CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR
Terör etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Terör etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ATATÜRKÇÜLER NE YAPMALI

Prof. Dr. CİHAN DURA
12 EKİM 2016 ÇARŞAMBA

“Atatürkçüler Ne Yapmalı” Bildirimizden:

“6- KİTAP veya MAKALE TANITIMI yapın. Attila İlhan, Sinan Akşin, Turgut Özakman, Metin Aydoğan, Banu Avar, Mustafa Yıldırım, Sinan Meydan, Zahide Engin Uçar gibi Atatürkçü yazarlarımızın bir kitabını veya makalesini tanıtın. … Çalışmanızı yayınlayın, geniş kitlelere ulaştırın.

İşte, ben bu görev gereği yaptığım çalışmayı, aynı zamanda bir örnek olsun diye sizlere sunuyorum, başka yapıtları da tanıtmaya devam edeceğim.

 Ancak bu ve benzeri faaliyetlerin, Türkiye’yi kımıldatması için binleri, onbinleri bulması gerekiyor. Tanıtılması gereken o kadar çok yapıt, ulaşmamız gereken o kadar çok insanımız var ki... Onun için, söz konusu faaliyetlere sizlerin de, yüzleri, binleri bularak katılmanız gerekiyor. Benim asıl hedefim bu çokluğu yaratmak, bu kurtarıcı birliğin gerçekleşmesini sağlamak!...

*

Mustafa Yıldırım, Zifiri Karanlıkta, 2 Cilt, Ulus Dağı Yayınları, Ank., 2016

Konularında Türkiye'de ve Dünyada birer ilk olan Ortağın Çocukları ve Sivil Örümceğin Ağında kitaplarından sonra, 100 yıllık "din" maskeli saldırının belgesi Zifiri Karanlıkta kitabı da konusunda bir ilktir!

*

“Din kurtarıcısı” maskesiyle öne geçenlerin pek çoğu, siyaset ve ticaret ağında, azınlık milliyetçiliği oyununda birer aktördür. Devletlerini yıkarken bağımsızlığa, gelişmeye, özgürlüğe, kadınlığa düşmanlaşır, yabancıların maşası olup çıkarlar. Yurttaşlarına, dindaşlarına, insanlığa büyük zararlar veren aygıta dönüşürler.

*
Gerçeklerden kaçarak karanlıktan kurtulamazsınız!

Mustafa Yıldırım, on binlerce sayfalık dava dosyalarını, yine on binlerce sayfalık yayınları, raporları Türkiye ve İran'ın karşılıklı tarihini ele alarak yenileşmeye, kadın haklarına, halk egemenliğine düzenlenen güdümlü isyanları, "din" maskeli diktatörlüğün kuruluşunu Humeyni'nin Kum'dan-Necef'ten Türkiye'ye gönderilen imamların, suikast komutanlarının, yerli ameliyatçılarının izlerini sürdü.

1908 yılından günümüze "Din kurtarıcısı" maskesiyle siyasal-ticari egemenliklerini sürdürmek için, devletlerin her ileri adımına karşı ayaklanan Kürt-Arap şeyhleri, Suudi kralları bağlıları, Necef'teki Humeyni'nin 1976'da başlayan Türkiye örgütlenmesi... Ordunun darbe gerekçeleriyle tasfiye edilişi...
Terör eğitiminden geçirilen, silah-istihbarat desteği verilen, doğrudan yönetilen ekiplerin İmam'ın fetvalarına uygun suikastları, saldırıları, casusluk etkinlikleri...

"Demokrasi" ve "din özgürlüğü" maskesiyle devletlerin ele geçirilişi; liberallerin, solcuların Humeynicilerle toplantıları; Kum'da, Tahran'da temsilci bulunduran Kürt Hizbullahilerin cinayetleri, gerilla savaşı hazırlığı... Türkiye'de ve dünyada eş-zamanlı terör eylemleri, cinayetler...
"İslamcı" maskeli darbenin önünü açan aydınların bazıları, yine o darbecilerin ameliyatçılarınca öldürüldüler. Onların ölümü, aydınların, yazarların, hükümet edenlerin, gazetecilerin, akademisyenlerin ve halkın duyarsızlığının bedeliydi. Batıdan-Doğudan beslenen Hizbullahilerin, etnik milliyetçilerin saldırılarıyla yurdu kaplayan zifiri karanlıkta Türk egemenliğinin bitirilişinin dönemsel bir bunalım olmadığı, 100 yıllık siyasi ikiyüzlülüğün ve halkın vurdumduymazlığının eseri olduğu...

 *
 Sessizce değil; göstere göstere, bağıra çağıra, öldüre öldüre…
Kürt-Arap şeyhlerinin müritleri Cumhuriyet’e direndi.
Necef’ten ve Kum’dan üç örgütçü imam Türkiye’ye gönderildi.
Sonunda, Türkiye’nin aymazlığından yararlanan Cellad’ın kanlı gecesi başladı.

■ Kitabın tanıtım yazılarından.

.

Barkey'in bombası patladı

Barkey'in bombası patladı



Ali Serdar Bolat 20 Mart 2016




PKK'ya yapılan operasyonların durdurulmasını ve Açılım'a geri dönülmesin isteyen CIA şeflerinden Henri Barkey, "İstiklal Caddesi'nde bombalı saldırı"tehdidini 6 ay önce yapmıştı.
Aydınlık, bu haberi 15 Ekim 2015 günü haberleştirmişti. Bakınız:
Aydınlık, 15 Ekim 2015.

Ve bu tehditten 6 ay sonra İstiklal'de bomba patladı:

Aydınlık, 20 Mart 2016

ABD Konsolosluğu vatandaşlarını uyardı. Almanya İstanbul'daki okullarını ve temsilciliklerini patlamadan bir gün önce “Terör saldırısı olacak” diyerek kapattı. İstiklal'deki patlamanın hangi merkezden planlandığını bu uygulamalar da açıkça gösteriyordu.

Tayyip'e "Ya PKK operasyonlarını durdur, Açılım'a geri dön, ya da istifa et" demişlerdi. Türkiye'yi PKK ile barıştırıp yeniden masaya oturtma amaçlı bombalardan biri daha patlamış oldu. 
Ya Tayyip Açılım'a geri dönmeyi kabul edecek, ya da Açılım'a geri dönmeyi kabul edecek Tayyip'siz yeni bir yönetim Türkiye'nin başına oturtulacaktı. Bu planı hayata geçirene kadar da bombaları patlatmaya devam edeceklerdi
Boşuna çaba. Hiç bir bomba Türkiye'yi PKK'ya karşı başlatılan operasyonları sona erdirmeye ikna edemez. PKK'yı hendeklere gömmeye kararlı olan TSK'nın desteğinden mahrum hiç bir Açılımcı hükumet de Türkiye'nin tepesine oturtulamaz.
Amerika kesin olarak yenilecek ve PKK ile birlikte hendeklere gömülecektir. 
Aydınlık, 20 Mart 2016

arşiv:
Barkey'in bombası patladı
Obama'dan "Açılım'a geri dönün" mesajlı bomba   11 - 10 -  2015
TSK, Obama bombalarına boyun eğmedi 12 - 10 - 2015
Obama bombalarının 5 hedefi    13 - 10 - 2015

YAKIN GELECEĞIMIZ "TÜRK MİLLETİ'NİN KARANLIK ÇAĞI" MI OLACAK?? (2) - TÜRKİYE KOŞAR ADIM İÇ SAVAŞA GİDERKEN

HER GEÇEN GÜN DİŞLERİMİZ SIKILIYOR TÜRK, KÜRT, ALEVİ, SUNNİ, LAİK VE YOBAZ OLARAK SAFLAŞIYORUZ VE SÜRATLE KOŞAR ADIM İÇ SAVAŞA DOĞRU GİDİYORUZ. 

“Bu coğrafya’ya lâyık bir ulus olduğumuzu kanıtlayamazsak; kara gözümüzün hatırı için, 
bizi bu coğrafya’da yaşatmazlar.” -ATATÜRK
“3 bin yılık tarihini bilmeyen insanlar günübirlik yaşarlar.” -Goethe   
“Tarihini bilmeyen uluslar çocuk kalırlar." -Anonim


Aşağıdaki video kayıtlarını izleyiniz. Halkın bilmediği gerçekler- tarihi, siyasi, ekomomik, askeri gerçeklerle de - anlatılıyor. 



Malumdur ki, Türkiye Cumhuriyeti için,  ruhsal varlığımızın evrimi  ve ruhumuzun tekamülü eseri olan bağımsızlığımız ve laikliğimiz için, bireysel ve halkımızın şerefi için hepimiz mücadele etmek zorundayız.  Aksi halde tüm çocuklarımızın cenaze namazlarını kılmak zorunda kalacağız… Şerefimizden de olacağız. Kazanımlarımızı kaybedip, ruhsal varlık olarak da toptan gerilemiş olacağız. Uyan Türkiye, hala TRUVA SAVAŞI sürüyor! 

Ancak Türkiye Cumhuriyeti halkı, "içimizdeki Truva Atı" ndan bihaber.. Bu "Truva Atı" nın kim yada kimler olduğunu tespit etmeldir hem de hemen şimdi. 

Şu  durum idrak edilmeden yani Kale'miz içine girilmeden = Türkiye Cumhuriyeti Erki içinde bulunmadan Truva Savaşı tekrar edebilir miydi?!  


Kale'mizin  nasıl içten fethedildiğini bilip, idrak edip, bilinçlenilmezse bugünün TRUVA SAVAŞI' nı nasıl kazanabiliriz ki…!?


HMS Agamemnon

Düşünün ki, 1915'te yani tam 3000 yıl sonra Çanakkale Savaşlarında  aynı yöreye saldıran düşmanın gemilerinden birisi Akhalıların komutan Agamemnon'un adını taşıyordu [1]. 

Bu tesadüf olmayıp, Truva Savaşı'yla ilişkilendirilen bilinçli bir eylemidir, saldırgan siyasetli Avrupalının. 





Kayıtlardan da özetle:  Ne demiştiTayyip Erdoğan, "Bitaraf olan bertaraf olur!"
Malumunuzdur ki, Kendi iktidara geçtiğinden beri bertaraf etmekle meşgul. Kendinden - kendilerinden başkasına yaşam hakkı tanımıyor.  Bağımsız, Demokratik, Laik  Türkiye Cumhuriyeti ve ona bağlı halkının yaşam hakkını kaldırıyor adım adım... hatta mega adımlarla!

Gene "Truva Atı" hilesi  ile içimize, Kalemize girdi düşmanlar. 

Artık sıra bize-evimize, kızımıza geliyor !.. 
Herbirimizin Kapısına dayanacaklar.!  

554 yıl önce -yani 1462 yılında- Fatih Sultan Mehmet [2] ve;

Truva savaşından tam 3000 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk [3], "Hektor'un öcünü aldık!" demişti 1915 te. 

Yani: Tarih tekerrür ediyor ve sıra Bize geldi. Tarih bilincinizi geliştirip genişletin hemen şimdi Yurtsever halkımız, zaman yok.! 


Konuyu aydınlatan videolar için lütfen tıklayınız :


* ABD tertiplerini ve ABD işbirlikçileri açıklanıyor 
https://www.youtube.com/watch?v=8gIQI5A6HQE 
Türker Ertürk , ABD tertiplerini ve ABD işbirlikçilerini açıklıyor. 

* E.Amiral Türker ERTÜRK'ün Olay Yaratan Konuşması.!
https://youtu.be/YDQgYuXJ-sc 
Her geçen gün di̇şleri̇mi̇z sıkılıyor Türk, Kürt, Alevi̇, Sunni̇, Lai̇k ve Yobaz olarak saflaşıyoruz ve süratle koşar adim i̇ç savaşa doğru gi̇di̇yoruz.

* Eli Kanlı Tayyip Erdoğan bir faşist ve diktatördür.!
https://youtu.be/c0t2up7a6QQ 
Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla yargılanan ve 11 ay 20 gün hapis cezası alan Türker ERTÜRK Mahkeme çıkışında ''Beni susturmak istiyorlar ama Mustafa Kemal'in Askeri olarak susmayacağım,gerekirse bu Vatan için kefen de giyerim, ölüme de giderim'' dedi.

