarımızı verirken muhakkak ki birçok şey kendiliğinden oluşmakta, birçok 'şey de dışarıdan gelen hissi uyarmalar tarzında olmaktadır. Yani dışarıdan gelen uyarılar olmadan bizim doğru kararlar vermemiz pek mümkün değildir. Daha doğrusu vermiş olduğumuz kararlar tamamen kendimize ait değildir; tüm kararlarımız kendi şahsi irademizin meydana getirdiği yahut seçtiği hedeflere bağlı olarak oluşmazlar. Hissi realitenin içinde bulunmamızdan dolayı, sürekli olarak uyarılar altında yaşamak zorundayız. Her yerden uyarılar, ikazlar gelmektedir.
Ergün Arıkdal
Sonsuzluk Yolcusu; Evrensel İnsan – Sf:20,21
(*) : Kognitif (bilişdel) kelimesi anlam olarak kişinin meydana gelen olay ve durumları anlama, kavrama ve yorumlama gibi zihinsel yeteneklerini aktif bir şekilde kullanmasını sağlayan işlevleri ifade etmek için kullanılan bir terim olmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder