Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa o yerde güneş batıyor demektir.
Bilmeyen ve bilmediğini bilmeyen bir aptaldır. Ondan sakının.
Bilmeyen ve bilmediğini bilen bir öğrencidir. Ona öğretin.
Bilen ve bildiğini bilmeyen uykudadır. Onu uyandırın.
Bilen ve bildiğini bilen akıllıdır. Onu izleyin.(Cin Atasozleri)
Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa o yerde güneş batıyor demektir. (Cin Atatsozu)
21 yuzyilin (Bilgi Cagi) asli amaclarindan ilki insanlari kendi bedenleri, zihinleri ve ruhlari hakkinda bilgilendirmektir. Ve ayni zamanda, bu bilgileri bizzat kesfedip uygulama yollarini da gostermektir. (bunlari nicedir gostermektedir ve gostermeye devam da edecektir.)
(ozelikle ulkemizde) kotumserligin son derece yayginlastigi, saglikli kuskuculugun yerini kuruntunun aldigi ve basarili da oldugu boyle bir zamanda, genetik, kok hucre ve kuantum bilgi, bedensel ve zihinsele dair bilgiyi one cikararak bilgi ve talimatlar sunmaktadir.
Kuantum fizigi ve onun buyuk getirisi olan dusunce dunyamizin kontrolune dair bilgilerin, insanlari kendileriyle daha uyum icine sokma konusunda guvenilir vasita olarak ortaya cikisi, bu konuda tum cevremizde gordugumuz (yani dusunce dunyamizin kontrolune dair) yogun gereksinim goz onune alindiginda, bircok Kemalist ve ulusalcinin - Turk milliyetcisinin bu bilgiden ve uygulamasindan adeta bihaberligi artik hic de sasirtici gelmiyor.
Kemalistlerin, Turk milliyetcilerinin kendiyle-kendileriyle daha uyum icersinde olmasi meselesini Cinlilerin deyisiyle ozetleyiverelim:
''Felaket kuslarinin basinizin uzerinde dolasmalarini onleyemezsiniz ama basiniza yuva yapmalarini onleyebilirsiniz.''-Cinlilerin bu ozdeyisi, enerjinin pozitif kullanimiyla ilgili anlayisa dairdir.-
Halbuki dinci ayrilikci bolucu kesim, bunda, fersah fersah yol katetmis gidiyor. (Bkz. ''yola devam'' soyleminin kapsamina). Oyle ki, ALGILATMA YONTEMLERININ tatbiki konusundaki basarilarina baktiginizda bu cok net goruluyor. Ornegin , -zimnen yada alenen- ''ulkeniz ve sisteminiz elinizden gitti.. artik devir, bizim devrimiz '' vs vs.. lerle psikolojiye saldirinin, gerek Kemalist halkta gerekse de Turk milliyetcilerinde yarattigi korku ve endisinenin buyuklugu ile dogru orantili olarak enerji seviyesinin dusurulmesi asagilara cekilmesi bunun bir kanitidir.
'' Başarı belki insana çok şey öğretmez, fakat başarısızlık çok şey öğretir.'' Cin Atasozu.
Ulu Ataturk'un enerjetik alaninin yuksekligi ve genisligi onlari bu gunlere dek basarisiz kilmisti. Ilk isleri, bu yuksekligi (yani Ataturk'un enerjetik alaninin yuksekligini) asagi cekemeyeceklerinin icgudusel bilgisini rehber edinerek, (once zihinlerde sonrasinda da fizik planda) bu alaninin genisligini daraltmak oldu. Bunun icin yorulmak nedir bilmeden, dur durak bilmeden, rehavete kapilmadan calistilar. Hala calisiyorlar. (Bkz ''yola devam'' soylemine.) Bu sur efor calismalarinda, Evrensel Ataturk'un sundugu evrensel bilgilerleri kendileri icin kullandilar. Ki, Ataturkculerin uzerinde/alaninda egemenlik kurabilsinler (bkz. '' Hangi silahla saldiriliyorsa, ayni silahla yanit verilmelidir'' Mustafa Kemal Ataturk)
Netice itibariyle, algilatma yontemleri konusundaki fenni, ilimi, bilimi kisaca herseyi kullandiklari icindir ki, somurgen, asalak unsurlar (dinciler, boluculer, ayrilikcilar vb) istemediginiz halde yasaminiza ve dusuncelerinize ve boylece ulkeye yon vermekte basarililar. Bunun kalici olup olmamasi yada sureci, Turk milliyetcilerine Kemalistlerin ne kadar caliskan olduklarina; dusunce, fiil, icraat enstrumanlarini nasil kullanacaklarina bagli.
'' Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın icaplarına göre ilim ve fen her türlü medeni buluşlardan azami derecede yararlanmak zorunludur. '' Mustafa Kemal Ataturk
Icinde bulundugumuz duruma bakip soralim, Kim daha cok calisiyor ?
''İnsanlıkta; dini ihtisas ve derin dini bilgilere sahip olup, her türlü bos inanislardan, gercek ilim ve fennin nurlariyla temiz ve mukemmel oluncaya kadar, din oyunu aktörlerine her yerde rastlanacaktır.'' Mustafa Kemal Ataturk
Kemalistler, Turk milliyetcileri dini ihtisas, derin dini bilgiye sahip olmadiklari icindir ki ulkemizde din oyunu aktorleri cirit atti, atiyor.
Hatirlayin, din oyunu aktorleri once, ''dogaustu'' herseyi asagilayan, bastiran ve yerine hicbir sey koymayan ''bilimsel'' kuru materyalist alayciligin aci ve tiz sesi yerine, ''maneviyat ve onun acilimi'' deyip siyasi pazarda da kendilerine yer edindiler... (Gulen'in milletvekilligi nedir?!) hem de ustelik, aslinda cogunlukla, bu zanlarin kanilarin kendileri bos inanclara dayanmakta iken.
Toparlayarak soyleyecek olursak, Iyi niyetli ve duyguda Kemalist ancak bilincli bilgi'de ve icraatta cahil Turk halki ve onun, biraz ondan biraz bundan bilgilenmis yari cahil aydinlari bu konuda -kendilerinde uygulanan algilatma yontemlerinin gudumunde olarak- yasamlarina, dusuncelerine, duygularina yon verdiriyor.
Kuantum fizigi ve onun dusunce dunyamizin kontrolune dair sundugu bilgileri bir cumlede hulasa edellim: Enerji daima dusunceyi takip eder.. Bu, bilinen ifade ile su demektir: Yasaminiza dusunceniz yon verir ! dusundugunuz gibi yasarsiniz; dusundugunuzu yasarsiniz!
Hep birlikye soralim kendimize, dusundugunuz gibi mi yasiyorsunuz yoksa yasadiginiz gibi mi dusunuyorsunuz?
Dusundugunuz/arzuladiginiz gibi yasayamaz misiniz? (yani istemediginiz seyleri yasamak zorunda degilsiniz)
Yoksa algilatma yontemleriyle dusundurtuldugu gibi mi yasamaya devam etmek istiyorsunuz?
(yani hainlerin emperyalist unsurlarin dincilerin boluculerin ayrilikcilarin vd hedefine ulasmalarina hizmet etmek mi istiyorsunuz?buna kisaca, 'dusunme dunyasi ele gecirilmis; dusunme sistemi kolelestirilmis' denir.. biliyorsunuz emperyalizm once beyni zihni somurup bosaltir ve oraya yerlesir.)
Emperyalizm ve onun ulkemizdeki usaklari, bilimsel yontemlerle calisiyor. Antiemperyalistler, Kemalistler de Turk milliyetcileri de mucadelesini bilimsel yontemlerle yapmak zorunda. Antiemperyalist mucadelenin, tam bagimsizlik mucadelemizin basarisi buna baglidir.
Halk, medyatiklerin ''istedigi yonde algilatma'' bombardimani altinda (hani su, ''bir insana kirk kere deli dersen deli olur'' ozlu sozu uygulmasi ile de), asil gercegi ve uzerinde oynanan oyunlari gormekten uzak bir ''dusunme'' icersinde. Daha da kotusu persona menfaatperestligi - ''benden sonrasi tufan'' anlayisi yuzunden halk, sagduyudan yoksun birhale dustu...
Halk, cahil mi birakildi yoksa cahilligi tercih mi etti? (ornegin, haberleri dinlemekten kacan, ama televolenin basindan ayrilmayan insanciklarimizi hatirlayiniz..)
Halk, kendine karsi olan sorumlulugunu mide duzeyinde tutup diger sorumluluklarini baskasina yikarsa?
Kendisine ''derman olacak'' diye eline verilen kasitli recetelerle, raporlarla tatmin edilen daha dogrusu tatmin olma yolunu tercih eden Halk, bu recete ona uyar mi yada bu rapor duzmece mi sorgulama fikrinden bile yoksun. Dolayisiyla da bilgilenmekten, analiz sentez yapma gucunden yoksun. Kisacasi Turk milliyetcisi ve Kemalist halk cogunlugu CAGDAS DEGIL. Hem de cagin butun nimetlerinden faydalanmasina ragmen.. Bedenin hangi cagda yasadigi degil, zihniyetin ve ruhun hangi cagi yasadigi onemli olan. (Bkz, evrim/tekamul meselesi.) (Bkz.Hayvanlarin her cagda yasamasina)
Bir Cin atasozu soyle der: ''Bir sual soran beş dakika müddetle bilgisiz görünür, sual sormayan ilelebet bilgisiz kalır.''
Kisacasi, Turk halki gunubirlik yani oylesine yasiyor. Halkin, dejenere edilmis haliyle kullandigi '' .. yarina allah kerim'' sozleri de bunu anlatiyor. Oysa plan plansizliktan, fiil fillsizlikten ustundur.
Artik cagdas medeniyete sahip kisilerde, orgutlerde enerjinin pozitif kullanimi yla ilgili anlayis gelismekte ve bircok sekilde tezahur ettirilmektedir.
Enerjinin pozitif kullanimi.. oyledir ki kendisine faydasi saygisi sevgisi olmayanin icinde bulundugu topluma hic saygisi sevgisi ve faydasi olamaz.. Saygi sevgi ve fayda tamamen bilincli bilginin yuksekligi ile dogru orantilidir. Bkz Ataturk: Asil, sik, zarif ve hep pozitif dusunme ve pozitif konusma ornegi olarak karsimizda.. tabii gozu olup gorebilenler icin.
ozet olarak, Kuantum fizigi ve getirileri ile genetik ve kok hucre bilgileri, kendilerini daha iyi bilmeye ve gunluk yasamlarina -her yonuyle ve her anlamda- daha cok ilgi ve ozen gostermeye gereksinim duyan ve bunu ictenlikle isteyen insanlara buyuk bir yanit dalgasinin bir parcasidir. Medeniyet, bundan boyle bu bilgilerle ilerleyecektir.
Ve bunlara bilincinde sahip olamayan, icsellestiremeyen yani bunlarla hayatina yon veremeyen fertler de yitip gidecektir. cunku bu bilgiler, bilim insanlarinin yada siyasilerin insafina terk edilmeyecek kadar hayati onem tasimaktadir. Yani her fert bilim ve fenden yetkince payini almak ve sahibi olmak durumundadir. Iste asil Cagdaslik (yani cagin sundugu bilgiyi, bilincli bir sekilde sahip ve uygulayicisi olmak) budur.
Bu baglamda da ufkun ote tarafini goren Atamiz 21 yuzyilin da - BIlgi Caginin da onderi ve lideridir: ''Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yoktur. '' Mustafa Kemal Ataturk; 27.10.1922, Bursa Öğretmenlerine.
Eger gercek Kemalistler, Turk milliyetcileri isek, enerjinin pozitif kullanimini esas aygitlarimiz olarak kullanarak, kendimizi holistik bir bicimde gozleyip ve kendimize daha cok guvenmemiz lazimdir.
Bu milletin tek sahibi var: Kendisi!
Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Biz de bunu görmekle bahtiyar olacağız. -Mustafa Kemal Atatürk
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,
Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.
Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!
Ne mutlu Türküm diyene!.
Bunları Biliyor muydunuz?
Bunları Biliyor muydunuz?
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...
* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”
* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,
* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,
* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,
*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,
* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,
* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...