HER GEÇEN GÜN DİŞLERİMİZ SIKILIYOR TÜRK, KÜRT, ALEVİ, SUNNİ, LAİK VE YOBAZ OLARAK SAFLAŞIYORUZ VE SÜRATLE KOŞAR ADIM İÇ SAVAŞA DOĞRU GİDİYORUZ.
“Bu coğrafya’ya lâyık bir ulus olduğumuzu kanıtlayamazsak; kara gözümüzün hatırı için,
bizi bu coğrafya’da yaşatmazlar.” -ATATÜRK
“3 bin yılık tarihini bilmeyen insanlar günübirlik yaşarlar.” -Goethe
“Tarihini bilmeyen uluslar çocuk kalırlar." -Anonim
Aşağıdaki video kayıtlarını izleyiniz. Halkın bilmediği gerçekler- tarihi, siyasi, ekomomik, askeri gerçeklerle de - anlatılıyor.
Malumdur ki, Türkiye Cumhuriyeti için, ruhsal varlığımızın evrimi ve ruhumuzun tekamülü eseri olan bağımsızlığımız ve laikliğimiz için, bireysel ve halkımızın şerefi için hepimiz mücadele etmek zorundayız. Aksi halde tüm çocuklarımızın cenaze namazlarını kılmak zorunda kalacağız… Şerefimizden de olacağız. Kazanımlarımızı kaybedip, ruhsal varlık olarak da toptan gerilemiş olacağız. Uyan Türkiye, hala TRUVA SAVAŞI sürüyor!
Ancak Türkiye Cumhuriyeti halkı, "içimizdeki Truva Atı" ndan bihaber.. Bu "Truva Atı" nın kim yada kimler olduğunu tespit etmeldir hem de hemen şimdi.
Şu durum idrak edilmeden yani Kale'miz içine girilmeden = Türkiye Cumhuriyeti Erki içinde bulunmadan Truva Savaşı tekrar edebilir miydi?!
Kale'mizin nasıl içten fethedildiğini bilip, idrak edip, bilinçlenilmezse bugünün TRUVA SAVAŞI' nı nasıl kazanabiliriz ki…!?
HMS Agamemnon |
Düşünün ki, 1915'te yani tam 3000 yıl sonra Çanakkale Savaşlarında aynı yöreye saldıran düşmanın gemilerinden birisi Akhalıların komutan Agamemnon'un adını taşıyordu [1].
Bu tesadüf olmayıp, Truva Savaşı'yla ilişkilendirilen bilinçli bir eylemidir, saldırgan siyasetli Avrupalının.
Kayıtlardan da özetle: Ne demiştiTayyip Erdoğan, "Bitaraf olan bertaraf olur!"
Malumunuzdur ki, Kendi iktidara geçtiğinden beri bertaraf etmekle meşgul. Kendinden - kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımıyor. Bağımsız, Demokratik, Laik Türkiye Cumhuriyeti ve ona bağlı halkının yaşam hakkını kaldırıyor adım adım... hatta mega adımlarla!
Gene "Truva Atı" hilesi ile içimize, Kalemize girdi düşmanlar.
Artık sıra bize-evimize, kızımıza geliyor !..
Herbirimizin Kapısına dayanacaklar.!
554 yıl önce -yani 1462 yılında- Fatih Sultan Mehmet [2] ve;
Truva savaşından tam 3000 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk [3], "Hektor'un öcünü aldık!" demişti 1915 te.
Yani: Tarih tekerrür ediyor ve sıra Bize geldi. Tarih bilincinizi geliştirip genişletin hemen şimdi Yurtsever halkımız, zaman yok.!
Konuyu aydınlatan videolar için lütfen tıklayınız :
* ABD tertiplerini ve ABD işbirlikçileri açıklanıyor
https://www.youtube.com/watch?v=8gIQI5A6HQE
Türker Ertürk , ABD tertiplerini ve ABD işbirlikçilerini açıklıyor.
* E.Amiral Türker ERTÜRK'ün Olay Yaratan Konuşması.!
Her geçen gün di̇şleri̇mi̇z sıkılıyor Türk, Kürt, Alevi̇, Sunni̇, Lai̇k ve Yobaz olarak saflaşıyoruz ve süratle koşar adim i̇ç savaşa doğru gi̇di̇yoruz.
https://youtu.be/c0t2up7a6QQ
Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla yargılanan ve 11 ay 20 gün hapis cezası alan Türker ERTÜRK Mahkeme çıkışında ''Beni susturmak istiyorlar ama Mustafa Kemal'in Askeri olarak susmayacağım,gerekirse bu Vatan için kefen de giyerim, ölüme de giderim'' dedi.
* Sonumuz Hayra Alamet değil.!
https://youtu.be/V6a4w3_D7v0
Amerika Türkiye'yi Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçeneksiz bırakarak ülkemiz üzerinde ki operasyonlarına devam ediyor. Birleşmezsek, uyanmazsak , oyunu fark edemezsek sonumuz hayıra alamet değil.
* AKP VE CEMAAT NİÇİN KAPIŞTI.?
https://youtu.be/_TbeAYKEiQw
ABD bölgemizde 2 nci bir israili, yani Kürt devleti kurmak istiyor ve AKP ile Cemaat taşeron olarak kullanılıyor. Ordumuza yapılan operasyonlar,Türk üst kimliğimizin tahrip edilmesi,Atatürk ilkelerine, Atatürk'e saldırılması, kırmızı çizgilerimizin aşındırılması bu planın parçasıdır.
