CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

KARDESLERIMIZI OLDURECEK SEKILDE ERMENILERI YETISTIREN KARANLIK GUCU SORGULAMAK GEREKIR ASIL !

Hafizalarimizi Hirant Dink vesilesi ile tazeleyelim:

Ataturk'un Turkiye Cumhuriyeti'ni secerek Turkiye'ye dogmus Turkler oz eletistirlerini yapiyorlar. Acaba Ataturk'un Turkiye Cumhuriyetini secerek Turkiye'ye dogmus olan Ermeniler- Hirant Dink'ler, Yahudiler vd TURKIYE CUMHURIYETINE OLAN SORUMLULUKLARINI yerine getiriyorlar mi ?

Turkiye Cumhuriyetinin vatandasi olarak, Turkiye Cumhuriyetinin ilelebet payidar kalmasi icin ne yapmislar? ve halen ne yapiyorlar?

Hele simdi tam zamani, Yurtta sulh cihanda sulh icin ne yapiyorlar? hangi elle tutulur gozle gorulur somut cabalarin icindeler?
Lafla peynir gemisi yurumez. Ne gibi icraatlari var bir de onlara bakin.

Biliyoruz, "kor olur badem gozlu olur". Boyle dememek lazim. Ne hirant'i ne diger ermenilerileri ne de diger "yurttaslari" hak etmedigi mevkiye koymak, oturtmak en buyuk haksizliktir, en buyuk zulumdur. Yanlis anlamayin, adalatten kil kadar sasmaz yasalariyla evrenleri cekip ceviren guc, hic bir varligin onune hak etmedigini komaz, hak etmedigini yasatmaz:

Turkiye Cumhuriyetinin kurulus ilkeleri icinde yasamayi hak edip dogdu Hirantlar da . Gene yanlis anlamayin, Hirant Dink sadece bir semboldur. Karisi da. Bu semboller, PKK ile olan mucadelenin neresindeler?

Hirant Dinkin karisi elindeki metinden okudu ve "birilerini" karanlik guc olmakla sucladi. Mealen, "Bebekler temiz dogar ama onlari kocami, kardeslerimizi oldurecek sekilde yetistiren karanlik gucu sorgulamak gerekir." dedi. Bak sen?!. "karanlik guc" yuvarlak bir laf. Bunu, "ayrim yapmadim." demek icin kullandi. Halbuki kullanma sebebi belli. Ilk egitim ve ogretim, suuralti yazilimi nerde baslar? Ana kucaginda baba ocaginda.

Kisacasi, Dink'in karisi sorumlulugu Turk ana kucagi baba ocagina ve Turklere yikti gitti. Metindeki bakis, sozlere dokulen, "Medeniyet, dunya insanligi birdir." le hic alaka kurmamis. Sanki Turklerle ayni gok catinin altinda , ayni topraklarin her yerinde yasamiyorlar.. O zaman, biz de onlarin anlayabildikleri dille konusalim: Kendilerinin "Asala teror orgutu" Turk elcilerini oldururken elciliklerimiz kan golu icinde birakilirken, Hirantin karisinin demecinin aynisini neden yoktu? Fransizlar "o yasa" yi cikarma karari alirlarken, Turkiye Cumhuriyeti Yurttasi olarak, bir iki ciliz laf disinda hangi guclu, etkili etkinlikte bulundular? ve hirantin karisinin demecinin aynisini neden yoktu?

Bu, cifte standarttir.

Kendilerini, Turkiye Cumhuriyeti Yurttasi olarak da sorumlu hissetmiyorlar; Yurtta sulh, cihanda sulh icin Turkiye Cumhuriyeti Yurttaslariyla isbirligi yapmak icin elle tutulur gozle gorulur herhangi bir samimi cabalarini gosterin, gosteremezsiniz cunku yok.

Kendilerine Turk demeyen yurttaslar, bu Yurdun tum nimetlerinden fazlasiyla yararlaniyor. Durum boyle iken, ermeni yada kendine Turk demeyen diger yurttaslardan Turkiye Cumhuriyetinin ilelebet payidar kalmasi icin canini disine takmis, bedenini siper etmis mucadele veren bir tane de olsa bir isim gosterin? Gosteremeyeceginizi sizlerde biliyorsunuz.

