CUMHURIYET AHLAK ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYANAN BİR ÜLKÜDÜR, CUMHURİYET ERDEMDİR
Türk Rönesansı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Türk Rönesansı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Türk Rönesansı olmadan kalkınma ve uluslaşma süreci tamamlanamaz. Buna engel, Türk Tarih Kurumunu ve Türk Dil Kurumunu'nun kuruluş maksadına göre çalıştırılmayışıdır!

Mustafa Kemal Atatürk realist bir devlet adamı olarak içinde bulunduğu zorlukların ve elindeki kaynakların farkındaydı. O bir Türk rönesansı olmadan  kalkınmanın ve uluslaşma sürecinin tamamlanamayacağını çok iyi tespit etmiştir. Bu nedenle yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin kültür olduğunu bir çok açıklamasında  vurgulamıştır. Yapılan devrimlerin temel unsurunu daima kültür  teşkil etmiştir. Yazı, şapka, kılık kıyafet devrimleri, yaratılması hedeflenen toplum için ön hazırlıkları oluşturmuştur. Bu devrimlerin hemen ardından  Türk rönesansını gerçekleştirecek bilimsel kurumlar kurulmaya başlanmıştır.

Dolmabahçe Sarayı'nda dil bilginleri ile birlikte. 

24.08.1936
Örneğin Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi’nin Tıp Fakültesinden önce kurulması Mustafa Kemal’in sosyal bilimlere verdiği önemin en açık göstergesidir. Bu nedenle o mesaisinin büyük çoğunluğunu sosyal bilim çalışmalarına ayırmış, kendisi de bu araştırmaların içinde bulunmuştur. Mustafa Kemal sosyal bilimler sahasında ise daha ziyade dil ve tarih çalışmaları ile yakından ilgilenmiştir. Yaptığı çalışmaların içinde tarihe olan ilgisi ve verdiği değer ise apayrı  önem taşımıştır.

Atatürk tarihi her zaman yol gösterici olarak görmüş ve aşağıda yer alan sözleri ile de bu fikirlerini beyan etmiştir (1): “Tarih ne güzel aynadır. İnsanlar, bahusus ahlakta mütekâmil olamayan kavimler, en büyük mukaddesat karşısında bile hasis hissiyata tâbi olmaktan men’i nefs edemiyor. Tarihin sinesine geçen büyük hadisatta, bu hadiseler içinde âmil ve fâil olanların etvar ve harekât ve muamelâtı onların ahlâk seciyelerini gösterir.” “İnsanların tarihten alabilecekleri mühim dikkat ve intibah dersleri; bence devletlerin, umumiyetle siyasi müesseselerin teşekküllerinde, bu müesseselerin mahiyetlerini tebdilde ve bunların inhilâl ve inkırazlarında müessir olmuş olan sebepler ve âmillerin tetkikinden çıkan neticeler olmalıdır.” “Tarih; bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiç bir zaman inkâr edemez. 

(2)Tarih araştırmalarında arkeoloji ve antropoloji başta gelir, tarih bu bilimlerin çıkardığı belgelere dayandıkça sağlam temelli olur. Çağdaş uygarlığı anlayabilmek, kavrayabilmek, dünyadaki eski uygarlıkları, insanlığın ilk uygarlıklarını doğru tanıyabilmekle mümkündür.” 


Fransız ‘Revue Hittite et Asianique’ yayın kurulunun
Atatürkle ilgili bir makalesi





















Not:
(1) : Atatürkçülük, C.I, s.360.
O tarih anlayışı ile sadece dünya barışına katkıda bulunmamış, en büyük eseri olan Türk Milli varlığının da ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Türk milli varlığını ve kimliğini tüm dünyaya tanıtmış ve kabul ettirmiştir.  Tarihi bilgileri okuyup o bilgilerden yararlanmakla kalmamış, tarihçilerin yaptığı araştırma sonuçlarının hatalarını, eksiklerini bulacak ve düzeltecek kadar da kendisini tarih bilgisiyle donatmıştır.  Tarihe verdiği değeri görevi tarih araştırmaları yapmak olan Türk Tarih Kurumu’nu  kurarak somut olarak ispat etmiştir. Bu kurumu kurmakla yetinmeyip gelecekte yaşaması için gerekli finansmanı da  temin etmişti.

(2) Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, Sayı 44-47, Menteş Kitabevi, 2000 s.12


MUSTAFA KEMAL'İN ÇOCUKLARININ MESAJIDIR:

Bugün, Atamızla aynı iman ve katiyetle söylüyoruz ki,

Milli ülküye, herşeye rağmen tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milleti 'nin (ne mutlu Türküm diyenin) büyük millet olduğunu, bütün medeni alem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır.

Asla süphemiz yoktur ki, hızla inkişaf etmekte olan Türklüğün unutulmus büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, yarının yüksek medeniyet ufkundan yeni bir günes gibi doğacaktır!

Ne mutlu Türküm diyene!.





Bunları Biliyor muydunuz?

Bunları Biliyor muydunuz?

* 1-Che Guevara, 1967 yılında Bolivya’da yakalanıp öldürüldüğünde sırt çantasından; “Atatürk’ün... Büyük NUTKU’nun” çıktığını...”

* 2- Fidel Castro nun:12 Mayıs 1961 tarihinde Havana'da görevli genç Türkiye diplomatı Bilal Şimşir'den ABD NİN BİLGİSİ OLMAMASI şartıyla "Atatürk'ün Büyük Nutuk Kitabını" istediğini... Ve: "Devrimci M.Kemal ATATÜRK varken, Türk gençleri neden kendilerine başka önder arıyorlar?" dediğini,

* 3- 1935'teki Uzun Yürüyüş öncesinde Şankay Meydanı'nda toplanan binlerce Çinliye seslenen Mao'nun ilk sözlerinin : "Ben, Çin'in Atatürk'üyüm. ."olduğunu,

* 4- Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Atina'daki Türk büyükelçiliğine giderek, Atatürk`ün resminin önüne geçtiğini ve saygı duruşunda bulunduğunu,

*5- 1938'de, General McArthur'un en zor, en problemli, en buhranlı döneminde, danışman, senatör ve bakanlarından oluşan yüz yirmiden fazla kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler vermezdim" dediğini,

* 6- 1938'de Ata`nın ölümünde Tahran gazetesinde yayınlanan bir şiirde;"Allah bir ülkeye yardım etmek isterse, onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini,

* 7- 2006'da ise AB Uyum yasaları gereğince devlet dairelerinden Atatürk resimlerinin kaldırılmasının istendiğini ...