Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
Rum okulu, kilise, Ruhban okulu açılması üzerine - Ümit Yalım
Yunanistan Türk okullarını kapatırken Türkiye'nin Rum
Okulu açması,
Rumlar camileri kapatırken Türkiye'nin Kiliseleri açması,
üstüne de Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması
tartışmaları karşısında, Araştırmacı Ümit
Yalım diyor ki FENER RUM PATRİKHANESİ AYNOROZ'A
TAŞINMALIDIR!
İşte yazısı:
Patrik Bartholomeos, geçtiğimiz günlerde bir gazete muhabiri
ile yaptığı söyleşide, Ruhban Okulunu kastederek "Okulumuz
nerede" diye sitemde bulunmuş. Gazete, haberi iki gün arka
arkaya manşetten verdi.
Öncelikle, Patrikhane'nin Birinci Dünya Harbi
sırasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun düşmanları
ile işbirliği yaptığını,
İstiklal Savaşı sırasında da Patrik Melitios'un
İstanbul'a kan kusturduğunu hatırlatalım ve
gerçeklerin ortaya çıkması için, Patrik'e konu ile
ilgili sorular soralım.
Soru 1:
Patrik, Ruhban Okulu'nun 1844-1971 yılları arasında
faaliyet gösterdiğini ve 1971'de anormal bir siyasi durum
varken Ankara'da kapatıldığını iddia ediyor . Peki Ruhban
Okulu'nu kim kapattı ?
Patrikhane'nin destek ve yönetimindeki Ruhban Okulu 1844
yılında açılmış,
1950 yılına kadar orta dereceli okul hüviyetinde hizmet
vermiştir.
1950 yılından itibaren okulun lise kısmına bir yıl ilave
ile "Yüksek Teoloji Bölümü" kurulmuştur.
Anayasa Mahkemesi, 1971 yılında Türkiye'deki tüm
özel okulların kapatılması kararını vermiştir.
Anayasa Mahkemesinin kararı üzerine hemen 1472 sayılı
intibak yasası çıkarılmıştır.
Bu yasaya göre gerekli koşulları yerine getiren Özel
Yüksek Okullar kısa zamanda üniversite bünyesi içinde yer
almışlardır.
Bakanlık, Teoloji Bölümü için yapılacak işlem
içinde, o tarihte kuruluşunda İlahiyat Fakültesi bulunan tek
üniversite konumundaki Ankara Üniversitesi'nden karar
istemiştir.
Üniversite Senatosu, Teoloji Bölümü'nün liseye
dayalı dört yıllık bir yüksekokul olduğunu teyit
etmiş ve Lozan Barış Andlaşması Md. 40'ın "eşit
haklardan yararlanma" hükmüne dayanarak bu okulun da
üniversiteye bağlanmasına karar vermiştir.
Ancak Teoloji bölümü üniversiteye bağlanma kararına
karşı çıkarak bu kararı benimsememiş ve okulu
kapatmıştır.
Görüldüğü gibi Ruhban Okulu'nu kapatan Anayasa Mahkemesi
veya Bakanlık değil, Üniversite Senatosu kararını
benimsemeyen Patrikhane'dir.
Ortodoksluğun kalesi olan Yunanistan'da dahi tüm dini
okulların Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı'na bağlı
bulunmasına ve kiliseye bağlı dini okul bulunmamasına
rağmen Patrikhane okulun, Heybeliada Ruhban Okulu'nda ve devlet
denetiminde olmaksızın açılması için özel bir çaba
sarf etmektedir.
Ruhban Okulu bizzat Patrikhane tarafından kapatılmasına
rağmen Patrik hangi gerekçe ile sitem ediyor ?
Patrik, "din özgürlüğümüz nerede, eğitim
özgürlüğümüz nerede" diye soru soruyor.
Halbuki, İstanbul'da yaşayan yaklaşık 3 bin Rum
vatandaşımız kiliselerde ibadetlerini rahatlıkla yapmakta, Rum
okullarında eğitimlerini sürdürmektedir.
Soru 2:
Batı Trakya, Rodos ve İstanköy Adası'nda yaşayan
Türk soydaşlarımızın din özgürlüğü nerede,
eğitim özgürlüğü nerede ? Bu bölgelerde İslam Dinine
yapılan saygısızlığı, Patrik neden görmezden geliyor ?
Kuzey Yunanistan ( Güney Makedonya, Selanik, Kavala, Batı Trakya
), Girit ve onikiada bölgesi ruhani bakımdan Patrikhane'ye
bağlı olup Patrik Bartholomeos'un dini otorite alanı
içindedir. Bu bölgelerde görev yapan Metropolitler Patrik
Bartholomeos'a bağlıdır.
Patrik Bartholomeos'un dini otorite alanında olan
Kavala'daki Pargalı İbrahim Paşa isimli Türk Camisi, Aya
Nikola Kilisesi olmuş.
Batı Trakya'da yaşayan 150 bin Türk ve Müslüman
soydaşımıza dini hakları ve eğitim hakkı verilmiyor.
Seçilmiş Müftü yerine Yunan Hükümeti'nin
atadığı Müftü görev yapıyor. Okullardan "Türk"
ismi kaldırılmış. Batı Trakya'da İmam Hatip Okulu da
yok, İlahiyat Fakültesi de yok.
Yaklaşık 4 bin Türk soydaşımızın yaşadığı
Rodos'ta Türk okulu yok.
