CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

Pozitif Yaşam | Ülkemizin İçersinde Bulunduğu Zorlukların Asıl Nedeni

Dünyamızda birtakım tatsızlıklar, manevi ve maddi sıkıntılar meydana geliyorsa, insanlar birbirlerine karşı gayet gaddarca, haince, insani olmayan davranışlar içerisinde bulunuyorlarsa, bunların sebepleri sadece o insanlar değildir; hepimiziz. Çünkü hepimizin yüreğinden, dimağından yayılan negatif enerjiler; astral planda çeşitli seviyelerde tezahür etmekteler. Adeta bir tabaka halinde cisimleşmişlerdir ve onların baskısı, bizim üzerimizde pozitif değil, negatif şekilde tezahür etmektedir.


Kısacası, bütün sıkıntılarımızın büyük bir kısmının sebebi yine bizleriz. İşte bu nedenle, insanlar muhakkak birbirlerini sevmeli yani pozitif enerji dolaşımını artırmalıdırlar. Birbirlerimize karşı olan düşüncelerimizde pozitif enerjinin dolaşımını artırdığımızda, negatife karşı büyük bir kalkan meydana getiririz; işte bu yüzden, insanların birbirini sevmesi, sayması, hoş görmesi lazımdır.

Bu sözlerin sürekli tekrar edilmiş olmasının nedeni budur çünkü bu durum fiziğe etki etmektedir. Bu fiziğe göre, pozitif ve negatif enerjetik dolaşımlar birbirini dengelerler.

Asırlar boyunca pozitif değerleri dengelemede zayıf kalınmıştır; özellikle bizim ülkemiz bu konuda çok zayıf kalmış bir durumdadır. Negatif enerjiler fevkalade yükselmiş haldedir ve her şeyi kendisine benzeterek tekrar iade etmektedir. Bu halden kurtulmak için ülke olarak çok mücadele etmemiz lazımdır.

İnsan, insanın kardeşidir. Kuran, müslümanı müslümana kardeş ilan etmiştir. Hristiyanlık bütün insanları kardeş ilan etmiştir. Vedalar'da aynı şey geçerlidir. Tevrat'ta sadece yahudiler kendi aralarında kardeştir. Bu sözlerin altında yatan ilke, pozitif enerjinin çoğaltılması ve sirküle edilmesidir. Pozitif enerji bulunabilir ama bu bir yerlerde dolanmıyorsa hiçbir işe yaramaz. Tıpkı, borularında soğutucu gazın dolanmadığı bir buzdolabının içindekileri soğutmaması gibi; gaz vardır ama dolanmıyordur çünkü tıkanıklık vardır.

İşte bizim ülkemizde de aynı şey var. Sevgi enerjisi bizde de mevcut ama sirkülasyon yok, bir türlü bir dolanım meydana gelmemektedir. İşte bu yüzden büyük zorluklar içerisinde kalıyoruz.

Demek ki, önce kendimizdeki somada etrafımızdaki pozitif düşüncenin ve enerjinin artması için örneklerle, söz söyleyerek, anlatarak, hareketle, yazıyla vs., artık her neyle olursa, insanlara sevgiyi öğretmeyi bir vazife edinmek gerekiyor. Dengeyi düzeltmenin en kolay, en iyi ve en verimli yolu budur çünkü herkes her an bunu yapabilir.


"İyiliğe teşvik et, kötülükten men et."

Bu, pozitif çalışmanın halk için söylenmiş ifadesidir. Olaylarla karşılaştığımızda her an hatırımıza gelebilir. Kötülükten men ettiğinizde, bunu sadece karşınızdaki varlıklar için değil, kendiniz için de men edin; öfkelenmeyin, sinirlenmeyin, elinizden geldiğince kötü düşünmeyin, kırıp dökmeye kalkmayın, kurulmuş olanı bozmayın. İnşa edilmiş şeyi yıkmak çok kolaydır ama inşa etmek çok zordur. Her şeyi, pozitif değerlerle kurtarmanın yoluna bakmak lazım. Yaşamın en güzel vazifelerinden biri de budur. Bu size ait bir şeydir, bunu bir yerlerden almanız gerekmez. Kendi özünüzden size gelir, kendi vicdanınız bunu size zaten söylemektedir. Vicdana uygun davranmanın tadını bir kez aldınız mı, her vicdani hareketinizde biraz daha mesut olursunuz. Mutluluğu illa ki şekilden semaiden, üstten baştan, etten tenden almanın bir manası yoktur; öylesi zaten geçicidir.

Kalıcı bir mutluluk, bir sevinç aranıyorsa, en güzel şey; pozitif bir işlemi sürdürmeye çalışmayı kendimize vazife edinmektir.

Ergün Arıkdal'ın "Pozitif Yaşam" adlı eserinden alıntıdır. 

