CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

NEVRUZ BİR TÜRK GÜNÜDÜR




         Nevruz, Türklerin Bayramıdır. Kendisini bir başka şekilde tanımlasa bile, Nevruz’u bayram olarak kabul eden ve kutlayan herkes asıl kökenini açıklamış olur. Bu köken, Türk Boyu’dur.
         Yapılan tören ve eğlencelerin ortak ritüeli, demir dövülmesi ve ateş üzerinden atlanmasıdır. Bu "Ergenekon Destanı"nda yer alan ve Göktürkler'in Ergenekon'dan çıkışını yansıtan bir gelenektir.
         Nevruz ve diğer kutlamalarda genellikle kullanılan, “yeşil, kırmızı, sarı” renkleri geleneksel Türk renkleridir. Türkmenlerin giysi ve çadırlarında en çok kullanılan renklerdir. Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında da Türklerin kullandıkları atkılarda yer almaktadır. Her sene Söğüt’te yapılan törenlerde, halk ve Türk boyları tarafından halen kullanılmaktadır.
         Bir takım kasıtlı yanıltmalar, halk ve ülkeleri bölmek için kullanılan yöntemler ve bilgi noksanlığı yüzünden Türk’ün Bayramına değişik anlamlar yüklenmesi kabul edilemez bir hatadır.
         Nevruz Bayramında demir dövülmesi ve ateş üzerinden atlanması, lastik yakarak etrafı dumana boğmaya,
         Ergenekon Destanı, meçhul bir terör örgütüne,
         Geleneksel Türk renkleri, bölücülüğün simgesine dönüştürülmek istenmektedir.
         Nevruz, Ergenekon, yeşil-sarı-kırmızı renkli atkılar Türklerin ortak malı ve bayramıdır. Tamamen Türklere özgüdür. Türk adet ve geleneklerinden kaynaklanmıştır. Tarih boyunca gelmiş geçmiş bütün Türk Devletlerinde kutlanmış ve kutsanmıştır.
        Türkiye’de bir gelenek olarak devam etmekte olan Nevruz;  altı Türk Cumhuriyeti (Azerbeycan, Türkmenistan, Tataristan, Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan) ile dokuz Özerk Türk Cumhuriyetinde “Milli Bayram” olarak kutlanmakta ve “Genel Tatil” günü olarak kabul edilmektedir.
         Törenler, bütün insanlara yaygın ve coşkulu bir şekilde kutlanmakta, giysiler, oyunlar birbirine büyük ölçüde benzemektedir.
         Selçuklu ve Osmanlı’da da milli bayram olarak kutlanmıştır.
         Yeryüzündeki Türkler’de ve Türk kökenli tüm topluluklarda, bu günler birbirine benzer büyük şenliklerle kutlanır. Kutlamaların birbirine benzer olması, Türklere özgü ve ortak kökenli olduğunun ve bu günü kutlayanların Türk kökenli olduklarının göstergesidir.
         Günler öncesinden evler temizlenir, yeni giysiler giyilir, geleneksel Türk yemekleri yapılır, ikram edilir, ortak eğlenceler düzenlenir.
         Kelime olarak; yeni gün, toprağın ve hayatın canlanışı, baharın başlangıcı, yeni bir doğuş anlamına gelmektedir.    
         İlk Türk topluluk ve devletlerinde olduğu gibi M.Ö. 3.Yüzyılda Mete Han zamanında da bu kutlamaların büyük şenliklerle yapıldığına ilişkin bulgular mevcuttur.
         Ayrıca Türk edebiyatı ve musikisinde Nevruz, 700 yıllık geçmişe sahip olan ve bir çok türü olan bir "musiki makamı"dır.
         Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügati’t Türk isimli eserinde “Türklerde yılın başlangıcı Nevruz’dur” demektedir.
         Atatürk de, 22 Mart 1922 günü Ankara Keçiören’de Nevruz Şenlikleri düzenletmiş ve bizzat katılmıştır.
         2010'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, asırlardan beri kutlanmakta olan Türk kökenli bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan etmiştir. Bu suretle Türklerin, dünyaya bir medeniyet hediyesi daha olmuştur.
         Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere, Nevruz bir Türk günüdür ve bu günü
kutlayan ve tarihi bir gelenek olarak benimseyen herkes Türk kökenlidir. Her türlü yanıltma ve bölücülük çığlıklarını reddetmesi gerekir.             
         Bütün Türk Dünyasının ve insanlığın Nevruz Bayramını kutlarız.

Av.A.Erdem Akyüz

 
.

Hiç yorum yok:

MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...