* Sonumuz Hayra Alamet değil.!

https://youtu.be/V6a4w3_D7v0 
Amerika Türkiye'yi Cumhurbaşkanlığı seçiminde seçeneksiz bırakarak ülkemiz üzerinde ki operasyonlarına devam ediyor. Birleşmezsek, uyanmazsak , oyunu fark edemezsek sonumuz hayıra alamet değil.

* AKP VE CEMAAT NİÇİN KAPIŞTI.? 

https://youtu.be/_TbeAYKEiQw 
ABD bölgemizde 2 nci bir israili, yani Kürt devleti kurmak istiyor ve AKP ile Cemaat taşeron olarak kullanılıyor. Ordumuza yapılan operasyonlar,Türk üst kimliğimizin tahrip edilmesi,Atatürk ilkelerine, Atatürk'e saldırılması, kırmızı çizgilerimizin aşındırılması bu planın parçasıdır.


* Uyan Türkiye Şimdi Ayağa Kalk.!

https://youtu.be/iDBoqUviWzo
İşgal Altındayız Bölünmeye,Parçalanmaya, İç Savaşa doğru gidiyoruz. Uyan Türkiye Şimdi Ayağa Kalk. Ya da sonsuza kadar susmak zorunda kalacaksın.


Notlar: 


[1] HMS Agamemnon, Britanyalı Kraliyet Donanması için inşa edilen iki Lord Nelson sınıfı ön dretnot zırhlıdanbiridir. 1906'da denize indirilmiş, 1908'de göreve başlamıştır. I. Dünya Savaşı'nda Akdeniz'de görev yapmış, Çanakkale Deniz Savaşı'na katılmıştır. Agamemnon, ateşkesten sonra, Kasım 1918 yılında İstanbul'a giderek İngiliz filosunun bir parçası oldu.

 [2]  Fatih'in 1462 yılında çıktığı seferi Kritovulos anlatıyor: 
"II. Mehmet Çanakkale Boğazı'nı ordusuyla birlikte geçti, Küçük Frigya'ya doğru ilerledi ve Ilion'a vardı. Harabeleri ve eski Troya kentinin kalıntılarını gezerek, büyüklüğünü, konumunu, art bölgesinin genişliğini, karayla ve denizle olan ilişkisinin yararlarını inceledi. Akhilleus ve Ajaks gibi kahramanların mezarları hakkında da bilgi aldı. Anılarını ve kahramanlıklarını saygıyla andı ve bu yüce anıyı yaşatan Homeros gibi şairleri bulunduğu için mutlu olduklarını düşündü. Başını yavaştan sallayarak 'Tanrı bunca yıl sonra da olsa bu şehrin ve sakinlerinin öcünü almayı bana bahşetti. Düşmanlarını dize getirmek, şehirlerini talan etmek ve ganimeti Mysia'lılara vermek bana nasip oldu. Geçmişte bu toprakları Grekler, Makedonyalılar, Tesalyalılar ve Peleponezliler talan etmişlerdi. Onların soyundan gelenlere hak ettikleri cezayı ben verdim, o zaman ve daha sonraki yıllarda biz Asyalılara yapılan haksızlık benim gayretlerimle telafi oldu." - Bu çeviri, Stefanos Yerasimos'un "Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri" adlı kitabından.


Görüldüğü gibi, bu alıntıda Fatih Sultan Mehmet, Troya kentinin öcünü aldığını açıkça söylüyor ve kendisinden "Biz Asyalılar" dize söz ediyor. Asyalılık hep Troyalılığın övünülen özelliklerinden birisi olagelmiş. Troya Savaşı da (tıpkı 3 bin yıl sonraki Çanakkale Savaşı gibi) başta Heredot olmak üzere tarihçiler tarafından bir Avrupa - Asya savaşı olarak değerlendirilmiş.