.

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun!




Yörük Kadını / MOR CEPKEN


Yörük Kadını / MOR CEPKEN..

Yörük kadını yaşlanıp iyice deneyim kazanınca KEZBENCE olur adı.

O, oymağın bilge kişisi, akıl danışılanıdır artık.

Göçebe yörüklüğünün kadınlarına tanıdığı yüce bir haktır MOR CEPKEN.
Erkeklerin ise korkulu rüyasıdır.

"Mor Cepken", Karacaoğlan türkülerinde geçer. Günümüzde Ege, Muğla, Antalya ve Toros yörüklüğünde yaşlı kadınlar tarafından hâlâ bilinir.

Yörük kızlarının çeyiz bohçasına önce MOR CEPKEN" konur.

Kenarları sarı simgelerle işlenmiş, yelek biçiminde, mor renkli bir giysidir.

Yörük kızları sevdikleriyle evlenirlerdi.

Başlık parası gibi alışkanlıkları yoktu.

"Mor Cepkenin" evlilikteki yeri ise, zamanı geldiğinde, darda kalan yörük kadınının erkeğine karşı kullandığı bir boşanma özgürlüğünün simgesidir.

MOR renk ihanete uğramış, aldatılmış, aşkın rengidir. “MOR ÇATI ” adı oradan gelir.
Bizler dünyaya MOR CEPKEN ’i yeterince tanıtabilseydik 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü “MOR CEPKEN Günü” olarak kutlardık.

Evli yörük kadını, ihanete uğrayınca ya da kocası tarafından aşağılanıp dövülünce, bir şekilde MOR CEPKEN’i giyip herkesin görebileceği bir yere otururdu. Bu “Ben bu herifi boşadım” demekti.
O zaman akan sular durur, herkes işini gücünü bırakır. Masal anaları ile doğum ebeleri " MOR CEPKEN" giyen kadının çevresini alırlar. Boşadığı kocası ise evinden dışarı çıkamaz, kahveye gidemez, kimse yüzüne bakmaz. Büyük ödün verip de karısına MOR CEPKEN ’i çıkarttıramazsa ömür ömüre dul kalacaktır.

Kimse ona dul-şaşı kızını bile vermez.

GÖÇEBE YÖRÜKLÜĞÜNÜN kadınına tanıdığı hakka, özgürlüğe bakın siz!

1800 yılların sonlarında NAZİLLİ KASABASININ AYDIN dağlarında, dağa çıkarak kadın hakları için savaşan “GİZEMLİ KADIN EFE ” de bunlardan biridir.

Ege yöresinin unutulmaz bir eridir.

MOR CEPKEN Ege efelerinin giydiği bir giysidir. Buralarda efelik kadın erkek işi değil yürek işidir. Kybele, Artemis, Tahtacı yörüklerinden bu yana kadın baştacıdır bu topraklarda.

- Osman ŞAHİN; "Mor Cepken" Kitabı; Can Yayınları

DİKKAT! TDK ŞU SÖZCÜKLERİ KULLANIMA AÇMIŞTIR

Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek, geniş bir dildir. Her kavramı ifade yeteneği vardır, yeter ki bilinçle işlensin. Türk dili Türk milletinin kalbidir, zihnidir. Kutsal bir hazinedir Türk milleti için. Çünkü Türk milletinin geçirdiği sonu gelmez tehlikeler içinde ahlakı, gelenekleri, hatıraları, çıkarları, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şey dili sayesinde korunmuştur. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için çalışır. “Türk Milleti’ndenim” diyen kişi, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Kim ki Türkçe konuşmaz, buna rağmen Türk kültürüne, Türk topluluğuna mensup olduğunu iddia eder, buna inanmak doğru değildir. -Mustafa Kemal Atatürk

Dilimizi yükseltelim.

İşte kullanıma girecek yeni sözcükler:

amblem > belirtke 
anchorman > ana haber sun. 
aspiratör > emmeç
banliyö > yörekent
bypass > köprüleme
billboard > duyurumluk
çip > yonga
dart > oklama
duayen > aksakal /aksaçlı
ekspres > özel ulak
eküri > ahırdaş
gurme > tatbilir
happy hour > indirim saatleri
kapora > güvenmelik / önakça
klip > görümsetme
light > yeğni
lot > tutam
metroseksüel > bakımlı erkek
migren > yarım baş ağrısı
navigasyon > yolbul
ordövr > yemekaltı
panik > ürkü
prime time > altın saatler
raket > vuraç
reenkarnasyon > ruh göçü
self-servis > seçal
sürpriz > şaşırtı
terör > yıldırı
tirbuşon > burgu
tribün > sekilik
türbülans > burgaç
ultrason > yansılanım
voleybol > uçan top 
zapping > geçgeç
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...