Mevcut 27 camiden sadece biri, İbrahim Paşa Camisi ibadete
açık,
o da bayram ve Cuma namazları ile sınırlı. Cami
Müezzini'nin minareden ezan okumasına müsaade edilmemekte,
müezzin ezanı ancak cami avlusundan okuyabilmektedir.
Ayrıca Rodos limanının hemen yakınında surlar içinde
bulunan Türk camisi, Yunanlılar tarafından AB fonları
kullanılarak AVM ve meyhaneye dönüştürülmüş.
İstanköy'deki Türk Defterdar Camisi Alışveriş
Merkezi yapılmış ve soydaşlarımızın ibadetine
kapatılmış.
Yaklaşık 2 bin Türk soydaşımızın yaşadığı
İstanköy'de soydaşlarımızın ibadet
edebilecekleri tek bir cami yok, din özgürlükleri yok, Türk
okulu hiç yok.
Buna karşılık adadaki Rum kiliseleri ticari maksatla
kullanılmıyor ve Yunanlıların ibadetine açık.
Gökçeada'da Rum Okulu'nun açılmasına izin
verilirken,
Rodos ve İstanköy Adası'nda bulunan 7 Türk okulu neden
kapatıldı ?
Soru 3:
Patrik, Sen Sinod Meclisi'ne neden altı yabancı metropolit
atadı,
Lozan Barış Andlaşması'nın 40 ncı maddesindeki
"eşit haklar" ve 45 nci maddesindeki "mütekabiliyet
(karşılıklılık) " ilkesini neden ihlal etti ?
Patrik Bartholomeos, Patrikhane Meclisi olan Sen Sinod'a, Türk
vatandaşı olma zorunluluğuna rağmen, Cumhuriyet tarihinde ilk
kez altı yabancı metropolitin atanmasını
sağlamıştır.
Bunlar ABD, İngiltere ve Girit Başpiskoposları ile Rodos,
Finlandiya ve Yeni Zelenda Metropolitleridir. Bunlardan ikisi Yunanistan
vatandaşıdır.
Patrikhane bu altı papazdan ikisini İznik ve Bursa Metropoliti
olarak atamıştır. Oysa Lozan Andlaşması ile İstanbul
dışında tüm Rumlar mübadeleye tabi tutulmuşlar ve tüm
dini örgütleri lağvedilmişti.
Bu ödün ile Lozan Andlaşmasına aykırı olarak, hem de
uluslararası planda,
Patrikhane'nin Türkiye içinde Metropolitlerinin olduğu
kabul edilmiştir.
Böylece Lozan'a aykırı bir şekilde Rum göçmen
ailelerinin geri getirilmesinin yolu açılmıştır.
Bursa'da "olmayan Rum cemaati" için atanan Metropolit
Elpidophoros Lambriniadis'in, Bizans dönemi Bursa haritası ile
Yunanca ve İngilizce broşür bastırması,
Megalo-İdea'nın ayak sesleridir.
Patrikhaneye 6 yabancı Metropolit atanırken, Rodos Adası'nda
1972 yılından beri, tam 41 yıldır Müftü yok. Lozan
Andlaşması'nın 40 ncı maddesindeki "eşit
haklar" ve 45 nci maddesindeki "mütekabiliyet" ilkesi
neden uygulanmıyor ?
Soru 4:
Patrik ve Patrikhane'nin, Türk adalarının Yunanistan
tarafından işgal edilmesi
faaliyetlerinin içinde yer alması ne anlama geliyor, Patrikhane
neden siyasi faaliyetler ile uğraşıyor ?
Patrikhane'nin internet sitesine girince ilginç bir durumla
karşılaşıyoruz.
Site İngilizce ve Yunanca, Türkçe yok!..
Ayrıca Bartholomeos internet sitesinde ekümenik olduğunu
çoktan ilan etmiş.
Ancak ilginç bir ayrıntı daha var.
Sitede, Batnoz Adası ( Patmos ) Patrikliği'nin; Eşek
Adası ( Agathonision ) ve Nergizçik Adası ( Arkioi ) ile
birlikte etrafındaki küçük adaların da doğrudan Ekümenik
Patrikliğin yetkisi / yönetimi altında olduğu
belirtilmiş.
Ayrıca,
Patrikhane'nin dini otorite alanı içinde olan Eşek ve
Nergizçik Adalarındaki kiliselerin telefon numaraları da
verilmiş. Bu bilgiler, Patrikhane'nin işgalin içinde
olduğunu açıkça göstermektedir.
Yunanistan'ın Türk adalarını işgal etmesi
Megalo-İdea'nın bir uygulaması olup siyasi bir olaydır.
Patrikhane'nin siyasi bir olayın içinde olması
Lozan'da varılan mutabakata aykırıdır.
Rıza Nur Bey'in Lozan Konferansı'nda, Patrikliğin her
zaman siyasal çabalar göstereceği tezi doğrulanmıştır.
Tarih bir kez daha tekerrür etmiş ve Patrikhane'nin gerçek
yüzü ortaya çıkmıştır.
Patrikhane, Lozan Mutabakatına göre, İstanbul'da ikamet
etme hakkını hukuken kaybetmiştir.
Patrikhane, en kısa zamanda ait olduğu yere, Aynoroz'a
taşınmalıdır.
Bu bağlamda Ruhban Okulu'nun da yeniden açılması
mümkün değildir.
Ümit YALIM
.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder