CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

19 MAYIS 1934: BULGARİSTAN’DA YAPILMASI PLANLANAN TÜRK KATLİAMINI ATATÜRK ÖNLEDİ !


19 Mayıs 1934 yılında bir darbe yapan Bulgar Ordusu, kurdurduğu geçici hükümet sayesinde Hitler Almanya’sının safında yerini almış, Bulgaristan Türkleri arasında yaygınlaşan “Turan Gençlik ve Spor Cemiyetleri Birliği’ne karşı polis takibatına geçip işkence ile öldürmeler çoğalmıştı. Ayrıca Bulgar köylerinden teşkil ettikleri çetelerle toplu katliama başlamak üzereyken, Türk istihbaratı bu haberi Atatürk’e iletir.    


Atatürk de, o sıralarda Trakya’da askerî tatbikat yapmakta olan 3. Ordu Komutanı Salih Omurtak Paşa’ya, biraz Bulgar sınırını ihlâl ederek Bulgarlar’a gözdağı vermesi konusunda talimat verir.



Yağmurlu bir gecede akşamdan Bulgar sınırını sapa bir yerden geçen askerimizin öncü birlikleri, sabah ortalık aydınlandığında Filibe yakınındaki Hacıilyas (Pırvomay) kasabasına varmışlardır. Önce kendi askerleri sanan Bulgarlar, hava iyice aydınlanınca, Filibe’ye doğru ilerleyen birliklerin Türk askeri olduğunu fark etmişler ve olay Bulgar kralına iletilmiş.

Telefona sarılan Kral III. Boris, Atatürk’le yaptığı görüşmede, “Ekselansları acaba Bulgaristan’a harp mi ilân ettiniz?” diye sorar telâşla.

Atatürk, “Neden böyle bir şey yapalım ki!” deyince, Kral Boris:’Askerleriniz Filibe önlerinde ve Sofya yönünde ilerliyorlar!” diye cevap vermiş. Atatürk “Yolu şaşırmışlardır, Kral Hazretleri, şimdi olayı tetkik eder, Haşmetmeaplarına malûmat arz ederim” diyerek teselli etmiş ve Salih Omurtak Paşa’ya: “Maksat hâsıl olmuştur, geri dönün”, talimatı gönderilmiştir. 

Bu gözdağı üzerine, Kral hemen duruma el koymuş ve kitle halinde yapılması plânlanan Türk katliamı da durdurulmuştur.

BULGARİSTAN’DAKİ TÜRKLER (1879-1989)
Ahmet Şerif Şerefli
T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINI





İslam etkilenmesin diye gizlenen 70 yıl süren Türk - Arap savaşı | Arap vahşeti

İslam etkilenirmiş... (*)

Şu gerçek unutulmamalıdır:

DİN, İNSAN İÇİNDİR; İNSAN, DİN İÇİN DEĞİLDİR!



















































Türklere yapılan Talkan ve Curcan Katliamı! Tarih-i Taberi / Cilt 3/
70 sene süren Türk-arap savaşlarının en ehemmiyetli noktaları ve sonuçları:

1- 100.000’in üstünde Türk katledilmiştir.
2- 50.000’in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- Tüm zenginlikler , tarihi yapıtlar yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan “Talkan Katliamında” 40.000 Türkün kesilerek 24 kilometre yol süresince ağaçlarda sallandırılmıştır.( Tarihte örneği çok azdır.)
6- Aynı şekilde “Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk’ün nehir kenarında kafaları kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- “Teslim olursanız canınız bağışlanacak” sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş , “Şeriat söz tanımaz” denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
8- Araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet ele geçirmişlerdir.
9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden bile görmemişlerdir.
10- Türk’ler bu katliamların ardından Arap dinine zorla geçirilir ve asimile edilir. Bu tarihi gerçekler “islam etkilenmesin” düşüncesiyle gizlenmekte, söz edilmemektedir.
(Syf-349-350)

Ayrıca bakınız: https://bit.ly/2Fm6Ufp




(*) Not:
Kuran’da a’rab kelimesi, geçtiği 10 yerin biri hariç, daima olumsuzluğun, kötülüğün, iki yüzlüğün, cimriliğin, kaypaklığın taşıyıcısı olarak kullanılmaktadır: Tevbe 90; Tevbe 97; Tevbe 98; Tevbe 101; Tevbe 120; Fetih 11-12; Fetih 16; Hucurât 14
.
.

ALLI ER nasıl ALLIER oldu...

ALLI ER nasıl ALLIER oldu...