Fatih'in Bizans'ı mağlup ederek Troya'nın öcünü aldığı görüşüne İstanbul'un fethinden sonra Batılı kaynaklarda da rastlanıyor. Tarihçi Atabinen, Floransa şehrinde Yunan edebiyatı okutan Demetrius Chalcondylas'ın 1462 tarihinde (yani Fatih'in Troya'yı ziyaret ettiği yıl) yazdığı eserde şöyle bir söylentiyi kağıda döktüğünü belirtiyor: "Vaktiyle Troya şehri Rumlar tarafından tahrip edilmiş olup, İstanbul'un bu Troyalıların (soyundan) geldikleri söylenen yabancılar tarafından zaptı, bir çoklarının ve bilhassa Latinlerin kanaatlarına göre, tedip ve intikam eseri olarak telakki edilmiştir." Kostantinopolis'in kuşatması sırasında kentte bulunan Kardinal İsidore'nin yazdığı bir mektupta Sultan II. Mehmet'e "Troyalıların Prensi" demesi de anlamlıdır. Demek ki, kuşatma altındaki kentte de Türkleri Troyalıların devamı sayanlar varmış.

Tarihçi Reşid Saffet Atabinen, Homeros'un İlyada'yı yazdığı ya da topladığı dönemde Avrupa - Asya kavramının Ege denizinin doğu ve batı kıyılarına özgü olduğunu hatırlatıyor ve "Şu halde Troya menşei denilmekten maksat, Avrupa Helenlerine karşı Asya menşeidir" diyor "Türklerin Avrupalılarla Müşterek Troya Menşeleri Efsanesi Üzerinde Araştırma" başlıklı bir kitapçıkta. 


Yani: Bir yanda Yunanlılar, öte yanda Troyalılar. Bir yanda Avrupalılar, öte yanda Asyalılar! Avrupalı ulusların ve soyluların kökenlerini Troya'ya bağlamak istemelerinin nedeni ise, Ortaçağ'da Troya'nın, yani Asya'nın, üstün cengaverliği ve ahlakı temsil ettiğine inanılmasıdır. Avrupalı kendi soyluluğunu, kökenlerini Asya'ya bağlayarak kanıtlamaya çalışmaktadır. 



[3] Sabahattin Eyüboğlu, En büyük Troya savaşlarından biri olan Çanakkale'de yıldızı parlamış olan ve saldırganlara karşı Asyalıların onurunu savunmuş olan Mustafa Kemal'in, Atatürk'ün yanındaki bir subaya "Dumlupınar'da Troyalıların öcünü aldık," dediğini yazmıştır "Mavi ve Kara" adlı denemeler kitabında.

Düşünün ki, 1915'te, yani tam 3000 yıl sonra aynı yöreye saldıran düşmanın gemilerinden birisi Akhalıların komutan Agamemnon'un adını taşıyordu.


Kaynak ve geniş bilgi için bkz:  http://www.milliyet.com.tr/2004/05/31/guncel/agun.html


.

SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM -28-


SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM -28-

"Milli benliğini yitirmiş uluslar, başka milletlerin avıdır."
Mustafa Kemal ATATÜRK

12 ülke, Akdenizde güç gösterisi yapıyor (9.12.2015-Milliyet)


Değerli arkadaşlar,

Daha önceki SORUNLARIMIZA ULUSAL ÇÖZÜMLER ÜRETELİM başlıklı yazılarımda birçok sorunumuzu dile getirmiş ve
Şimdi bu olayları ve sorunları oluşturan etmenleri düşünelim;
·         Neden ve niçin ve de hangi amaçla bu sorunlar karşımıza çıkıyor?
·         Bu sorunlara verilen tepkiler ve üretilen çözümler uygun mu?
·         Bu ortamda, bu çözümlerin dışında daha neler yapılabilir?
·         Daha uygun ve daha akılcı çözümler için kimlerle iş birliği yapılabilir?
diye sormuştum. Ne yazık ki bırakın sorunlarımıza ulusal çözümler üretmeyi, sadece sonuçlarla ilgilenip sorunların esas nedenleri de araştırılmamaktadır. 

