CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

Büyük bir insana gösterilen haklı saygının resmidir. Saygısızlar utansın!






TORBA KANUN ÇUVAL DAVA

Torbanın içine ne konur.

Markete veya pazara gittiniz. Elma, armut, pırasa aldınız.

Kasada parasını ödedikten sonra, torbanın içine koyar alır götürürsünüz.

Siz hiç, torbanın içine “kanun” konulduğunu, birbiri ile ilgisiz “davaların, kişilerin” doldurulduğunu gördünüz mü ?

Biz gördük.

Son senelerde bir “kanun hükmünde kararname” modasıdır çıktı.

Yani “kanun” desen değil, “kararname” desen değil.

Hani, kırk kere elden geçen ve satışa çıkarılan arabaları övmek için söylenir ya..

“Önden 2011 Ford, arkadan 2001 Şahin görünümünde” diye,

İşte bu da “önden kanun görünümünde kararname”.

İş bu kadarla bitse iyi...

Bir kararnamenin içine, birbiri ile ilgisiz kırk tane kanunun 140 tane maddesini değiştiren maddeleri ekliyorsun, adı oluyor ;

“Torba kanun”.

Örneğin “Tarım Mahsulünü ve Buğdayları Süne Gibi Zararlılardan Koruma Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnamenin” içine bir bakıyorsun;

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunun, Basın Kanunun maddelerini değiştiren maddeler var.

Meclis’de kanunun görüşülmesi sırasında, geceyarısı verilecek bir önerge ile, işine gelen gelmeyen maddeleri de atarsın torbanın içine...

Adı “Torba” ya, içine ne koyarsan koy...

Hatta bazı “torbalarda” kanun adı yok, yalnızca numarası var :

3515 sayılı kanunun 15. maddesinin değiştirilmesi hakkında kanun veya 6363 sayılı kanunun 21.maddesindeki “ve” sözcüğünün kaldırılarak yerine “veya” sözcüğünün eklenmesine dair kanun gibi...

3515 sayılı kanun nedir, 6363 sayılı kanunun 15.maddesinde geçen “ve” sözcüğünün kaldırılarak yerine “veya” sözcüğü eklenmesinin sonucu nedir, bilen yok.

Hatta o kadar ki;

Bu maddeler bilinmediği gibi, yerine işlenmiyor bile.

Adalet Bakanlığı’nın yani Devletin resmi sitesi olan adalet.gov.tr’ ye bakıyorum, bir çok kanun halen eski ve değiştirilmiş şekilleri ile yer alıyor.

Veee, belki de o şekilde uygulanıyor.

“Torba Kanun’un” bir diğer uygulaması da “Torba Dava”.

Aç bir dava, eline ne geçerse at bu davanın içine,

Hep içine, tep içine,

Oldu mu sana, “çorba-torba dava”

Birbiri ile ilgisiz; onlarca dava, birbirini bile tanımayan yüzlerce sanık, sayısız tanık, adı sanı bilinmeyen gizli tanık, telefon dökümleri, CD’ler, klasörler, binlerce sayfa iddialar, iddianameler, sıra sıra duruşmalar...

Çık işin içinden, çıkabilirsen eğer...

Bunun adı “Torba Dava”.

Eh, bu kadar olur...

“Torba Kanun’un, torba davası olur”.





Av.A.Erdem Akyüz

Hukukun Egemenliği Derneği

Genel Başkanı

erdemak@gmail.com

Gençliğe Hitabe

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur.

Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!

Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...