Turkiye Cumhuriyeti'nde ilelebet payidarligi icin ne yaptiklarina bakiyorum. Sulh icin laf etmis bir iki isim verilmeye kalkisilsa bile, bunlar, Ugur Mumcular gibi Turkiye Cumhuriyetinin ilelelebet payidar kalmasina ve Yurtta sulh, Cihanda sulha kendini vakfetmis midirler ?! Azicik da olsa icten, gercek anlamda cabalarini gormedik bu yolda. Ornek vereyim, PKK teroruyle olan mucadelede ne yarim agiz lafla ne de "gosteris icin olsun" diye bile olsa hic ortalikta yoklar. Ermeni yurttaslar ve kendilerine Turk demiyen diger yurttaslar, ve uluscu olmayan yurttaslar, KENDILERININ DE HAKLARINI PKK TERORUNE KARSI SAVUNURKEN SEHIT OLMUS MEHMETCIKLERIN CENAZELERINDE nedense ortalikta YOKLAR. Benim mi gozumden kacti bilmek isterim. Yanlis anlasilmasin, ben Turkum demeyen, ATATURK'UN MILLIYETCILIK ANLAYISINA ULASAMAYAN YURTTASLARI suclamiyorum. Turk olarak, siyasi bilincsizligimizin; merhametimizin, bilincsiz sevecenligimizin, adam sendeciligimizin, baskalarina inanmak icin inanmamizin bize asilsiz suclama olarak, kursun olarak donmekte oldugunun gorulmesini istiyorum.

Varliklar enkarne olurken (dogarken) onlari kendine ceken sey, beseri planda mevcut olan enerji alanlari yani bilgi alanlaridir.

Yani, beseri plandaki hangi ulkenin,milletin yada irkin icersinde kendilerini gelistirebileceklerini veya hangi enerjetik alanin gelisimine katkida bulunabileceklerinin secimini daha onceden yapmaktadirlar. Ve tabiidir ki bu halde, icersine enkarne olacagi (dogacagi) alanin muphemligini de yuklenme soz konusudur.

Buradan, beseri plandaki Ataturk Turkiyesi alaninin icersinde kendilerini gelistirebileceklerini ve/veya Ataturk Turkiyesi alaninin gelisimine katkida bulunabileceklerini enkarne olmadan (dogmadan) once ermeniler de, yahudiler de, rumlar da, kurtler de, lazlar da vd de yaptilar. Hicbir dogum, oylesine degildir. Tanri zar atmaz.. yani hic kimse " zar atilarak " ne herhangi bir aileye, ne bir ulkeye, ne de bir irka dogamaz. Ve dogal olarak da icersine enkarne olacagi (dogacagi) alanin muphemligini de onceden yuklenmis olmaktadirlar.

Durum boyle olunca, o alanda (*) acilan ilerleme imkaninin sorumluluklari ile tanisip onlari tasima faaliyetleri icersine girebildigi olcude varlik, ilerlemeler kaydedebilir.

(*) Bu alan, oncelikle Ataturk Turkiyesi Cumhuriyetidir. Ataturk Turkiyesinin temel ilkesi de Yurtta sulh ve cihanda sulhdur. Ataturk Turkiyesine gercek insan olarak dogan her birey once yurtta sulh icin hemen ardindan da cihanda sulh icin vazifeli demektir.

Kisacasi, sorumluluklar ilerleme taslaridir !.

Ataturk'un Kurdugu Turkiye Cumhuriyeti'ni secerek enkarne olmus (dogmus) varliklar (Turk'u, rumu, kurdu, ermenisi, lazi, yahudisi vd) olarak her birimiz, Cumhuriyet alanimizin bize actigi ilerleme ve ilerletme imkanlarinin ve onlarin sorumluluklarinin idrakinde - suurunda miyiz? Ve ne kadarinin suurundayiz?

Yani, icine dogdugumuz alanda bize acilmis olan ilerleme, ilerletme imkanlarinin sorumluluklarinin (ki yurttaslik ve insanlik odevlerimizdir) ne kadarini yerine getirebildigimiz hususu, birer isIk kaynagi olan Cumhuriyetimizin - demokrasimizin temel Ilkelerini gerek fert gerekse de toplum olarak kendimize ne olcude mal edebilmisligimizle anlasilir.

Cumhuriyetimizin - demokrasimizin ilkelerine bir katilimci olarak icsellestirebildik mi? Kendimize mal etmek, budur. Bilgiyi icsellestirmek icin ondan yararlanmak ve onunla butunlesmek gerekir. Yani, bilginin icerdigi enerjiyi kendi enerjimiz haline getirmedikce onunla butunlesmis olmayiz.

Ozetle demek istedigimiz odur ki, bu enkarnasyonumuzun (dogus gayemizin) hakkini verebiliyor muyuz?
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...