Değerli arkadaşlar,
Özellikle de AB-D emperyalizminin, BOP projesi adıyla anılan kirli amaçları nedeniyle, Suriye de iç savaş yaklaşık 5 yıldır devam ediyor. Bu savaş ve IŞİD belası yüzünden, hem sınırımız büyük bir tehdit altında hem de ülkemize gelen Suriyeliler yüzünden, halkımızın işsizlik sorunu arttı ve güncel yaşantısı huzursuz hale geldi. 

Bazı yöneticilerimiz ve danışmanları geçmişten ders almasını bilmediği için tüm halkımız boşu boşuna stress altında kalıyor. Kişiler gelip geçicidir, kurumlar ise kalıcıdır. O nedenle kurumlarımızı korumalıyız. Ayrıca yasama, yürütme ve yargının birbirine saygısı yıpratılmamalı, birbirinden bağımsız ve bağlantısız çalışması sağlanmalıdır. En önemlisi, bağımsız ve tarafsız yargının, herkesin güvencesi olduğu unutulmamalıdır.

Bu aşamada, dünyamız büyük bir siyasi ve ekonomik sarsıntı geçirirken, güzel ülkemizin de hem içte hem de dışta birçok önemli sorunu var ve halkımız ulusal çıkarlarımıza uygun çözümler bekliyor. Örneğin;
  • ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI ÇIKABİLİR. “Kriz kahini” olarak tanınan dünyaca ünlü iktisatçı Roubini’den korkutan uyarı geldi (6.12.2015-SÖZCÜ)
  • ÜÇÜNÜ DÜNYA SAVAŞI BAŞLAMIŞTIR. YENİ SYKES-PİCOT ANLAŞMASI UFUKTA. Emekli Büyükelçi Uluç ÖZÜLKER: “Esad bölgesi Rusya’nın mandası oldu. Cenevre’ye buradan bakın” dedi (1.2.2016-Cumhuriyet)
  • 12 ÜLKE AKDENİZDE GÜÇ GÖSTERİSİ YAPIYOR. Doğu Akdeniz, Rusya’nın da Suriye’deki savaşa dahil olmasıyla 12 ülkenin güçlü savaş gemileriyle boy gösterdiği sıcak bölge haline geldi. Türk donanması da 14 muharip, 14 lojistik destek gemisiyle tedbirlerini artırdı (9.12.2015-Milliyet)
  • KATARDAKİ TÜRK ÜSSÜNDE 3 BİN ASKER GÖREV YAPACAK. Katarla 2014 de imzalanan anlaşma ile üssün kurulması kararı alınmıştı. Türkiye’nin Ortadoğu’daki ilk üssünde, hava ve deniz birlikleri ile birlikte eğitmen ve özel operasyon kuvvetlerini de içeren 3 bin askerin hazır bulunacağı açıklandı. (17.12.2015-Milliyet). 
  • TÜRKİYENİN EN BÜYÜK SORUNU TERÖR VE İŞSİZLİK. Ekonominin gidişatını iyi görmeyen vatandaşın en büyük sorunu “terör” olurken ardından “işsizlik ve yolsuzluk” geliyor (13.1.2016-SÖZCÜ).
  • YASAK YARIN BAŞLIYOR. Rusya, 1 Ocaktan itibaren Türk şirketlerinin devlet ve belediyelerin ihtiyaçlarına yönelik inşaat, otel işletmeciliği ve hizmetleri alanında çalışmasını yasakladı. (3.12.2015-Cumhuriyet). 
  • RUSYA KRİZİNİN FATURASI YILLIK 11 MİLYAR DOLARI AŞACAK. Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’na göre, Rusya ile yaşanan uçak krizi; Türkiye’de en çok gıda, turizm, inşaat, konut ve perakende sektörünü vuracak (26.1.2015-Cumhuriyet).
  • İHRACAATÇI 6 YILIN EN BÜYÜK FİRESİNİ VERDİ. Bir yıldır kan kaybeden ihracat yılın ilk ayında %14,4 düşerek 9,2 milyar $’la son 6 yılın en düşük seviyesine indi. Kur baskısı altındaki ihracatçının parite kaybı 317 milyon $ oldu (2.2.2016-SÖZCÜ).
  • SURİYELİ İŞE GİRDİ, İŞSİZLİK6 AYIN ZİRVESİNE ÇIKTI. İşsizlik oranı kayıt dışı Suriyeli göçmenlerin istihdam edilmesiyle Eylül 2015 döneminde %10,3 ile 6 ayın zirvesine çıktı. İşsiz sayısı 3,1 milyonu aştı (16.12.2015-Cumhuriyet)
  • İŞSİZLİK 77 AYLIK DÖNEMİN EN YÜKSEK SEVİYESİNDE. İşsizlik 10,5’e çıktı. Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki işsiz sayısı, geçen yılın Ekim’inde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 104 bin kişi artarak 3 milyon 147 bin oldu (16.1.2016-Cumhuriyet).
  • TERÖR GÖLGESİNDE BİR YIL GEÇİRDİK. Savcı Kiraz öldürüldü, ardından Suruç ve Ankara patlamaları yaşandı. PKK terörü onlarca can aldı. Son olarak Tahir Elçi öldürüldü. Özgecan Aslanın öldürülmesi, Sancarın Nobel ödülü de çok konuşuldu (31.12.2015-Milliyet). Giderek artan terör sonucu yine evlatlarımızı yitiriyoruz. Birileri de bize silah satmak için dört gözle bekliyor.
  • HENDEK VE BARİKATLARIN TEMİZLİĞİ AYLAR ALABİLİR. Bir barikatın tamamen devre dışı bırakılmasının en az 2 gün sürdüğünü belirten Mete YARAR, “Barikatlar 1-2 saatte yıkılmıyor. Hem militanları etkisiz hale getireceksin, hem de barikatı yıkacaksın… Zaman alan iş. Cizre’de henüz müdahale edilmeyen 300 barikat var. Nusaybin’de daha işin başındalar “ dedi (24.12.2015-SÖZCÜ).
  • TÜRKİYEYE 2,5 MİLYON SURİYELİ GELDİ, 8 MİLYON DAHA GELEBİLİR. Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Fuat Oktay, Suriye’deki karışıklıktan dolayı 8 milyon kişinin daha ”potansiyel olarak” Türkiye’ye gelme ihtimali olduğunu açıkladı (23.1.2016-SÖZCÜ). 
  • ABD DIŞİŞLERİ BAKANINDAN TARTIŞMA YARATAN AÇIKLAMA: Suriye sınırını kapatmak için Türkiye ile ortak operasyon yapacağız. Suriye’nin kuzey sınırının %75inin güvenceye alındığını söyleyen John Kerry “Geri kalan 98 km’lik kısmı, Türklerle operasyona girerek kapatacağız“ dedi (18.11.2015-SÖZCÜ)

