Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
Neden 301 inci madde ile uğraşıyorlar ?!
DTP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, ''(TCK'nın) 301'inci maddedeki 'Türklük' ibaresi, ırka yönelik referans vermektedir. Bu uluslararası sözleşmelere aykırıdır'' demişti hatırlayalım. -Bu gün de (7 Ocak 2008) Bakan, 301 inci madde de öngördükleri değişikliğin TBMM 'ne verilebileceğini söyledi. (*) - 301 inci maddenin biz ulusalcılar için önemi biliniyor ve zihinlerimize ruhlarımıza işkence ede ede Ülkemizin üzerinde oynan büyük kötülük oyununun bir paragrafı daha serigilenmeye devam ediyor; kendi devletimizin kurum ve kuruluşları vasıtasıyla da bizlerle yapılan psikolojik savaştır bu.
Hakikat şudur ki, Irkımıza yönelik referans vermemiz en doğal hakkımızdır. Çünkü aslını inkar edene soysuz denir. Türkiye, Türklere ait vatan demektir zaten. Kısaca, Türkiye Türklerin demektir. Tıpkı Almanya almanların; fransa fransızların, ingiltere ingilizlerin vd demek olduğu gibi... Türklük ibaresinden rahatsız olanlar hala anlamazlıktan geliyorsanız söyleyelim: öyle demek olmasaydı göçmen yasaları ; yabancı düşmanlığı diye bir şey olur muydu bu ülkelerde ve meclislerinde ,milletvekillerinde ?! Hatta utanmazlık ötesi hallerini devam ettirebilmek için de partileri var ırkçılıklarını referans veren. Biz ırkçı olmadığımız halde, IRKIMIZA yani VAR OLUŞ UMUZA NEDEN OLANA TAHAMMÜLLERİ YOK bunların, sebebi çok açık bizce: İki kutuplu dünyayı kendi lehlerine kullanmak.. tek kutuplu olmak. Çok komik ve cahil bir ifade olmaktan da öte, büyük kötülük işlemek için kasıtlı yaratılmış bir ifade bu. Şöyle ki: Tek kutup- tek kutupluluk olamaz. Bu, eşyanın doğasına aykırıdır. Kutup kelimesi zaten karşıtlık - karşı tarafı olan'ı anlatan bir ifade. (eşya derken, şimdiki dünya eşyasından bahsediyoruz elbette.) Kısacası, eşyanın doğasını değiştirmeden tek kutupluluk ( kutupsuzluk demektir) olamaz. Tek kutupluluk ifadesi, görüşleri saptırmak ; karşıtını kasten bozguna uğratmak için kullanılan, kullandırılan bir ifade.
Eşyanın doğası değişmediğine yani Kutup adı, kelimesi ortalıkta olduğuna göre hakiki durum şu:
Doğa yasaları gereği İki kutuplu bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz. Kutbun biri emperyalizm diğeri ise emperyalizmi yeryuzünden kaldırmaya çalışanlar. Bu konuda biliyoruz ki Türkiye görevli ülke. Bu konuda görevli olması hasebiyle de üzerinde çok oyunlar oynanmaktadır. En az herkes kadar Irkımıza Türklüğümüze yönelik referans vermemiz en doğal hakkımızdır. Çünkü aslını inkar edene soysuz denir. Bir türlü tarih boyunca kendilerine ( birey ve toplum ) larına hakim olamadıkları için, hayatlarını her daim mideleri, cepleri nefsaniyetleri yönettiği için yani her zaman satın alınabilecekleri için, "... iye" (yada "… istan") leri olmamıştır, olmayacaktır da. Yani boşuna ellerini ovuşturmasınlar. Bakınız şu bağırsakları kurtla dolu olanlara, ellerini ovuşturup egemenlik verin bize diyorlar, " `Türklük' ibaresi, ırka yönelik referans vermektedir " ifadeleri ile yani. Hem de Türkiye referanslı meclis çatısının kendilerini koruyup kollamasını kullanarak. Buna, hürriyetin kötüye kullanılması derler beyler. Türklük ten nasibini alamamış gaflet yığınları şunu unutmayın :
Egemenlik asla verilmez, alınır. Egemenliği birilerinin size vereceğini düşünebilmeniz dahi tam bir geriliktir. Hem de ruhsal gerilik ! Bu gerilik, hem bireyler olarak sizi hem de toplumlarınızı kapsıyor. Ruhsal gerilik , hemen öyle bir kaç yüzyılda kalkan bir hal değildir. Kainatın hiç bir yerinde kendinize kendiniz için emek verip iç gücünüzü artırmadan , bilincinizi yükseltmeden size yetki verilmez. Zaten yetki de, verilmez. Yetkinleşirsin, yetkiyi alırsın. O zaman yetki senindir. Özellikle bağımsızlık, egemenlik yetkisi ise bu, yetkinliğini binlerce yıl ispatlamış olman gerekir ! (ne yedilerse, bağırsaklarındakiler rahatsız olmuş) karnı ağrıyanlara yine tekrarlayalım, belki duyup idrak edebilmek durumuna girebilirler:
Türk+iye, Türklerin devamlı vatanı demektir. Vatan ne demektir bilmiyorsunuz siz. Sıkıştınız mı kaçarsınız, sığınırsınız birlerine siyasi vs olarak. Yani hep birilerinin şemsiyesinin altına muhtaçsınız. Sığınmacı zihniyette bağımsızlık karakteri yoktur ki! Durum bu olunca 301 ile uğraşır, uğraştırılırsınız. Bu kötü oyununuzun sonunda elde etmek istediğiniz "TBMM" deki Türkiye ibaresini de kaldırtmak. Geriye BMM kalır. M yi yani millet kelimesini de kaldırmak gelir ardından. Çünkü Millet = Türk Milleti demektir. Bu ayak oyunları, kötü bizans oyunlarına benziyor. Unutmayın, Bizansı biz tarihe gömdük. Büyük oyunlarıyla birlikte. Geriye küçük oyunları kaldı küçük insanlar oynasın diye. Küçük insanlar da Romanın = Vatikanın güdümündeler. yani Ferisilerin.
Ferisiler, iki yüzlülükleri ve takiyyeyi yaratıp uygulamaları ile meşhurdurlar. Bağımsızlık karakteri olmayan siz gafiller rahatsız oluyor diye , Türkiye adını o zaman çıkaracak mıyız her türlü varlığımızdan!? Türkiye Cumhuriyeti; Türkiye Büyük Millet Meclisi vb denmesin istiyorsunuz kısacası. Yok ya! Türk milletvekili de denmeyecek o zaman. Salt milletvekili de dense, "hangi milletin vekili kardeşim bunlar yahu ?" demezler mi adama.!? Derler. Ellerini ovuşturdukları da bu zaten. Diyecek ki (zaten diyorlar da) TBMM çatısı altındaki vekiller o zaman, "ben zaten kürdüm ; ben lazım; ben şunu ben bunun vekiliyim"... İyi de, bu şekildeki kendinizi tanıtımınız, neyinize referans veriyor beyler?! Derdinizin, karın ağrınızın sebebinin ne olduğu açığa çıkıyor böylece. Bağırsaklarınızdaki solucanlar, kurtlar, iflah olmaz çeşitli parazitlerdir bu karın ağrılarınızın asıl gerçeği.
Türklük ibaresi ırka yönelik referans veriyor diyen sahtekarlar, hemen üstteki bu ifadeleriniz kötü niyetinize, emperyalizm küreselcilik işbirlikçiliğinize yönelik referans vermiyor mu.!? Elbette veriyor. Neden 301 ile uğraşıyor "yerli - yabancı yankee' ler", gaflet yığınları? kedi erişemediği ete murdar der de ondan. Öyledir ki, Türkiye Cumhuriyeti ve onun bugünkü sahipleri olan Türkler bütün dünya medeniyet ve insanlığı içinbenzemeye çalışılacak bir örnektir. Yalnız bu kadar değil, Türkler tarihin çok eski devirlerinde insanlığa karşı yaptıkları kültürel vazifeleri yeniden ve fakat bu sefer daha üstün şekilde yapmaya hazırlanan yüksek bir millettir.
Türkün sahip olduğu yüksekliğe erişemeyince, kendi seviyelerine - aşağı çekmeye uğraşıyorlar. istedikleri kadar aşağı çekmeye gayret etsinler, gen olmuş bir yükseklik var Türkün bünyesinde. Elleri mahkum eninde sonunda Türk'e benzemeye. Bunu bilim söylüyor.
301 Bu Hafta TBMM'ye Sevk Edilecek Adalet Bakanı, değişiklik çalışmalarının sonuçlandığını bildirdi. Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde değişiklik öngören düzenleme bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edilecek. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, 2008 yılının hukuk reformları alanında daha güçlü adımların atılacağı bir yıl olacağını söyledi. Mehmet Ali Şahin, düzenlediği basın toplantısında bakanlığının 2007 yılı çalışmaları ve 2008 hedeflerini anlattı. Şahin, 2008 yılında reformların kararlılıkla süreceğini belirterek, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu başta olmak üzere önemli tasarıların yasalaşacağını belirtti. Adalet Bakanı Şahin, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili çalışmaların sonuçlandığını da açıkladı. Şahin, "Ben bu hafta içinde TCK'nın 301. maddesi ile ilgili bir değişiklik teklifinin veya tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilebileceğini düşünüyorum. Çünkü tüm hazırlıklar sonuçlanmıştır. Son aşamaya gelmiştir demiyorum, sonuçlanmıştır" diye konuştu. Şahin, Etkin Pişmanlığı düzenleyen 221. madde ile ilgili yeni bir çalışmanın bulunmadığını belirtti. Adalet Bakanlığı'nın 2008 yılında 4 ayrı tarihte yapılacak yazılı sınavlarla 1000 hakim ve savcı alacağını duyuran Şahin, sınavlarda kimsenin hakkının yenmemesi konusunda kararlı olduklarını da ifade etti.
Hakikat şudur ki, Irkımıza yönelik referans vermemiz en doğal hakkımızdır. Çünkü aslını inkar edene soysuz denir. Türkiye, Türklere ait vatan demektir zaten. Kısaca, Türkiye Türklerin demektir. Tıpkı Almanya almanların; fransa fransızların, ingiltere ingilizlerin vd demek olduğu gibi... Türklük ibaresinden rahatsız olanlar hala anlamazlıktan geliyorsanız söyleyelim: öyle demek olmasaydı göçmen yasaları ; yabancı düşmanlığı diye bir şey olur muydu bu ülkelerde ve meclislerinde ,milletvekillerinde ?! Hatta utanmazlık ötesi hallerini devam ettirebilmek için de partileri var ırkçılıklarını referans veren. Biz ırkçı olmadığımız halde, IRKIMIZA yani VAR OLUŞ UMUZA NEDEN OLANA TAHAMMÜLLERİ YOK bunların, sebebi çok açık bizce: İki kutuplu dünyayı kendi lehlerine kullanmak.. tek kutuplu olmak. Çok komik ve cahil bir ifade olmaktan da öte, büyük kötülük işlemek için kasıtlı yaratılmış bir ifade bu. Şöyle ki: Tek kutup- tek kutupluluk olamaz. Bu, eşyanın doğasına aykırıdır. Kutup kelimesi zaten karşıtlık - karşı tarafı olan'ı anlatan bir ifade. (eşya derken, şimdiki dünya eşyasından bahsediyoruz elbette.) Kısacası, eşyanın doğasını değiştirmeden tek kutupluluk ( kutupsuzluk demektir) olamaz. Tek kutupluluk ifadesi, görüşleri saptırmak ; karşıtını kasten bozguna uğratmak için kullanılan, kullandırılan bir ifade.
Eşyanın doğası değişmediğine yani Kutup adı, kelimesi ortalıkta olduğuna göre hakiki durum şu:
Doğa yasaları gereği İki kutuplu bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz. Kutbun biri emperyalizm diğeri ise emperyalizmi yeryuzünden kaldırmaya çalışanlar. Bu konuda biliyoruz ki Türkiye görevli ülke. Bu konuda görevli olması hasebiyle de üzerinde çok oyunlar oynanmaktadır. En az herkes kadar Irkımıza Türklüğümüze yönelik referans vermemiz en doğal hakkımızdır. Çünkü aslını inkar edene soysuz denir. Bir türlü tarih boyunca kendilerine ( birey ve toplum ) larına hakim olamadıkları için, hayatlarını her daim mideleri, cepleri nefsaniyetleri yönettiği için yani her zaman satın alınabilecekleri için, "... iye" (yada "… istan") leri olmamıştır, olmayacaktır da. Yani boşuna ellerini ovuşturmasınlar. Bakınız şu bağırsakları kurtla dolu olanlara, ellerini ovuşturup egemenlik verin bize diyorlar, " `Türklük' ibaresi, ırka yönelik referans vermektedir " ifadeleri ile yani. Hem de Türkiye referanslı meclis çatısının kendilerini koruyup kollamasını kullanarak. Buna, hürriyetin kötüye kullanılması derler beyler. Türklük ten nasibini alamamış gaflet yığınları şunu unutmayın :
Egemenlik asla verilmez, alınır. Egemenliği birilerinin size vereceğini düşünebilmeniz dahi tam bir geriliktir. Hem de ruhsal gerilik ! Bu gerilik, hem bireyler olarak sizi hem de toplumlarınızı kapsıyor. Ruhsal gerilik , hemen öyle bir kaç yüzyılda kalkan bir hal değildir. Kainatın hiç bir yerinde kendinize kendiniz için emek verip iç gücünüzü artırmadan , bilincinizi yükseltmeden size yetki verilmez. Zaten yetki de, verilmez. Yetkinleşirsin, yetkiyi alırsın. O zaman yetki senindir. Özellikle bağımsızlık, egemenlik yetkisi ise bu, yetkinliğini binlerce yıl ispatlamış olman gerekir ! (ne yedilerse, bağırsaklarındakiler rahatsız olmuş) karnı ağrıyanlara yine tekrarlayalım, belki duyup idrak edebilmek durumuna girebilirler:
Türk+iye, Türklerin devamlı vatanı demektir. Vatan ne demektir bilmiyorsunuz siz. Sıkıştınız mı kaçarsınız, sığınırsınız birlerine siyasi vs olarak. Yani hep birilerinin şemsiyesinin altına muhtaçsınız. Sığınmacı zihniyette bağımsızlık karakteri yoktur ki! Durum bu olunca 301 ile uğraşır, uğraştırılırsınız. Bu kötü oyununuzun sonunda elde etmek istediğiniz "TBMM" deki Türkiye ibaresini de kaldırtmak. Geriye BMM kalır. M yi yani millet kelimesini de kaldırmak gelir ardından. Çünkü Millet = Türk Milleti demektir. Bu ayak oyunları, kötü bizans oyunlarına benziyor. Unutmayın, Bizansı biz tarihe gömdük. Büyük oyunlarıyla birlikte. Geriye küçük oyunları kaldı küçük insanlar oynasın diye. Küçük insanlar da Romanın = Vatikanın güdümündeler. yani Ferisilerin.
Ferisiler, iki yüzlülükleri ve takiyyeyi yaratıp uygulamaları ile meşhurdurlar. Bağımsızlık karakteri olmayan siz gafiller rahatsız oluyor diye , Türkiye adını o zaman çıkaracak mıyız her türlü varlığımızdan!? Türkiye Cumhuriyeti; Türkiye Büyük Millet Meclisi vb denmesin istiyorsunuz kısacası. Yok ya! Türk milletvekili de denmeyecek o zaman. Salt milletvekili de dense, "hangi milletin vekili kardeşim bunlar yahu ?" demezler mi adama.!? Derler. Ellerini ovuşturdukları da bu zaten. Diyecek ki (zaten diyorlar da) TBMM çatısı altındaki vekiller o zaman, "ben zaten kürdüm ; ben lazım; ben şunu ben bunun vekiliyim"... İyi de, bu şekildeki kendinizi tanıtımınız, neyinize referans veriyor beyler?! Derdinizin, karın ağrınızın sebebinin ne olduğu açığa çıkıyor böylece. Bağırsaklarınızdaki solucanlar, kurtlar, iflah olmaz çeşitli parazitlerdir bu karın ağrılarınızın asıl gerçeği.
Türklük ibaresi ırka yönelik referans veriyor diyen sahtekarlar, hemen üstteki bu ifadeleriniz kötü niyetinize, emperyalizm küreselcilik işbirlikçiliğinize yönelik referans vermiyor mu.!? Elbette veriyor. Neden 301 ile uğraşıyor "yerli - yabancı yankee' ler", gaflet yığınları? kedi erişemediği ete murdar der de ondan. Öyledir ki, Türkiye Cumhuriyeti ve onun bugünkü sahipleri olan Türkler bütün dünya medeniyet ve insanlığı içinbenzemeye çalışılacak bir örnektir. Yalnız bu kadar değil, Türkler tarihin çok eski devirlerinde insanlığa karşı yaptıkları kültürel vazifeleri yeniden ve fakat bu sefer daha üstün şekilde yapmaya hazırlanan yüksek bir millettir.
Türkün sahip olduğu yüksekliğe erişemeyince, kendi seviyelerine - aşağı çekmeye uğraşıyorlar. istedikleri kadar aşağı çekmeye gayret etsinler, gen olmuş bir yükseklik var Türkün bünyesinde. Elleri mahkum eninde sonunda Türk'e benzemeye. Bunu bilim söylüyor.
301 Bu Hafta TBMM'ye Sevk Edilecek Adalet Bakanı, değişiklik çalışmalarının sonuçlandığını bildirdi. Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinde değişiklik öngören düzenleme bu hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sevk edilecek. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, 2008 yılının hukuk reformları alanında daha güçlü adımların atılacağı bir yıl olacağını söyledi. Mehmet Ali Şahin, düzenlediği basın toplantısında bakanlığının 2007 yılı çalışmaları ve 2008 hedeflerini anlattı. Şahin, 2008 yılında reformların kararlılıkla süreceğini belirterek, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu başta olmak üzere önemli tasarıların yasalaşacağını belirtti. Adalet Bakanı Şahin, Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili çalışmaların sonuçlandığını da açıkladı. Şahin, "Ben bu hafta içinde TCK'nın 301. maddesi ile ilgili bir değişiklik teklifinin veya tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilebileceğini düşünüyorum. Çünkü tüm hazırlıklar sonuçlanmıştır. Son aşamaya gelmiştir demiyorum, sonuçlanmıştır" diye konuştu. Şahin, Etkin Pişmanlığı düzenleyen 221. madde ile ilgili yeni bir çalışmanın bulunmadığını belirtti. Adalet Bakanlığı'nın 2008 yılında 4 ayrı tarihte yapılacak yazılı sınavlarla 1000 hakim ve savcı alacağını duyuran Şahin, sınavlarda kimsenin hakkının yenmemesi konusunda kararlı olduklarını da ifade etti.
Yüksek İdeal İçin Yüksek Ahlak Zorunludur
Benim için bir tek hedef vardır. Cumhuriyet hedefi !.. Bu hedefe vasıl olmak için muayyen yolda yürüyen arkadaşların muvaffak olması için tevessül edilen doğru yolda, namuskarane yolda çalışmak ve faal olmak lazımdır. Arkadaşlar benden iltimas beklememelidir. Hepiniz benim nazarımda kıymetli, yüksek kardeşlersiniz... Amma hepinize gösterdiğim hedef-i ali, kutsal bir hedeftir. Hepiniz oraya müteveccihsiniz. Hanginiz daha güzel hatlarla, muvaffakiyetlerle oraya vasıl olursanız onu ellerimi, çatlayana kadar çarparak takdir edeceğim, alkışlayacağım. Benden iltimas ve tarafgirlik beklemeyiniz arkadaşlar !.. Adam olanlar, insan olanlar, yüksek ideali olanlar kıymetlerini göstersinler. Benim size kardeşçe söyleyeceğim şey budur. Bütün arkadaşlarıma beyan etmek mecburiyetindeyim ki, ben, o milli hedefe bütün milleti yürütmek için tabii, ahlaki bir saikim, bunu isterim, amma kim yapar ? Kim yaparsa o muvaffıktır. Afet inan tarafından tarihe kazandırılan Atatürkün bu bilinmeyen notu, her kuşağa yol göstermesi bakımından paha biçilmez bir değer taşımaktadır.
Önderlik Niteliği, Gafletten Uzaktır
Bir dusununuz, simdiki dahil olmak uzere gelmis geçmis tum basbakanlarımız bir onder niteliklerine sahip mi (ydi) ? Asla degiller !.. Hakiki Onder 'ligin ilk niteligi, ne kadar buyuk olursa olsun tum zorluklara ragmen ozguvenli, basi dik, kendisiyle gurur duyan cagdas bir ulus olusturabilmektir... surekli devrimcilik anlayisinin daha sonra da surdurulmesinin, uygarlikta daha yuksege en ileriye ulasabilmesinin yolunu acmaktan da ote mekanizmalarini, sistemlerini olusturabilmektir. Bunun icin de onderin / liderin dayanabilecegi tek guc toplumsal tabandir.. Tum dunya tanik olmaktadir ki tum zorluklara ragmen ozguvenli, basi dik, kendisiyle gurur duyan cagdas Ulusumuzun ozgurluk ve bagimsizlik karakteri terore karsi coktan harekete gecmistir. Durum bu oldugu halde, Dunyanin en guclu ordusuna sahip Kutsal Turkiye Cumhuriyetinin simdiki Basbakani 'nin ele almaya cesaret edemedigi, "ozgurluk ve bagimsizlik Benim / Turkun karakteridir" i dunyanin emperyalist, saldirgan siyasetli devletlerine karsi tatbikidir. Su anlarda gordugum budur. Simdiki Basbakan bir önder midir? -Kesinlikle degildir !.. ' olduguna gore: Oyleyse her cesit sosyal, ekonomik, askeri vd icraatlar degerlendirilirken bunu da ozlellikle her daim goz onunde tutmaliyiz, ki ozgurluk ve bagimsizlik karakterimizin her alanda tezahur ettirilmesinde Turkiye Cumhuriyetinin Basbakanina yardimlarimizi zerre kadar esirgememek icin. Bu yardimlarimizda oncelikle, yersiz ve zamansiz olmemeyi yani yerli yerinde ve zamaninda olmeyi bilenler oldugumuzun bilgi ve bilinci apacik ortaya cikabilmelidir... Boylece, milletvekilligi yeminlerininden dolayi da Allah'in onlari utandirmamasi icin de yardimci olmus oluruz. Bu basarilirsa eger, " Ey birbirine dis bileyen yiginlar! Ey yigin yigin insan gafletleri! " (*) hitabi ancak o takdirde bizden uzaktir.! (*) Mustafa Kemal Ataturk:
Gafil, hangi üç asir, hangi asir, Tuna ezelden Turk diyaridir. Bilinen tarih soylememis bunu, Kalkiyor ortuler, ortulen dogacak, Dinleyin sesini dogan tarihin, Ayinlikta karalti, karaltida safak. Yasanan tarihi gomup dogru tarihe gidin. Asya'nin ortasinda Oguz ogullari, Avrupa' nin Alpler' inde Oguz torunlari, Dogudan cikan biz, batida yine biz; Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz. Hep insanlar kendini bilseler, Bilinir o zaman ki hep biriz. Türk sadece bir milletin adi degil Türk bütün adamlarin birligidir. Ey birbirine dis bileyen yiginlar! Ey yigin yigin insan gafletleri! Yirtilsin gokteki gafletten perde, Hakikat nerede? "
Gafil, hangi üç asir, hangi asir, Tuna ezelden Turk diyaridir. Bilinen tarih soylememis bunu, Kalkiyor ortuler, ortulen dogacak, Dinleyin sesini dogan tarihin, Ayinlikta karalti, karaltida safak. Yasanan tarihi gomup dogru tarihe gidin. Asya'nin ortasinda Oguz ogullari, Avrupa' nin Alpler' inde Oguz torunlari, Dogudan cikan biz, batida yine biz; Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz. Hep insanlar kendini bilseler, Bilinir o zaman ki hep biriz. Türk sadece bir milletin adi degil Türk bütün adamlarin birligidir. Ey birbirine dis bileyen yiginlar! Ey yigin yigin insan gafletleri! Yirtilsin gokteki gafletten perde, Hakikat nerede? "
Vatan - Namus Nobetinde Olmak
Vatan Nöbetçisi Atatürk,
"Ataturk 'un gec yatmasindan ve perhiz yapmamasindan sikayet yollu, kendisine soz gecirir arkadaslarindan biri, bir gun dedi ki: - Eger olurseniz, inklilabi bir tarafa birakiniz, heykellerinizi bile parcalayacaklarini biliyor musunuz? Derin ve engin bakislari gozlerimizi iclerine kadar kaplayarak: - Siz hepiniz uyudugunuz zaman, ben uyanika kalirim, dedi. Nobette imisim gibi bir duygum var. Sizler uyaninca, rahat sirasi bana geliyor. " (FALIH RIFKI ATAY) Biliyoruz ki, samimi nobetci uyumaz.. erdemli nobetci her anlamda UYANIK kalir. BIZLER gozlerdeki ve Ataturk 'un şiirinde bahsettiği goklerdeki gafletten perdeyi yirttigimizda yani "hakikate" toplumca uyandigimizda Atamiz ancak rahat edebilecektir. Konuyu sipirituelize ederek dillendirirsek eger; eylem sahibi her varlik, eylemini takip eder, izler. iradesiyle, bilgi ve bilinciyle o takip etmezse-edemezse, eylemi onu takip eder, izler. Bedenli yada bedensiz olsun her varlik, dusuncelerinden de her zaman her yerde -ote dunya denilen yerde de- sorumludur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...