CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR

Kürt Şeyh SAİT'İN AYAKLANMASI VE DİYARBAKIR'I KUŞATMASI

Kürt Şeyh SAİT'İN  AYAKLANMASI VE DİYARBAKIR'I KUŞATMASI (13 Şubat 1925 – 31 Mart 1925). Şeyh SAİT'İN  İDAM ELMESİ VE MUSUL OLAYI (1865-29 Haziran 1925).

İSYANIN NEDENİ?

Şeyh Sait Palu-Elazığ doğumlu. Okulu: Medrese. İsyanı Cumhuriyet’in ilk yıllarında çıkan ve oldukça önemli sonuçları bulunan bir isyandır. 

Şeyh Sait İsyanının iki temel gerekçesi bulunur. Bunlar dış ve 
iç olarak ikiye ayrılır. 

Dış gerekçesi ise; aynı dönemde Musul'da başarı kazanmak isteyen İngilizlerin, Türkiye içerisinde isyanlar ve kargaşalar çıkartmak. Bu şekilde Türkiye'yi diğer dünya ülkelerine istikrar bulamamış bir ülke olarak tanıtmak.

İç gerekçesi, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin ve onun inkılaplarının bazı kişiler tarafından onaylanmamasıdır. 

Şeyh Said İsyanı, 1925 yılında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki Zaza ve Kürt aşiretlerinin İngiliz destekli olarak Ankara merkezi yönetime karşı çıkan geniş çaplı bir ayaklanmadır. (Elazığ, Bingöl, Diyarbakır ve çevresi)

Şeyh Said, 16 Şubat'da valiyi ve öteki görevlileri esir aldı ve  halkı İslam dini adına ayaklanmaya çağırdı. Sonradan bu Kürt istiklâl hareketine çevrildi. 

Şeyh Sait, Halka yönelik kışkırtmak için; ''Medreseler kapatıldı. Din ve Vakıflar Bakanlığı kaldırıldı ve din mektepleri Millî Eğitim’e bağlandı. Gazetelerde birtakım dinsiz yazarlar dine hakaret etmeye, Peygamberimize dil uzatmaya cüret ediyorlar. Ben bugün elimden gelse, bizzat dövüşmeye başlar ve dinin yükseltilmesine gayret ederim.” gibi yalan haberleri yaydı.

Şeyh Said ayrıca tüm bey ve aşiretleri Kemalist yönetime karşı ortak mücadeleye davet ederek; “Bu dinsiz hükûmet bizi de kendisi gibi dinsiz yapacaktır. Bunlarla cihad farzdır.” söyledi. Bunu 6 Mart 1925’te Dersim’deki tüm aşiret reislerine de gönderildi.
Buna rağmen Bazı aşiret reisleri Ankara'yı destekliyordu. 

ANKARA HÜKÜMET'İN TUTUMU 

Mustafa Kemal (Atatürk) ciddiyeti anlayıp İsmet Paşa'yı  Çankaya'ya çağırdı.

Hükûmet 21 Şubat'ta doğu vilayetlerinde sıkıyönetim ilan etti. 23 Şubat'ta ayaklanmacıların üzerine gönderilen ordu  Şeyh Said kuvvetleri karşısında tutunamayarak Diyarbakır'a çekilmek zorunda kaldı. Elâzığ birkaç gün boyunca isyancılar tarafından yağmalandı.

Şeyh Said'in emrindeki yaklaşık 10.000 kişilik bir kuvvet Bingöl üzerinden 7 Mart 1925'de Diyarbakır'a yöneldi ve kuşattı. Başka bir kol da Muş'a doğru harekete geçti. 

Çankaya'da, İsmet Paşa'ya "Doğuda din elden gidiyor bahanesiyle İngiliz destekli provokatif ama ciddi bir ayaklanmanın başladığını" söyledi. 

Bu devirde Ali Fethi (Okyar) Bey başbakandı. Bu esnada Ali Fethi Bey ile İsmet Paşa'nın arası açıktı. Ali Fethi Bey  isyanı  çok ciddiye almamışdı.  

