E.N (*)
BİLGE KAĞAN YAZITI: (yazıtların tümü 6 adettir. Burada en önemlisi bilge han yazıtı incelenecektir.)
1. Tengri (yaratan-Tanrı) tektir.
2. Her kim ki Tengri'den kut almak dilerse, başkasına yakarmasın.
3. Bir İl, bir Kağan, bir Tengri.
4. Bir kına iki kılıç girmez. Bir hatun iki er alamaz ve bir budunda iki töre olmaz. Töre tektir. Töre kesin ve keskindir. Kim ki töreye uya kutlanır. Kim ki töreye kıya katlanır.
5. Kimse töreden üstün değildir. Dirlik ve birlik için töre budur.
6. Bir çoban sürüsünden, bir er ailesinden, bir Kağan budunundan sorulur.
7. Her er eşine, atına, pusatına sahip çıkacak.
8. Ana babaya ve ataya tazim durulacak.
9. Hısımına sarılacak, komşusunu gözetecek.
10. Er kişi yalan söylemeyecek.
11. Mal çalan, mülk çalan misliyle ödeyecek. Hesabı ya malıyla ya canıyla sorulacak.
12. Kim ki bir ırza musallat olursa, canından olacak.
13. Her kim olursa olsun haksız, aldatıcı iş tutarsa hesabı hemen sorulacak.
14. Cenkten beri duran ya da kaçan tamuya (cehennem) uçacak.
15. Aman dileyene kılıç üşürülmeyecek, sığınana arka dönülmeyecek.
16. Başkaldıranın başı alınacak, hak isteyenin hakkı verilecek.
17. Kimse kimseye üstünlük taslamayacak. Ne ak etin karadan, ne karanın kızıldan, ne kızılın sarıdan farkı olmayacak.
18. Kin ve gururdan uzak olunacak.
19. Mazluma merhamet, zalime azap duyulacak.
20. Zayıfa, yaralıya, çocuğa ve kadına el kaldırılmayacak.
21. Kızı isteyen kağan da olsa, bey de olsa kız istediğine verilecek.
22. Gereksiz yere ağaç kesmeyeceksin, suyu kirletmeyeceksin.
23. Bilmeyip de bildim demeyeceksin, bilene danışacaksın.
24. Bugünün işini yarına bırakmayacaksın.
25. Kusur görmeyecek, kusur aramayacaksın.
26. Güçlüyken affet, zayıfken sabret.
27. Yazgına asi olma.
28. Yaptığın iyiliği unut, yapılan iyiliği unutma.
29. Herkes adaletle iş görecek.
30. Her ne edersen et, yargılanacağını her daim akılda tut.
31. Milletine yaban kalma. İpeğin iyisine, sözün güzeline kanma, onlara boyanma.
32. Kağan odur ki adaleti üstün tutsun, töreyi yaşatsın. Töre yok olursa İl yok olur. İl olmazsa budun kul olur.
33. Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin. "Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir."
Bilge Kağan Yazıtı Orhun Irmağı, Moğolistan
Yasin Damla Tunay
--
(*) Editörün notu:
Dünyamız ile birlikte ülkemiz Türkiyede de üzerindeki beşeriyetin kendi elleriyle yaptıkları işlerin (açgözlülüğün, bencilliğin, kısaca maddeciliğin) kötü meyvelerini toplamaktadır. Dünyamızın hemen hemen tamamı maddeciliğin içine gömülmüş haldedir.
"bir gelişme"den söz edilmektedir… kuşkusuz, maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı ‘inici bir gelişme’dir bu. Çünkü nitelik değil, nicelik; yâni miktarlar, sayılar, çokluklar yönünde gelişme içindeyiz. İlkelerden olabildiğince hızlı bir şekilde uzaklaşmak biçiminde oluşan bir düşüşün ilerleyen bir maddeleşmesini yaşıyoruz.
Daha açık bir ifadeyle ve zamanın tanıkları olarak söylersek, görülmektedir ki:
Sahtekarlık evrensel bir geçim kapısı oldu. Güçsüzlük, bağımlılığın sebebi oldu... tehdit ve küstahlık öğrenimin yerini aldı. Gevezelik bilginin yerine geçti. Sadece başkalarının servetini soyanlar zeki insanlar kabul edilir oldu.
Cömertlik düşkünlük, basit temizlenme manevi arınma, karşılıklı rıza evliliğin; iyi elbiseler asillik, davalarda başarının tek yolu yalan, bencillik, açgözlülük ve cinsellik evlilik hayatının temeli, ıssızlıklardaki sular kutsal pınar oldu.
Ruhban olarak tanınan kişiler dinen kirli şeyleri satar ve diğerlerinin mallarına karşı haris oldu..
Dine ilgilerinin sebebi iyi insanları aldatmak için olan dinci sahtekarlar, kendi akıllarının ürünü çok sayıda itikat ortaya atar oldu.
Dünya kuraklaşmakta, bulutlar düzensiz yağmur getirmekte, nehirler kıyıları dövmekte, toprak kısırlaşmakta..
Yöneticileri halklarını öldürmekte; insanlar vergilere boğulmakta..
Nefse hakimiyet, hayırseverlik, merhamet ve hikmet yok olurken ahmaklık ve hilekârlık haddinden fazla yayılmakta;
Kanaat, basiret, kendine hakimiyet yerle yeksan olmakta.
(Evrim çıtasını yükselten Mustafa Kemal Atatürk'ün"Hakimiyet millettindir" ilkesi, kendine hakim olamayan insan yığınlarının olduğu ülkede ne derece uygulanabilir olduğu görülebilmektedir)
Sözün kısacası: İlkelerden, erdemden uzaklaşma yani 'düşüş' listesi uzayıp gitmektedir.