Değerli arkadaşlar,
Birleşmiş milletler güvenlik konseyi de almış olduğu kararla, sınırlarımızı Suriyeli göçmenlere açmamızı istedi. Ayrıca Almanya ve Yunanistan’ın önerisi ile Nato Daimi Deniz Kuvvetleri de Ege Denizinde nöbet tutarak, Yunanistan’a geçmeye çalışan göçmenleri engelleyip, Türkiye’ye iade edecekmiş. Sonuç olarak, güzel ülkemiz Suriye de diğer ülkelerde yaşanan kaos nedeniyle göç eden milyonlarca Arap için bir sığınma ülkesi olacak. 

Umarım sizlerde, yukarıdaki kaygı ve uyarılarıma ekleyecek, geliştirecek ve de ulusal çıkarlarımız doğrultusunda çözecek, yeni öneriler üretebilirsiniz. Emeklerinizin boşa gitmeyeceğine eminim. Çünkü kazanan güzel ülkemiz, ulusal birlikteliğimiz ve saygıdeğer halkımız olacaktır.

Değerli arkadaşlar,
Demokratik ve çağdaş yaşama kavuşmak kolay değildir. Hele de laik bir demokraside barış içinde yaşamak herkese nasip olmuyor. 53 tane İslam ülkesi içinde tek Laik ve demokratik ülke olarak, tüm dünyaya örnek olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Yüce önderimiz ve kurucu liderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüze ne kadar şükran borçluyuz.

Sevgi ve saygılarımla (11.2.2016).
Prof.Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...