* Uyan Türkiye Şimdi Ayağa Kalk.!
https://youtu.be/iDBoqUviWzo
İşgal Altındayız Bölünmeye,Parçalanmaya, İç Savaşa doğru gidiyoruz. Uyan Türkiye Şimdi Ayağa Kalk. Ya da sonsuza kadar susmak zorunda kalacaksın.
Notlar:
[1] HMS Agamemnon, Britanyalı Kraliyet Donanması için inşa edilen iki Lord Nelson sınıfı ön dretnot zırhlıdanbiridir. 1906'da denize indirilmiş, 1908'de göreve başlamıştır. I. Dünya Savaşı'nda Akdeniz'de görev yapmış, Çanakkale Deniz Savaşı'na katılmıştır. Agamemnon, ateşkesten sonra, Kasım 1918 yılında İstanbul'a giderek İngiliz filosunun bir parçası oldu.
[2] Fatih'in 1462 yılında çıktığı seferi Kritovulos anlatıyor:
"II. Mehmet Çanakkale Boğazı'nı ordusuyla birlikte geçti, Küçük Frigya'ya doğru ilerledi ve Ilion'a vardı. Harabeleri ve eski Troya kentinin kalıntılarını gezerek, büyüklüğünü, konumunu, art bölgesinin genişliğini, karayla ve denizle olan ilişkisinin yararlarını inceledi. Akhilleus ve Ajaks gibi kahramanların mezarları hakkında da bilgi aldı. Anılarını ve kahramanlıklarını saygıyla andı ve bu yüce anıyı yaşatan Homeros gibi şairleri bulunduğu için mutlu olduklarını düşündü. Başını yavaştan sallayarak 'Tanrı bunca yıl sonra da olsa bu şehrin ve sakinlerinin öcünü almayı bana bahşetti. Düşmanlarını dize getirmek, şehirlerini talan etmek ve ganimeti Mysia'lılara vermek bana nasip oldu. Geçmişte bu toprakları Grekler, Makedonyalılar, Tesalyalılar ve Peleponezliler talan etmişlerdi. Onların soyundan gelenlere hak ettikleri cezayı ben verdim, o zaman ve daha sonraki yıllarda biz Asyalılara yapılan haksızlık benim gayretlerimle telafi oldu." - Bu çeviri, Stefanos Yerasimos'un "Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri" adlı kitabından.
Görüldüğü gibi, bu alıntıda Fatih Sultan Mehmet, Troya kentinin öcünü aldığını açıkça söylüyor ve kendisinden "Biz Asyalılar" dize söz ediyor. Asyalılık hep Troyalılığın övünülen özelliklerinden birisi olagelmiş. Troya Savaşı da (tıpkı 3 bin yıl sonraki Çanakkale Savaşı gibi) başta Heredot olmak üzere tarihçiler tarafından bir Avrupa - Asya savaşı olarak değerlendirilmiş.
Fatih'in Bizans'ı mağlup ederek Troya'nın öcünü aldığı görüşüne İstanbul'un fethinden sonra Batılı kaynaklarda da rastlanıyor. Tarihçi Atabinen, Floransa şehrinde Yunan edebiyatı okutan Demetrius Chalcondylas'ın 1462 tarihinde (yani Fatih'in Troya'yı ziyaret ettiği yıl) yazdığı eserde şöyle bir söylentiyi kağıda döktüğünü belirtiyor: "Vaktiyle Troya şehri Rumlar tarafından tahrip edilmiş olup, İstanbul'un bu Troyalıların (soyundan) geldikleri söylenen yabancılar tarafından zaptı, bir çoklarının ve bilhassa Latinlerin kanaatlarına göre, tedip ve intikam eseri olarak telakki edilmiştir." Kostantinopolis'in kuşatması sırasında kentte bulunan Kardinal İsidore'nin yazdığı bir mektupta Sultan II. Mehmet'e "Troyalıların Prensi" demesi de anlamlıdır. Demek ki, kuşatma altındaki kentte de Türkleri Troyalıların devamı sayanlar varmış.
Tarihçi Reşid Saffet Atabinen, Homeros'un İlyada'yı yazdığı ya da topladığı dönemde Avrupa - Asya kavramının Ege denizinin doğu ve batı kıyılarına özgü olduğunu hatırlatıyor ve "Şu halde Troya menşei denilmekten maksat, Avrupa Helenlerine karşı Asya menşeidir" diyor "Türklerin Avrupalılarla Müşterek Troya Menşeleri Efsanesi Üzerinde Araştırma" başlıklı bir kitapçıkta.
Yani: Bir yanda Yunanlılar, öte yanda Troyalılar. Bir yanda Avrupalılar, öte yanda Asyalılar! Avrupalı ulusların ve soyluların kökenlerini Troya'ya bağlamak istemelerinin nedeni ise, Ortaçağ'da Troya'nın, yani Asya'nın, üstün cengaverliği ve ahlakı temsil ettiğine inanılmasıdır. Avrupalı kendi soyluluğunu, kökenlerini Asya'ya bağlayarak kanıtlamaya çalışmaktadır.
[3] Sabahattin Eyüboğlu, En büyük Troya savaşlarından biri olan Çanakkale'de yıldızı parlamış olan ve saldırganlara karşı Asyalıların onurunu savunmuş olan Mustafa Kemal'in, Atatürk'ün yanındaki bir subaya "Dumlupınar'da Troyalıların öcünü aldık," dediğini yazmıştır "Mavi ve Kara" adlı denemeler kitabında.
Düşünün ki, 1915'te, yani tam 3000 yıl sonra aynı yöreye saldıran düşmanın gemilerinden birisi Akhalıların komutan Agamemnon'un adını taşıyordu.
Kaynak ve geniş bilgi için bkz: http://www.milliyet.com.tr/2004/05/31/guncel/agun.html
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder