CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

ATATÜRK’ÜN VE KIZ KARDEŞİ MAKBULE HANIM’IN EVLAT EDİNDİĞİ SIĞIRTMAÇ MUSTAFA w

 ATATÜRK’ÜN VE KIZ KARDEŞİ MAKBULE HANIM’IN EVLAT EDİNDİĞİ SIĞIRTMAÇ MUSTAFA w

16 Eylül 1929’da Mustafa Kemal Paşa, beraberindekilerle birlikte Yalova’da geziden dönerken yolda bir çocuk çobanla karşılaşır, atından inerek ona yol sorar. Yolu tarif eden Çoban (sığırtmaç) Mustafa’nın konuşmalarından etkilenir. Cılız, çelimsiz ve hasta bir çocuk olan Mustafa, sıtma hastasıdır. Atatürk, Mustafa’nın ailesinden izin alarak onu Şişli'deki Himaye-i Etfal (Çocuk) Hastahanesinde tedavi ettirir. Taburcu olduktan sonra Beşiktaş'ta 19'uncu İlk Mektebe yazdırır. Beşiktaş'taki okula bir yıl kadar devam ettikten sonra yine Atatürk tarafından Maçka'daki Fevziye Lisesine yazdırılır. Lisenin dokuzuncu sınıfında Kuleli Askerî Lisesine geçen Mustafa, 1941 yılında Kara Harp Okulundan Tankçı Teğmen olarak mezun olur. Yüzbaşı rütbesindeyken Rıfkiye Hanım'la evlenir. 1954'te, Makbule Atadan tarafından manevi evlat olarak kabul edilir. 1960 yılının Kasım ayında sağlık sorunları nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olup Yalova'ya yerleştikten sonra 15 Ocak 1987'de vefat eder. 

Dönemin gazetecileri, yazar ve şairleri duyarlılık göstererek, Sığırtmaç Mustafa’nın serüvenini dile getirmiş; gazetelerin yanı sıra öykülere, şiirlere de konu olmuştur. Mehmet Selahattin’in şiiri bunlardan biridir:

Yolunun üstüne Gazi’yi çıkaran

Taliin milletin talii ey çoban

Bak benzine kan geldi, dizine derman

Sığırtmaç Mustafa, Sığırtmaç Mustafa

Atatürk'ün "Benim kentim" diye nitelediği Yalova'da çektirdiği 'Atatürk ve Sığırtmaç Mustafa’ fotoğrafından örnek alınarak yaptırılan heykel, Mustafa Demir'in kızı Tacinur Demir’in de aralarında bulunduğu bir heyet tarafından 20 Ağustos 2014’te Yalova’da açılır.




MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...