Mustafa Kemal Paşa, Ali Fethi Beyi görevinden aldı ve 3 Mart'ta İsmet Paşa'yı yeni bir hükûmet kurmakla görevlendirdi. 

Bir gün sonra TBMM'de hükûmete olağanüstü hâl yetkileri tanıdı. Ankara ve Diyarbakır'da İstiklal Mahkemeleri kurulması kararlaştırıldı. Çünkü Diyarbakır Şeyh Said kuvvetlerinin kuşatması altındaydı. 

Hükûmet 26 Martda geniş kapsamlı   bastırma harekâtıyla ayaklananların çoğunu teslime zorladı. İsyancı bazı aşiret reisleri Palu'da yakalandı. Şeyh Said Varto yakınlarında  Akrabası Binbaşı Kasım Ataç'ın yardıyla ele  geçirildi (15 Nisan 1925).

İSYANIN İÇ VE DIŞ SONUÇLARI 

Şeyh Sait İsyanı'nın hem iç politikada hem de dış politikada önemli etkileri oldu.

Dış politikaya etkisi: Cumhuriyet rejimine karşı düzenlenen ilk büyük ayaklanmayla Misak-ı Milli sınırları içerisinde bulunan Musul'un artık tamamen İngilizlerin eline geçmesidir (Bunu farklı yorumlayanlar da var).

Bu durumda Türk ordusu gereğinden fazla yıpranmışdı ve Musul'a gerekli desteği veremedi. Bu nedenle Türkiye Ankara Anlaşması ile Musul üzerinde bulunan haklarından vazgeçti.

İç politikaya etkisi: Ayaklanmanın kanıtlamış olduğu bir diğer sonuç ise Türkiye Cumhuriyetinin henüz çok partili hayata geçişe hazır olmamasıydı. 

Sonuç olarak isyanın ardından Kazım Karabekir Paşa'nın Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da kapanmış ve çok partili hayata geçiş denemesi bu dönemde başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

Şeyh Sait İsyanı sonrasında Musul ve Kerkük kaybedildi. Bu esnada Ruslar Atatürk'ü, İngiliz ve Fransızlar da isyancıları desteklemiştir. 

ŞEYH SAİD'İN  ÖLDÜRÜLMESİ

Şeyh Said ve avanesi 47 kişi, 5 Mayıs 1925 günü Diyarbakır Şark İstiklal Mahkemesine getirildi.
"Benim ölümüm Allah ve Din için ise darağacında asılmama perva etmem" demişdi.  

İsyanı destekleyen Kürt Teali Cemiyeti reisi Seyit Abdülkadir ve 12 arkadaşı İstanbul'dan  Diyarbakır'a getirildiler. Yargılanma sonucunda Seyit Abdülkadir ve 5 arkadaşı  idam edildiler (27 Mayıs 1925).

Diyarbakır'daki Şark İstiklal Mahkemesi Şeyh Said ve 47 ayaklanma yöneticisi hakkında da ölüm cezası verdi (28 Haziran). Cezalar, başta Şeyh Said olmak üzere, ertesi gün 29 Haziran'da infaz edildi. 

Şeyh Said'in Kardeşleri; Şeyh Abdurrahim, Şeyh Bahaeddin, Şeyh Mehdi, Şeyh Diyaeddin, Şeyh Tahir, Şeyh Necmeddin.

Şeyh Said'in Çocukları: Selahaddin Fırat, Ali Rıza Fırat, Gıyaseddin Fırat, Abdülhalik Fırat, Ahmet Fırat.

Derleyen: Sefer EREN

Not: GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ ŞEYH SAİT İSYANI, BÜYÜK BİR  BÖLGESEL KÜRT İSYANIDIR. TABİÎ Kİ BUNUN UZANTISI BUGÜN DE PKK VE HİZBULLAH İLE DEVAM ETTİRİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR.





Hiç yorum yok:

MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...