Al kelimesi,Türklerin başına AKIL düşenden bu yana var. Türklerin kök kelimelerinden birisi. Cümlenin içinde, yüklemin veya öznenin yüklediği göreve göre ya renk ya da almak fiili görevini alır.
Çin kaynaklarında Türkleri söyle tarif ederler:

1- Türkler çok oynak,neşeli bir halk. Hayvan kemiklerinden üflemeli çalgılarıyla hep oynarlar.

2- Türkler Al renk bağımlıları.Giysilerinde çoğunlukla Al renk ve tonları vardır.

Evrende Al renk iki varlığa atfediliyor;
Çinliler Türklere atfediyor Al rengi.
Vatikan Al rengi Tanrıya atfediyor.

Tür Ük = Türk yaradan soylu, Tanrı soylu demektir. Sanırım her şeyi açıklıyor.
Türk boylarından Al Evliler var. Allı Er ırmağı, Evin Al ili var... Dahası Kızıl Irmak var, Kızıl Deniz var, Kızıl Dağ var. Kızıl Boyu var.....

Muhteşem bir kültürel devamlılık. Tengri'ye inanan Türklerden Hristiyan,Yahudi , Müslüman Türklere kadar.Yani Sarı denizden Atlantik Okyanusu'na kadar kültürel devamlılık...

Buyurun Türklerinin yerleşkesi... Allı Er yerleşim yeri 420 km uzunluğunda Allı Er Irmağı, Allı Er bölge adı, Allı Er aile adı.

Allı Er ismi Roma döneminde Fransa'ya yerleştirilen Alan, İskit lejyon birliklerinden geliyor olabilir. Roma İmparatorluğu'nun atlı süvarilerinin çoğunluğu İskit, Avar, Alan gibi Türk soylu askerlerden oluşuyordu.

Avrupa'da bir çok yer (Fransa,Belçika, İngiltere, Hollanda ve diğer Avrupa bölgelerinde) Türk beylerinin kontrolüne verilerek Türk lejyonları buraya yerleştirildi. Beyler bölgenin valisi olarak görev yaptılar. Ör. Gaziantep'teki İskit Lejyonu (Legio IV Scythica) en ünlülerinden biridir. Kahramanlıkları ile bilinir ve Avrupa'daki savaşlara dahi gitmişlerdir. Romalı askerlerin Mars kültü de bu lejyondan gelir.







Alıntı: Oktay Polat, Uygun Süleyman

Türkçülüğe dair bütün hareketler ve Türkçülüğün en büyük adamı

Türkçülüğe dair bütün hareketler sonuçsuz kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefküresi etrafında birleştiren ve büyük çöküş tehlikesinden kurtarmayı başaran büyük dâhi ortaya çıkmasaydı! 

Bu büyük dâhinin isimini söylemeğe hacet yok, bütün dünya bugün "Gazi Mustafa Kemal Paşa" ismini mukaddes bir kelime sayarak her an hürmetle anmaktadır. (*)


Evvelce Türkiye'de, Türk milletinin hiç bir mevkii yoktu. Bugün, her hak Türk’ündür.
Bu topraktaki hakimiyet Türk hakimiyetidir, siyasette, harsta, iktisatta hep Türk halkı hakimdir. Bu kesin ve büyük inkılabı yapan zat Türkçülüğün en büyük adamıdır.
Çünkü düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat yapmak ve bilhassa başarıyla sonuçlandırmak çok güçtür.


Ziya GÖKALP, ''Türkçülüğün Esasları''


--


(*) - Bu büyük dâhinin isimini söylemeğe hacet yok, bütün dünya bugün "Gazi Mustafa Kemal Paşa" ismini mukaddes bir kelime sayarak her an hürmetle anmaktadır." İşte bu ifadenin örneklerinden sadece birinin resmidir  :


Asalet ve zeka böyle bir şey.. Japon Prenses Akiko Mikasa Atatürk'ün önünde saygı ile eğiliyor.


.



Atatürk'ü duygulandıran katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Mehmet

Başbuğ Atatürk, yurtiçi gezilerinin birinde Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:

-Sen güreş bilir misin?
Mehmetçiğin “bilirim Paşa’m” cevabı üzerine, yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker, her güreşte üstün geliyordu. Atatürk çok neşelendi, ayağa fırladı. Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:

-Haydi, bir de benimle güreş. Beni de yenebilir misin..
Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu, Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:

-Ata’m, senin sırtını yedi düvel yere getiremedi, bir Mehmet mi bu işi başarır.. dedi.
Ata’nın gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı, Mehmetçiği alnından öptü.

Tahsin UZER
(Kaynak: Millet Dergisi, 1946)


MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...